vefa denilince kesinlikle akla gelen ilkyerburası. yolum vefa'ya düştüğünde, boza seven biri olmasam da her seferinde şans veriyorum. o ekşi-tatlı arasındaki tada bir türlü alışamadığım için boza tam benlik bir içecek olmamasına rağmen, böyle bir mekân için puan kıramıyorum. mekân başlı başına tarih. dekoru, girişte kullanılmaktan erimiş mermeri, her tarafta dizili boza-şıra şişeleri, atatürk'ün 1937 yılında boza içtiği bardağı... her şeyiyle o özlenilen, eski i̇stanbul'u anlatıyor bu mekân. boza çok sevmeseniz bile, yolunuz düştüğünde 3 liraya bozanızı alıp karşıdan da az leblebi alıp denemelisiniz. boza içmeseniz de mekâna uğrayıp insanları, ortamı izlemek bile büyük keyif.