sahrap

asmalımescit'te sırasıyla eski house cafe ve antiochia'nın önünden geçip dümdüz devam ettiğinizde, yokuşun sonundaki son mekan.

çalışanlar güler yüzlü ve kibar, servis hızlı ve nizami.

biz iki kişiydik meze olarak fellah köfteli girit meze ve karidesli humus söyledik. özellikle humus nefisti, en son ekmekle tabağı sıyırıyorduk, öyle lezizdi. anayemekolarak kuzu incik tandır aldım, çok beğendim. zaten görüntüsüyle de göz dolduruyor. arkadaşım köfte aldı, bir numarası yokmuş öyle dedi. çok üşüdüğümüzden tatlıya uzatamadık, ama çikolatalı tahinli sufle içimde kaldı. kesin gidip denemem gerek. i̇ki kişi birer duble rakıyla 160 tl + tip ödedik. gayet makul fiyatlar.

edit: benim dışımda herkes "sahrap soysal'ın tek tek masaları gezmesi ve meze ikram etmesi çok hoş" yazmış. valla biz sahrap hanım'ı görmedik, bir şey ikram eden de olmadı:)

zomato etkinlik kapsamında hem sahrap hanımla tanışma fırsatı bulduk hemde lezzetleri ile . sahrap hanım dünya tatlısı bir bayan, yeni açtığı mekana değilde evine gitmiş gibi ağırladı ve ilgilendi bizlerle. sadece bizimle değil hemen hemen tüm gelenlerle bu şekilde ilgileniyor.
enerjisine, güler yüzüne,pozitifliğine, tatlılığına, sempatikliğine hayran kalmamak elde değil. sunmuş olduğu lezzetlerin hikayelerini tatlı sesinden dinleyerek daha da mest olduk.

sırayla lezzetlerden biraz bahsedeyim;

köz patlıcan salatası: ben çok beğendim patlıcan delisi biri olarak.

mercimek dondurması: adı gibi dondurma değil, güney yöresi yörüklerine ait karamelize soğan ve rezene otlarıyla yapılmış köfteymiş ilk defa duydum ve yedim, anason kokusu alıyorsunuz değişik bir tat ve çok keyifli.

deniz börülceli enginar: enginarı nasıl severim anlatamam hele ki ğstüne deniz börülcesi ile nasıl bir uyum yakalamış tarif etmek imkansız.denenmesi gereken lezzetler arasında

cevizli köz biber salatası: taze malzemelerde hazırlanarak sunulmuş salataya kim hayır diyebilir ki belliki cevizin tadı bile farklı özel olarak alınıyor.

karidesli humus: i̇şte efsane meze ve favorim diyebilirim.
pastırmalı yaptıgı humusun üzerine kondurduğu karideslerle damakta lezzet patlaması yaşatan cinsten yemeye doyamadım, bayıldım.

mercimek köftesi: tadından ziyade sunumuyla göz doldurdu küçük kase gibi yaptığı şekillerin içerisinde yeşillik ve nar ekşisi koyarak farklılık yaratmış.

pancar cipsli levrek: balıklı meze bulmak çok keyifliydi ve ben de bayılırım. üzerindeki pancar cipsleri oldukça yaratıcı ve lezzetli ben çok beğendim.

söğürmeli kuzu şiş kebap: bu ana yemekte efsane yemeklerden.

anadolu köfte tabağı: mercimekli bulgur pilavının yanında enfes köfteler ve patates cipsle renklendirilmiş ama doyumluk değil en azından benim bünye için az biraz oburum sanırım.

patlıcanlı lemis pide: efsane tatlardan birisi daha patlıcanlı olan herşeye bayılırım hele peynirle buluştuysa ve hamurun içindeyse olay bitmiştir. günüşhane yoresine ait bu lezzet aklımda ve damağımda kalanlardan.

siron: özel olarak gümüşhaneden getirtilen yufka ile yapılıyormuş. özel dik kuyruklu tavadan servis edilerek süzme yoğurt ve üzerine erimiş tereyağ gezdirip elleriyle kendisi servis etti sahrap hanım. belli ki buyemekgözbebeği, ondan bu kadar hevesli ve güveniyor lezzetine. gerçi henüz menüsüne koymamış. bende oldukça beğendim

şerbetler: bir kaç çeşit şerbet geldi ama aromalarını hatırlamıyorum. lezzet güzel. şerbet baldan tatlı mıdır?

tatlılardan sütlaç: bir şey itiraf etmek istiyorum. sütlaca herzaman nedenini bilemediğim şekilde ön yargılıydım ve yediğimi hemen hemen hiç hatırlamıyorum belki dilimin ucuyla birkaç kez denemelerde bulunmuşumdur okadar! ama bu sütlaç için dedimki görüntü muhteşem ucundan minik bir tadımlık alsam yeterli dememe kalmadı ağzıma attığımda aldığım haz ile 1,2,3,4,5 tatlı kaşığına ne zaman geçtim hatırlamıyorum. oldukça lezzetli ve benim için bir ilk olması nedeniyle listenin en başına sütlacı koyuyorum.
şekerpare: çok severim ama şekeri biraz fazlamı diye düşündüm aman dedim tatlı adı üstünde bal gibi şekerli olsun ne kaybederki lezzetinden.

etkinliğimizin sonunda hepimize imzalı salatalar ve mezeler kitabını hediye etmeyide ihmal etmedi. i̇çinde yok yok ömürlük lezzetler.

devamını www.elifkenar.com da yakında daha da ayrıntılarıyla sizlerle paylaşacağım.

lezzetler 10 üzerinden 10 puan. ramazandan sonra mezeler eşliğinde rakı yudumlamalık mekanlar listemde 1. sırada. yeniden görüşmek üzere. sevgiler saygılar

yarım puanı kırmadım, rakı sofrasından sonrasına verilmek üzere bıraktım.

mekan sahrap soysalin oldugu icin mutfak belirli bir citanin altina dusmuyor tabiki. i̇lgi olagan ustu atmosferde sizi rahatlatiyor. servis biraz agir olsada goze batmiyor. zomato etkinligi kapsaminda denedigim lezzetlerde. lemis pidesi, levrek ve siron(henuz menude yok) akilda kalan tatlardan. normalin altinda biryemekbulmaniz cok zor (menude alisilmis tatlardan ve sunumlardan farkli seylerde gormek isterim). nesi meshur derseniz tabiki sahrap soysali meshur ilgili ve sicak ortami ile her daim gidilesi mekanlardan.

mekan son derece iyi tasarlanmış. olağanüstü şık.yemekmüziği ne demektir, anlamışlar. aydınlatmada hafif loş çalışmalarına artı puan. ortam son derece rahat, saatlerce oturmaya müsait.

servis mükemmel sayılmaz. buna karşılık, son derece iyi niyetli, müşteri memnuniyeti odaklı bir işletmecilikle karşılaştık. tatlıların 17 kişilik grubumuza bir jest olarak ikram edildiğini not düşmem gerek.

özellikle hafta sonları, akşam yemekleri için mutlaka rezervasyonla gelin.

genel bir yorumda bulunmak gerekirse, geleneksel mutfağımıza yaratıcı dokunuşlar yaptığını söyleyebilirim. bildiğimiz mercimek çorbası, kuzukulağıyla renklendirilmiş. humus, karidesle buluşturulmuş. yaprak sarmada kuş üzümü yerine ekşi vurgulanmış.

bu noktada küçük bir eleştirim, bazı mezelerin porsiyonlarına yönelik olacak. meze geleneksel olarak ortaya söylenip paylaştığımız bir şey. tek kişiye yetecek bir porsiyonla servis edilmemeli.

humusa, yaprak sarmasına, yaprak ciğere bayıldık. sirondan tattığımız sırada, bir şeyden emin olduk. olağanüstü kaliteli bir tereyağı kullanıyorlar ve bu, müthiş fark yaratıyor. bu tereyağı, sahrap restoran’ın imzası olmuş desem yeridir.

ana yemeklerde etli seçenekleri tercih ettik. hepsini makul ölçüde beğendik. hepsinde kaliteli malzeme kullanılmış. ancak dürüst konuşmak gerekirse humusun yahut sironun ikonik tadını bunlarda yakalayamadık. yine de mekanda yemeğe gösterilen ince işçiliğe bakınca diyorum ki eşsiz lezzetler muhtemelen denemediğimiz seçenekler arasındaydı.

tatlılarda yakalanan çıta ise çok yüksekti.

hani her tatlıda şekerin damağınızda yükselip pik yaptığı, derken inişe geçtiği bir eğri vardır. şekerparenin eğrisi tek kelimeyle kusursuzdu. kabak tatlısını da son derece başarılı bulduk. baklavada o eğrinin tepe noktası az daha aşağı çekilirse mükemmel olacak. limon soslu damla sakızlı muhallebi ise favorim oldu. aldığınız ilk lokmada, ağzınızda çiçek kokuları yayılıyor.

yukarıda belirttiklerim, hatta daha fazlası artı şaraplarla kişi başı 80-120 arası değişen rakamlar ödedik. (22 kasım 2015) gayet makul. günümüz koşullarında i̇stanbul’da popüler ve kalburüstü bir lokantaya ödeyeceğiniz rakam üç aşağı beş yukarı budur.

mekan full barı sayesinde geniş seçenekler sunuyor. mezelerin ve ara sıcakların kalitesi göz önüne alındığında burada harikulade rakı sofraları kurulabilir. hafif bir anayemekve tatlı ile kahve tercih edilebilir. en önemlisi, huzurla ve keyifleyemekyenir.

sahrap hanım’ın şöhretini fiyatlardan ziyade lezzetlere yansıttıkları için işletmeye teşekkür etmemiz gerek.

sahrap soysal, dünya tatlısı bir hanımefendi. gazeteci, tv programcısı, yazar, çizer, aşçı., mühendis, yönetici, işletmeci, mekan sahibi… daha neler neler? evet bunların hepsini ve daha fazlasını topladığınızda ortaya çıkan isim sahrap soysal.

1983 odtü kimya mühendisliğinden mezun olduktan sonra mutfağa bir girmiş, bir daha çıkamamış. tv programları ve yazdığıyemekkitaplarının ardından artık kendi mekanı var pera’da. adı sahrap pera.

mekan mütevazi ve şık tasarlanmış. müzikler haliyle eski türk müzikleri. müşterileri şimdilik çoğunlukla medyadan tanıdığımız yüzler… mutfak, sahrap soysal‘ın evinde ne varsa o! evinin mutfağını açmış müşterilerine aslında. fiyatlar çok normal. leziz bir akşam geçirmeniz için tasarlanmış her şey.

mezeler 9-17 tl

ana yemekler 26-35 tl

ara sıcaklar 13-18 tl

salatalar 12-20 tl

tatlılar 9 -13 tl

mezeler ve ara sıcaklar

antalya’nın çok eski bir yörük yemeği. karamelize soğan ve rezene tohumu ile birlikte gelen mercimek dondurması. i̇smi dondurma ama esasında bir mercimek köftesi kendisi.

pancar cipsli levrek marin, limon ile pişirilmiş ince dilim levrek filetoları, taze kişniş, soğan ve zeytinyağı. üzerinde ise kıtır kıtır pancar cipsleri. zaten levrek marin denince heyecanlanırım.

karidesli humus‘un menüdeki açıklaması şöyle ; “bu en meşhur beyrut mezesini sevmeyen yoktur sanırım. şöyle üzerine tereyağlı acı biberli karides pek yakışır” başka söze gerek yok herhalde.

ege otlu mücver : bulabildiğimiz bütük otları içine kattık diyor sahrap soysal. o otları iyice sıkıştııp mücver yapıyorlar, ısırdığınız anda yoğun bir ot yiyorsunuz. mücver ne kadar iyi yapılabilir ki diyenler, buraya lütfen.

fava, arapsaçı otu ile birlikte geliyor. bir gümüşhane mantısı olan siron kuyruğu dik tava ile servis ediliyor. bu tava normalde satılabilen bir şey değil. ancak bu yemeğin sunumu böyle olduğu için sahrap soysal özel olarak bu tavalardan yaptırmış. bu arada mantı dediğime bakmayın. i̇çinde et yok :) siron öyle bir şey.

ana yemekler

tavuk külbastı : kömür ızgarasında organik tavuk ve sebze tavası ile sunuluyor. organik tavuğun ne kadar lezzetli olabileceğini kanıtlıyor.

tarhanalı dana şinitzel patates kavurması ile geliyor. tarhana ile panelenmiş bir dana eti. ancak ben tarhananın tadını hissedemedim. klasik panelenmiş bir et gibi geldiği damağıma. ben eti az pişmiş ve haliyle sulu sevdiğimden benim için kuru ve sert bir seçenek.

sebzeli balık buğulama, “aynen evde yaptığım gibi” diyor sahrap sosyal, söğürmeli kuzu şiş kebap için ise “dostlarımız böyle istedi” diyor.

tatlılar

çiçekli magnolia, güllaç, sütlaç ve supangle. ben ki güllaç sevmem, oldum olası da sevemedim ama buradaki güllacı bitirdim. çilekli magnolia biraz daha geliştirilebilir diye düşünüyorum. sütlaç da bitirilmek için yapılmış klasikleşmiş bir lezzet. supangle ise bambaşka. esasında bu tatlının gerçek adının sup anglez olduğu söylüyor sahrap soysal. fransıca bir ifade ama manası i̇ngiliz çorbası demekmiş. tabanındaki kek, viskositesi düşük puding ve badem…

gercekten yemekler cok lezzetliydi. mutlaka birdaha gidicegimiz bir restaurant. temiz ve tazeyemekyediginizi hissediyorsunuz. garsonlar cok ilgili. kesinlikle tavsiye edebilicegim cok şık bir restaurant. maalesef gec bir vakitte gittigimiz icin sahrap hanimi göremedik.

sahrap soysal hepimizin ekranlardan tanıdığı oldukça neşeli bir bayan. bugün zomato etkinlik kapsamında mekanına konuk olduk. bizi girişte karşılayan beyfendi oldukça sıcaktı. (yemekesnasında karşılayanın sahrap hanımın oğlu olduğunu öğreniyoruz)
yemeğe gelecek olursak başlangıcı mezeler ve iftariyelikler ile yaptık. mezeler: patlıcan salatası, köz kırmızı biber, levrek marin, karidesli humus, börülceli enginar, mercimek dondurması. levrek marini, karidesli humusu ve mercimek dondurmasını gerçekten çok beğendim. mezelerden sonra ise kafkas yöresine özgü süzme yoğurtlu ve tereyağlı "siron" geldi. mantı ve tirit arası bir yemekti, beğendim. i̇kinci bir ara sıcak olarak kerkük yöresine özgü "limis" geldi. patlıcan ve tulum peyniri ile yapılan bir çeşit pide diyebiliriz limis için. oldukça hafif ve patlıcan çok yakışmış.
anayemekolarak ortaya köfte ve şiş geldi. i̇kisi de güzeldi ancak şiş daha lezzetliydi. pişmişlik derecesi bir nebze daha az olsa harika olurdu. ama kötü kesinlikle değildi.
en son ise tatlı olarak fırın sütlaç ve şekerpare geldi.
yemekboyunca bize yemeklerini ve yemeklerinin hikayelerini anlatıp samimiyetiyle bizi kalbimizden vuran sahrap soysal'a teşekkürlerimi sunuyorum.
gelmenizi tavsiye ediyorum.yemekiçin olmasa da sadece mezeler için bile gelebilirsiniz.

akşam yemeği için şık ve nezih bir restoran. müzikleri güzel,yemekhuzuruna uygun. eşinizle aşırı kasılacağınız lüks bir yere değil ama sıradan olmayan da bir restorana akşam yemeğine gitmek isterseniz ideal. gelelim yemeklere: kurutulmuş domatesli çingene salatasında kurutulmuş domatesin güzelliği yoktu sıradan soğanlı bi domates ezmesi gbydi.bir daha almam. köpoğlu mancası normal.yemeğin yanında yoğurtlu patlıcan bence güzel oluyor alı@rım bi daha. pancar cipsli levrek marin gayet güzeldi. deniz kokusunu hissediyorsunuz. yeşil salata normal,kararında güzel yeşilliklerden oluşuyordu. sos istemelisiniz sossuz geliyor tabi. yaprak ciğer çok güzeldi. yumuşak ve kokusuz.ağır değildi.sevdim.mantının hamuru çok güzel,klasik mantılardan daha yumuşak içi de dolgun etli.acı sevmiyorsanız belirtin.çünkü pul biberi gzüzel ama acı.köftesini fazla karabiberli buldum.içi sulu ama tadı normal.beklentimi karşılamadı. yemekler o an taze taze mi hazırlanıyor bilmiyorum ama o hissi veriyor yani.bu da güzel bişey.evdeyemekyer gibi güven oluşuyor içinizde. daha başka lezzetlerini denemeye fırsatımız olmadı ama siz bence damağınıza uygun tatlar seçerek güzel bi akşam yemeği yemiş olursunuz

burada gorup gittik ve inanilmaz memnun kaldik. baya uzun bir sure menuyle bakistik cunku hersey cok otantik ve ozel bu sebeple secmek zor oluyor. sahrap hanim'in uzun yillar sonucu topladigi ve yarattigi lezzetler.

meze olarak karidesli humus yedigim en guzel seylerdendi.yemekolarak levrek ve köfte seçebilirsiniz.

sahrap hanım da sizi mekanda güleryüzüyle karşılıyor, bu da samimi bir atmosfer yaratıyor :)

öncelikle dekorasyon ve mekanın kendisini çok zarif. menü kesinlikle özenle hazırlanmış ancak mezelerin porsiyonları beni biraz üzdü çünkü çok daha fazlayemekisterdim. sakızlı patlıcan, topik, yaprak ciğer, levrek marin ve ahtapot yedik. levrek marin ve yaprak ciğer çok çok lezzetliydi. servis  personeli ilk başlarda soğuk olmasına rağmen sonra gitgide ısındık birbirimize en son şakalar ile ayrıldık. kapılara asılan su dolu plastik poşetler bizi oldukça eğlendirdi :) hikayesi olan mekanları severim. şaka bir yana fiyat performans oranı çok başarılı ve lezzetleri 10 numara bir mekandı, biraz porsiyonlarda büyürse mükemmel olur.

geçtiğimiz günlerde iki kez öğle yemeği için gittim. yemekleri öğleden sonra yaptıkları için öğlenleri menüdeki her şey olmuyor. çözüm olarak öğle menüsü yapmışlar . 20-25₺ ya bir anayemekve yanında seçeceğiniz bir çorba salata ya da zeytinyağlı ile bir menü hazırlıyorsunuz. ben et yemediğim için bu menülerden seçemedim. yan ürünlerden yaptığım iki seçime yanlış hesaplamadıysam bir gün 15 diğerinde 20₺ ödedim. düşününce çorba ve küçük bir salata için 20₺ biraz fazla. öğle yemeği için tekrar tercih edeceğimi sanmıyorum

harika mezeler ve farklı şaraplar!
gündüz vakti gittiğimiz ve dışarıdaki balkonunda oturupyemekyediğimiz sıcacık ve çok lezzetli mekan. antep dolma, kadayıflı karides ve topik çok güzeldi. ayrıca farklı yöresel butik şaraplarını da deneyebilirsiniz.

dün doğumgünümü kutlamak için gittik, çok sevdik. çalışanlar ilgili ve güleryüzlü, servis hızlı ve özenli. anayemekalmayıp mezelerden ve ara sıcaklardan tatmak istedik. genel olarak her şeyi fazla yağlı bulduğumu söyleyebilirim. ama yine de özellikle karidesli humus, mercimek dondurması ve pancar cipsli levrek olmak üzere her şey çok hoşuma gitti. üstüne bir de kabak tatlısı aldık ama menüdeki diğer yiyeceklere göre sönük kaldığını düşünüyorum. dört kişi çılgınlar gibi yedik (iyi yedik), 70'lik rakı içtik ve 350 lira hesap geldi.
bu arada nostaljik türkçe pop çalıyor, şarkılar güzel eyvallah ama aynı şarkıların tekrar edip durması sinir bozucu, acil çözüm bulmalılar.

uzun zamandir adini duydugum gelmek istedigim bir mekandi. mezeleri cok basarili ve porsiyonlar buyuk. amayemekolarak kuzu incik cok basariliydi. yemekler yaninda servis cok hizli ve iyiydi. calisanlari ise cok kibar insanlar bizim icin cok hos bir aksam oldu . tesekkur ederiz :)

büyük umutlarla gidip hayal kırıklığı ile yemeğimizi yarım bırakıp kalktığımız tek yer olduğunu söyleyebilirim. gerçi gittiğimiz zaman uzun süre önceydi ve de hemen yorum yazmadım nedeni etrafımda giden diğer arkadaşlarımın da yorumlarını değerlendirip hakkaniyetli yorum yapmak içindi. diğer grup arkadaşlarımın hiçbiri memnun kalmamış. bu nedenle bu yorumu sadece benim değil belki 20 kişinin daha olumsuz yorumu olarak değerlendirebilirsiniz.  porsiyonlar inanılmaz derecede küçük ve de pahalı idi. menüde ege'nin bilmem kaç çeşit otlarından hazırlanmış "mücver" dedikleri "şey"!..deki otlar sadece dereotundan ibaret ve de inanılmaz fazlaydı bu nedenle boğazımıza takıldı, enginarın sadece bir tane gelmesi (yan masada da söylemişti 1 porsiyon olarak ama onlara 2 tane geldi.)  menüde yazan birçok şey yoktu. garsonlar istemediğiniz yemeklere yönlendirmeye çalışıyordu. bir iki tane daha meze söyledik, pahalı ve de minnacık geldi. anayemekyiyeceğiz diye 1 şişe şarabı önden sipariş etmiştik. ama ana yemeklerin de bu şekilde geleceği endişesi ile mezelerimiz ve şarap bitene kadar rahatsız bir şekilde oturduk. garsonlar, sigara içilen ufacık bahçesinden bir an önce kalkıp gidelim diye bakışları ve de davranışlarıyla bizi yeterince rahatsız ettiler. ondan sonra da başka restauranta gidip karnımızı doyurduk.  buradaki deneyimim: medyada bu kadar isim yapmış bir kişinin bu kadar yüksek puanlar almasının sadece "medyada isim yapmış" bir kişi olduğu için olduğu düşüncesini doğurdu bende...