kilimanjaro, genel konsept, mekan tasarımı ve mevsimsel menü içeriği ile iddialı ve merak uyandırıcı bir mekan. biz de uzun zamandır gitmek istiyorduk.
ambiyans, hava aydınlık iken çok güzel olmasına rağmen, yüksek tavanlı bir mekan olduğu için hava karardığında ışıklandırma yetersiz kalıyor. ayrıca menüsüyle iddialı olan bir restoranda yenilen yemeğin göze de hitap etmesi gerekir, ışıklandırma bu açıdan da yetersizdi. açıkçası son zamanlarda böyle restoranlar çok türedi ve ben bu durumdan çok rahatsızım, zira ışıklandırması yetersiz bir mekan, yemeklerine/sunumlarına o kadar da güvenmediğine dair şüpheler uyandırır bende. genellikle de şüphelerim doğru çıkar, fakat bu sefer öyle olmadı. bunun yanında menüyü ilk gördüğümüzde biraz hayalkırıklığına uğradık çünkü nisan ayının ortası olmasına rağmen hala kış menüsü ile devam ediyorlar, mevsimsel menü iddiasındaki bir konsept için önemli bir eksi puan.
gelelim yemeklere. başlangıçlardan önce gelen meşeyle tütsülenmiş sürülebilir peynir harikaydı, normalde et tadını çağrıştırdığı için fümeli şeyler yiyemeyen vejetaryen kız arkadaşımın bile bayılarak yiyeceği şekilde dengeli fümelenmişti. yanında gelen beyaz undan çöreğimsi ekmekleri ve ekşi maya ekmekleri de güzeldi.
başlangıç olarak fındık, halhalı zeytin ve nar ekşili humus ile semizotu, firik bulguru, ceviz, nar, balkabağı ve keskin bir nar ekşisinden mütevellit bir salata söyledik. humus tek başına çok iyi bir humus olmasa da fındık, zeytin ve ekşi ile çok güzel bir bileşim ortaya çıkarılmış. salata da güzeldi, semizotunun tazeliğine ve lezzetine çok şaşırdığımı söylemeliyim.
ara sıcak olarak da tarhun ve hurmalı olduğu iddia edilen muska böreği ile ızgara lahana söyledik. açıkçası muska böreği lezzetsiz ve özelliksiz olmasından öte, çok gereksizdi. muska börekleri o kadar küçüktü ki, içindeki peynir, başka ne malzeme olursa olsun tatlarını bastıracak seviyedeydi. hurma ve tarhunun lezzetlerinin ortaya çıkabilmesi için daha büyük bir börekte, daha iri parçalarla yer alması gerekirdi. böreğin yanındaki yoğurtlu ekşi kremalı sos da vasattı, keskin sirkeli salatalık şeritleri ise tabaktaki ilgi çekici tek bileşendi.
izgara lahana ise bence bu restoranın alamet-i farikası idi. lahana önce hafif haşlanıp, sonra çok doğru ızgara uygulanmıştı, yanındaki ançüezli aioli ve havuç turşusu ile de müthiş uyumluydu. belki havuç turşusunun salamurası biraz daha keskin olabilir, onun dışında çok basit ama çok doğru kurgulanmış bir tabaktı. i̇stanbul'da bu tür restoranlar içinde bu sadelikte kurgulanıp bu seviyede lezzeti yakalayan başka bir tabakla karşılaşmadığımı rahatlıkla söyleyebilirim.
ana yemek olarak ise kuru domates, çam fıstığı, dereotu, peynir ve fesleğen ile lezzetlendirilmiş erişte söyledik sadece, çünkü buraya kadar da doymuş sayılırdık. maalesef bu tabak da, evde arta kalan ürünlerden yapılmış karın doyurmalık bir tabak gibiydi. asla kötü değildi ama lahanadan sonra hayalkırıklığı oldu.
tatlı olarak kahveli çikolata kremalı tart ve karamelize sütten sütlaç istedik. erişte ile bozulan moralimiz, tatlılar ile bir daha bozulmayacak şekilde düzeldi. kesinlikle başka bir yerde bu kadar iyi kıvamlı ve dengeli bir tart kreması yiyemeyeceğinizi iddia edebilirim. sadece kahve ile tatlı yemeye gelmiş olsam ve bu tarttan sipariş etsem, ikinciyi kesinlikle söylerdim, ki çikolatalı tatlılar ile ilişkisi mesafeli olan biriyimdir. hayatımda yediğim en iyi çikolatalı tatlıydı.
karamelize sütten sütlaç da çok başarılıydı. karamelize aslında çok doğru bir tanım değil, "kısık ateşte uzun süre kaynatılarak yoğunlaştırılan" desek daha doğru olur. pirinç oranı az, üzerindeki fındığı bol, yoğun ama yormayan, karakterli bir tatlıydı. bu iki tatlının fotoğrafını da paylaşmayı çok isterdim fakat ortam çok loş olduğu için çok kaliteli çıkmadılar :)
yemek üstüne söylediğimiz viski bazlı kokteyller de güzeldi.
i̇ki başlangıç, iki ara sıcak, bir ana yemek, iki tatlı, iki alkollü kokteyl ve iki su için 260 lira ödedik. çatlatan doygunluğa ve lezzet tecrübesine göre asla pahalı değil bence.
artılar:servisilgisi ve kalitesi, porsiyonların, özellikle de tatlı porsiyonlarının büyük olması(öyle ki, paylaşımlık tatlılar ayrı belirtilmesine rağmen bence porsiyon tatlılar da paylaşımlıktı, asıl paylaşımlıkları düşünemiyorum bile), konforlu ve ferah oturma düzeni.
eksiler: mevsimsel ürün vurgusuna rağmen nisan ayında hala kış menüsü olması, ışıklandırmanın yetersizliği, yemek kaliteleri arasındaki dengesizlik ve en önemlisi şarap fiyatlarının istisnalar dışında anlamsız şekilde yüksek olması, nispeten ucuz şişelerin de kalitesiz şaraplar olması.
ziyaret etmeye değer, lahana ve tarttan mutlaka isteyin.