hacı abdullah

bamya çorbası iyi idi. konya'da daha iyisini içmiştim. zeytinyağlılar da oldukça iyi ama muhteşem değil. salata,turşu güzel. tandır beklediğimden daha vasat. kabak tatlısı ise yemeğin en zayıf halkası. eğer hacı abdullah değil de başka biryerolsaydı muhakkak çok daha yapıcı ve olumlu düşünürdüm. ama bence fiyatına göre çok önerilecek biryerdeğil. daha çok yabancı önemli misafirleriniz için çok geniş bir türk mutfağı alternatifi sunuyor olması ilgi çekici olmalı.

degerli okurlar, bugünkü yazim haci abdullah lokantasi ile ilgili olacak. bu lokanta senede bir iki defa gittigim, çok iyi bilinen, fanatikleri ve sevenleri bol, köklü bir isletme.
yüksek fiyatlarina karsin esnaf lokantasi kategorisinde degerlendirdigim bu mekan için karisik duygular besledigim için uzun zamandir yazmayi erteliyordum. bugüne nasip oldu.
beyoglu'nda, aga camii'nin hemen yaninda, 1958 yilindan beri, simdi bulundugu yerde hizmet vermekte haci abdullah.
mekan 1888 yilinda abdülhamid'in ruhsat vermesiyle kurulur, yani mazisi hayli eskilere uzaniyor. fakat bugün bildigimiz adiyla degil, abdullah efendi ismiyle kurulmus oldugu da ifade etmem gerekiyor. yeri ise, bugünkü gibi beyoglu degil, karaköy rihtimi.
1915 senesine gelindiginde, lokanta karaköy'den beyoglu'na tasinir ve yemeklerini istiklal caddesi üzerinde bulunan rumeli han'da sevenlerine sunmaya baslar.
1940 senesine gelindiginde ise önemli bir degisiklik olur, istetmenin kendi deyisiyle "nöbet degisimi" gerçeklesir ve lokanta bugünkü adiyla sadri alisik sokak olan yerde haci salih ismiyle çalismaya devam eder.
bu degisiklik 1958 yilina kadar etkisini sürdürür ve lokantaya ismini veren haci salih'in ilerleyen yasi sebebiyle emekli olmasiyla bayragi çiraklari devralir. bugün hizmet verdigi yere iste bu dönemde tasinir lokanta. 1983 yilinda eski ismine geri döner ve haci abdullah olarak günümüze kadar gelir.
bas döndüren bu trafigi anlamak zor gelse de, bundan çikarilacak tek bir sonuç var: gerçek usta çirak iliskisinin mevcut oldugu isletmeler, türkiye gibi bir yerde bile 130 yil varligini sürdürebilir.
bu konunun biraz altini çizmek gerekiyor sevgili okurlar. avrupa'yi ziyaret ettigimizde, buranin eski imparatorluk baskentlerinde birkaç yüzyillik lokantalara rastladigimizda çok sasirdigimizi biliyoruz. bir lokantanin 300 yil servis vermeye devam etmesini hiçbirimizin akli almiyor. ama neticede bu isletmeler, tipki haci abdullah gibi insan yetistiren, gelenegin devam ettigi, bilgilerin ustadan çiraga aktarildigi yerler. yani ille de aile isletmeleri degil. sözün özü, keske bir nefes alis veriste açilip kapanan lokantalar ülkesi olmasak da, daha çok haci abdullah'lar çikarabilsek diyorum.

gelelim yorumlara:

istiklal caddesi üzerinde yürürken aga camii'nin yanindaki sokaktan girdiginizde hemen sol kolda görürsünüz haci abdullah'i. bulmasi gerçekten çok kolaydir.
giristeki vitrinde sizi koca koca kavanozlar içinde çesit çesit tursu karsilar. insanin tursu yiyesi gelir bunlari görünce. tipki çukurcuma tarafindaki asri tursucu'da oldugu gibi, insanin içini fena yapan bir görüntüsü vardir tursularin.
içerisi havadar ve aydinliktir. dekorasyon dikkat çekici kadar özenli ve insanin içini isitici bir sekilde yapilmistir. örtüler pamuk gibi beyazdir. duvarlardaki bölmelerde osmanli döneminden kalma mutfak malzemeleri nadir parçalar gibi sergilenmektedir.
bordo renkli duvarlarda, osmanli padisah sofralarini tasvir eden minyatürler göze çarpar. arkadaki büyük salonda büyük bir osmanli armasi ve atatürk'ün 1914 yilinda yeniçeri kiyafeti ve 1930 yilinda "modern" hali ileyeraldigi resimler bulunmaktadir. mekan, adeta "modernim ama osmanli köklerine de bagliyim" mesaji vermektedir. giriste, ortada ve en dipte üç yemek salonuyeralmaktadir. üçünü de severim ama en dipteki büyük salon daha çok hosuma gider.
garsonlar hizli ve iyi niyetlidir. fakat bazen, neden bilmiyorum, ne dediklerini anlamakta zorluk çekerim. yine de açik konusmak gerekirse, servis kalitesini karsilastirmak gerektigi zaman oyumu kanaat lokantasi'ndan yana kullanacagimi vurgulamam gerekiyor. kanaat'te hizmet müthistir.
burada her türlü çorbayi içtim. yedi kardes çorbasi, uskumru çorbasi ve iskembe en çok aklimda kalanlar. iyi bir yemekten önce çorba içmeyi adet edinmis olan bendeniz bu üçlüyü öneriyorum. özellikle iki hafta önce tadina baktigim balik çorbasi, hem terbiyesi hem de baligin damakta kalan tadiyla çok iyiydi.
her ziyaretimde mutlaka salata yerim, bazen zengin yesillik vitrinlerinin basinda takilir, her türlü dolmanin arz-i endam ettigi bu isiltili dolabin önünde kendimce seçimler yaparim. her türlü dolmayi tavsiye ediyorum buradan.
sicak yemeklerde ise begendili kebabi tek geçerim. begendinin agzimda eriyen ve varligini uzun süre devam ettiren o harika tadi inanilmazdir.
mekanin serbetleri muazzamdir. kizilcik, ahududu, bögürtlen ve visne serbetlerini öneririm.
yemek sonrasinda, mutlaka komposto yemelisiniz. 8-10 çesit çikariyorlar. benim favorim karisik kompostodur.

yazi burada bitecek gibi duruyor, ama bitmeyecek, zira iki tane parantez açacagim. bunlardan birisi, haci abdullah'ta her defasinda içtigim "çedene kahvesi". bendeniz, bir lokantada yildiz bir yemek varsa, ben oraya gidip o yemegi yerim, baska hiçbir seyi önemsemem diyenlerdenim. iste çedene kahvesi de böyle bir yildiz degerli okurlar. tadi müthis. kendisi bir kahve degil, ama böyle aniliyor. bazi yerlerde çedeneye menegiç de diyorlar. arastirma yapmadim ama fistik gibi bir sey oldugunu tahmin ediyorum. haci abdullah'a gittiginizde mutlaka için. hatta sadece bunu içmek için haci abdullah'a gidin diyebilirim.

ikinci parantezim fiyat için. bazen çok yüksek fiyatlar geliyor, ben açikçasi bundan rahatsizim. sanirim her gün turistlerde dolup tastigi için turistik bir tarife geçerli oluyor bazi zamanlarda. mekanin buna dikkat etmesi gerektigini düsünüyorum.


sözün özü fiyata itiraz etmekle beraber, pek çok açidan haci abdullah lokantasini çok seviyor ve takdir ediyorum. simdiye kadar gitmediyseniz mutlaka gidin, komposto yiyin, çedene kahvesi için.

gerçekten güzel yemekler sunan bir yer. fakat osmanlı mutfağı sıfatı doğru değil çünkü son gittiğimde ilk kez ısmarladığım pilavın margarin ile yapıldığını öğrendikten sonra bir daha gitmedim.
osmanlı mutfağı çatısı altında biryerişletiyorsanız popüler damak tadı uygunluğu değil klasik damak tadı inceliklerini uygulamanız lazım. margarin ve osmanlı mutfağı bir araya gelmemeli. üstelik hacı abdullah ve benzeri yerlerin bu misyonu üstlenip hizmet vermeleri gerekir, çünkü osmanlı mutfağı olarak övünüyorlar.

misafir agirlanabilecek bir mekan - açikçasi simdiye dek duyduklarim ve okuduklarimdan gereksiz bir pahaliliga sahip oldugu önyargisina kapilmistim. bir arkadasimla denemeye gittigimde menünün o sinif restoranlar arasinda öyle abarti denilecek bir pahaliligi olmadigini gördüm. yine de bunu okuyup fiyatlari arttirmaya gitmesinler :) lezzet konusunda denedigim begendili kebaba bir lafim yok. ancak burada daha evvelki bir yorumu okuduktan sonra heveslendigim asure konusunda ise notum olumsuz. asurede malzemeden kaçinmamislar kesinlikle ancak asurenin de malzeme bollugunun yaninda bir de kendine has bir kivami olmali diye düsünüyorum. istanbul'u ziyaret eden yerli yabanci her türlü misafirinizi gönül rahatligi ile götürebilirsiniz. rezervasyonsuzyerbulmak mümkün olsa da rezervasyon yaparsaniz daha iyi bir hizmet alacaginizi düsünüyorum.

olaganüstü - önce mekani seyredip, her gittigimde tekrar tekrar o kavanozlarin fotograflarini çektikten sonra bugün ne yemeliyim kisminda enginari tek geçip ardindan etli bir yemek seçmeli. etli yemegin yanina mevsimine göre komposto ya da hosaf almali. tatliyayerkalmasa da kemer gevsetilip yemege devam edilmeli. eger osmanli mutfagi buysa o zaman baska hiçbir mutfak gerçek olamaz ya da bu kadar gerçeküstü.
bilmeyen varsa gitsin görsün.

dün akşam sudan'dan gelen misafirlerimi güzelyemekli bir yere götürmek isteyince aklıma ilk burası geldi. taksim'de adam gibi yemek yapanyeryok gibi çünkü. dün 5 kişi gittiğimiz mekanda tüm yemekleri ben sipariş ettim. kendime bamya çorbası onlar içinse birer sebze çorbası söyledim önden. çorbalar bol malzemeli ve doyurucu şekilde geldi. bazıları ana yemeklerini tam bitiremedi bu yüzden. ardından 2 çoban salata, 1kuzu incik, 1 hünkar beğendi, 1 yaprak dolma, 1 karışık köfte tabağı, 1 keşkek kebap yedik. kendi yediğim keşkek kebabı çok sevdim. eti çok lezizdi. masadakiler de genel olarak yemekleri beğendiler. yerimiz kalsaydı çok cazip görünen komposto ve tatlı çeşitlerini denerdik. hesap 225 tl tuttu. yediklerimizi miktar ve kalitesine göre bence normalbir fiyat. aldıkları paraya değer. #kangurular.


-----18 dec, 2014-----

sudan'dan gelen misafirlerimi taksim civarinda yemege götürmek için aklima ilk burasi geldi. hem asiri pahali degil hem de lezzetli yemekleri var. dün 5 kisi olarak gittigimiz mekanda siparisleri herkes için ben verdim. önden 4 sebze, 1 bamya çorbasi aldik. ardindan 2 çoban salata, yaprak dolma, kuzu incik, karisik köfte, hünkar begendi ve keskekli kebap aldik. çorbalar zengin malzemeli ve doyucuydu. öyleki ana yemekler tam bitemedi bu yüzden. et yemekleri gerçekten güzel. özellikle yedigim keskekli kebap çok güzeldi. genel olarak misafirlerim de begendi. toplam hesap 225 tl geldi. ucuz sayilmaz ama yemek kalitesi ve miktarini düsününce pahali diyemem. yabanci misafirlerinizi getirmek için biçilmis kaftan. tatli ve komposto çesitleri de çok cazip duruyordu. #kangurular

taksim'de ailece yemek yenilecekyerhacı abdullah temiz kaliteli bol çeşit porsiyon lar büyük güler yüzlü personel istediğin yemek tarifini alabilirsin her gittiğimde değişik tatlar denemeye değer bir lokanta yılların tecrübesi var

osmanlı-türk mutfağının hakkını veriyor.çok lezzetli ve kaliteli yemek yapıyorlar.sultan ii.abdulhamid'in müsadesiyle açılmış bir kaç kezyerdeğiştirip, en son bulunduğu sokakta kalmış, güzel bir mekan.ama çok geniş değil, biraz daha geniş olabilir.fiyatlar bence pahalı, ama kaliteye göre değerlendirmek lazım.

renk cümbüsünün cazibesine kapilmamak elde degil... - öyle biryerdüsünün ki, girdiginiz anda farkli bir dünyanin kapilarini araliyor size. kapidan girdiginiz an farkli dekorasyonu istahinizi kabartiyor. kavanozlara konmus tursular, renkli kaselere konmus tatlilar, tavanindan sarkan kurutulmus sebzeler bir renk cümbüsü yaratiyor. osmanli yemek kültürüne asina olmak istiyorsaniz en iyi restoranlardan biridir haci abdullah... tatli seviyorsaniz, asure yemenizi öneririm. emin olun, anneniz bile bu kadar güzelini yapamaz. :)


-----02 dec, 2013-----

geçen hafta gidip, istahla asuresine yiyip, fotografini çekmeyi unutmustum. bu hafta tekrar gittim ve yemeden önce fotografini da çektim :) iddia ediyorum annenizin asuresinin tadini yakalayabileceginiz tek mekan.


-----25 nov, 2013-----

çay erdal bakkal'da içiliyorsa, asure kesinlikle ve kesinlikle haci abdullah'ta yenir :) :) caniniz ne zaman anne asuresi isterse solugu burada almanizi öneririm. süslemesi, agir ve çok sekerli olmayan enfes tadi ile damak tadinizi kiskirtacak güzellikte bir asure yiyeceksiniz. tabii sadece asuresi güzel diyerek buraya haksizlik etmek istemem. sebze yemekleri, kompostolari ve diger tatlilari da enfes. yolu taksim'e düsenleri ugramasi gereken mekanlarin basinda geliyor haci abdullah. merak edenler için: büyük porsiyon asure fiyati: 10 tl

bozulmus maalesef - yillardir en sevdigim mekanlardandi. geçen pazar gittik, kötü bir begendi, içli köft, siradan bir patlican yemegi ve yaprak sarma için 107 tl ödedik. servis çok asik suratli ve tatsizdi. ne olmus bizim bayildigimiz haci abdullah'a? bu fiyatlara eskiden harika yemekleryergüler yüzlü servisle karsilanirdik!!! bence gitmeyin bir süre sonra akillarini baslarina alirlar belki...

taksim'le özdeşleşmiş, kişisel belleklerimizdeyeretmiş, tarihi, doğal olarak da turistik eski esnaf lokantası geleneğinden gelen sıra dışı, butik ve özel bir mekan. bu tür mekanları değerlendirirken anlık gözlem ve değerlendirmelerden kaçınmak gerektiğini düşünüyorum. bu mekan, şahit olduğunuz ve lezzetlerini tattığınız süreç içerisinde değerlendirilmesi gereken yerlerden. uzun yıllar lezzetlerini tattığım bu mekanı anlatmaya öncelikle yaratılan ambiyanstan bahsederek başlamak istiyorum. kapıdan adımınızı attığınız andan itibaren atmosfer etkiliyor öncelikle. kavanozlar dolusu turşular, kompostolar, meyveler o renk cümbüşü içerisinde gerçekten etkileniyorsunuz. mekanın iç bölümü iki katlı, aşağı mekan giriş ve onun devamı olan geniş bir bölmeden oluşuyor eski sinemaların ve tiyatroların balkonlarına benzeyen bir de üst kat bölümü var. ancak, hemen belirtmem gerekir ki sayısını anımsayamayacağım tüm ziyaretlerim boyunca bir kez bu bölümde oturdum. çünkü, genel olarak özellikle de son yıllarda çok kalabalık müşteri kitlesi olmadığı için gittiğinizde öncelikle giriş veya oradan geçilenen orta bölmede oturuyorsunuz. masa düzeni ve dekorasyon tarihi havasını yansıtmakta, dikkat çekici modern dokunuşlar bulunmamaktadır. bence de doğru bir yaklaşım. servis görevlileri sayıca yeterli ve işlerinin ehli tecrübeli kişiler. esnaf lokantası sıcaklığını hissettiriyorlar. yemeklere gelince, zeytinyağlılar ve sıcaklar ayrı ayrı sergilenmekte. her iki ürünlerin de görselleri etkileyici. yiyeceğiniz yemekleri görerek ve işaret ederek kendinizin belirleyebiliyor olması da ayrı bir keyif. lezzetlere gelince, başta da belirttiğim üzere süreç içerisinde zaman zaman olumsuzluklara şahit olsanız da genel bir değerlendirmede klasik tatları akılda kalıcı. unutmamak gerekiyor ki değişen sadece yemekler değil bizler de, lezzet anlayışımız da, yaklaşımlarımız da değişmekte. tüm değişkenler havuzunda yemeklerin lezzetleri yine de akılda kalıcı olanlar. çorbalarından yayla, zeytinyağlılarından enginar, taze fasulye, sebzelerinden yoğurtlu pazı ve yaprak sarma, etlerinden, kuzu tandır, kuzu incik, beğendili kebap ve kompostolarından ayva kompostoları belleğimde ayrı yerleri olan lezzetler. fiyat kalite dengesine geldiğimizde öncelikle belirteyim ki, süreç içerisinde de hiç ucuz bir mekan olmamıştır. yaratılan bütünsellik içerisinde fiyat da tolerans sınırlarında kalmaktadır. bu konuda bir iyileştirme müşteri memnuniyeti açısından etkili olabilir ancak süreç içerisinde çizgilerinin değişmediğini gözlemleyebildiğim için bu konuda da ciddi bir beklenti içerisinde olunmamalı diye düşünüyorum. yaşatılası, belleklerimizin lezzetleri...

hacı abdullah'a damak zevkine güvendiğim bir arkadaşımla beraber gittik.bilindiği üzere beyaz yakalilara, turistlere ve iş dünyasından müşterilere hitap etmesiyle ( son dönemlerde arap müşterileri de ekleyelim) esnaf lokantaları grubunda fiyat bakımından yüksek fiyatlar sınıfındayeralır hatta o sınıfın da en üstteki 2 / 3 lokantasından biridir.şimdi bunu gerçekten hak ediyor mu bir bakalım.
mekân 100 yılı aşkın tarihiyle bir geleneği olduğunu içeriye attığınız ilk adımla yarattığı ambians ve personel yapısıyla belli ediyor.
ben kuru bamya çorbası arkadaşım işkembe çorbası içti.genel olarak çorbaları beğendik.ana yemek olarak iyi bir değerlendirme yapabilmek için hünkarbeğendi,elbasantava ve islim köfte den oluşan aşçıtabağını tattık. hünkarbeğendinin beğendiğiniz beğenmedik.patlicanin köz tadı haddinden fazla idi beğendide köz tadından başka bir tat alamadık et kısmı ise son derece ortalama idi. i̇slim köfteninde çok standart bir tadı vardı.elbasan tava ise standart altı idi beşamel sosun yoğun olması ve etin fazla kesmesinden dolayı bizim beğenimizi kazanmadı. kompostolar ise masanın en iyisi idi gerçektende meyvelerin ayrı ayrı tadını alabileceğimiz ve kullanılan baharatlarla uyum sağlaması ile masanın en iyisi idi.fiyatlar lezzetlere göre görece pahalı (1 az kuru bamya çorbası 1 az işkembe çorbası 2 ascı tabagi/3adet yemek 2 komposto 184 tl). puanımız 6.25/10. bir daha ne zaman gideriz sanırım bir 5 yıl sonra tekrar tadıma gideriz.

arkadasimla özellikle elbasan tava ve begendili kebab için gittigim bir mekan hüseyin aga cami sokaginda girisinde yöresel organik ürünler karsiliyor olmasi güzel bal ,reçeler vs gibi pekmez dekor iç rahatlatici üst kat mavi kubbeli kalabalik toplu kullanimlarda kullaniliyor yani rezerve gibi vs temizlik güzel tam bir nostalji ve tarih ikisi bir arada sunum güzel karisik hosaf gerçekten içmeseniz bile seyri kafi geliyor tabiiki biraz içinizde sanat aski varsa muhtesem elbasan tava güzel begendili kebab güzeldi süper degillerdi ama güzeldi osmanli gerçekten damagina düskün ve lezzeti biliyorlarmis dedirtiyorlar fiyatlar 2 yemek 1 hosaf 80 tl hesap öderken garson son kalkacakken kayserili misali çay sormak aklina geliyor tabiiki içmiyoruz osmanli lezzetini merak edenlerin bence aradigiyerolabilir genel olarak güzeldi içerideki ahenk inanin insani dinlendiren hos bir ortam olusturmuslar çesit bol menü zengin 2015 cumartesi

osmanli mutfagi - yüz yili askin bir süredir hizmet veren bir restoran olmasi aslinda sizlere haci abdullah'in istanbul hatta türkiye için ne kadar özel biryerolduguna dair bir fikir verebilir. gerek lezzetli yemekleri gerekse genis menüsü ile osmanli mutfagi'nin tartisilmaz lideri diyebiliriz. atmosferi harika. bir baska gezegene gelmis gibi hissedebilirsiniz kendinizi. aslinda yabanci misafirlerinizi ne kadar 360'a götürmek dogru ise, bu topraklarin en önemli degerlerinden biri olan osmanli mutfagi'nin en iyi temsilcisi haci abdullah'a götürmek de bir o kadar dogru olacaktir. hünkarbegendi benim favorim ama bir çok lezzet mevcut ve karar vermek gerçekten çok zor, çünkü hepsi harika. hamur isleri oldukça basarili. bol kaymakli ayva tatlisi ise süper. tek cümle ile "muhtesem bir osmanli mutfagi".

çocukluğumun unutulmaz lezzetleri̇ni̇ tattiğim yegane mekandir. her yemeği̇ni̇ zevkleyeryi̇yemedi̇kleri̇m i̇çi̇n üzülürüm. fi̇yatlar makul ortam rahat ve temi̇zdi̇r tavsi̇yeleri̇mle..