mikla restaurant - the marmara pera hotel

yıllardir çizgisini bozmayan tek kelimeyle harika yemeklere sahip bir yer.mehmetgürs gurur duyduğumuz bir şef. yabanci misafirlerimi hep buraya getiriyorum her zaman memnun kaldim ??

i̇stanbu'un en iyi manzarası buradan görünebilir bence. yemeklerine şefmehmetgürs'ün imza attığı bu güzel resorantın terasında bulunan bara çıkıp kesinlikle bir şeyler içmelisiniz. eşsiz bir mekan kesinlikle.

marmara pera’nın en üst katında yer alan bu mekan oldukça başarılıydı. yemekten önce teras’ın daki muhteşem manzarasında keyif yapmanızı ve ardından yemeğe geçmenizi tavsiye ederim. buraya giderken beklentim,mehmetgürs’ün ününe de göz önünde bulundurursak oldukça fazlaydı. i̇lk olarak menü de fiyatlar yazmıyor, neye ne kadar ödeyeceğinizin belli olmaması ilk başta korkutmadı değil. menüden seçimlerimizi yaptıktan sonra servis başladı. şunu özellikle belirtmek isterim ki sunum ve servis çok çok başarılıydı. açılış olarak kendi yaptıkları ekşi mayadan ekmekleri ,tereyağ ve peynirinin porsiyonu küçük olmasına rağmen tadı güzeldi. ortaya kuru bonfile, ahtopot ve mantı istedik. yemeklerde ki en büyük özelliğin yemeğin içindeki her tadı alabilmenizi söyleyebilirim. bu yediklerimin arasında mantıyı sadece önermiyorum. eti kuru ve hamuru da biraz kalındı. damak tadıma uygun değildi. ana yemek öncesi ortaya iki çeşit giriş alınması yeterli olacaktır. ana yemek olarak dana’yı tercih ettim. etini orta-iyi söylemiştim ve tam da beklediğim gibi, dışı iyi pişmiş ve ette kuru değildi. yanına tercihen eğer yumuşak içimli kırmızı bir şarap istiyorsanız tuğra’nın kalecik karasını öneririm. ana yemeğin ardından tatlı da söyledik. i̇stediğim sütlaç istediğim sunumda gelmedi ;fakat tadı lezzetliydi. sonuç olarak; mikla hem lezzet hem de manzara açısından son zamanlarda gittiğim en güzel mekanlardan biriydi. tabii bu kadar iyi olmanında bir sonucu var. 4 kişi gittiğimiz bu mekanda kişi başı 250 tl ödedik ..

ekim 2005'de ayni zamanda mekanin sefi olanmehmetgürs tarafindan acilmış mikla. kisa surede i̇stanbul'un en iyi restorani olmuş. yemek için 3 asamali a la carte menu ve ya 7 asamali tadim menusu servis ediliyor. i̇lk asama sicin bizim tercihimiz balik ekmek oldu. citir yufka arasinda hamsi gercekten mukemmeldi. i̇stanbul'u izlemek ve kaliteli bir yemek yemek icin dogru bir tercih.

for istanbul visitors: this is the place which has been listed in the best 100 restaurants in the world. the executive chef of the restaurant also the ownermehmetgurs is amazing guy with great wide turkish local receipts. definitely you should try the meals and enjoy the view. please do not forget to make the reservation.mehmetgürs ayricaligi - restoran her ne kadar orta halli bir otelin içinde olsa da, otelin en güzel yerine konumlandirilmis. yemek yediginizde, özellikle yazin terastaki mükemmel istanbul tarihi kesimle beraber haliç'i içine alan manzara yenilen yemeklerle beraber hem göz zevkinize hem de damak tadiniza mükemmel bir ziyafet çektiriyor.

ortam guzel, garsonlar bilgili yemekler idare eder, gittim mi bir daha gideyim diye icimden gelmiyor. ancak kalburustu restoran arayan turistlere manzarasiyla, turk yemeklerine gonderme yapan modern menusu ve zengin sarap kaviyla tavsiye ettigim restoranlar arasinda.mehmetgurs keske iskandinav mutfagina sadik kalip, restoranin konseptini degistirmeseydi. ilk acildigi seneleri ozluyoruz...

i̇sveç doğumlu şefmehmetgürs; tüm yemekleriyle mest ediyor.közlenmiş kırmızı biber çorbasına öncelikle bayılıyoruz. akdeniz tabaklarını türk ve i̇skandinav aksanıyla sunuyorlar. balık ve kuzu eti ağırlıklı yemekler sunuluyor. yemek sunumu en şık lokanta seçilmiştir

muhtesem bir fine dining ortami - numnum'da bile harikalar yaratanmehmetgürs burada resmen saheserler yaratiyor. menü kisa, klasik ve risksiz fakat lezzetler inanilmaz. baslangiç olarak çig orfoz ve karides izgara aldik. özellikle orfoz bir saheserdi ve bir kadeh chablis ile harika gitti.
ana yemek olarak dana yanagi ve sous vide teknigiyle pismis koyun eti aldik. dana yanagi oldukça basariliydi özellikle porcini mantar kremasi ama asil yildiz 24 saat pisen kuzu eti idi. bir et ancak bu kadar lokum olabilir heralde. kesinlikle bir saheser idi.
tatli olarak çikolatali ilik kek ve elmali sufle aldik. tatlilar da güzeldi fakat diger tabaklarla yarisamazlar.
mikla istanbul'daki en güzel fine dining mekanlardan biri. yazin açilan terasiyla da çok keyifli biyer olacagini düsünüyorum. lokantanin harika bir haliç manzarasi var. bu keyfi de mutlaka yasamak gerekli.
fiyatlari pahali olmasina ragmen verdigi keyfe degiyor. özel günler için harika bir alternatif.

the marmara pera'nın terasında nezih ortamı ile büyüleyici bir mekan mikla. şefmehmetgürs'ün önderliğinde fine dining kategorisinde güzel işler çıkarıyorlar. çalışanlar çok saygılı ve taleplerinizi ikiletmeden yerine getiren ve problemlere çözüm odaklı yaklaşan kişilerden oluşuyor. 2017'de dünyanın en iyi 51. restoranı olarak da bizi gururlandırdı. ref için; - theworlds50best - 

yemeklere gelirsek...menü set olarak hazırlanmış. yani 1, 2 ve 3 no'lu setlerden (başlangıç, ana yemek ve tatlı) birer adet alarak menüyü tamamlıyorsunuz. başlangıç olarak ahtapot, ızgara sebzeler ve balık ekmek, ana yemek olarak mantı ve sığır fileto, tatlı olarak ise sütlaç aldık. i̇çecek olarak ise tüm lezzetlere kırmızı şarap eşlik etti. rezervasyonu yaptırırken doğum günü olduğunu belirttiğim için güzel bir masa ile ödüllendirildik. ayrıca çikolatalı tatlılarını sürpriz bir doğum günü tatlısına dönüştürerek ikram ettiler. bu nazik davranışlarından ötürü kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum. yemeklerin kalitesini tek tek anlatmaktansa özet olarak hepsinin çok lezzetli olduğunu söylemek isterim. yemediğim diğer lezzetlerin de aynı şekilde olduğuna eminim. 

serviste kullanılan tabaklar, kaseler vs. hepsi birbirinden farklı ve modern. manzara tatmin edici. masaların konumu ve mekanın dairesel yerleşimi şık ve dikkat çekici.

gidiniz efendim, tekrar tekrar gidiniz...

kötünün iyisi - rafine lezzetler; lakin çok daha radikal sunumlar ve birlesimler kullanilabilirdi,mehmetgürs'ün bu kredisinin ve lüksünün olduguna inaniyorum. riske kaçmiyor ki bu restoranda asil yapmasi gereken bence fantezilerini gerçeklestirmek. en kötü smart-casual giyinin, yoksa resepsiyonist 'siz mi burada yemek yiyeceksiniz gözleriyle süzüyor sizi.' yemekler, sunumlar, hizmet, manzara, sarap menüsü hepsini bir araya katarsak, bencemehmetgürs buranin üstüne daha fazla düsmeli.

turk klasik mutfaginamehmetgurs'un modernist yaklasimi ve gayet hos tabak sunumlari var. tad icin ayni seyi diyemiyecegim, sunumlar kadar tad iyi degildi. onden ve sonda verilen ikramlar hos ve guzeldi. calisan garson sayisi azdi yani "en iyi restaurantlar" listesinde 96.sirada ama yeterince garson yok. bir garson 5'e yakin masaya bakiyordu ve yan masanin servisi yanlis yapildi. bunlara dikkat edilmeli. manzarasina diyecek lafim yok cok guzel bir manzarasi var.

yıllardir çizgisini bozmayan tek kelimeyle harika yemeklere sahip bir yer.mehmetgürs gurur duyduğumuz bir şef. yabanci misafirlerimi hep buraya getiriyorum her zaman memnun kaldim ??

pera'yi tepeden gözlemek - kendi deyimleriyle "istanbul ve iskandinav yemeklerine agirlik veren bir akdeniz restorani" olan mikla, pera'daki eskiden mercury hotel olan the marmara oteli'nin çatisinda yer aliyor. istanbul + iskandinav = akdeniz biraz garip bir matematik islemi degil mi' bunu oraya gitmemis birisine anlatmanin kolay veya zor, herhangi bir yolu yok bence. nisantasi'ndaki eski downtown'un sefimehmetgürs'ün sahibi oldugu mekanin mimarisi de mahmut anlar'a ait -ki zaten mimari konusunda gözü olan herhangi bir kimse bunu kullanilan materyallerden aninda anlayabiliyor. restoranin çevresi tamamiyle cam ile çevrilmis, böylelikle yemek yediginiz, barda takildiginiz, veya lounge'daki rahat koltuklarinda oturdugunuz herhangi bir anda tüm etraftaki manzarayi içinize çekebiliyorsunuz. bu manzara herhangi bir manzara da degil üstelik, isil isil bir haliç ve istanbul manzarasi. mikla'nin iç isiklandirmasi öyle güzel yapilmis ki, los ama degil, fütüristik ama bir yanda da sicak bir hava veriyor. etlerden yükselen marine koku, minik aperatif tabaklari, içki seçimleri o kadar ustalikla yapilmis ki, istanbul'da da michelin yildizi alan sefler olmasi gerekir diye düsünmeye basliyorsunuz. siklik, yemekler, ambians, sunum, hersey ama hersey 10 numara.

çok büyük beklentilerle gittiğim için sanırım öyle ölüp bayılmadım. öncelikle tabi güzel manzarayı bir yana bırakırsak, zemininin gri mermerden oluşunun da etkisiyle ortam biraz soğuk ve kişilikten yoksun geldi. neredeyse tüm masalarda yabancılar oturuyordu. üçlü alakart menüden seçimlerimizi yaptık. yediğim her şeyden memnun kaldım doğal olarak, üstüne bir ara kişilik olarak da hayran olduğumuzmehmetgürs'ü görmek tuzu biberi oldu. en çok tatlı menüsündeki bulgur dondurması ile şekersiz antep fıstıklı dondurma özgünlükleriyle dikkatimi çekti. son olarak, gitmişken terastaki manzaraya bir göz atmadan dönmeyin derim.

en iyisi - konum çok güzel. yemek ve sarap menüsü fazlasiyla iyi ve kapsamli. yemekler lezzetliden öte. degisik lezzetler yakalayacagim diye yola çikip önünüze saçma sapan tabaklar koyarak hem komik hem de rezil olan "chef"lerden degilmehmetgürs. ayaklari yere basan, görselligi üst düzeyde ve bir o kadar da lezzetli tabaklarin tamami birer ustalik eseri. steaming (etleri vakumlayip 60-70 derece suyun içinde çok uzun sürede pisirmek) teknigi ile hazirlayip sundugu etler inanilmaz lezzetli.
... ve tabii ki servis kalitesi olaganüstü. misafirle mükemmel diyalog kurabilen, ne sundugunu çok iyi bilen, mutfaginin felsefesini kavramis garsonlar ve komiler ordusu.. her sey bu derece güzel olunca ödediginiz kucak dolusu para da gözünüze batmiyor elbette.