öncelikle yediğim en lezzetli etlerden birini pişiriyor burası. o kesin. insan boy soğanlı mantarlı baldır ve amandiyim yedik. yanında patatesimiz, kaşık salatamız, iki de baldır ayranımız vardı. fiyat yüksekti ama göze alıp gitmiştik. parasında değilim. mesele şu, doğrusunu söylemek gerekirse pek iyi doymadık.
yemeklere diyeceğim yok. tek üzüldüğüm şey porsiyonların küçük olması. "sen de o zaman insan değil erkek boy ye baldırı" derseniz de itirazım var. o porsiyonda sadece et artıyor arkadaş, ben ekmeksiz doyabilen biri değilim. birbuçuk porsiyonsa o, içindeki ekmek de birbuçuk porsiyon olmalı. bu ekmek mevzusunun çözülmesi şart.
diğer şeyler konusunda ete yaptığım iyi yorumu yapamayacağım. baldır ayran dedikleri blenderdan geçirilmiş cacık ve insanın susuzluğunu almıyor. patatesinin baharatında tarçına benzettiğim bi tat var, tam "hah işte şimdi süper bi tat daha alacam" derken "merhaba!!! o_o" deyip üzdü. tarçın olmayabilir tabii, belki sadece ben benzettim. ama her neyse hiç yakışmamıs patatese.
kaşık salatayı beğendim. lezzetliydi. ama o tip ezme benzeri bi salata bence kebaba yakışır. baldır ile ferahlatıcı salatalar daha iyi gidecektir, yeşillik falan. bi sonraki gidişimde içecek ve salata tercihimi değiştireceğim.
mekan dekorasyon falan gayet güzel. onu da beğendim. son söylemek istediğim şey, pazar günleri 13:00, açılış için çok geç değil mi kardeşim? pazar günü bu yahu! insanlar saat 11:00'de mangal yakıyor. 13:00 çok geç. -_-
not: duvarlardaki tuğlalarda "şahbaz" yazıyordu. ne bu dedik, açıkladılar. üreten tarihi tuğla fabrikasının adıymış. bir kolonun üzerinde de imar bankasının atını gördüm. göz eğlendiren bir mekan. özellikle belirtmek istedim bunları da. :)