rumeli hisarinda, aslinda daha once ayni yerde acilan diger mekanlari dusununce ugursuz oldugunu düşündüğüm bir yerde, kiss the frog gerçekten bu laneti kıracak potansiyel sergiliyor.
deniz ürünlerine yaptıkları dokunuşlar, i̇stanbul ortalamasının üzerinde bir restauranta dönüştürmüş kiss the frog’u.
mekan tasarımı, masalar, setup lar uyumlu. lavaboları için aynı şeyi söylemek zor. ben açıkçası altın sarısı çatal-bıçak takımlarına karşı hep mesafeli olsam da burada çok sırıtmıyorlar.
bizim şansımıza, kiss the frog’un yanına, kiss the frog işletmecileri bir meyhane açtığından, ve açılış da tam bizim gittiğimiz güne denk geldiğinden, servis noktasında sıkıntılar yaşamakla beraber, garsonların güleryüzlülüğü olayı çözdü.
suşi, franzıs usulü midye, kurbağa bacağı... türkiye şartlarında iyi, kıyaslarsak vasat ama tekrar tekrar gitmeye değer.
sashimi zayıf, şarap menüleri ise kısıtlı. böyle bir yerin beyaz şarap menüsünün daha kapsamlı olması beklenir.
kum midyeli spagetthi ile güzel bir reisling ya da albarino mükemmel yakışırdı ama menüde olmalarına rağmen maaesef stoklarında yoktu.
fiyatlar ortalamanın üzerinde ama tekrar tekrar gidip tüm menüyü denemek lazım, madem denizürünlerine türkiye’de farklı ve gerilla tipi yaklaşım geliştirmişler, bize düşen de emeklerinin karşılıgını lezzet dengesini bozmadıkları sürece vermek.