adana ocakbaşı

ilk giriste mekan salas ve sevimli bir ocakbasi havasi veriyor.fakat fiyatlar mekana gore biraz yuksek ve porsiyonlar da minicik oldugundan sevimliligi bozuyor. önden peynir, yogurtlu patlican ve gavurdagi salatasi soyledik. gavurdagini begenmedik ve iade ettik.1 porsiyon kanat izgara soyledik (24tl) toplam 4 tane kanat geldi :) tadi mukemmeldi diyemeyecegim ortalamaydi. 1 porsiyon cop sis soyledik, 1 siste 3-4 parca et 1 parca da yag vardi. once inanamadik ama gercekten porsiyon bu kadar azdi. cop sis de ortalama lezzetliydi.serviscok kotu ve yavasti. gazete kupurlerinde ilk siralarda yer alan bu mekana bir daha gitmeyi düşünmüyorum.tavsiye de etmiyorum.

kolay kolay kırmızı et beğenmeyen biri olarak vedat milor üstadın tavsiyesi üzerine tanıştığım adana ocakbaşı adeta ikinci evimiz oldu. adı üstünde ana branş adana! dışı kuru içi sulu kıvamda pişiriliyor. çöp şiş ve ciğer de hemen sofrada bulunması gerekenlerden..burası et ağırlıklı olduğu için meze çeşidi çok yok ama mangalda közlenip üzerine yoğurt konarak sıcakservisedilen patlıcan başlı başına bir star! kaloriyi biraz daha arttıralım derseniz uykuluk da mutlaka masanızda olsun..kaburga, pirzola isteğe göre sofrayı renklendirebilir. genelde kırmızı etla başlayanlar çok tercih etmese de tavuk kanat ve şişi de çok iyi yapıyorlar. yukarıda saydıklarımdan anlayacağınız üzere burada gözü kapalı tercih de yapsanız sofradan memnun ayrılırsınız. mekan küçük, en boş olacağını düşündüğünüz günlerde bile full olduğu için kesinlikle rezervasyon yaptırın. i̇ki kişiyseniz ve biraz da şanslıysanız sirkülasyon içinde bazen yer bulabilirsiniz. ocakbaşı isteği tavan yaptığında ilk adresiniz kesinlikle burası olsun! kısa sürede müdavimi olursunuz.

i̇stanbul’daki en iyi ocakbaşı neresidir sorusunun cevabıdır adana ocakbaşı. küçüktür, salaştır, çok kalabalıktır, sıkışarak oturursunuz,servisgenellikle aksar, garsona bol bol kendinizi hatırlatmanız gerekir. ama etleri öyle bir lezzetlidir ki, yiyeni o kadar tatmin eder ki... i̇şte o güzelim etler içir ne yapar, ne eder yolunuzu buraya düşürürsünüz.

mekan dediğimiz gibi küçük, 4 kişiden fazla gelecekseniz, gelmeyin; çünkü mutlu ayrılmazsınız. i̇deal sayı 2 veya 3’tür, rahatça ocağın başına kurulur, tüm siparişlerinizi doğrudan ustaya söylersiniz, mutlu mutlu yemeklerinizi yersiniz. ortaya getirilen mezelerden öne çıkan herhangi bir şey yok ancak sizi üzeni de yok, hepsi “başlangıç” olma görevini layıkıyla yerine getiriyor. et konusundaki zirveye ise sakatatların şahı “uykuluk” tırmanıyor; yediğim her şeyden daha güzel, ağızda dağılan, lokum gibi, yumuşacık bir tat. mart sonu nisan başı ekstra lezzetlenmiş uykulukları yemek için doğru zaman, hatırlatalım. adana gayet başarılı, yağlı ve lezzetli, ağızda dağılan tarzdan. kalem pirzolayı da es geçmemek lazım, bir kez sipariş eden kesinlikle bir daha söyleyecektir.

bütün bu lezzet şöleninin bedeli ise, rakı desteği ile kişi başı 80-100 tl civarında şekilleniyor. ucuz mu? hayır. ama taksim’deki veya başka yerdeki muadilleri ile karşılaştırınca ortaya koyduğu lezzetlere kıyasla gayet makul bir fiyat olduğunu söyleyebilirim.

not: uykuluk, seni çok özledim. sevgiler, doğu.

buraya bir kere giden bir kere daha gitmek ister. bazi ziyaretçiler ortama 1 yildiz veröisler. hakli olabilirler ama salas ocakbasi dedigin de böyle olur. tika basa dolu ve tiklim tikisik. isin zevki de burda.serviskonusunda düsük puan vermemizin nedeni ikramlarin çok kisitli olusu. lavas, pide izgara bsber ve domates ikram olarak gelse de genellikle miktar olarak çok az ve bitmeye yakin yeni bir tabak almak için bir mücadele içine girmeniz gerekiyor. sonunda gelen yine az geliyor. adana istanbulda yedigim adanalar arasindan ilk üçe kesin girer. çöp sislerini pek begenmiyorum. küçleme miktar olarak az (herzamanki gibi) olsa da odukça lezzetli ve pamuk gibi. benim için buranin yeri apayri çünkü hayatimda uykuluk ilk kez bburada yedim ve üstüne tanimam. liman dahil olmak üzere sütlücede 3-4 tane uykuluk yapan yere ugradim, yanindan bile geçemediler. salgamlari da oldukça lezzetli. yerden yere vuran arkadaslar olsa da bir keresinde yanimiza iki alman turist oturdu, ocakbasina. ortamdan aldiklari haz gözlerindeki pariltidan anlasiliyordu. böyle mekanlarin var olmasi her türlü açidan olumlu. yeter ki türk kafasiyla müsteriye ulastiktan sonra fiyatlari yükseltip lezzeti azaltmasinlar (ki en son ugradigimizda adananin kiymasi yeteri kadar kiyilmamisti ve lezzeti öncekilere göre biraz daha azdi)... kayitsiz ve sartsiz tavsiye edildir...