bir mekan düşünün.
toplamda 7 masa var.
4 adet x 4 kişilik.
1 adet x 7 kişilik.
2 adet x 2 kişilik.
totalde 27 kişi kapasiteli bir mekan.
gittiğimizde kimse kapıda karşılamadı. kimse bakmadı. i̇çeri girdik. barın tam önündeki 4 kişilik masa ve 7 kişilik masanın 5 kişilik alanı boştu. yani totalde 9 kişilik yer boştu. çalışanlardan biri ısrarla barın önüne almak istedi bizi. orası oldukça dipte ve sıcak bir masaydı. oturmak istemedim. kapının girişine oturmak istedim. talebimiz çalışan arkadaşın zerre umrunda değildi. çünkü o, 5 kişilik bir grup gelirse onları oturtamayacağı için endişeleniyordu. buna gelen müşteri̇yi̇, gelme i̇hti̇mali̇ düşük olan müşteri̇ potansi̇yeli̇ i̇çi̇n kaçirmak deni̇r. bu mekan "pıt" diye bulunacak bir mekan değil. tam tersi! ya tavsiye ile, ya da yolu kaybetme olasılığı ile bulunacak bir yer. bu sebeple, hali hazırda kapınıza gelmiş müşteriye böyle kibirli yaklaşımlar yapmamalısınız. bu tavır "tok satici" tavrıydı. bu tavrın kırılması gerekiyor! dakika 1, gol 1.
her neyseki inatçı garson ile kısa bir inatlaşmadan sonra, 7 kişilik masanın kalan 5 kişilik tarafına oturduk. oturmasaydım daha mıiyiolurdu? tam oturduğum yerde, bacağımın arasından yukarı uzanan bir vana vardı. ne mana demek istiyorum? hayır, tavanda borular vardı. bir tasarım ya da başka bir şey olabilir. ama neden oturan kişinin tam bacağının arasına konumlandırılmış? değiştirilmesi gerekiyor. dekor olduğuna inanmak istedim. ancak vana ıslaktı biraz. aktif bir vana olduğuna eminim. ancak neyin nesiydi?
diğer bir detay ise, çalışanların müşterilere bakıp, kendi aralarında fısfıs dedikodu vari triplere girmeleri, tuhaf gülüşmeleri... pek sevimli değil. sadece bir çalışanı sevebildim. o da naif ve sakin biriydi. zayıf, genç arkadaş ekibi yukarı çeken kişi bence.
önemli: su istemenize gerek kalmıyor. çünkü evde kullandığımız doldurulabilinen şişelere soğuk su doldurup getiriyorlar. mekanda kapali su yok. su için ücret almıyorlar. güzel. ancak yine de o su neydi? arıtma mı, damacana mı, kaynak mı... ne olduğunu bilmediğiniz bir şeyi ne kadar tercih edersiniz?
lazanya tercih ettik. en çok hoşumuza giden taraf; içine koyulan sostan malzemeye, üstüne konulacak peynir çeşitine kadar siz seçiyorsunuz. tercih sizin. oldukça güzel bir oluşum bu.
sipariş tamamlanma süresi yaklaşık 42-43 dakika arasıydı bizde. eminim yoğun olduklarında daha geç hazırlandığı ve servis edildiği oluyordur.
ispanaklı ve kıymalı olmak üzere iki adet ortaya söylemeyi tercih ettik. servis açmalarını istediğimizde servis de açtılar. lazanya olarak bahsetmem gerekirse, ıspanaklının tuzu oldukça iyiydi. ancak kıymalı olan çok tuzluydu. ben ki yemeği tatmadan tuz atan biriyim. tuzu çok severim. ama oran aşırıydı bence. lazanyalar lezzetsizdi, kıvamsızdı demeyeceğim. gayet tadındaydı. ancak bu kadar abartilmiş olması (4,4 puan bilgisi ile gittim) beklentimi yükseltti. i̇stanbul'da buradan kat kat dahaiyilazanya pişiren min. 2 mekan daha söyleyebilirim. buna 4,4 puan ortalaması tutturan kitle oraya 8,0 puan olsa verir bence. gerçi girişte yaşadığım olaydan dolayı da ağzımın tadı kaçtı. bu da ayrı bir tatsızlık katmış olabilir.
lazanyalarımızı yerken, mekanın işletmecisi ya da sahibi olduğunu düşündüğüm, oldukça güleryüzlü, kibar bir beyefendi yanımıza geldi. bize beğenip, beğenmediğimizi sordu. keşke çalışanları da kendi kadar tatlı ve beyefendi olsalar! ama değiller maalesef.
ek not: lavabolar oldukça geniş. ayrıca makyaj silme pamuğu, havlular, sabunlar vb. şeyler mevcut. bunlar tabi ki güzel düşünceler. ancak lavabolar niye bu kadar geniş, anlamadım. kesinlikle mekanın mimarisini değiştirmeliler. o lavaboları daraltsalar, 3-4 masa daha sığdırırlar oraya rahat.
en önemli̇: kapıda moralimizi sıfıra indiren arkadaş, bizi 2 kişiyiz diye 5 kişilik masaya oturtmamıştı. ancak bizden sonra mekana giren 2 kişilik her grup 4 kişilik de, 7 kişilik de masalara oturdular. tezat ki, ne tezat. birine uygulamaya çalıştığın düzeni, diğerine de uygulamalısın. ya da hi̇ç uygulama mesela?