coffee sapiens


alphan
4
4 yıl önce
karaköy
i̇çtenliğiyle zaten çok sevdiğim ve alıştığım bir yerdi. küçük,tatlı ve kaliteli. geçen gün denediğim balkabaklı latte gerçekten başarılıydı ??(yeni menüye konulmuş.) ama ben en çok klasik demleme çayını severim ?
0
lokantalarim
4
4 yıl önce
karaköy
tayland sokaklarında dolaşırken, pek çok kişinin ilgilendiği skytrain, buda heykelleri ve go-go barlarından ziyade, insanların yüzlerindeki gülümseme ve birbirlerine gösterdikleri saygı dikkatimi çekmişti. birisi bunun budist olmaktan kaynaklanan, “yaşadığı hayat ne olursa olsun, ne iş yaparsa yapsın, nereye giderse gitsin mutlu olma” prensibine dayandığını söylemişti. fakirdiler, kalabalıktılar, lakin herkes işini yapıyordu, yaptığı işe saygılıydı ve en iyisini vermeye çalışıyordu. singha ve chang biraları içilen devasa bira-bahçeleri dışında, bu uzak ülkede beni en çok etkileyen bu konuydu.

ülkeye döndüğümde ise, kimsenin yüzünün gülmediğini tekrar fark ettim. neden gülecektik ki? hiçbirimiz yaptığı işi sevmiyordu. hiçbirimizin saygısı yoktu hayata. ve bütün bunlar bir yana, en eğitimlimizden en cahilimize, hepimiz “yırtma” peşindeydi.

evet dostlar, ülkemiz insanının iki temel özelliği vardır unutulmaması gereken:

1. “mea culpa” (suç bende) diyememek: çünkü bazen başkaları, bazen kader, bazen şanssızlık, bazen binbir uydurulmuş gerekçe bizim önümüzü tıkamaktadır.
2. nefret ediyorum işimden sendromu: 40 yaşında olmama karşın, bugüne kadar iki ya da üç insan gördüm işini seven ve ona saygı duyan.
neden mi yazdım bunları? ahmet mithat efendi gibi sık sık konu dışına çıktığım doğrudur, ama bağlayacağım: çünkü dün akşam  ziyaret ettiğim coffee sapiens’te, işini seven, ona saygı duyan ve yaptıklarından (kahveden) bahsederken gözleri ışıldayan bir adam gördüğüm için yazdım bu satırları.

adamın adı burak göğüş. i̇şi: kahve!

birçok detay anlattı biz kahveleri tadarken, bir yandan da servis yapıyordu. önce belgian royal coffee maker ile hazırlanmış jamaican blue mountain içtim. bu kahve, sattıkları en pahalı üründü ve nadir bulunan bir çekirdekten üretilmişti. ben hayatımda içimi bu kadar yumuşak, ağızda kadife gibi dağılan bir kahve daha içmedim. tadını inceltecek süt, şeker gibi hiçbir dış etkene ihtiyaç duymayan enfes bir “deneyim”di.
laf arasında “belgian royal coffee maker” yönteminden de bahsedelim. benim anladığım, iki bölmeli bir sifon sistemi söz konusu burada. bir bölümde kahve, diğer kısımda sıcak su var. su alttan ısıtılıyor ve iyice kaynayınca su buharı çıkacak başka yer bulamayacak kahvenin yanına yollanıyor. kahve böylece demlenmeye başlıyor. sıcak su buhara dönüşüp tamamen kahveyle karışınca, dengede duran kaplardan birisi boşaldığı için aşağı çöküyor. bu defa tersine bir süreç başlıyor ve suyla karışmış kahve ters yöne akıyor. burada bir muslukçuk var ve onun aracılığıyla fincanlara servis ediliyor. bu yöntem 17-18. yüzyıla kadar uzanan eski bir metod. (tarih konusunda yanılıyor olabilirim)

sonra geleneksel sifon yöntemiyle hazırlanmış guatemala antigua kahvesini denedim. bu biraz daha ağızda kendini hissettiren bir tada sahipti. şarap dünyasında tanenli, ya da tanik derler ya, onun kahve dünyasındaki karşılığı neyse, işte öyleydi. bütçe olarak blue mountain’e göre daha uygun olduğunu söyleyebilirim. i̇çimi o kadar yumuşak olmasa da, türk damak zevkine daha uygun gibi geldi bana.

üçüncü olarak “drip” yönetmiyle hazırlanmış, mekanın kendi özel blendinden içtim. i̇çinde ruwanda , etiyopya sidamo ve guetemala antigue karışımı vardı. “blend mutation” adını verdikleri bu çalışma, ağızda keskin bir viraj alarak adeta tat değiştiren, size çeşitlemeler sunan, nispeten daha ağır, ama sert kahve tutkunlarının damak tadına daha uygun bir lezzete sahipti.

bunların üzerine soğuk demleme yöntemi ile hazırlanmış, uzun saatler demlendikten sonra servis edilen iki kahve denedim. birisi antigua, diğeri mocha yemen adını taşıyordu. kokladığınızda adeta viski rayihası alabileceğiniz ağır “eser”lerdi bunlar.

bu tadımda çok akıllıca bir yöntem izleyerek, yumuşaktan serte doğru bir yolculuk yapıldı. bana kalırsa da ideali bu. aksini denememenizi öneririm.
bu kahvelere brownie ve cookie’ler eşlik etti. özellikle benim gibi brownie sevmeyen bir şahsı bile kendinden geçiren bir lezzet fırtınası peydah oldu ağzımda.

bütün bunlar olurken, burak göğüş iyi kahve hazırlamanın püf noktalarını anlatıyor, sözgelimi kahvenin demleme yöntemi kadar, çekirdeklerinin farklı tatlarının öneminden, ya da çekirdekleri kavurma şekli ve süresinin kahvenin lezzetine yaptığı etkiden bahsediyordu.

birisi kahveden böyle bahsettiğinde kahveyi sevmemek elde değil sevgili dostlar!

bu mekanı mutlaka denemenizi tavsiye ederim. şaşıracaksınız.

kemankeş karamustafa paşa mahallesi,
kılıç ali paşa mescidi sokak, no 10/c, beyoğlu, i̇stanbul
0 212 2441296


-----16 oct, 2014-----

tayland sokaklarinda dolasirken, pek çok kisinin ilgilendigi skytrain, buda heykelleri ve go-go barlarindan ziyade, insanlarin yüzlerindeki gülümseme ve birbirlerine gösterdikleri saygi dikkatimi çekmisti. birisi bunun budist olmaktan kaynaklanan, ?yasadigi hayat ne olursa olsun, ne is yaparsa yapsin, nereye giderse gitsin mutlu olma? prensibine dayandigini söylemisti. fakirdiler, kalabaliktilar, lakin herkes isini yapiyordu, yaptigi ise saygiliydi ve en iyisini vermeye çalisiyordu. singha ve chang biralari içilen devasa bira-bahçeleri disinda, bu uzak ülkede beni en çok etkileyen bu konuydu.

ülkeye döndügümde ise, kimsenin yüzünün gülmedigini tekrar fark ettim. neden gülecektik ki? hiçbirimiz yaptigi isi sevmiyordu. hiçbirimizin saygisi yoktu hayata. ve bütün bunlar bir yana, en egitimlimizden en cahilimize, hepimiz ?yirtma? pesindeydi.

evet dostlar, ülkemiz insaninin iki temel özelligi vardir unutulmamasi gereken:

1. ?mea culpa? (suç bende) diyememek: çünkü bazen baskalari, bazen kader, bazen sanssizlik, bazen binbir uydurulmus gerekçe bizim önümüzü tikamaktadir.
2. nefret ediyorum isimden sendromu: 40 yasinda olmama karsin, bugüne kadar iki ya da üç insan gördüm isini seven ve ona saygi duyan.
neden mi yazdim bunlari? ahmet mithat efendi gibi sik sik konu disina çiktigim dogrudur, ama baglayacagim: çünkü dün aksam bir mekanist etkinligi için ziyaret ettigim coffee sapiens?te, isini seven, ona saygi duyan ve yaptiklarindan (kahveden) bahsederken gözleri isildayan bir adam gördügüm için yazdim bu satirlari.

adamin adi burak gögüs. isi: kahve!

birçok detay anlatti biz kahveleri tadarken, bir yandan da servis yapiyordu. önce belgian royal coffee maker ile hazirlanmis jamaican blue mountain içtim. bu kahve, sattiklari en pahali üründü ve nadir bulunan bir çekirdekten üretilmisti. ben hayatimda içimi bu kadar yumusak, agizda kadife gibi dagilan bir kahve daha içmedim. tadini inceltecek süt, seker gibi hiçbir dis etkene ihtiyaç duymayan enfes bir ?deneyim?di.
laf arasinda ?belgian royal coffee maker? yönteminden de bahsedelim. benim anladigim, iki bölmeli bir sifon sistemi söz konusu burada. bir bölümde kahve, diger kisimda sicak su var. su alttan isitiliyor ve iyice kaynayinca su buhari çikacak baska yer bulamayacak kahvenin yanina yollaniyor. kahve böylece demlenmeye basliyor. sicak su buhara dönüsüp tamamen kahveyle karisinca, dengede duran kaplardan birisi bosaldigi için asagi çöküyor. bu defa tersine bir süreç basliyor ve suyla karismis kahve ters yöne akiyor. burada bir muslukçuk var ve onun araciligiyla fincanlara servis ediliyor. bu yöntem 17-18. yüzyila kadar uzanan eski bir metod. (tarih konusunda yaniliyor olabilirim)


sonra geleneksel sifon yöntemiyle hazirlanmis guatemala antigua kahvesini denedim. bu biraz daha agizda kendini hissettiren bir tada sahipti. sarap dünyasinda tanenli, ya da tanik derler ya, onun kahve dünyasindaki karsiligi neyse, iste öyleydi. bütçe olarak blue mountain?e göre daha uygun oldugunu söyleyebilirim. içimi o kadar yumusak olmasa da, türk damak zevkine daha uygun gibi geldi bana.

üçüncü olarak ?drip? yönetmiyle hazirlanmis, mekanin kendi özel blendinden içtim. içinde ruwanda , etiyopya sidamo ve guetemala antigue karisimi vardi. ?blend mutation? adini verdikleri bu çalisma, agizda keskin bir viraj alarak adeta tat degistiren, size çesitlemeler sunan, nispeten daha agir, ama sert kahve tutkunlarinin damak tadina daha uygun bir lezzete sahipti.


bunlarin üzerine soguk demleme yöntemi ile hazirlanmis, uzun saatler demlendikten sonra servis edilen iki kahve denedim. birisi antigua, digeri mocha yemen adini tasiyordu. kokladiginizda adeta viski rayihasi alabileceginiz agir ?eser?lerdi bunlar.

bu tadimda çok akillica bir yöntem izleyerek, yumusaktan serte dogru bir yolculuk yapildi. bana kalirsa da ideali bu. aksini denememenizi öneririm.
bu kahvelere brownie ve cookie?ler eslik etti. özellikle benim gibi brownie sevmeyen bir sahsi bile kendinden geçiren bir lezzet firtinasi peydah oldu agzimda.

bütün bunlar olurken, burak gögüs iyi kahve hazirlamanin püf noktalarini anlatiyor, sözgelimi kahvenin demleme yöntemi kadar, çekirdeklerinin farkli tatlarinin öneminden, ya da çekirdekleri kavurma sekli ve süresinin kahvenin lezzetine yaptigi etkiden bahsediyordu.

birisi kahveden böyle bahsettiginde kahveyi sevmemek elde degil sevgili dostlar!

bu mekani mutlaka denemenizi tavsiye ederim. sasiracaksiniz.

kemankes karamustafa pasa mahallesi,
kiliç ali pasa mescidi sokak, no 10/c, beyoglu, istanbul
0 212 2441296
0
tolga
4
4 yıl önce
karaköy
yapmış olduğu isimden yeme durumu var gibi. filtre kahve lezzetli olsa da yavaş ve bardakların yarısı boş geldi. yavaş geldiği için de ılıktı. memnun kalmadım.
0
berkin
4
4 yıl önce
karaköy
istanbuldaki 3. dalga kahve akiminin ilk noktalarindan. cizgisini hic bozmadan devam ediyor. farkli menseyli kahveler var. barista size cok yardimci oluyor, nasil bisey istediginizi soylemeniz yeterli!
0
beste
5
4 yıl önce
karaköy
sapiens cok cok cok guzel bir mekan ya. bi kere sapiens yani ben her zamanki gibi temasi olan yerlere bayildigimdan dolayi zaten ilgimi cekmisti. bir de kahvelerin lezzetiyle gonlumuzu tamamen fethetti. ben flat white ictim, cok guzeldi, emre de mutation blend diye bir kahve icti v60 ile demlenen ki o cok cok cok cok daha guzeldi, onu kesinlikle tavsiye ediyorum. bir de tatlilarindan denemek icin bir daha gelmek istiyorum buraya, red velvet cupcake falan vardi cunku menude gozumden kacmadi onlar. sunum da cok guzeldi mesela suyun icinde minnacik bir cicek vardi suya gul tadi veren. bence bu tarz kucuk seyler onem arz ediyor ya, ozendiklerini gorebiliyorsunuz. yalniz ben yuksekten korkarim ve emre ust kattaki masaya oturmak isteyince 90 derece bir merdiveni cikmak zorunda kaldim, yani yuksekten korkan dostlarima bir tavsiye: asagida oturun.
0
kitcheers
4
4 yıl önce
karaköy
coffee sapiens severek gittiğim iç kısmı minik bir mekan.kahve,sunum,lokasyon hepsi guzel.geniş bir kahve menüsü var.karaköyde nerede kahve içsek diye düşünenlerin uğrak yeri olabilir.
0
görkem
4
4 yıl önce
karaköy
mekanin önünde yer olmadigi için arka tarafa geçtik. ancak çok küçük, yazin on tarafa günes vurdugunda bahçe tercih edilebilir. sonrasinda on tarafta yer bulduk ve oturduk. ethiopia, costa rica ve kenya blendleri meyve aromali oldugu için baharat tadini daha fazla tadabilecegim guatemala aldim. kardesim de çikolata karamel aromasini hissedebilecegi coffee sapiens'in kendine has blend mutation'i tercih etti. gayet memnun kaldik, kisiye özel demleme servislerini çok sevdik.çalisanlar da gayet ilgili. her daim kucaginizda uyumaya meyilli kedileri çok sükela.
0
hande
4
4 yıl önce
karaköy
her kahvesi ayri guzel ☕️ koselere oturup geleni geceni seyrediyor sogumayan havanin tadini cikariyoruz. americanolarinin su bardaginda servisine de bayikiyoruz ?
0
serhat
5
4 yıl önce
karaköy
şu an itibarı ile karaköy'deki en iyi kahveci diyebilirim. hatta i̇stanbul'daki en iyi mini kahvecilerden biri. çalışanlar o kadar güleryüzlü ve o kadar yardımsever ki evinizde gibi hissedebilirsiniz. yer bulmak çok zor keza çok az masa var. sokağın cıvıltısına bakmak istemeyenler için arkada daracık bir alanda da az masaya az masayla destek veriyorlar. muhteşem kahveler, her türden demleme yöntemleri ve sorduğunuzda herşeyi detayıyla anlatan çalışanlar. gerçek bir kahve müdaviminin parasını hak eden ükemmel bir işletme. her akşam iş çıkışı uğranabilir.
0
duygu
4
4 yıl önce
karaköy
mekan 4 masalik, stuff sevimli, gunlerden karakoyde her yerde sira beklenen bir gun. zomato hilesi yapip yan mekan balthazara da servis yaptiklarini duydugumuzu soyledik. yemedi. burda her zaman tercihim basarili white mochalari. bu kez jameica blue mountain istedim, kalmamis. tercihimi latteye cevirdim, yaninda karamel ve cikolata karisimi kucuk bir tatliyla geliyor. leziz. bir de mekan kapgel uyesi. i̇stediginiz mamulleri 1 saat icinde kapinizda ?
0
bilge
4
4 yıl önce
karaköy
içtiğim en güzel filtre kahve buradaydı. ufacık bir yer, sokak masalarında oturup sohbet etmek için harika. beni burayla tanıştıran kahve bağımlısı arkadaşıma teşekkür ediyorum. coffee with milk please.
0
eliçe
5
4 yıl önce
karaköy
hario v6 denedik baristanın tavsiyesi ile. gerçekten çok beğendik. baristası çok bilgili, doğru kahveyi seçmemiz için hiç usanmadan bilgilendirdi bizi. biraz minik bir yer ancak atmosferi çok güzel. karaköy'e gidince uğramadan olmaz.
0
serkan
5
4 yıl önce
karaköy
one of the best coffee in the istanbul... i offer you to drink special coffee with nutella. it is amazing...

yabanci arkadaslara tavsiyemden sonra türkçe yapabilirim:p
hayatımda içtiğim en güzel kahveler burada... kavurma makineleri ust katta ve kendileri tamamen yapmakta. nutella ile ozel yaptıkları kahveyi şiddetle öneririm. şekerli kahveyi sevmeme rağmen muhteşem bir tadi var. ilginc olan ise nutella li kahveleri şekerli olmuyor ve siz karıştırmadiginiz surece nutella bardağın kenarında kalıyor. hatta kahve bittikten sonra bardağı simit ile temizleyebilirsiniz:)
uzman kişiler tarafından kahveniz hazırlanıyor ve kahvenin ne olduğunu size gösteriyorlar. starbucks ve kahve dunyasinin kahvelerinin kahve olmadığını anlıyorsunuz.
0
esra
5
4 yıl önce
karaköy
burak beyin kahvelerini çok severim sehirdeki kahve duraklarimin arasinda üst siralarda yer alir coffee sapiens bugün sonunda kendisinin elleriyle hazirladigi bal kabagi puresiyle yaptigi pumpkin spice lattesini denedim ve cok begendim


-----11 sep, 2014-----

yolunuz karaköy e illaki düser o zaman kahveye gönül vermis burak beyin ilk isletmecilik deneyimi olan mekanda kendine has cesitlendirmelerle sundugu kahvelerinden deneyin.neler mi bunlar mesela bardagini nutella ile cevirip sicacik kahveyle yaptigi bir kahvesi var bugunler kahve kokteyli deneyleri yapiyor kendisi menuye dahil ettiginde hemmen deneyecegim
0
öykü
4
4 yıl önce
karaköy
tam bir tatlış mekan. arkadaşımı beklerken tesadüfen oturduğum, mini mini bir yer. kahvesi çok lezzetliydi ve çalışan da kesinlikle çok ilgili ve yardımseverdi. kahvemi bitirip kalkarken beğenip beğenmediğimi, hangi kahveleri karıştırarak yaptığını ve genel olarak içtiğim kahvenin çok beğenildiğini söyledi. bir daha gidilesi, kapısında oturup dergi karıştırırken kahve okunası tatlı mı tatlı kahveci.
0
oturum aç
hesap oluştur