zübeyir ocakbaşı & restaurant


İçinde "güzel" olan yorumlar
4
3.9
tamarig
4
4 yıl önce
taksim
beyoglun'da tadi lezzeti ayni kalan az mekanlardan. mezeleri bir ocakbasina nazaran cok daha lezzetli benim favorim kozlenmis sogan ve van cacigi! garsonlar gayet nazik ve ilgili! etleri ise gayet guzel ve istediginiz gibi pisip geliyor (hele ki benim gibi orta pismis sevenlere icin harika oluyor) ogle rakisi icin tercih ediyoruz ve edecegiz! :)
0
altan
4
4 yıl önce
taksim
taksim’in başarılı ocakbaşı’larından biri. 
zübeyir üç katlı bir mekan, engüzelkatı giriş kat.

kebaplardan çöp şiş ve ciğer şiş gayet başarılı. 
sebzeli acılı kebap diye adlandırdıkları adana kebabı pek beğenmedik. 
bunu i̇stanbul da çok daha lezzetli yapan bir çok yer mevcut. 
servis edilen baharatlı lavaşlar gerçekten lezzetli. mezeler kaliteli ve lezzetli. 
gavurdağ salatasını cevizli istiyorsanız ekstra belirtmeniz gerekiyor!

servis sadece orta seviye ben bunu bahşiş garantisine bağlıyorum!

fiyatlara gelince, mezeler ortl. 11tl, adana kebap 30tl, ciğer çöp şiş 42tl, 
çöp şiş 42tl, küçük şalgam suyu 6tl, 20cl yeni rakı 70tl.

fiyatlar nispeten yüksek ayrıca hesaba %10 bahşiş ekliyorlar! 
i̇ki kişi içki dahil ortl. 250 tl.
rezervasyon gerekli.
0
selin
5
4 yıl önce
taksim
müthiş ya müthiş. her yediğime hayran kaldım. rakı içemedim bir şeyler yemekten. garsonların kibarlığı mekanın samimiyeti her şey harikaydı. açık ara istanbul sınırlarında yediğim engüzelkebap.
0
ridvanuyar89
5
4 yıl önce
taksim
rezervasyonsuz gittiğinizde zor yer bulabilieceğiniz harika bir mekan.biz rezervasyonsuz gittik ama sağolsunlar müşteri memnuniyeti konusunda çok özverililer.patlıcan salatası,közde patlıcan,közde soğan ve çiğ köfte harika başlangıçlar olarak duruyor. bizim için günün engüzelyemeği ise kaburgaydı.tam ayarında acılığı ve mükemmel tadıyla kesinlikle ve kesinlikle denemelisinizz.
0
gezgin
3
4 yıl önce
taksim
artık ocakbaşı denince akla gelen ilk yer benim için. yıllardır gittiğim bir yer, eskisi kadar hizmetten ve ilgiden memnun kalmasamda çoğu mekandan daha iyi hizmet alıyorsunuz. kebapları ve mezelerigüzelfiyat pahalı...
0
lokantalarim
4
4 yıl önce
taksim
zübeyir ocakbaşı’na ilk gidişim, bizim kaş ahalisi ile yeniden görüşmek için planlanan bir gecede gerçekleşti. bendeniz beyoğlu ocakbaşı fanatiklerindendim doksanlı yılların sonunda. orada bazen ocakbaşına oturup üstümün başımın yağ kokmasına aldırmadan kebapları mideme indirir, şişlerin cızır cızır yanmasını dinlenerek demlenirdim. sonra bir şeyler oldu, araya iş güç girdi, başka mutfaklar ve sofralar girdi, bir acayip asmalımescit müdavimliği girdi, kaybettim beyoğlu ocakbaşını.

zübeyir’e gitmeden once biraz araştırma yapmıştım doğal olarak. yirmibeş yıldır bu işi yapan kurucusu zübeyir ertaş’ın, benim eski efsanem beyoğlu ocakbaşı’nın ustası olduğunu öğrenmiş, pek bir sevinmiştim. tanıdık lezzetlerin içinde bir gece geçireceğimi düşünmüştüm. ama yanılmışım ! hafızama nakşolmuş ocakbaşı tatlarından daha fazlasını bulacağımı bilemezdim tabii. bu girizgâhtan da anlamışsınızdır, tıkabasa yediğim zübeyir’in yemeklerinden çok memnun kaldım.

zübeyir’i bulmak için i̇stiklâl caddesi’ne bağlanan bekâr sokak’ın sonuna kadar yürümeniz gerekiyor. sokağın tarlabaşı’na bağlandığı noktada üç katlı zübeyir ocakbaşı’nı görebilirsiniz. kısa bir yürüyüşten sorna kendimi zübeyir’in önünde buldum ben de. kapıdan girmeden once, her zaman yaptığım gibi fotoğraf çektiğimi gören bir garsonun yanıma gelmesi ve “nasıl yardımcı olabileceğini” sorması kötü bir başlangıçtı diyebilirim. burası bir sokak ve ben de istediğim yerin fotoğrafını çekebilirim değil mi? ardından içeri girip masama oturdum ve yemek faslı başladı.

bizim kaş ahalisi masaya kurulmuş ilk rakılarını doldurmuştu ki, nedret garsonu çağırıp açık ve net bir şekilde masanın donatılmasını ve çok özenli olunmasını istedi ve ekledi: “biz çok gezeriz, her şey çokgüzelolsun!” garsonun cevabı da bir soruydu aslında: “gurme misiniz abi?” nedret unutulmaz cevabı yapıştırıverdi: “hayır, ayyaşız!”

gavurdağı salatası, közde patlıcan ezme, börülce, semiz otu, kabak ezmesi, yoğurtlu isot gibi mezelerin eşliğinde ilk rakılarımızı yudumladık. benden size tavsiye, bunun yanında kaliteli bir şalgam suyu içmemek büyük bir hata olur, mutlaka isteyiniz.

sofra erbaplarının tavsiyelerini hiçe sayarak “çatalucu” ile yememiz gereken bu lezzetli mezeleri kıtlıktan çıkmışçasına yedikten sonra hepsinden birer tur daha ısmarladığımızı eklemeden edemeyeceğim. siz siz olun, midenizde yer kalması için önden gelen bu güzelliklerden abartmadan yiyin.

mezelerimizi yer, rakılarımızı içerken arkada tanımadığım, bilmediğim, ama bana hayli hüzünlü gelen türküler çaldığını, bazı masalarda oturan ağır abilerin hüzünlenerek sigaralarını tüttürdüklerini gözlemlediğimi de anlatmam gerekir aslında. zübeyir’in homojen bir müşteri kitlesi yok kesinlikle. bir bakıyorsunuz kızlı erkekli üniversite öğrencileri, bir bakıyorsunuz kurtlar vadisi formatlı karanlık adamlar, bir masada alevi dedesi görünümlü zatlar, öte masada spor yazarları…tuhaf bir birleşmiş milletler görüntüsü içinde kebap yeniyor, rakı içiliyor, bazen halk türküleri, bazen de türk sanat müziği dinleniyor.

gelelim etlere…beyti, adana, kaburga, külbastı, çöp şiş, ciğer kebap gibi çeşitler geldi masaya. i̇nsanlığımızı kaybettiğimiz noktada, herkesin ana yemek yemesine karşın, ortaya kaburga da söyledik. ne hikmetse beş kişi beş porsiyon da kaburga yemişiz. tüm et yemekleri güzeldi ama, ne yalan söyleyeyim hayatımda yediğim en iyi kaburgalardan birini burada yedim. ne çok etli, ne de et yönünden fakirdi. yağı tam kıvamındaydı. bendenizin çok sevdiği “kemiği sıyırma” aktivitesine pek bir uygundu. tüm bunların üzerine adettendir diyerek ayva tatlısı da yedik ve ben de dahil, bazılarımız doğrudan taksim i̇lkyardım’a gitmeyi teklif ettiler.

gece sonunda gelen hesap hiç de az değildi. biraz bozurlur gibi olduk ve itiraz etme durumuna geldik, ama şimdi düşünüyorum da, ölçülü hesap, insan gibi yiyenlere gelmeli. değil mi efendim? biz o gece uzun süreli bir kıtlıktan çıkmışçasına gömüldük yemeklere.

zübeyir ocakbaşı’nı herkese tavsiye ediyorum. kaburgasını özellikle öneririm sevenlerine. sakın rezervasyonsuz gitmeyin. sayınız uygunsa ocakbaşında yer ayırtın. çalan müzikle, garsonların ilgisiyle, lezzetli yemeklerlegüzelbir gece geçireceksiniz. eve geldiğinizde üzerinizdekileri doğru çamaşır makinesine atın ya da kuru temizlemeciye gönderin, zira o koku uzun süre çıkmayacaktır.

i̇stiklal caddesi bekar sokak

no:28 beyoğlu i̇stanbul

0212 293 39 51


-----30 may, 2013-----

zübeyir ocakbasi’na ilk gidisim, bizim kas ahalisi ile yeniden görüsmek için planlanan bir gecede gerçeklesti. bendeniz beyoglu ocakbasi fanatiklerindendim doksanli yillarin sonunda. orada bazen ocakbasina oturup üstümün basimin yag kokmasina aldirmadan kebaplari mideme indirir, sislerin cizir cizir yanmasini dinlenerek demlenirdim. sonra bir seyler oldu, araya is güç girdi, baska mutfaklar ve sofralar girdi, bir acayip asmalimescit müdavimligi girdi, kaybettim beyoglu ocakbasini.
zübeyir’e gitmeden once biraz arastirma yapmistim dogal olarak. yirmibes yildir bu isi yapan kurucusu zübeyir ertas’in, benim eski efsanem beyoglu ocakbasi’nin ustasi oldugunu ögrenmis, pek bir sevinmistim. tanidik lezzetlerin içinde bir gece geçirecegimi düsünmüstüm. ama yanilmisim ! hafizama naksolmus ocakbasi tatlarindan daha fazlasini bulacagimi bilemezdim tabii. bu girizgâhtan da anlamissinizdir, tikabasa yedigim zübeyir’in yemeklerinden çok memnun kaldim.
zübeyir’i bulmak için istiklâl caddesi’ne baglanan bekâr sokak’in sonuna kadar yürümeniz gerekiyor. sokagin tarlabasi’na baglandigi noktada üç katli zübeyir ocakbasi’ni görebilirsiniz. kisa bir yürüyüsten sorna kendimi zübeyir’in önünde buldum ben de. kapidan girmeden once, her zaman yaptigim gibi fotograf çektigimi gören bir garsonun yanima gelmesi ve “nasil yardimci olabilecegini” sormasi kötü bir baslangiçti diyebilirim. burasi bir sokak ve ben de istedigim yerin fotografini çekebilirim degil mi? ardindan içeri girip masama oturdum ve yemek fasli basladi.
bizim kas ahalisi masaya kurulmus ilk rakilarini doldurmustu ki, nedret garsonu çagirip açik ve net bir sekilde masanin donatilmasini ve çok özenli olunmasini istedi ve ekledi: “biz çok gezeriz, her sey çokgüzelolsun!” garsonun cevabi da bir soruydu aslinda: “gurme misiniz abi?” nedret unutulmaz cevabi yapistiriverdi: “hayir, ayyasiz!”
gavurdagi salatasi, közde patlican ezme, börülce, semiz otu, kabak ezmesi, yogurtlu isot gibi mezelerin esliginde ilk rakilarimizi yudumladik. benden size tavsiye, bunun yaninda kaliteli bir salgam suyu içmemek büyük bir hata olur, mutlaka isteyiniz.
sofra erbaplarinin tavsiyelerini hiçe sayarak “çatalucu” ile yememiz gereken bu lezzetli mezeleri kitliktan çikmisçasina yedikten sonra hepsinden birer tur daha ismarladigimizi eklemeden edemeyecegim. siz siz olun, midenizde yer kalmasi için önden gelen bu güzelliklerden abartmadan yiyin.
mezelerimizi yer, rakilarimizi içerken arkada tanimadigim, bilmedigim, ama bana hayli hüzünlü gelen türküler çaldigini, bazi masalarda oturan agir abilerin hüzünlenerek sigaralarini tüttürdüklerini gözlemledigimi de anlatmam gerekir aslinda. zübeyir’in homojen bir müsteri kitlesi yok kesinlikle. bir bakiyorsunuz kizli erkekli üniversite ögrencileri, bir bakiyorsunuz kurtlar vadisi formatli karanlik adamlar, bir masada alevi dedesi görünümlü zatlar, öte masada spor yazarlari…tuhaf bir birlesmis milletler görüntüsü içinde kebap yeniyor, raki içiliyor, bazen halk türküleri, bazen de türk sanat müzigi dinleniyor.
gelelim etlere…beyti, adana, kaburga, külbasti, çöp sis, ciger kebap gibi çesitler geldi masaya. insanligimizi kaybettigimiz noktada, herkesin ana yemek yemesine karsin, ortaya kaburga da söyledik. ne hikmetse bes kisi bes porsiyon da kaburga yemisiz. tüm et yemekleri güzeldi ama, ne yalan söyleyeyim hayatimda yedigim en iyi kaburgalardan birini burada yedim. ne çok etli, ne de et yönünden fakirdi. yagi tam kivamindaydi. bendenizin çok sevdigi “kemigi siyirma” aktivitesine pek bir uygundu. tüm bunlarin üzerine adettendir diyerek ayva tatlisi da yedik ve ben de dahil, bazilarimiz dogrudan taksim ilkyardim’a gitmeyi teklif ettiler.
gece sonunda gelen hesap hiç de az degildi. biraz bozurlur gibi olduk ve itiraz etme durumuna geldik, ama simdi düsünüyorum da, ölçülü hesap, insan gibi yiyenlere gelmeli. degil mi efendim? biz o gece uzun süreli bir kitliktan çikmisçasina gömüldük yemeklere.
zübeyir ocakbasi’ni herkese tavsiye ediyorum. kaburgasini özellikle öneririm sevenlerine. sakin rezervasyonsuz gitmeyin. sayiniz uygunsa ocakbasinda yer ayirtin. çalan müzikle, garsonlarin ilgisiyle, lezzetli yemeklerlegüzelbir gece geçireceksiniz. eve geldiginizde üzerinizdekileri dogru çamasir makinesine atin ya da kuru temizlemeciye gönderin, zira o koku uzun süre çikmayacaktir.

http://lokantalarim.blogspot.com/2011/05/zubeyir-ocakbas.html
0
tat
4
4 yıl önce
taksim
istanbul'un en iyi kebapçisi olmayabilir ama benim görüsüme göre yillardir lezzetleri degismeyen yegane yerlerinden. yillardir her gittigimde ayni tat, ayni hizmet...

mezeleri bir kebapçi ortalamasinda ve yeteri kadar çesitli. bundan sunu anlamalisiniz ki meze yemek için gidilecek bir yer degil. ama etleri gerçekten lezzetli. zaman zama çokgüzeletler yedigimi bilirim. alt katta ocakbasina denk gelirseniz firsati kaçirmayin, yalniz yanlara dogru oturun ki sicagi çarpmasin :)
0
su
4
4 yıl önce
taksim
burada kaburga ve adana mutlaka yenmeli. büyük bir grupla giderseniz, 10 kişilik, sadece size ait bir oda açıyorlar, insan kalabalığından uzakta, sadece arkadaşlarınızla çokgüzelkutlama yapabiliyorsunuz. ve gitmeden mutlaka rezervasyon yaptırın.
0
mehmet
4
4 yıl önce
taksim
artık taksim çok tercih edilmese de rakı ile et tercih edenler içingüzelbir yer. meze olarak ortalama. ama ete doyuyorsunuz. ekip halinde gidenler için özel oda konsepti de var.
0
fuat
4
4 yıl önce
taksim
eylül 2015 te kangurular grubu olarak ziyaret ettiğimiz zübeyir ocakbaşının taksimdeki birçok alternatifinden farklımı değimli sorusuna yanıt aradık.denediğimiz tüm lezzetleri hem lezzet hem sunum hemde pişirme açısından üst düzeydeydi. mekanın konumu iç düzeni tam hayalimizdeki ocakbaşı havasındaydı.üç katlı mekanın en ideal katı 1. 
katı bizce. en üst kat kalabalık gruplar için iyi ama ocakbaşına yakın olmak istiyorsanız 1. kat ideal. haftanın her günü full olan mekanın müdavimleri arasında burayı çoktan keşfetmiş turistler de var haliyle.

 önden gelen küver ve mezeler doyumsuzdu sırasıyla çiğ köfte, ciğer şiş ,kuzu şiş, taraklık ,kaburga,adana kebap denedik. herbiri masaya geldikçe keyfimiz katlandı. dostlarla yapılangüzelsohbetler eşliğinde ortamın sıcaklığı ocakbaşının sıcaklığı ve mis gibi kebap kokularıyla sarıverdi. gecenin sonunda her şeyin dört dörtlük olması çok güzeldi. bir ocakbaşından beklediğiniz ne varsa burada var.
0
guru'ing
5
4 yıl önce
taksim
bu ocakbaşı başka ! ne getirseler lezzetli. çöp şiş, ciğer şiş, adana, mezeler, tatlılar...her şey ayırt etmeksizin çok çok iyi. ancak ciğer şiş için ayrı bir parantez açıyorum. sıfır koku, kurumadan pişirilmiş ve çok lezzetli. baharatlı lavaşlar inanılmaz, sanırsın lahmacun...şöyle o lavaşın arasına ciğeri koyuyorsun üstüne de biraz soğan kebabı, gel de zevk alma bakalım. çiğ köfte net bir şekilde yediğim en iyi etli çiğ köftelerden. bana göre mekanın engüzelkatı giriş kat ve ocakbaşında mermerde yemek. zaten olayı o. fiyat benim için şaşırtıcı bir şekilde uygun. fiyat performans ise çok iyi. yemek sonrası ballı muz ve ayva tatlısını kesinlikle yiyin, pişman olmazsınız.
0
berin
4
4 yıl önce
taksim
zübeyir ocakbaşı keyfi için tavsiye edilebilecek yerlerden biri etlergüzelkuzu şiş ayrı bir güzel. mezelerden gavurdağı olmazsa olmaz gidin görün tadın ?
0
chefiks
3
4 yıl önce
taksim
overrated - mekan dar olmasina ragmen sicak bir ortam. garsonlar ilgili ve servis hizli. van cacigi, közde patlican, gavurdagi salatasi ve beyaz peynir söyledik. van cacigigüzelfakat tuzsuzdu, közde patlicandan ben tam bir köz kokusu alamadim, közledilerse bile sosuyla birlikte isitip ilik getirmislerdi ve o da tuzsuzdu. gavurdagi bana göre meze degil salatadir, porsiyonu çok küçüktü, cevizsiz ve tuzsuzdu. beyaz peynir böyle bir mekana göre oldukça siradandi. ana yemek olarak 4 farkli kebabi ortaya söyledik; beyti, sebzeli adana kebap, tarak ve kaburga. ya siparisler karismisti ya da beyti ile sebzeli adana arasinda hiçbir fark yoktu. çok pisirilmisti ve ikisi de çift çekilmis kiymaydi. böyle iddiali olan bir yerde zirhla çekilmemis kebap olmamasi beni sasirtti. tarak da aynen çok pismisti fakat lezzetliydi ama porsiyonu çok küçüktü. kaburga gecenin en iyisiydi, çok az pembe kalmisti. 5 meze 4 kebap bir 70'lik tekirdag, su ve salgam ile hesap 260 tl. tek begendigim tarafi yemeklerin kebap, meze ve raki olmasina ragmen hafif olmasiydi. tek kelimeyle siradan bir yer.
0
egemen
4
4 yıl önce
taksim
atmosferi çok samimi, üç katında da ocakbaşı bulunangüzelortam. internetten bakıldığında tarlabaşı'na yakın gösterdiğinden tereddütte bulunabilirsiniz. ama gelen insan kalitesi ve garsonların efendiliğiyle gönlümüzü fethetti.
başlangıç olarak tulum peyniri, isot ve çiğ köfte istettik. hepsi güzeldi fakat lavaşlarının pofidik olmaması kötü bir izlenimdi bizim için.
yemek olarak da karışık ızgaradan bir tane aldık. i̇çinde yarım adana dürüm, çöp şişler, tavuk şiş ve kaburga bulunuyordu. çöp şiş ve tavuk şişleri çok lezzetliydi. öbür etler ise standarttı.
yemek+meze+ 1 bira + ayran = 110tl
0
yasemin
4 yıl önce
taksim
mezeleri cop sisi patlicanli , adana kebabi... hepsi hepsi cok lezzetli... gavurdagi salatasi en guzeli. kisacasi boylesine guzel doymulma baska bir yerde. iki kisi bol bol yiyerek raki icerek 120 tl odedik ve her kurusuna degdi.
0
oturum aç
hesap oluştur