spago - st. regis istanbul

manzarası lacivert, sunset veya ulus 29 gibi değil fakat buranın ayrı bir havası var. rooftopta olması ve 2 michelin yıldızı sahibi olması da çok büyük bir etken. manzaraya karşı oturduğunuzda denizi, vodafone arena ve süzer plaza, intercontinental’i, harbiye’yi göreceksiniz. küçük bir restaurant. canlı müzik yok. olsa bile çok nadir. mekan’ın içerisinin keyifli olacağını düşünmüyorum. mutlaka terasta oturulması gerek. garsonlar bir çok seçkin restaurantakilere göre nazikler. kesinlikle gün batımını izleyin. yemekleri tek kelimeyle harika. nitekim otel ve restaurantın dizaynı da çok hoş. 3 kişi bonfile, risotto ve dana yanağı söyledik. risotto alakasız bir şekilde limonlu olduğundan aşırı hoşumuza gitmedi.kesinlikle en güzeli bonfile. yanında da kuşkonmaz. sosu çok lezzetli.apple martinileri çok hoş. tatlı söylememekten vazgeçtik. kahve içtik ve yanında vişne suyu ile gelen türk kahvesi bir çok restauranta göre tam kıvamındaydı. tatlı söylemememize rağmen çok seçenekli tatlı menüleri var. karamelli sufle olsun dağ meyveli tart olsun. evet, yemekler pahalı fakat hem küver hem de servis parasını aynı anda almıyorlar. buranın yemeklerindense içkilerin fiyatlarının gereksiz pahalı olduğunu düşünüyorum.

öyle bir otel düşünün ki lüks ve sanatı bir araya getirmiş.. eski maçka oteli’nin yerine açılmış olan st. regis’te daha kapısından girince başınızı ne yöne çevireceğinizi bilemiyorsunuz. etrafınız çeşitli eserlerle dolu.. herkes gülen yüzlerle karşılıyor sizi.. sıcacık bir ortama giriyorsunuz.. st. regis’in terasında ise sadece yemeklerinin lezzetiyle değil, boğaz manzarasıyla da gidenlerin beğenisini kazanan ünlü spago restaurant bulunuyor..
öğle yemeği için beklerken menüyü inceledim. yemek öncesi alabileceğiniz çok keyifli kokteyller var.kokteyllerin isimlerinde eski şarkılardan esinlenilmiş... i̇ştahı biraz daha açmak için ideal..
spago’da hem sohbet ederken hem de keyifli bir öğle yemeğine başlıyoruz.
önce başlangıçlar tabii ki..
bu minik tartaletler lezzetliydi ama açıkçası benim yıldızım, özellikle sunum açısından, külahta sunulan ton balıklı tarator oldu.. külahlar susamdan yapılmış.. dantel gibi..
spago’da değinilmesi gereken en önemli nokta bence yemeklerin sunumları.. lezzet damağınıza layık. ancak, yemek esnasında bay reis ile de konuştuğumuz üzere, bir yemeğe ya da içeceğe lezzetini asıl kazandıran onun sunumu aslında..
biz lezzetli olduğu kadar sağlıklı seçimler de yapmaya gayret ettik. sağlık diyince tabii ki akla ilk salata ve balık geliyor.. bizim de tercihimiz bu yönde oldu.. balık diyince akan sular duran bir insan olduğum için şefimizin iki tavsiyesi oldu: buharda pişmiş hong kong usulü levrek ya da yine ana öğün olarak da servis edilebilen “i̇stakoz “cobb” salatası”.. tercihimizi levrek’ten yana kullandık. levreğin tamamen kılçıkları alınmış.. ağızda dağılıyor.. üstüne soya sosu ile servis ediliyor. ya da şöyle düzeltelim; soya sosu yanında ayrıca sunuluyor, eğer isterseniz yemeğinizin üstüne dökülüyor. yani arzu etmezseniz almayabilirsiniz ama benim önerim almanız olur..
ana yemek için tercihimiz levrek’ten yana oldu ama ıstakoz salatasında da aklımız kalınca onu da paylaşmaya karar verdik.. istakoz salatası aslında başlı başına bir öğün olabilir gerçekten.. her zamanki gibi görselliğe söylenecek söz yok.. i̇çinde ıstakoz, avokado, domates, küflü peynir, fasulye ve yumurta bulunuyor. hem kalori bakımından düşük hem besleyici ve sağlıklı bir öğle yemeği düşünüyorsanız bu salatayı denemelisiniz..
bu arada hemen bahsedelim: biz seçimlerimizi öğle yemeği menüsünden yaptık; ancak spago’da set olarak hazırlanmış “business lunch” menüleri de bulunuyor. fiyat olarak yaklaşık 75tl -95tl arasında değişen 3 değişik set business lunch menüsü sunuyorlar. spago yemek kalitesi ve prestiji kadar sakin ortamı ile de business lunchlar için ideal bir mekan olabilir.. i̇lgilenenlerin dikkatine..
yemeğin sonuna kadar sağlıklı gelmeyi başardık ama tatlı menüsündeki “fındıklı mocha cremeux” yok mu.. i̇şte o baştan çıkardı bizi.. dayanamadık.. ama hiç olmazsa bir tatlıyı paylaştık; suçu yarıya indiridik.. benim gibi çikolata görünce yelkenleri suya indirenlerdenseniz uyarıyorum; irade bu tatlı karşısında sıfırlanıyor.. espresso jel’de belki kendinizi biraz daha tutabilirsiniz.. ben onu yarısında bırakmayı başardım mesela.. ama çikolatalı sorbede çikolatanın tadı damağınıza dalga dalga yayılıyor.. bir kaşık diğerini takip ediyor ister istemez..
bu mükemmel öğle yemeğinin sonunda exec. chef peleg miron’un elini sıkıp teşekkür etmemek olmazdı.. yalnız yemek yapmamış; yemekle sanat da yapmış çünkü..
ben bu, hem göze hem damağa hitap eden leziz öğle yemeğinden sonra eve döndüm; spor kıyafetlerimi giydim, taktım müziğimi de kulağıma, tempolu bir yürüyüş yaptım..
siz de keyifli zamanlarda keyifli yemekler yiyin. ama kilo almayın, bol bol da spor yapın..
ağzınızın tadı daim olsun..

menü yetersiz olmasına rağmen menüdeki herşey çok lezzetli, fakat ortam sanıldığı kadar elit değil bazı sarhoş ünlülerin küfürleri ortamın güzelliğini mahvediyor en kötüsüde kimse onları uyarmıyor

spagoya haftaiçi bir şeyler içmek için uğradık. saat 1-2 ye kadar dj performansı var ve çok başarılı. kokteylleri oldukça çeşitli. ben içinde gin olanlardan denedim ve beğendim. eğer kararsızsanız da kendinizi garsonlara bırakabilirsiniz son derece güzel seçimler yapıyorlar.

her lezzet avcisi gibi yeni acilan bir mekani mutlaka kesfetme arzumuzla spago'dayiz bu aksam.teras acilmis ve masamiz guzel bir manzaraya bakiyor.zomato etkinligine davet edilseydim, bu guzel lezzetlere tonla para vermek zorunda kalmazdim ama saglik olsun sonucta hergun gelinecek bir yer degil.ustelik 2 michelin'li wolfgang puck imzasi olan bir mekandayiz.yemege 2guzel baslangic yaptik.. tuna tartar; soya ve chilli sosla harmanlanmis zencefil ve avokado var icinde ve hem sunum hem lezzet guzeldi.ardindan somonlu pizza istedik tadimlik gelmesi gerekirken butun bir pizza getirdi sef aybars bey.surekli onu yemeyin bunu yiyin israrindaydi (hosgeldin fatih terim:)) ve bizi biraz rahatsiz etti asiri israri.tadimlik gelmesi gereken pizzanin butun gelmesi kokteyl almiyacagiz dememize ragmen mutlaka icin diye yarim saat dil dokmesi oldukca iticiydi.cok sevimli ve isini bilen chefimiz eski hakkasan ekibindenmis aman siz dikkat edin israrlarina karsi koyun ...yoksa hesap caninizicoksikabilir.neyse devam ediyorum ana yemeklere gectik ve onceden belirledigim hong kong usulu buharda levrek istedim.frenk sogani chili yag zencefil ve bezelyeden olusan bir sunumla yaninda jasminepilav ile servis edildi.izgara kilic baligi lezzet olarak guzeldi ama kocaman tabakta avucumun yarisi kadar porsiyondaydi ve hic doyurucu degildi ederide 88tl degildi kesinlikle.bu tip mekanlarda michelin hatirina odenen miktar onemsenmiyor haliyle.tatli menusunden sectiklerimiz sufle ve limonlu cheesecake oldu.herikiside lezzet ve sunum olarak guzeldi.gecenin sonunda canimizi sikan seylerden biri bacadan surekli sekilde masaya dogru gelen baca dumani yag kokusu bir digeride garsonumuz aybars beyin secim yaparken onu yemeyin bunu yiyin tarzdaki biktirici asiri israri ve surekli her dakika bardaklara su doldurmasi oldu.hesapta her sisenin 14tl oldugunu gordugumuzde ne ara 3sise suyun icildigini hayretler icinde birbirimize sorduk.3kisi 507tl hesap odedik ve bir daha gidermiyim sorusuna cevabim 'belki'.ama bu kez hicbir yonlendirmeye asiri israra aldirmadan secim yapacagimiz kesin.fiyatlardan ornek vereyim;.somon pizza 46,buharda levrek 72,kilic izgara 88,sufle 28

dogum gunumde buyuk bir hevesle geldigimiz spago'da gercektencokbuyuk bir hayal kirikligi yasadik. ortami ve ekmekleri disinda hicbir seyden memnun kalmadik yemekler inanilmaz derecede kucuk ve pahali. ickiler de ayni zamandacokkucuk ve yinecokpahali. ozellikle sefin ikrami olarak gonderilen seyden uzak durmanizi siddetle tavsiye ederim. puanim sadece manzara ve elmege.

serviscokbasarili, yemeklercoklezzetli, fiyati makul, atmosfer super. denedigimiz bircok yemekcoklezzetliydi. pizzasi, levregi super. suflesi harika. mutlaka tekrar gidecegim.

spago'nun fine dining ve lounge olmak üzere iki bölümü var ve bölümlerin menüleri de ayrılmış durumda. lounge bölümünün, nişantaşı hanımlarının günleri için tercih etmeleri nedeniyle gündüz de kalabalık olduğu belirtildi. genel olarak; blogger'ların, şef wolfgang puck ile tanışma ve tadım sonrası instagram'a yansıttıkları hayranlık ve heyecanı doğuracak şeyler tattığımı söyleyemem. lounge bölümünün pizza fiyatları all-in-one kafelerden bile ekonomik sayılabilir. çok zengin bir şarap kavı var. mümkünse şef wolfgang puck buralardayken gitmek tercih edilebilir.

bu yaz ki favori mekanım kokteyleri bar atıştırmalıkları herşey çok iyi 12 den sonra dj performansı genelde hiphop r&b tarzı müzikler terasta yazın çok keyifli bir mekan .

bonfilecokbasariliydi, enginarli bir salata yemistim baslangic olarak, o da iyiydi. margarita lime guzel. luks ve guzel yemek icin dogru secim. ortami super degil bence. 

manzarasi muazzam. serviscokbasarili. menuyu zamanla degistirseler de baslangiclari ve etleri her zaman basarili oluyor. her turlu carpacciosunu oneririm. yaz aylarinda aksamlaricokkeyifli oluyor. rezervasyon yapmanizi oneririm. fiyatlar biraz ucuk ama kalitesine uygun.

hepsini fotoğraflayamasam da spago'nun menüsündeki birçok lezzeti tatma fırsatı buldum. öncelikle benim ciddi anlamda müptelası olduğum resimdeki 'double happiness' alkolsüz kokteylini şiddetle tavsiye ederim. yemekleri de bir o kadar lezzetli ancak resimdeki dana yanağında kullanılan hint baharatının her damak tadına uyabilecek dozda olduğunu düşünmüyorum. arkadaşım pizza yemeği tercih etti; çok bir esprisi olmadığını söyledi. ama tatlıları söz konusu olunca akan sular durur! kış sezonuyla menüden kalkan ve yazın tekrar konması için başlarının etini yediğim limonlu cheesecakeleri tek kelimeyle ef sa ne! suflesi yoğun çikolata sevenler için biçilmiş kaftan??ama milföyü için aynı şeyi söyleyemeceğim ?

muhteşem bir manzaraya sahip romantik restaurant. çok lezzetli bir yemek yedim fakat bir daha asla gitmem. sebebi de şu: nişanlımın yemeğinden kıl çıktı. bence bu çok normal, herkesin başına gelebilir. hiçbir sorun etmeden garson beye söyledik kendisi tabağı alıp hemen değiştiriyorum dedi. bekledim ki biri yanımıza gelir, kusura bakmayın der. yeni yemek kısa bir süre sonra geldi fakat hiç kimse "kusura bakmayın" bile demedi. yemekten kıl çıkmasını asla problem etmedim, etmem de. hiçbir şey kusursuz değildir, neticede hayat bu. fakat insan bu kadar lüks ve kaliteli bir hizmet sunan yerden nezaketen bile olsa bir özür bekliyor. başınıza böyle birşey gelmeyeceğini umut ederek lezzeti ve mekanı tavsiye ederim.

peace on earth, london calling, pins and needles hepsi harikulade kokteyller. su gune kadar ictigim en lezzetli sey peace on earth olabilir. yemekler icincokbir sey soylemek istemiyorum ama butun yaz defalarca gitmemize ragmen sadece falafel ve margherita pizzasini denemistik ve basariliydi. su dunyadan gocup gitmeden once o peace on earth'u bir icin. bana sonra tesekkur edersiniz. guzel bir yaz aksami gun batarken disaridaki barda oturmak, o tatli ruzgarla beraber enfes kokteylleri yudumlamak ve ayni zamanda sevgiyi paylasmak paha bicilemez bir deneyim. calisanlar da oldukca kibar ve eglenceli insanlar.

fiyatlar konusunda korkunuz olmasın gayet uygun bir yer manzarası harika mutlaka gidin. ben çok keyif aldım. ahtapotlu kurufasulyesini yemeden bu dünyadan göçmeyin.ama fiyatlar daha pahalı olursa daha elit kişiler gelebilir bu önerimi dikkate alın ve lütfen şık gelin.