tarihi vefa bozacısı

mekan yılların tarihi vefa bozacısı zaten genel olarak herkes tarafından bilindiği için anlatmaya gerek yok ancak evime çok yakın olmasından dolayı sık sık ziyaret ederim ve çok lezzetli bozaları var. ancak her zaman aynı lezzette olmuyor. bazen çok taze oluyor boza ve bu sebeple güzel olmuyor. hafif beklemiş hafif ekşi yakalarsanız çok güzel oluyor.mekanpopüler olmasından dolayı her zaman kalabalık. oturacak yer bulmanız pek olası değil özellikle akşam saatlerinde. genel olarak herkes kaldırımlarda içiyor ancak boza zaten içerken içinizi ısıttığı için bu pek sorun olmuyor. hemen karşısında bulunan kuruyemişçiden leblebi de alırsanız çok daha lezzetli olur.

kış aylarında sokaktan sürekli geçen satıcının ısrarlarına dayanmayıp en sonunda deneye karar verdim. ancak deneyeceksek en iyi yerinde denenmeli vefa bozacısına gittik çokta bir şey kaybetmediğimi gördüm. kışın sanırım benim için vazgeçilmez tadı sahlep ve sıcak çikolata. öncelikle nedense sıcak bir ürün bekledim ama soğuk yeniliyormuş leblebi hiç sevmediğim bir tat kısacası bir daha özellikle boza yemek için bir yere gitmemmekançok kalabalıktı eğer benim gibi sizde ilk kez deneyecekseniz mutlaka burada deneyin derim tat olarak bana uygun değil yoksa herkes çok  mutluydu ;)

atatürk'ün 1937 yılında boza içtiği bardak i̇stanbul'un vefa semtinin meşhur bozacısı vefa bozacısı'nın duvarında 89 yıldır sergilenmektedir.tarihi ve efsane birmekan

her içtiğimde küçükken annelerimizin bizlere üzüm suyundan yaptığı tatlıyı anımsattığı, alışmam zorda olsa sonradan vazgeçemediğim ve leblebi ile tüketmeyi sevdiğim dekoru sizleri eskilere götüren bir mekan,mekaniçerisinde fotoğraf çektirmekte çok zevkli, yerliler kadar yabancılarda çok geliyor, yanlış çalışanları çok soğuk ve garip :)) çözemedim

eskimeyen muhtesem ikili... - eskiye olan tutkumdan eski lezzetlerden vazgeçmedigim benim gerçegim.vefa bozacisi benim vazgeçilmezlerim arasinda. bumekanhem mimarisi hemde sundugu lezzet açisindan gidilmesi,görülmesi ve havasinin solunmasi gereken bir yer.her ne kadar su siralar bu tip mekanlar gerekçe gösterilmeden istanbul'da yok ediliyor olsa da vaktiniz varken gidin,görün ve tadin...eskimeyen muhtesem ikili sarileblebi ve boza ... #mekanist2013

arnavutluk'tan 1870 yılında göçen hacı sadık bey, i̇stanbul'da çokça satılan bozayı farklı yorumlamak istemiş ve darı irmiğini, su, şeker ve maya ile fermente ederek şimdi içtiğimiz bozanın formülünü geliştirmiş. şimdilerde 4. nesil aile bireyleri ile imalatlarına devam ediyorlar. senelerdir i̇stanbul'da yaşıyor olamama ve vefa bozasını markette satılan haliyle almama rağmen hiç esas yerine giderek boza içmemiştim. bu bölgeden geçerken mekana uğrayalım dedik. karşısında taze kavrulmuş sarı leblebi satan kuruyemişçiden leblebileri alıp, mekana girdik. i̇çerisi çok kalabalık, uğultulu ve curcunaydı. şans eseri bir masa boşaldı ve biz de bir köşeye oturabildik. bardağı 3 tl'den bozalarımızı alıp içmeye başladık. lezzet olarak marketten aldığımız bozadan hiç bir farkı yoktu. ben biraz daha mayalanmış bir boza bekliyordum fakat oldukça yumuşak içimli bir boza ile karşılaştım. bu biraz beni hayal kırıklığına uğrattı. karşı kuruyemişçiden alınan leblebiler taze ve çok lezzetli.mekaniç ortamı gerçekten tarihi hissettiriyor. atatürk'ün boza içmiş olduğu bardağı görmem de beni mutlu etti. her ne olursa olsun, bu atmosferi yaşamak için gelmekte fayda var... #kangurular


-----23 dec, 2014-----

1870 yilinda arnavutluk'tan göçen haci sadik bey, istanbul'da çokça satilan bozayi farkli yorumlamak istemis ve dari irmigini, su, seker ve maya ile fermente ederek simdi içtigimiz bozanin formülünü gelistirmis. simdilerde 4. nesil aile bireyleri ile imalatlarina devam ediyorlar. senelerdir istanbul'da yasiyor olamama ve vefa bozasini markette satilan haliyle almama ragmen hiç esas yerine giderek boza içmemistim. bu bölgeden geçerken mekana ugrayalim dedik. karsisinda taze kavrulmus sari leblebi satan kuruyemisçiden leblebileri alip, mekana girdik. içerisi çok kalabalik, ugultulu ve curcunaydi. sans eseri bir masa bosaldi ve biz de bir köseye oturabildik. bardagi 3 tl'den bozalarimizi alip içmeye basladik. lezzet olarak marketten aldigimiz bozadan hiç bir farki yoktu. ben biraz daha mayalanmis bir boza bekliyordum fakat oldukça yumusak içimli bir boza ile karsilastim. bu biraz beni hayal kirikligina ugratti. karsi kuruyemisçiden alinan leblebiler taze ve çok lezzetli.mekaniç ortami gerçekten tarihi hissettiriyor. atatürk'ün boza içmis oldugu bardagi görmem de beni mutlu etti. her ne olursa olsun, bu atmosferi yasamak için gelmekte fayda var... #kangurular

bir kere mekanın bulunduğu semt mekanın kendisi biz fotoğraf düşkünleri için çok güzel. ne zaman sülaymaniye tarafına yolum düşse mutluka uğrayıp boza içerim. bozayı seven hastası olurken sevmeyende sevmiye biliyor. mutlaka evinizede götürün.mekaneğer erken saatlerde gitmemişseniz veya haftaiçi değilse kalabalık olur

başka bir örneği yok.mekanolarak, lokasyon olarak, lezzet olarak örneği yok gerçekten de. hele yeni kavrulmuş sıcak leblebiyi döktün mü tamamdır. süleymaniye'den aksaray'a, fevzipaşa'ya salınarak yürüyorsam muhakkak uğrar, o lezzeti hatırlarım. i̇stanbul'da yaşayıp da gitmeyen utanmalı bence...

bozayi cok sevmem aslinda ama burdaki taze ve son derece dogal, katiksiz bozayi seviyorum. markette satilan vefa bozasi ile kesinlikle tat farki oldugunu dusunuyorum, raf omrunu uzakmak icin koruyucu ekleniyordur tahminim.mekanda oldukca otantik ve o eski tarihi atmosferi ile sizi etkiliyor, mermer haznede karistirilan bozalar adeta makine cikisiymis gibi birebir olcude servis ediliyor. tarcinin kattigi lezzet tartisilmaz, ozellikle kis gunlerinde tercih edilen bozayi gelin bu guzel ortamda tadin. karsidaki bakkaldan leblebinizi almayi da unutmayin :)

herkes boza içer, içmeli:) şahsen çok severim. ve herşeyi yerinde yemek içmek en güzeli.

burası da yıllanmış, hakkını veren birmekanve hala gidilesi.

yolum düştükçe uğramayı seviyorum. yaz aylarında ice latte tercih etsem de:) kışın boza tek.

buranın müdavimi arkadaşım sayesinde sıkça geldiğimmekanbu sefer tek başıma geldim ve leblebisiz boza içmeyi denedim. gerçekten de leblebi tadını bastırıyor. eğer önceki gidişlerimi referans alsaydım daha yüksek puan verirdim ama tezgahı başındaki adamın tavrı sinirimi bozdu suratı resmen sirke satıyordu (hahaha ?). yahu tamam çok eski çok ünlüsünüz fiyatlar uygun beklentilerin belki düşük olması gerekiyor ama insan müşteriyi görünce yapmacıktan gülümser ne biliyim. onun dışında en güzel içtiğim boza burada ambiyanz güzel fakat genelde kalabalık.

vefa denilince kesinlikle akla gelen ilk yer burası. yolum vefa'ya düştüğünde, boza seven biri olmasam da her seferinde şans veriyorum. o ekşi-tatlı arasındaki tada bir türlü alışamadığım için boza tam benlik bir içecek olmamasına rağmen, böyle bir mekân için puan kıramıyorum. mekân başlı başına tarih. dekoru, girişte kullanılmaktan erimiş mermeri, her tarafta dizili boza-şıra şişeleri, atatürk'ün 1937 yılında boza içtiği bardağı... her şeyiyle o özlenilen, eski i̇stanbul'u anlatıyor bu mekân. boza çok sevmeseniz bile, yolunuz düştüğünde 3 liraya bozanızı alıp karşıdan da az leblebi alıp denemelisiniz. boza içmeseniz de mekâna uğrayıp insanları, ortamı izlemek bile büyük keyif.

dünyayı gez böyle tat bulamazsın  ... efsaneeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee  oradaki bardağa kurban olmayan yoktur ... mekangüzel boza güzel baskın semtin medeni dükkanı

tarihi bir semte tarihi dokusundan odun vermemis birmekaneski zamanlari cagristiran bir havasi var sizi alip gecmise bir yolculuga cikariyor karsidan da hemen leblebilerinizi aliyorsunuz hersey super oluyor

sadece bir boza degil - öncemekansizi yillara meydan okumus durusu ile karsilamakta.. içeride ata'dan yadigar bardak bas kösede.. bozayi sevmeyenlerin bile buradaki lezzeti deneyip kararlarini bir kez daha gözden geçirmeleri gerek bence. lezzet söleni...