backyard


İçinde "tercih" olan yorumlar
4
3.7
larisa
4
4 yıl önce
bebek
istanbulda yenicek en iyi hotdog kesinlikle burda, içki fiyatları makul. haftasonu kalabalık oluyor ama her zamantercihedebileceğim bi yer sıcak zeytini çok lezzetli crostiniler bol malzemelei hersey cok doyurucu ortaya bişeyler soylerseniz daha keyifli. backyard ve backbar ayrı işletme gibiler backyard'dan ne kadar memnunsam bar kısmı inanılmaz yavaş içkini alman dakikalar sürüyor.
0
esin
5
4 yıl önce
bebek
dün akşam yemeği için eşimle birlikte gittik. backyard köfte kebabı, trüflü lorlu crostina ve şu an adını hatırlamadığım ancak içeriğinde kekikli tavuk pirzola ve buharda pişmiş sebze garnitürü olan bir yemek söyledik. hepsi oldukça lezzetliydi. ahçılarını tebrik etmek lazım. tek başına trüflü lor crostina bile doyurucuydu. yemekten sonra ise orman meyveli crumble sipariş ettik ve şahaneydi. yanlız, tek porsiyon bir kişiye fazla gelebilir. bir kaç kaşıktan sonra tatlı tadı iştahı kesiyor. tatlı tadını yumuşatmak için siz de bizim gibi yanına filtre kahvetercihedebilirsiniz. hava soğuk olduğu için iç mekanıtercihettik. gerçekten güzel dizayn edilmiş, hoş bir tasarımı var. ayrıca mutfağın açık (camla kapalı) mutfak olması da yemeğinizin hazırlandığı ortamın temiz olduğu konusunda sizi tatmin ediyor.  aracınızla veya taksiyle ulaşım sağlamanız gerekiyor. otoparkın sabit ve 25 tl tutarında bir ücreti var. tabi arabanızı biraz daha aşağı parkedip yürümeyitercihedebilirsiniz. tek bir eksi yön belirtebilirim ; o da dün bizimle ilgilenen garson hanımefendiydi. kesinlike hiç güleryüzlü olmamakla birlikte hesabımızı ödedikten sonra kendisi bir afiyet olsun dahi demedi. üstelik her siparişimizi masamıza bırakmak için geldiğinde kendisine teşekkür etmemize rağmen. belki de dün gününde değildi bilemiyorum, bize denk geldi. bunun dışında yemekler ve mekan beş yıldızı hakediyor.
0
helin
4
4 yıl önce
bebek
havalar güzelleşmişken boğaza tepeden bakarak keyif yapmanın tam zamanı. bahçesi dinlenmek için ideal. gelip gidenlerin çoğu mac üyesi (yani herkes şık ve fit). ben yemek için mac&cheesetercihederken arkadaşım acı&domatesli rigatoni istedi. i̇kisi de çok lezzetliydi. not:güneşi rose şarap eşliğinde batırmak için kesin buraya gelin.
0
merve
5
4 yıl önce
bebek
tek kelime ile muazzam! tekrar tekrartercihedeceğim bir mekan gerek insan portföyü gerekse personel ilgisi ile inanılmaz huzurlu bir yer .
0
çiğdem
5
4 yıl önce
bebek
birkaç gün önce davet ettikleri yılbaşı partisine katılarak tanıştığım bir mekan. daha içeri girmeden ambiyansı sizi yakalıyor. eski bir fransız yetimhanesi, taş duvarlar, bahçe ve özellikle boğaz manzarası tek kelimeyle çok elegance ve keyifli. i̇ş yemekleri için de romantik yemekler için detercihedilebilinecek bir mekan.


-----24 dec, 2014-----

mekanistin davetiyle tanistim ancak bundan sonr cok sik gidecegim kesin. cok begendim, acayip keyifli bir mekan. ortam cok sik, servis elemanlari guler yuzlu
0
irem
4
4 yıl önce
bebek
arkadaşın doğumgünü kutlaması vesilesiyle ilk defa gittim. ambiyansını çok beğendim, loş ve cool bir ortam var. gelen kesim sebebiyle biraz “kasıntı” denilebilecek mekanlardan. bu olay fiyatlara da yansımış ve abartılmış. eti lezzetliydi fakat fiyat gerekiz pahalıydı. şarap olarak kırmızı umurbey cabarnet sauvignon&merlottercihettim ve aşırı beğendim. tatlı olarak ise orman meyveli crumbletercihettik ama bunda hayal kırıklığına uğradım. sonuç olarak denenebilir.
0
anna
3
4 yıl önce
bebek
ambiyansı dışında imza bir lezzete rastlamadım.glutensiz makarnalarınıtercihettim ne yazık ki az pişmişti sertti.patates kızartmaları lezzetli.haftasonu gidildiğinde oldukça kalabalık bahçede oturmak istenir ise bir süre beklemeniz gerekebilir.şansımıza bizim ile ilgilenen personel güleryüzlü ve ilgiliydi,bayan personellerin suratları asık erkek personele oran ile...restoranın karşısındaki park alanını vale alanı olarak kullanmaları absurt olmus çünkü zaten arabanızı kendiniz parkedebilecegınız bir mesafede otopark ile vale alanı.arabanızı kendiniz parkedip sadece anahtarı valeye veriyorsunuz bu oldukça komik gözüküyor.küçük sevimli bir yer?
0
lokantalarim
4
4 yıl önce
bebek
backyard‘ın yeni yapılanması içinde, “backyard bistro” adını alan lokantanın son menüsünün tadımı için buluştuk geçen gün. bu etkinlik, menüde ön plana çıkan hoş bir seçkinin bizlere sunulması şeklinde gerçekleşti. backyard, aklımda daha önce kahvaltı için birkaç defa gittiğim ve manzaralı bahçesinden büyük haz aldığım nispeten “light” bir mekan olarak yer etmiş iken, bu defa iç kısmını da görme fırsatını yakaladığım daha “ağır” ve “fine dining”e yönelik bir işletmeye dönüştü gözümde. mekandan kısaca bahsettikten sonra, (genç ama deneyimli) şef beril şanal‘ın düzenlenmiş olduğu bu güzel tadım menüsünün ayrıntılarına değineceğim.

öncelikle mekana girdiğimde kendimi çok iyi hissettim. hafif loş ışıklarla aydınlatılmış geniş bir salon, özenle seçilmiş tahta masalar, meraklısı için gerçekten çok iyi fotoğraf veren zarif bir bar ve dışarıdaki bahçenin coşkulu yeşilliğini içeridekilerle cömertçe paylaşan bir bahçe. gecenin ilerleyen saatlerinde masaların tamamı doldu ve gürültü hiçbir şekilde beni rahatsız etmedi. ustalıkla, incelikle düşünülmüş bu detaylar kendimi rahat hissetmeme sebep oldu. bu bahsettiklerimden de anlayabileceğiniz gibi, bir mekanın nasıl düzenlenmiş olduğunu, sunulan yemeklerin lezzeti ve servisin kalitesinden hiçbir zaman ayrı tutmuyorum. elimden geldiğince “toplam manzarayı” tasvir etmeye gayret ediyorum.

mekan etiler’den arnavutköy’e inen yokuşun ortalarında bir yere denk geldiği için buraya arabayla gelme olasılığınız yüksek. ama endişelenmeyin, çok büyük bir park yeri ve vale servisi olduğu için bir sıkıntı çekmeyeceksiniz. yeni yapılanmada “sarnıç” diye adlandırdıkları bir bölümleri de varmış. burası, daha çok tesisin içindeki spor salonunun (mac) müşterilerinin sağlıklı yemek taleplerinin karşılanması amacıyla düzenlenmiş. dolayısıyla, benim nezdimde, “delikanlı adamı bozar” kategorisinde. zira “sağlıklı yemeklerin lezzetli olması” gibi bir cümle kurmak, ciddi bir “oksimoron” durumuna sebebiyet veriyor.

gelelim tadımını yaptığımız yemeklere… “soğuklar” kategorisinde masamızı şenlendiren başlangıçlardan birincisi “crostini rezene” idi. ekmek dilimlerinin iyice kızartılmasının ardından, üzerine zeytinyağı sürüp ricotta peyniri, badem, siyah zeytin kurusu, kırmızı soğan ve hurma ile taçlandırılmış bu keyifli giriş yemeğinin sırrı (aslında bruschetta’dan farkı demeliyim burada) “ince” ekmek dilimleri üzerinin süslenmesi ve iyice kızartılması. crostini’nin i̇talyan yemek terminolojisindeki karşılığı kızarmış ekmeğe denk gelmeli diye düşünüyorum. (“düşünüyorum”, dedim, rahat olun) okuduğum kaynaklardan birinde, crostini yaparken en çoktercihedilen ekmek türünün fransız baget ekmeği olduğu yazıyordu, bunu da eklemeden edemedim.

bunun dışında, i̇talya’nın puglia bölgesinden çıkma, taze bir peynir çeşidi olan stracciatella, fındık, acı biber, kırmızı soğan, taze nane ile harmanlanmış pancarın tadına baktım. denediğimiz soğuk başlangıçların içinde baskın bir lezzete sahip olmayan az sayıda yemekten birisiydi bu. masanın ortak yorumu, dilimizdeki papilalara saldıran kuvvetli tatları dengelemek için, böyle nispeten daha hafif denemelerin yararlı olduğu yönündeydi. ben çekimser kaldım bu konuda.

ardından ördek rillette yiyerek lezzet yolculuğumuza keyifle devam ettik. bakın beril şanal, kendi web sitesinde bu yemeği nasıl anlatıyor: “ördeklerden bir kaç tanesini kemiklerinden ayırarak mutfak robotuna alın. damak tadınıza göre konyak, hardal, ördek yağı, tuz ve karabiber ile tatlandırarak pürüzsüz bir püre olana kadar çekin. ekşi maya ekmek üzerine sürerek, yanında tane hardal ve karamelize soğan ile servis edin.” i̇şte bizler de bu püreyi kızarmış ekmeklerimizin üzerine sürerek, ağzımızda erite erite, ağır ağır, keyfini çıkara çıkara yedik. çok zarif, adeta insanın iştahını açan, daha fazla yeme ihtiyacı doğuran hoş bir lezzetti. 

yediğim gerçekten lezzetli iştah açıcılardan birisi de fırınlanmış ve çiğ yer elmaları, armut, rezene sapı, roka, fındık, keçi sepet peynirinden oluşan “yer elması” idi. tahmin edersiniz, benim gibi etobur zatlar, öyle kolay kolay yer elması ile “beğendim” kelimelerini aynı cümlede kullanmaz. ama ben bu yemeği büyük bir zevkle yedim, yuttum. bana kalısa, açılışı yaptığımız tabaklar içinde “crostini rezene” birinci, “yer elması” ise ikinci sırada yer aldı tat bakımından. 

sonra, sırasıyla hamsi, dana ilik, ızgara marul ve merguez yedik. hamsinin öyle alelade, her gün karşımıza çıkan kızartma ya da ızgara hamsilerden çok ciddi bir farkı vardı. karamelize soğan ile doldurulmuş çok değişik bir kızartmaydı bu güzellik. hamsiperver kardeşlerimiz için ufuk açacak, konuya bakışlarını temelden sarsacak bir “kreasyon”du diyebilirim. ev yapımı aioli sos ile servis edildi.

tadım menümüzdeki bir sonraki yemek fırınlanmış “dana ilik”ti. o ana kadar masaya gelen en güzel yemeğin bu olduğunu hiç tereddüt etmeden söyleyebilirim. büyük keyif aldım yerken. üstelik de tahmin edilenin aksine, sağlığa hayli yararlı birçok özelliği olduğunu da vurgulamam gerekiyor. kaşıklayarak yediğimiz bu harikulade çalışmanın, ne yazık ki çoğu insanın damak zevkine uymadığını biliyorum. ama benim için bir başyapıttı.

ardından zeytinyağında poşe somon, çıtır kapari ve fırın sarmısak vinegret ile ızgara marul yedik. onunla birlikte de nohut, pazı, badem yatağında tipik bir kuzey afrika yemeği olan merguez sosisi ile haşır neşir olduk. bu tarz sosislerin çoğalması beni çok mutlu ediyor, bunu defalarca söyledim. yine de hala rotisserie noir’da yapılan merguez’in üzerine bir sosis yemedim, diyebilirim. somon ise gayet hoş, zarif, damağa yumuşak bir hisle sıvanan, ama duyargalarımıza saldırmayan “elegan” bir çalışmaydı. 

ana yemek kategorisinde ise kuzu kol, mascarpone peyniri ve çam fıstığı ile harmanlanmış maltagliati indirdik mideye. kuzu kolun yumuşacık lezzetini ne kadar çok sevsem de, makarna ile birlikteliğinden aynı hazzı alamadığımı söylemem gerekiyor. sanırım benim için fazla “sakin” bir yemekti bu.

ama son olarak servis edilen fırınlanmış bütün organik piliç için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. yerken adeta mest oldum diyebilirim. benim gibi bir tavuk tövbekarını bile kararından çevirebilecek olağanüstü bir çalışmaydı. lezzeti, -tabirimin arkasında hep duracağım- adeta damağımda infilak etti. uzun süre de kendime gelemedim. tavuk’un şarap sirkesiyle tatlandırılmış ekmek parçaları ile ağzımda dağılması o kadar hoşuma gitti ki, belki de koskoca tavuğun yarısını ben mideye indirdim. bu çalışmaya on üzerinden on verdim. enfesti.

yemeğimizi tadım menüsünde yer almayan sürprüz tatlılarla sonlandırdık. bunların içinden, benim için hafifliği ve zerafetiyle, her zamantercihettiğim tatlılardan birisi olan panna cotta, ön plana çıkıverdi.

öte yandan, büyük bir doygunluk ve mutlulukla mekandan uzaklaşırken, menüde yer alan “pastırma cipsi” ve “uykuluk”un tadına bakma isteği de giderek artıyordu içimde. bir gün şeytana uyup bunları da yemek konusunda kendime söz vererek yeme içme faslını bitirdim.

backyard bistro’yu, hem beril şanal’ın yetenekli dokunuşları, hem de mekanın güzel konumu, dekorasyonu ve enerjisi ile çok beğendim diyebilirim. mekanın tüm masalarının doluluğu da bu düşüncemin adeta sağlaması gibiydi o gece.

gidilmesi elzem olan lezzet noktalarından birisinin daha i̇stanbul’da yeni menüsüyle hayat bulduğunu görmek beni çok mutlu etti.

otlukbeli cad., bebeköy sok. no: 4, 34337 etiler/i̇stanbul

phone:(0212) 287 1500


-----07 nov, 2014-----

backyard‘in yeni yapilanmasi içinde, “backyard bistro” adini alan lokantanin son menüsünün tadimi için bir mekanist etkinliginde bulustuk geçen gün. bu etkinlik, menüde ön plana çikan hos bir seçkinin bizlere sunulmasi seklinde gerçeklesti. backyard, aklimda daha önce kahvalti için birkaç defa gittigim ve manzarali bahçesinden büyük haz aldigim nispeten “light” bir mekan olarak yer etmis iken, bu defa iç kismini da görme firsatini yakaladigim daha “agir” ve “fine dining”e yönelik bir isletmeye dönüstü gözümde. mekandan kisaca bahsettikten sonra, (genç ama deneyimli) sef beril sanal‘in düzenlenmis oldugu bu güzel tadim menüsünün ayrintilarina deginecegim.

öncelikle mekana girdigimde kendimi çok iyi hissettim. hafif los isiklarla aydinlatilmis genis bir salon, özenle seçilmis tahta masalar, meraklisi için gerçekten çok iyi fotograf veren zarif bir bar ve disaridaki bahçenin coskulu yesilligini içeridekilerle cömertçe paylasan bir bahçe. gecenin ilerleyen saatlerinde masalarin tamami doldu ve gürültü hiçbir sekilde beni rahatsiz etmedi. ustalikla, incelikle düsünülmüs bu detaylar kendimi rahat hissetmeme sebep oldu. bu bahsettiklerimden de anlayabileceginiz gibi, bir mekanin nasil düzenlenmis oldugunu, sunulan yemeklerin lezzeti ve servisin kalitesinden hiçbir zaman ayri tutmuyorum. elimden geldigince “toplam manzarayi” tasvir etmeye gayret ediyorum.

mekan etiler’den arnavutköy’e inen yokusun ortalarinda bir yere denk geldigi için buraya arabayla gelme olasiliginiz yüksek. ama endiselenmeyin, çok büyük bir park yeri ve vale servisi oldugu için bir sikinti çekmeyeceksiniz. yeni yapilanmada “sarniç” diye adlandirdiklari bir bölümleri de varmis. burasi, daha çok tesisin içindeki spor salonunun (mac) müsterilerinin saglikli yemek taleplerinin karsilanmasi amaciyla düzenlenmis. dolayisiyla, benim nezdimde, “delikanli adami bozar” kategorisinde. zira “saglikli yemeklerin lezzetli olmasi” gibi bir cümle kurmak, ciddi bir “oksimoron” durumuna sebebiyet veriyor.

gelelim tadimini yaptigimiz yemeklere… “soguklar” kategorisinde masamizi senlendiren baslangiçlardan birincisi “crostini rezene” idi. ekmek dilimlerinin iyice kizartilmasinin ardindan, üzerine zeytinyagi sürüp ricotta peyniri, badem, siyah zeytin kurusu, kirmizi sogan ve hurma ile taçlandirilmis bu keyifli giris yemeginin sirri (aslinda bruschetta’dan farki demeliyim burada) “ince” ekmek dilimleri üzerinin süslenmesi ve iyice kizartilmasi. crostini’nin italyan yemek terminolojisindeki karsiligi kizarmis ekmege denk gelmeli diye düsünüyorum. (“düsünüyorum”, dedim, rahat olun) okudugum kaynaklardan birinde, crostini yaparken en çoktercihedilen ekmek türünün fransiz baget ekmegi oldugu yaziyordu, bunu da eklemeden edemedim.

bunun disinda, italya’nin puglia bölgesinden çikma, taze bir peynir çesidi olan stracciatella, findik, aci biber, kirmizi sogan, taze nane ile harmanlanmis pancarin tadina baktim. denedigimiz soguk baslangiçlarin içinde baskin bir lezzete sahip olmayan az sayida yemekten birisiydi bu. masanin ortak yorumu, dilimizdeki papilalara saldiran kuvvetli tatlari dengelemek için, böyle nispeten daha hafif denemelerin yararli oldugu yönündeydi. ben çekimser kaldim bu konuda.

ardindan ördek rillette yiyerek lezzet yolculugumuza keyifle devam ettik. bakin beril sanal, kendi web sitesinde bu yemegi nasil anlatiyor: “ördeklerden bir kaç tanesini kemiklerinden ayirarak mutfak robotuna alin. damak tadiniza göre konyak, hardal, ördek yagi, tuz ve karabiber ile tatlandirarak pürüzsüz bir püre olana kadar çekin. eksi maya ekmek üzerine sürerek, yaninda tane hardal ve karamelize sogan ile servis edin.” iste bizler de bu püreyi kizarmis ekmeklerimizin üzerine sürerek, agzimizda erite erite, agir agir, keyfini çikara çikara yedik. çok zarif, adeta insanin istahini açan, daha fazla yeme ihtiyaci doguran hos bir lezzetti.

yedigim gerçekten lezzetli istah açicilardan birisi de firinlanmis ve çig yer elmalari, armut, rezene sapi, roka, findik, keçi sepet peynirinden olusan “yer elmasi” idi. tahmin edersiniz, benim gibi etobur zatlar, öyle kolay kolay yer elmasi ile “begendim” kelimelerini ayni cümlede kullanmaz. ama ben bu yemegi büyük bir zevkle yedim, yuttum. bana kalisa, açilisi yaptigimiz tabaklar içinde “crostini rezene” birinci, “yer elmasi” ise ikinci sirada yer aldi tat bakimindan.

sonra, sirasiyla hamsi, dana ilik, izgara marul ve merguez yedik. hamsinin öyle alelade, her gün karsimiza çikan kizartma ya da izgara hamsilerden çok ciddi bir farki vardi. karamelize sogan ile doldurulmus çok degisik bir kizartmaydi bu güzellik. hamsiperver kardeslerimiz için ufuk açacak, konuya bakislarini temelden sarsacak bir “kreasyon”du diyebilirim. ev yapimi aioli sos ile servis edildi.

tadim menümüzdeki bir sonraki yemek firinlanmis “dana ilik”ti. o ana kadar masaya gelen en güzel yemegin bu oldugunu hiç tereddüt etmeden söyleyebilirim. büyük keyif aldim yerken. üstelik de tahmin edilenin aksine, sagliga hayli yararli birçok özelligi oldugunu da vurgulamam gerekiyor. kasiklayarak yedigimiz bu harikulade çalismanin, ne yazik ki çogu insanin damak zevkine uymadigini biliyorum. ama benim için bir basyapitti.

ardindan zeytinyaginda pose somon, çitir kapari ve firin sarmisak vinegret ile izgara marul yedik. onunla birlikte de nohut, pazi, badem yataginda tipik bir kuzey afrika yemegi olan merguez sosisi ile hasir nesir olduk. bu tarz sosislerin çogalmasi beni çok mutlu ediyor, bunu defalarca söyledim. yine de hala rotisserie noir’da yapilan merguez’in üzerine bir sosis yemedim, diyebilirim. somon ise gayet hos, zarif, damaga yumusak bir hisle sivanan, ama duyargalarimiza saldirmayan “elegan” bir çalismaydi.


ana yemek kategorisinde ise kuzu kol, mascarpone peyniri ve çam fistigi ile harmanlanmis maltagliati indirdik mideye. kuzu kolun yumusacik lezzetini ne kadar çok sevsem de, makarna ile birlikteliginden ayni hazzi alamadigimi söylemem gerekiyor. sanirim benim için fazla “sakin” bir yemekti bu.

ama son olarak servis edilen firinlanmis bütün organik piliç için ayni seyleri söyleyemeyecegim. yerken adeta mest oldum diyebilirim. benim gibi bir tavuk tövbekarini bile kararindan çevirebilecek olaganüstü bir çalismaydi. lezzeti, -tabirimin arkasinda hep duracagim- adeta damagimda infilak etti. uzun süre de kendime gelemedim. tavuk’un sarap sirkesiyle tatlandirilmis ekmek parçalari ile agzimda dagilmasi o kadar hosuma gitti ki, belki de koskoca tavugun yarisini ben mideye indirdim. bu çalismaya on üzerinden on verdim. enfesti.

yemegimizi tadim menüsünde yer almayan sürprüz tatlilarla sonlandirdik. bunlarin içinden, benim için hafifligi ve zerafetiyle, her zamantercihettigim tatlilardan birisi olan panna cotta, ön plana çikiverdi.

öte yandan, büyük bir doygunluk ve mutlulukla mekandan uzaklasirken, menüde yer alan “pastirma cipsi” ve “uykuluk”un tadina bakma istegi de giderek artiyordu içimde. bir gün seytana uyup bunlari da yemek konusunda kendime söz vererek yeme içme faslini bitirdim.

backyard bistro’yu, hem beril sanal’in yetenekli dokunuslari, hem de mekanin güzel konumu, dekorasyonu ve enerjisi ile çok begendim diyebilirim. mekanin tüm masalarinin dolulugu da bu düsüncemin adeta saglamasi gibiydi o gece.

gidilmesi elzem olan lezzet noktalarindan birisinin daha istanbul’da yeni menüsüyle hayat buldugunu görmek beni çok mutlu etti.

otlukbeli cad., bebeköy sok. no: 4, 34337 etiler/istanbul
phone:(0212) 287 1500
0
mehmet
4
4 yıl önce
bebek
backyard ile ilgili farklı yorumlar duyduğumdan açıkçası beklentimi biraz az seviyede tutarak bir pazar sabahı kahvaltı için gittim. bir kere yer olarak çok güzel bir yerde ve bahçesiyle muhteşem huzur veren bir yer. geçen hafta yaşadığım tatsız rumelihisar'ındaki kahvaltı tecrübemi, adeta adım attığım ilk andan itibaren silmeye başladı. sessiz, sakin ve nispeten çok da tıkış tıkış olmaması bulunduğunuz saatle mi alakalı bilmiyorum ama kafa dinlemek isteyen biri için oldukça önemli bir artı. gelelim kahvaltısına, iki kişi olarak ortaya bir kahvaltı tabağı ve bistro pancake aldık. siparişi vermeden evvel iki adet kahvaltı tabağı almayı düşündük ama iyi ki böyle bir karar vermemişiz. bence bir kişilik kahvaltı tabağı gayet ideal. reçel, bal gibi tatlılar belki yetmeyebilir( ki bize fazlasıyla yetti) ama peynirler oldukça fazla. kahvaltı tabağını ben gayet başarılı buldum. gelelim bistro pancake'e. üç adet pancake, çilek ceviz, kızarmış muz ve büyük bir top dondurma ile servis edilen bistro pancake'i, bence kahvaltı tabağından sonratercihedin. biz aynı anda söyleyerek stratejik bir hata yaptık çünkü pancake gelince dondurmanın erimemesini istediğimizden biran dikkatlerimiz pancake'e döndü ve pancake'i biran evvel bitirmek istedik. ben pancake'i de gayet başarılı buldum. klasik türk usülü kahvaltı yapmak istemiyorsanız, bistro pancake gayet başarılı ve doyurucu, kesinlikle öneririm. servise gelirsek, açıkçası bu konuda çekincelerim vardı ama hiç bir problem yaşamadım. belki de ekstradan odaklanıp, farklı garsonlara birkaç kez söylememin de etkisi vardır :) bu yüzden genel olarak pek bir kriter olmayabilir. fiyat konusuna da gelirsek bence bulunduğu konum itibariyle fiyatları normal. fikir vermesi açısından; ortaya kahvaltı + bistro pancake + büyük su + 6 çay + 2 soda 106 tl. özetle; rumelihisarı'ndaki curcunadan ziyade biraz daha dinginliğitercihedecekseniz kahvaltı için backyard güzel bir alternatif.

ps :unutmadan, rumelihisarı'ndaki gibi otopark sıkıntısı da yaşamazsınız ;)
0
eda
4
4 yıl önce
bebek
gercekten guzel bir mekan. bahce icinde sakin sessiz ve manzarali. yemekleri lezzetli porsiyonlari ideal boy. ancak fiyatlari oldukca yuksek. luks bir yer. yine de keyifli zaman gecirmek icin arada bir gidilebilir. veya ozel kutlamalar icin cok guzel birterciholabilir.
0
sibel
4
4 yıl önce
bebek
manzarasina ve arka bahcesinin guzelligine diyecek yok; gercekten huzurlu, sakin ve yesile doydugunuz saatler gecirebilirsiniz backyardda ancak yemeklerin cok basarili oldugunu soyleyemicem. ana yemek almadigimiz daha hafif bir aksam yemegi olmasi amaciyla sadece ortaya atistirmaliklar soyledigimiz icin de cok yorum yapmak dogru gelmiyor. kisaca belirtmek gerekirse yedigimiz yemekler ozel olmasa da guzeldi, ama ozellikle sonda gelen tatli basariliydi. tercihlerimiz citir risotto toplari, tam tahil + roka salata, permesanli patates kizartmasi ve caprese mozarella oldu; tatli olarak ise orman meyveli crumble. fiyatlar yuksek malesef, ve dune ozel oldugunu soyledikleri post makinesi sorunu yuzunden yarim saatten fazla nakit odeyecegimizi soyledigimiz hesabi beklemek de hos olmadi. her seye ragmen aksamustu tatli kahve yada sakin bir aksam yemegi icintercihedilebilecek bir mekan, bahcesi kesinlikle cok huzurlu ve guzel ancak menu icin dedigim gibi cok yorum yapamayacagim. yemekler asiri memnun etmesede mekanin genel havasinin ettigi kesin :)
0
ayça
1
4 yıl önce
bebek
arkadaslarimla beraber ogle yemegi icin gittik ben kale caesar salata soyledim ve 1 catal alabildim sadece cok kotuydu buraya gelip tatlitercihedebilirsiniz ama kesinlikle yemek konusunda sinifta kalmis bi yer...
0
tuğçe
5
4 yıl önce
bebek
daha önce nasil buraya gelmemisim dedirten mekan. fine dining restaurant tarzinin disinda günün her saatitercihedebileceginiz bir adres. sef beril sanal önderliginde genç mutfak ekibi harika lezzetler çikariyorlar. bacyard yenilenen haliyle benim favori listeme ekledi bile. makarnalarindan, et yemeklerine her lezzetin hakkini vererek hazirliyorlar. izgara marul uzerine pose somon, taze makarnadan yapilan ve kuzu etiyle hazirlanan maltagliati ve organik piliçe bayildim. tatlilardan sufle ve yine gitsem yine yiyecegim tatlilardan. son zamanlarda gittigim ve sevdigim mekanlardan oldular. sicacik karsilamalari ve isini severek yapan bir ekiple her sey harikaydi.
0
gamze
5
4 yıl önce
bebek
bir süredir gitmek istiyordum geçen hafta sonu gittim. yazin genis bahçesi nedeniyle özellikletercihsebebi olabilecek bir mekan. kisin ise sömine keyfi arayisinda olanlar için ugranmasi gereken backyardin çok sicak ve tatli bir ortami var. arpa sehriyeli tavuk yedim ve yaninda bir kadeh kirmizi sarap içtim yaklasik olarak 55 tl gibi bir ücret ödedim. yemegi özellikle çok begendim, öncesinde gelen salça ve ekmekler de harikaydi. bence görülmeye deger bir yer, güzel bir cumartesi aksami için ideal.
0
asli
4
4 yıl önce
bebek
validemin yasadigi bir ev kazasi sonucu bir haftadir ara verilen yazilara mekanistin yilbasi etkinligi ile doneyim dedim ?? bebekoy backyard da yapilan etkinlik oldukca keyifli gecti .samimi sicak bir ortam vardi. cok güzel agirlandik oncelikle bunun icin tesekkürler mekanist ekibine . mekanin konumuna manzarasina bayildim diyebilirim etiler akmerkezden 6/7 dk lik bir araba mesafesinde backyard.bogaza nazir sicak bir pub tarzinda . bu tarz yerleri severim ben . mutfak acik ne oluyor ne bitiyor gözünüzün onunde hersey. ahsap dekorasyontercihedilmis . bahçesi suan tadilatta idi anladigim kadari ile o yüzden ozellikle yazin merak etmiyor degilim mekani sabah kahvaltilari bahçede cok basarili diye tiyo aldim bicok arkadasimdan :) parti gecesi bir klasik olan sucuk ekmek sarap ikilisi ile midelerimizi senlendirdik. sucuk heryerde tercihim degildir acikcasi hassas bir mideye sahip olan bendenizde fakat gayet iyiydi hic problem çikmadi:) mekan hos keyifli benden tavsiye olunur derim ...
0
oturum aç
hesap oluştur