spago - st. regis istanbul


İçinde "mekan" olan yorumlar
4
4.0
seda
4
3 yıl önce
st. regis i̇stanbul
servis, yemekler, ambiyans çok güzel birmekanorta sayıya kadar gruplarda mutlaka bakın manzarası da çok güzel
0
ubergourmets
4
4 yıl önce
şişli
şef wolfgang'ın mutfağında füzyonlar geniş yer kaplıyor.i̇lginç karışımlar denemiş ve bunları nitelikli malzemelerle örtüştürmeyi başarmış.dekorasyonun kaliteli olduğu mekan,manzarası,konumu,farklı füzyon denemeleri ve personelin ilgisiyle çok başarılı.yemeklerden özellikle dağ mantarıyla yapılan risottosu çok iyiydi.ekmekleri gayet başarılıydı.alkolsüz mojito hazırladılar gayet kıvamındaydı.fakatmekandaha ferah ve geniş tutulabilir çünkü bar ile yemek kısmı fazla içiçe olmuş.masalar daha aralıklı ve mesafeli olabilir.fiyatlar çok çok yüksek.mekan şık birmekanolabilir,malzeme kalitesi iyi olabilir ama daha makul bir fiyat aralığında olması gerekir.
0
mert
1
4 yıl önce
şişli
spago tam bir rezalet. bir daha asla!

9 uncu evlilik yıldönümümüzü kutlamak için gittik. yaklaşık 4-5 gün evvel yer ayırdım, özel bir gün olduğunu söyledim ve yemek sonunda bir pasta ayarlamak istediğimi söyledim. rezervasyon ile ilgilenen (sanırım gizem hanım) 2 kişilik milföy tatlısını mum ile hazırlayıp getirmeyi önderdi ben de kabul ettim.

bu sabah telefon ile rezervasyonu teyit için aradıklarında tekrar hatırlattım ve notlarda olduğunu söylediler.

mekana tam zamanında gittik ve önce birkaç kokteyl seçtik. eşim için sipariş ettiğim kokteyl çok uzun zaman sonra iç bardan geldi, sorun etmedik. benim kokteylim ise bir 3-4 dk sonra geldi.

masaya geçtiğimizde önce yemeklerimizi seçtik; arkasından geniş şarap menüsünden uygun bir şarap için birileri ile görüşmek istediğimi ilettim. önce garson içeri gitti, takım elbiseli 2-3 ayrı kişi ile konuştu, her biri bizim garsonu salladı, bu süreç yaklaşık 10  dk sürdü en sonunda gelen başka bir takım elbiseli arkadaş sommelier 'nin eğitimde olduğunu ve kendisinin şaraptan anlamadığını iletti.  fiyat aralığı 150 ila 21.000 tl ve yaklaşık 15 sayfa şarap menüsüne sahip olan bir restaurant 'da seçtiğimiz yemeklere uygun şarap önerebilecek birinin olmaması spago gibi birmekaniçin büyük eksik.  büyütmeyip kendim bir california şarabı seçtim.  bu arada çatal bıçaklar gümüş kaplı olduğundan çatalımın yarısının kararmış olduğunu gördüm ve garson 'dan değiştirmesini rica ettim. gelen çatal daha az kararmış ancak yine de ucu kara olarak geldi. utanma belasından bir başka garsondan rica ettim ve sonunda kararmamış temiz bir çatala kavuşabildim.

yemekler geldi; eşim dana yanak, ben pirzola yedim. dana yanak iyiydi ancak nane tadı son derece baskın idi ve yanağın lezzetini almak nerede ise imkansız idi. pirzola vasat idi.

yemek sürecinde bizden sonra oturan yan masada 6 kişinin 5 inin yemeği geldi, diğeri 10 dk beklemek zorunda kaldı. önce bir süre garson arayıp bulamadılar. sonra içlerinden biri ayağa kalkarak garsonlardan birini bulup masaya getirmek zorunda kaldı.  onların da garson ile tartışması ayrı sürdü, bu arada hem bizim şarap servisi hem de yemek servisi ciddi olarak aksadı.

yemek sonunda tabaklar kalkar kalkmaz servis elemanımız tatlı menülerini uzattı.  ben bizim özel bir gecemiz olduğunu, çok önceden özel bir tatlı ayarlandığını ve bunun kendisine iletililip iletilmediğini sorduğumda, koşar adım mutfağa gidip bir 5-10 dk ortadan kayboldu.

sonunda alakasız bambaşka bir tatlı ile masaya geldi, eciş bücüş çocuk yazısı ile tabağa mutluluklar yazmışlar çikolata ile, yanında da cheesecake (?) üzerine sorbet kondurup getirmişler.

bunun üzerine hesabı istedim; 2 kişi 859 tl hesabımızı ödeyip masadan kalktık.

i̇smi spago olan, st regis gibi son derece üst kalite hizmet vermeye alışık bir işletmenin içinde bir de üzerine volfgang puck 'ın imzasının olduğu yer böyle beceriksiz bir işletmeyi hiç hak etmiyor.

özendiğimiz gecemiz rezil olduğu gibi üzerine de bir sürü paradan olduk.

i̇stanbul 'da yeme içme sektöründe rekabet çok. kendini bu kadar yukarıda pazarlayan, lokasyonu ve dekorasyonu ile tam not alabilecek bir yerin en basit yapılması gereken işleri bu kadar ele yüze bulaştırması kabul edilemez.

bir daha mı asla. zor kazandığımız parayı yerel bir restaurant 'da harcamayı tercih ederiz. bu servis kalitesi ile spago nereye kadar onu bilemem. eğer çatı üzerinde manzara satarak ayakta kalmayı düşünüyorlar ise vah hallerine...
0
pellust
3
4 yıl önce
şişli
2 michelin yıldızının biri sufle ye biride muhteşem kokteyl lere. asla 3 yıldız alamaz. otel muhteşemmekansupper her masa balkon yani ama gelin görünki istanbul gibi manzarası olan bir yerde bu manzara sadece vasat. nişantaşı parkına bakıyor. lezzetlere gelince hong kong usulü pişirilmiş levrek bildiginiz bir hastahane yemeği. pirzola nin elinde öyle bir tat varki etin farklı tatlı olmasından rahatsız olanlar sakin denemesin bile. başlangıç olarak söylediğimiz istakoz ve karides te ise baskın tat avokado idi. is takoz tadı almanıza imkan yok. sufle tam bir görsel şölen. kokteyller muhteşem. başlangıçta gelen ekmekleri ise harika 3. yıldız gelse gelse onlara gelebilir. bütün bu menu nun fiyati ise 1 adet kokteyl dışında alkol olmamasına rağmen 400 tl
0
yemelerdeicmelerde
5
4 yıl önce
şişli
böyle popüler bir aşçısı ve yemekleri olan bir yeri hep merak ediyordummekangerçekten çok başarılı tabii yazında gidilirse terasında oturmak ayrı bir keyif yemek sunumları lezzet gerçekten çok iddalı yemekleri farklı tatlarda denemek için ideal bir yer
0
tarkan
4
4 yıl önce
şişli
st regis otelin terasin da beverly hills spago bütün ihtişami ve mükemmel tatlarıyla i̇stanbul da.mekanharika. menü çok klass ve servis harika . bir aile kutlaması icin gittik ve çok memnun kaldık. aybars şefimize çok teşekkürler, nefis seçimler önerdi ????
0
saliha
1
4 yıl önce
şişli
doğum günü için gittiğimiz mekanda karşılamadaki bayan arkadaşın ukala tavır ve konuşma tarzı ile masamıza geçtik. şaşkınlığımızı atmak için verdiğimiz içki siparişlerini sadece 15 dakika bekledik. yemekler gayet lezzetliydi özellikle bonfile ve levrek kusursuz bir sunum ile tadı damağımızda kaldı. servis süresince 3 kere su alabilirmiyim diye sorma ihtiyacı duydum sevgili garson arkadaşlara. müziklere gelince yemek esnasında dinlenilmeyecek tempoda ve yüksek.mekanilk senelerine göre restaurant değilde clup olma havalarına girmiş. bu markaya yazık oluyor. istanbulda bir marka daha yok olacak gibi. işin ilginci mekanda muhatab alınacak sanki müdür yok gece boyunca göremedik. bie daha gidermiyiz , çok zor gibi.
0
aslı
4
4 yıl önce
şişli
muazzam bi mekan.. yemeklere gelince çıtır somon çok ama çok beğenildi, kuzu cotto pizzası inanılmaz sıradandı asla önermiyorum hiçbir özelliği yok.. suflesi çok övülmüş sufle tercih ettik ama onu da beğenmedik sunumu çok güzel ama içini de kek gibi pişirmişler hiç sevmedik.. ama hizmet mükemmel.. ilgilenen garsonun ismini bilmiyorum ama çok kibar ve güleryüzlü beyfendiydi..mekaniçin yine giderim çok beğendim..
0
meltem
5
4 yıl önce
şişli
zaman geçirilmesi en güzel yerlerden biri. gerek hizmeti gerek yiyecek ve içecekleri ile kalitesini ve farkını ortaya koyan bir mekan. fiyatları da o kalitede birmekaniçin gayet normal.
0
banu
5
4 yıl önce
şişli
öyle bir otel düşünün ki lüks ve sanatı bir araya getirmiş.. eski maçka oteli’nin yerine açılmış olan st. regis’te daha kapısından girince başınızı ne yöne çevireceğinizi bilemiyorsunuz. etrafınız çeşitli eserlerle dolu.. herkes gülen yüzlerle karşılıyor sizi.. sıcacık bir ortama giriyorsunuz.. st. regis’in terasında ise sadece yemeklerinin lezzetiyle değil, boğaz manzarasıyla da gidenlerin beğenisini kazanan ünlü spago restaurant bulunuyor..
öğle yemeği için beklerken menüyü inceledim. yemek öncesi alabileceğiniz çok keyifli kokteyller var.kokteyllerin isimlerinde eski şarkılardan esinlenilmiş... i̇ştahı biraz daha açmak için ideal..
spago’da hem sohbet ederken hem de keyifli bir öğle yemeğine başlıyoruz.
önce başlangıçlar tabii ki..
bu minik tartaletler lezzetliydi ama açıkçası benim yıldızım, özellikle sunum açısından, külahta sunulan ton balıklı tarator oldu.. külahlar susamdan yapılmış.. dantel gibi..
spago’da değinilmesi gereken en önemli nokta bence yemeklerin sunumları.. lezzet damağınıza layık. ancak, yemek esnasında bay reis ile de konuştuğumuz üzere, bir yemeğe ya da içeceğe lezzetini asıl kazandıran onun sunumu aslında..
biz lezzetli olduğu kadar sağlıklı seçimler de yapmaya gayret ettik. sağlık diyince tabii ki akla ilk salata ve balık geliyor.. bizim de tercihimiz bu yönde oldu.. balık diyince akan sular duran bir insan olduğum için şefimizin iki tavsiyesi oldu: buharda pişmiş hong kong usulü levrek ya da yine ana öğün olarak da servis edilebilen “i̇stakoz “cobb” salatası”.. tercihimizi levrek’ten yana kullandık. levreğin tamamen kılçıkları alınmış.. ağızda dağılıyor.. üstüne soya sosu ile servis ediliyor. ya da şöyle düzeltelim; soya sosu yanında ayrıca sunuluyor, eğer isterseniz yemeğinizin üstüne dökülüyor. yani arzu etmezseniz almayabilirsiniz ama benim önerim almanız olur..
ana yemek için tercihimiz levrek’ten yana oldu ama ıstakoz salatasında da aklımız kalınca onu da paylaşmaya karar verdik.. istakoz salatası aslında başlı başına bir öğün olabilir gerçekten.. her zamanki gibi görselliğe söylenecek söz yok.. i̇çinde ıstakoz, avokado, domates, küflü peynir, fasulye ve yumurta bulunuyor. hem kalori bakımından düşük hem besleyici ve sağlıklı bir öğle yemeği düşünüyorsanız bu salatayı denemelisiniz..
bu arada hemen bahsedelim: biz seçimlerimizi öğle yemeği menüsünden yaptık; ancak spago’da set olarak hazırlanmış “business lunch” menüleri de bulunuyor. fiyat olarak yaklaşık 75tl -95tl arasında değişen 3 değişik set business lunch menüsü sunuyorlar. spago yemek kalitesi ve prestiji kadar sakin ortamı ile de business lunchlar için ideal birmekanolabilir.. i̇lgilenenlerin dikkatine..
yemeğin sonuna kadar sağlıklı gelmeyi başardık ama tatlı menüsündeki “fındıklı mocha cremeux” yok mu.. i̇şte o baştan çıkardı bizi.. dayanamadık.. ama hiç olmazsa bir tatlıyı paylaştık; suçu yarıya indiridik.. benim gibi çikolata görünce yelkenleri suya indirenlerdenseniz uyarıyorum; irade bu tatlı karşısında sıfırlanıyor.. espresso jel’de belki kendinizi biraz daha tutabilirsiniz.. ben onu yarısında bırakmayı başardım mesela.. ama çikolatalı sorbede çikolatanın tadı damağınıza dalga dalga yayılıyor.. bir kaşık diğerini takip ediyor ister istemez..
bu mükemmel öğle yemeğinin sonunda exec. chef peleg miron’un elini sıkıp teşekkür etmemek olmazdı.. yalnız yemek yapmamış; yemekle sanat da yapmış çünkü..
ben bu, hem göze hem damağa hitap eden leziz öğle yemeğinden sonra eve döndüm; spor kıyafetlerimi giydim, taktım müziğimi de kulağıma, tempolu bir yürüyüş yaptım..
siz de keyifli zamanlarda keyifli yemekler yiyin. ama kilo almayın, bol bol da spor yapın..
ağzınızın tadı daim olsun..
0
sena
4
4 yıl önce
şişli
kokteyller oldukça başarılı sizin zevkinize göre garson arkadaşlar yardımcı olup özenle hazırlatıyorlar.sushi servisi haftasonu olmaması biraz kötü ama yinede yemekleri ve meyve servisleri başarılı bar kısmında akşam eğlencesi güzel yüksek müzik club tarzı manzara doyumsuz fiyatlar kişiye göre değişir şık birmekanfiyatına değer ama ortalamanın üzerinde gelen insanlarda daha seçkin.??
0
talat
5
4 yıl önce
şişli
bu yaz ki favori mekanım kokteyleri bar atıştırmalıkları herşey çok iyi 12 den sonra dj performansı genelde hiphop r&b tarzı müzikler terasta yazın çok keyifli birmekan .
0
merve
4
4 yıl önce
şişli
bir konser çıkışı bir kadeh içmek için gittiğimizmekanmanzara ve ambians açısından oldukça keyifliydi. yemeklerini denemedik ki bence mutlaka denenmeli. club ortamına döndüğü söyleniyor ama bizim gittiğimiz gün gayet sakindi. ( tarkan konseri varken club a çevirmek başarılı olmaz tabi ?)
0
mehmet
2
4 yıl önce
şişli
i̇stanbul'da sürekli olarak hem yeni hem de klasik restaurantları denemeye meraklı iki çift olarak uzun süre önce gitmeye karar verdiğimiz spago'ya sonunda cumartesi akşamı gittik. st. regis oteli (eski maçka oteli) terasında, nefis manzaraya sahip, seçkin görünüşlü birmekankarşıladı bizleri. asansörden çıkar çıkmaz gayet kibar bir şekilde karşılanarak yemeğe geçmeden kokteyllerimizi yudumlamak üzere terasa davet edildik. burada güzel bir manzara karşısında zengin ve orjinal bir kokteyl menüsünden seçilmiş olan lezzetli kokteyllerimizi yudumlayarak geceye çok keyifli bir başlangıç yaptık. i̇çkilerimizin yanında gelen baharatlı ılık kuruyemişler de çok lezzetliydi.
devamında saat 21:30 civarında lounge tarafında bulunan örtüsüz fakat güzel manzaralı dört kişilik alçak masamıza geçtik. yabancı ve i̇ngilizce konuşan, işinin ehli görünüşlü bir sommelier hanım karşıladı bizleri... yemek menüsünü şarap menüsüz olarak incelememiz için sunarak ayrıldı. sonrasında gayet bakımlı ve kibar görünümlü masamıza bakacak olan bir diğer hanım garson gelerek siparişlerimizi toplamaya başladı. daha önceden paylaşmak için gözümüze kestirdiğimiz tuna tartar ve meşhur spago soğuk somonlu pizza (bu yemek dining menüsünde mevcut değil fakat özel istek üzerine hazırlıyorlar) yanısıra deniz tarağı carpaccio siparişlerimizi hemen verdik. yine ününü duyduğumuz filet mignon ve el kesimi deniz ürünlü tagliatelle siparişini verdikten sonra da üçüncü bir ana yemek siparişi versek mi diye aramızda yaklaşık 1-2 dakika tartışmıştık ki (3 dakika olmamıştır) garsonumuzdan gecenin ilk bombası geldi: "siz henüz kararsızsınız galiba, benim başka masalarım da var, siz karar verin ben ana yemek siparişinizi sonra gelir alırım!"
hoppalaa! i̇stanbul'da tekil ana yemek fiyatlarının 100-150 tl civarına ulaştığı üstelik dünya çapında bir fine dining restaurant garsonundan hem de bizden önceki müşterilerin çoktandır masalarında oturduğu bir ortamda duymayı hiç ama hiç beklemeyeceğiniz bir söylem... 
neyse, herhalde bugün ekstra bir yoğunluk var dedik ve biraz hayal kırıklığıyla kendisini bıraktık.
yaklaşık 3 dakika sonra da geri çağırarak siparişimize bir de ana yemek olarak dana yanak ekleyerek siparişi tamamladık.
ya şarap? sommelier'in yemek siparişi tamamlandıktan ve masaya ekmekler konulduktan sonra şarap menüsüyle görünmesi yaklaşık 6-7 dakika sürdü.
güzel bir soğuk beyaz şarap siparişi vererek beklemeye koyulduk. biraz sonra oda sıcaklığının az altında bir şarapla sommelier'imiz geldi. kadehlere azar azar servis yaptırarak soğutmak için buz kovasına koydurduk.
ardından garsonumuz gelerek tabakları oldukça sert hareketlerle (masalar örtüsüz olduğu için hareketler sert olunca oldukça gürültü de yüksek oluyor) tabaklarımızı önümüze fırlatırcasına koydu.
giriş yemeklerimiz oldukça başarılıydı denilebilir. beklentimizi aşan ekstra lezzetler olmamakla beraber beklentilerimizi karşıladı.
bu arada şarap bardaklarımız boşaldıktan sonra bir kaç dakika beklememiz sonunda masamıza kimse uğramayınca kalkarak masamızdan oldukça uzakta bir köşede bulunan kovadan şarabımızı alarak kendi şarap servisimizi kendimiz yapmamız gerekti.
garsonumuz giriş yemeklerinin ardından tabaklarımızı toparlayarak mutfağa doğru ilerlerken başka bir arkadaşıyla çarpışarak elindeki tabağı taş zemine düşürdü ve kırdı. taş zeminde kırılan tabak bayağı bir gürültü çıkarıyor. 
ana yemekle beraber kırmızı şarap siparişimizi vermek için beklerken sommelier meşgul olduğu için garsonumuz gelerek kırmızı şarap siparişimizi aldı.
bu arada paylaşım için gelen sıcak yemeklerin servis yapılmasını rica ettik. tagliatellenin yarısı malzemesiz olarak birimizin tabağına, yarısı bir diğerinin tabağına giderken, üzerindeki deniz malzemelerinin yarısı tagliatellesiz olarak bir üçüncümüzün tabağına, malzemelerin diğer yarısı da bir dördüncümüzün tabağına gitti. bu arada tagliatelleler havada sarkarak ve uçuşarak servis edildi.
tagliatelle ve isteğimize göre az pişmiş filet mignonumuz lezzetli fakat soğuklardı. dana yanağa diyecek bir şey yok, sosu, tadı ve kıvamı tam yerindeydi.
bu sırada somelier gelerek garson arkadaşının hangi kırmızı şarabı istediğimizi anlamadığını belirterek, siparişi tekrar etmemizi rica etti.
sonrasında tatlı olarak gelen hurmalı çikolatalı sticky kek sunum olarak çok güzel olmakla beraber lezzet olarak beklentilerimizi tam olarak karşılayamadı.
yemeğin ardından tekrar terasa çıkarak kahvelerimizi ısmarlamaya hazırlanıyorduk yanımıza şef garson geldi. bize deneyimimizi sorduğunda kendisine hem olumlu hem de böyle bir fine dining ortamında olmasını tercih etmediğimiz olumsuz düşüncelerimizi dostane bir dille anlattık. bizi ilgiyle dinliyormuş gibi göründü fakat pek bir yorum yapmadı. bu sırada yağmur bastırdı ve kendisi bizi yeni bir sommelier ile (bu kez türk) arkada bulunan sigara içilebilir bölüme gönderdi. bir daha da kendisini hiç ortalıkta görmedik. bu noktada devreye giren yeni sommelier'imiz öncelikle bizim kızlarla 3-4 dakika süren tatlı şarap seçim sohbeti sonucunda kendi tavsiye ettiği tatlı şarabı sipariş etmemize rağmen masamıza daha yüksek fiyatlı ve özellikle istemediğimiz şarabı getirdi. erkeklere ise viski menüsünü inceleyerek malt viski olan caol ila içmek istediğimizi söylememize rağmen viski bardağında kahlua kahve likörü getirdi. sonradan bu siparişler düzeltildi. yine boyle bir mekanin sommelierinden beklenmeyecek hatalar...
bu arada arkadaşımızın soda dolu bardağına sorgusuz sualsiz su dolduruldu.
gecenin sonunda hesabı istedik. sigara içilir masamıza bakan yeni garsonumuz hesabı bölerek her iki çiftin de ne kadar ödemesi gerektiğini bize aktardı. ödemeyi tamamladık. tam çıkmaya hazırlanırken koşarak geldi ve hesapta yanlışlık yaptığını bizden biraz daha ödeme alması gerektiğini söyledi. 
bu noktada artık biz de dayanamadık, yanımıza gelen restaurant yöneticisine açtık ağzımızı yumduk gözümüzü. kısaca bu spago'nun ünü, manzarası ve genellikle beklentileri karşılayan lezzetlerine rağmen bu servisle i̇stanbul gibi iddialı fine dining mekanlarına sahip bir şehirde kalıcı olma ihtimali pek yüksek değil gibi görünüyor. bekleyeceğiz ve göreceğiz.
0
ceren
3
4 yıl önce
şişli
klasmekanfakat eğlenmek için fazla kasıntı. belirtildiği gibi iş yemeği için uygun bir ortam bunun dışında ekstra bir olay beklenilmemeli.
0
oturum aç
hesap oluştur