kiss the frog

18 ağustos 2015 .i̇skele restaurant'ın karşısında açılan ,i̇sminin farklılığını menülerine yansıtan bir mekan. mekanda tanıştığım gül hanım'ın menülerindeki farklılık yaratma arzusunu gördüm. sonu olmayan deniz gibi ,menüye yeni birşeyler ilave etmesi her an mümkün.
mekanın dekoru çok hoşuma gitti. gayet ferah bordo pencereli, duvarlarda bambular, ve ismine yakışır kurbağacıklar her yerde karşımıza çıkıyor. sanırım burada yediklerinizden sonra masaldaki gibi kurbağayı öpüp mutlu sona ermenizi hayal ettirmek gaye. i̇yi bir düşünce .

menüyü inceledikten sonra başlangıç olarak california sushi söyledik sunumu oldukça sade ama güzel diri bir sushiydi .sushi ustaları bir türk . sonrasında odun fırınından çıkacak değişik pizzalara yöneldik. pizza hamuruna bir farklılık katmışlar mürekkep balığı sosu,pancar sosu gibi yenilikler gördük. pancar soslu hamuru tercih ettik, malzeme olarak somon ve kırmızı soğanla gayet uyumlu bir görüntü içindeydi. pizzanın bu halini  ve lezzetini ben şahsen beğendim. ayrıca diğer ana yemek olarak ege otları ve ızgaraahtapottercih ettik.ege otları dedikleri karışımı tam anlayamadım biraz eksik geldi bana,  ahtapot daha yumuşak olabilirdi yinede memnun edici bir yemekti.

yemeğin sonunda tatlı seçeneğimizi naneli profiterolden yana kullandık. naneli kısmı profterollerin arasına konmuş naneli dondurmadan geliyormuş. profiterol'un çikolatasını fazla akışkan bulduk ama naneli dondurmayla gayet güzel gitti doğrusu. yemek fiyatlarına gelecek olursak  pizza 34 tl. sushi 26 tlahtapot38  tl profiterol 20 tl . bu mekanda içtiğimiz iki litrelik su için 8 tl aldılar. eksik mi aldılar bilemedim ama su için daha fazla para ödemek moralimi bozuyor doğrusu.mekanın valesi var 20 tl ona ödemeniz gerekiyor.

i̇stanbul içerisinde, alışılageldiğin dışında deniz ürünlerini tatmak için oldukça başarılı bir restoran. gittiğimiz gün sushi bulunmaması üzse de, alternatif tadım için yine de çokça seçeneğimiz vardı. muhakkak konum itibariyle fiyatlar oldukça yüksek, fakat yine de bu seviyenin altına inilebilir diye düşünüyorum. daha dikkat çekici olan fiyatlar arasında bir denge olmaması. dünyanın her yerinde pahalı olan kurbağa bacağının, fransa'da 7-8 euro'ya bulabileceğiniz, malzemesi burada da ucuz olan tencerede midyeden ucuz olmasını aklım almıyor. sırf bu sebepten midyenin yanına yaklaşmadım.ahtapottandır, menüdeki en pahalı seçeneklerden biri olmasının hakkını veriyor, gerçekten başarılı. naneli dondurmalı profiteroller de çok başarılıydı. son olarak, alkollü iki kişinin, 1 şişe şarap ve hakkı verilmiş menü seçenekleriyle 400 tl den aşağı kalkamayacağı kanaatindeyim.

rumelihisarı’nda hemen iskelenin karşısında bulunan kiss the frog'la ilk bir doğumgünü partisi sayesinde tanıştım. o akşam kokteylleri denediğimde çok başarılı buldum, infüzyon tekniği ile farklı tatlar oluşturmaya başlamışlardı. yemekleri ikinci ziyaretimde tadabildim ve deniz mahsüllerini farklı şekillerde bulmak için doğru adres diyebilirim. farklı şekilde dememin nedeni, boğaz hattındaki bir çok klasik balıkçı ve sıkıcı atmosferinden uzak, fine dining tititzliğindeki servisi brasserie ortamında alabilirsiniz. 

karidesi ister kabuklarıyla kızarmış atıştırmalık gibi isterseniz nachos olarak alabilirsiniz, ikisi de sohbete eşlik edecek güzel atıştırmalıklar.

daha gösterişli bir başlangıç için istiridye ve şampanya iyi olabilir, sunumu gayet güzel.

sushileri de tek başına bir geceniz için de yetebilir. tattığımız palamutlu sushilerin tazeliği herhalinden anlaşılıyordu bence sushide en büyük farkı yaratan unsur da tazelik. kıvırcık kalamar ve ızgaraahtapotdeniz mahsülü severleri mutlu edecek cinsten. biraz da sebze olsa derseniz köz patlıcanlı salata ve kabak çiçeği tempurayı deneyebilirsiniz.. 

mekan odun fırınında pizzalarının hamurlarını isterseniz pancarlı ya da mürekkep balıklı yapabiliyor. kabuklu pizza görüntüsüyle de lezzetiyle de gözlerinizi parıldatıyor.

kalabalık gitmenizi tavsiye ederim, biraz ondan biraz bundan tadacak çok şey var. tatlılara da mutlaka yer ayırmalı, after eight severseniz profiterolü bir de böyle naneli yemelisiniz. balkabağı carpaccio hafif bir tatlı almak isteyenler icin ideal. tahinli sufle ise balık yedim hani helvam diyen, klasik bir lezzeti farklı şekilde yorumuna açık olanlara gelsin. 

farklı mekanları denemeyi seviyoruz ama sevdiğimiz bir yer olunca peşini bırakamıyoruz. burası da öyle bir mekan benim icin. kalabalıktan uzak, yenilikçi tatlara açık arkadaşlarınızla güzel bir akşam yemeği için ziyaret edin. çocuklarla gidersem ne yerim diyen olursa onu da yaptık, lahmacun pizza veya ızgara somon ve salata ufaklıkları da mutlu edebilir.

mekanda hollywood ünlülerinin yemek yerken çekilmiş siyah beyaz fotoğrafları ve kurbağa figürinleri dikkatinizi çekebilir. çıkmadan bir tanesine mekanın adında olduğu gibi öpücük verin ve yeniden geleceğinizi söyleyin:)

mekanin ambiyansi super degisk bi tarz yemeklerse eh fena deil acikcasi jombo karides icin gitmistik ama lezeti vasatiahtapotgayet guzeldi kurbaga bacagi da acikcasi lezeti yoktu hep resimlerr bakmistim herkez ne yiyo diye tatlida after eightli profiterol soledik acikcasi cok da olgan ustu bir lezet deildi ha karsilama ve garson arkadaslari ilgisi gayet hos ve guzeldi birdaha gidermiyim oraya belki.

mürekkep balığı hamuru ile yapılmış deniz ürünlerinden lahmacun son derece lezzetli idi. farklı tadları çok iyi kombine etmişler. semizotu salatası üzerinde çilek ve soya sosu ile servis edilenahtapotda yumuşacık idi.

zomato nun etkinligi sebebiyle gittim. yemek menulerinden bir derleme sunuldu. her seyden once bana gore alternatif bir restoran. deniz mahsulleriyle nam salmaya calisan bu mekanda en begendigim kabak cicegi tempura oldu. koz patlicanli salatayi pek tutmadim. pretzel karides ve karides nacho baya basarili. ege otluahtapotayni sekilde denenmeli. somon fumeyi cok seven biri olarak pancarli somonu cok begenmedim. ayni sekilde pizzayi alisildik sekliyle sevdigimden kabuklu pizzayi da cok tutmadim. olta baligi durum gunun cikan baligina neyse ondan yapiliyor orijinal bence. tatli olarak helvayi cok sevmeme ragmen helva sufle biraz yetersiz gibi geldi. ama tabi baliktan sonra insan helva aradigindan yenilebilir. ben kesinlikle balkabagi carpaccio yu tercih ederim hem inanilmaz hafif hem de gercekten cok lezzetli. bunlarin haricinde servis kusursuz, sarap listesi son derece zengin bunun yaninda cok cesitli kokteyller de var barda. fiyatlar bu tarz bir restorana gore normal. #zomatoetkinlik @zomatotr

deniz ürünleri denince akla gelen ilk uyum rakı-balık olur genelde. fakat kiss the frog kalıpların dışına çıkarak i̇stanbul'a deniz ürünlerinin brasserie konseptinde sunulabileceğini, hatta çok da başarılı olabileceğini kanıtlıyor. spontan bir kararla gittiğimiz restaurantta ortaya paylaşımlık alalım dedik,ahtapottandır pizzasını mürekkepli hamurla denedik. gerçekten çok lezzetliydi fakatahtapotbiraz daha bol gelebilirdi, pizzanın üzerinde seyrek serpiştirilmişti. akabinde çıtır tabak söyledik. i̇çinde yok yoktu,ahtapotpaneden tutun midyeye, kabak çiçeğinden patatese kadar zengin bir paylaşımlıktı. yanında gelen sosu da ayrı bir güzel. kadeh şaraplar içinde chamlija oluşu benim ayrı bir hoşuma gitti. chamlija albarino ile bu iki yemek harikaydı, tavsiye ediyorum.

deniz mahsullu pizza/lahmacun...ince hamur hafif aci bol sogan ve incecik kiyilmis kalamarahtapotkarides parcalari...lezzet guzel,hamur murekkepli yani pizzamiz siyah..sienna'da yedigim murekkepli tagliatelleyi unutamam ahh italya..neyse ozetle ben cok begendim sirf onunla doydum diyebilirim.fiyati 29tl.2kisiye rahat rahat yeterkucuk su 6 tl.turk kahvesi 10tl.icecek fiyatlari yuksek gelebilir bu haliyle.servis iyi,muzikler super easygoing amy de caliyor denise edwards ta..tam benlik.

yemek yiyince mutlu oluyorum ve ne zaman buraya gelip menülerindeki farklı lezzetleri tadınca o gün benim için kaliteli oluyor. geçen günkü gelişimde trüflü arpa şehriyeli karidesin tadına baktım. zaten masaya gelir gelmez kokusundan ve görüntüsünden mest oldum. kesinlikle trüf yağı çok güzel bir şey ve yemeklere inanılmaz lezzet katıyor. tam kıvamında pişirilmişti. bir dahaki gelişimde yine sipariş edeceğimden şüphem yok. karidesli midye linguine güzeldi, her gelişimizde sipariş ediyoruz iki kişi. porsiyonları büyük yetiyor. i̇lk gelişimizdeahtapottandır ve havyar denemiştik. onları da muhakkak denemelisiniz. atmosferi, garsonları ve sunumları ile gerçekten çok iyi bir yer.

menudeki hersey cok guzel gorundugu icin ne yiyecegimizi secemedik! onden roll sushi aldik, rich frog ve philadelphia ikiside cok basariliydi. ozellikle rich frog'u kesinlikle denemelisiniz. sonrasindaahtapottandir, izgara kalamar, truflu arpa sehriyeli karides soyledik. karides cok basariliydi domates sosluydu ve trufu cok sevmememe ragmen hic baskin bir tadi yoktu. izgara kalamar porsiyon olarak baya buyuk bir porsiyondaydi ve gayet basariliydi. son olarakta karidesli kabak noodle denedik. sunumu superdi yalnizca biraz tuzlu geldi. paella kivaminda bol domates sosi icinde. deniz mahsulu seviyorsaniz kesinlikle pisman olmayacaginiz bir mekan!
ayrica sahipleride baya ilgileniyorlar, serviste hic bir sorun yasamadik, garsonlarda samimi ve guleryuzlulerdi.

güzel bi hava katmış hisara. en çokahtapotızgarayı karidesli nachosu beğendik. menü gayet geniş. 3 kişi salata pizza 3 ara sıcak ve bi tatlıdan oluşan menüye bir şişe şarap da dahil 120 lira ödedik. güzelce doyduk. fiyatlar biraz aşağı inerse daha çok kişiye ulaşilabilir/

son zamanlarda gittiğim en orjinal ve yenilikçi mekan. deniz mahsüllerini seviyorsanız bir şans verin derim. menüsüne ve dekorasyonuna çok özen gösterilmiş.
kabak çiçeği tempura çok başarılıydı, keçi peyniri, tempura hamuru, kabak çiçeği ve altındaki domates bir arada süperdi. spicy shrimp tempura vasattı, porsiyonu fazla küçüktü, başka yerler çok daha iyisini yapıyor diye düşünüyorum. köz patlıcanlı salata güzeldi, klasik peynirli balıkçı salatasının patlıcanlı haliydi ortaya söylenebilir. karidesli nachos da güzeldi ama kaçırılmayacak bir lezzet değil bence. izgaraahtapotlezzetliydi ama yine porsiyon küçüktü ve daha iyilerini yedim açıkçası. mürekkepli hamura pancar soslu, baharatlı kalamarlı pizza söyledik. hamuru biraz kuruydu ve mürekkepli hamurun farkını anlayamadık, tadında bir farklılık yoktu. kalamar miktarı kesinlikle arttırılmalı bence.
tatlı olarak after eight profiterol, helvalı sufle ve limon sorbe söyledik. after eight çikolatasını sevmememe rağmen profiterolü çok sevdim, kıtır hamurla naneli dondurma yemekten sonra çok ferahlatıcıydı. helvalı sufle alışılmışın dışında bir tatlı değil ama süperdi, tavsiye ederim.
uyarı: yalnızca 4'ten sonra sushi servisi yapıyorlar! sushi de yerim hevesiyle gittiğim için biraz hayal kırıklığına uğradım.
ambiyans hem şık hem samimi, hoşuma gitti. yine gidince kesin yerim dediğim tek şey kabak çiçeği tempura ama ıstakoz ve sushilerini denemek için tekrar gitmek istiyorum.

karaf, niş, g by karaf gibi markalarla yeme-içme sektöründe tanınan gül etker, rumeli hisarında yer alan biraz salaş biraz lüks ama çok şık bir dekorasyona sahip olan kiss the frog adını verdiği restoran ile harikalar yaratmaya kaldığı yerden devam ediyor.

mekanın çok çeşitli ve kendine has yemeklerden oluşan bir menüsü var. mekan tasarımı ve konumuyla çok şık, mutfak olarak da bu kadar çeşidin olduğu başka bir restoran olduğunu sanmıyorum. her yerde tadına baktığınız lezzetler dışında kiss the frog’un kendine has bir şekilde sadece burada bulabileceğiniz nefis yemekleri var ve emin olun biri tam sizin damak tadınıza göredir.

gelelim bizim için hazırlanan tadım menüsünde yediklerimize;

palamut nigiri

rich frog roll

narlı levrek ceviche

pancar ile tuzlanmış somon

köz patlıcanlı çoban salata

pretzel karides

kabak çiçeği tempura

karides nachos

kıvırcık kalamar
ahtapot & ege otları

olta balığı dürüm

kabuklu pizza

after eight profiterol

helvalı sufle kek

balkabağı carpaccio

tadını beğendiklerim arasında yer alanlardan biri içinde karides, yengeç, ahtapot, tarak, uçan balık yumurtası, avokado ve japon mayonezi ile hazırlanan rich frog roll. bol malzemesinden dolayı belki biraz çekinebilir siniz ama ben biraz lezzetleri birbiriyle karıştırmayı sevdiğim için çok hoşuma gitti açıkçası.

gelelim diğer beni benden alan lezzet olan pretzel karides’e kabuklarıyla birlikte cips gibi çıtır çıtır yedikçe yiyeceğiniz harika bir lezzet olmuş. menüde en beğendiklerim arasında ilk sırayı alanlar arasında kendisi mutlaka deneyin derim.

kabak çiçeği dolmasını sabah akşam verseler yemem demeyen biri olarak kiss the frog’un keçi peynirli kabak çiçeği tempura’sı gerçekten efsane bir lezzet. çok hoşuma gitti.

ahtapot & ege otları adı altında yer alanahtapotızgara ise gecenin yıldızları arasındaydı. ayrıca üzerine serpiştirilen kekik ile harika bir ikili olmuş yedikçe yiyesi geliyor insanın.

geceye başlamadan bu menünün yıldızı kabuklu pizza olacak deselerdi kesinlikle inanmazdım. buraya gelirseniz mutlaka bu pizzayı denemelisiniz tadı damağımda kaldı resmen.

gelelim benim en çok sevdiğim bölüme tatlı kısmına :) after eight profiterol, helvalı sufle kek ve balkabağı carpaccio üç lezzette ayrı ayrı harikaydı damağımı şenlendirdi diyebilirim. özellikle helvalı sufle öyle bir beni benden almış durumdaydı ki fotoğrafını çekmeyi bile atlamışım.

i̇şin özetine gelirsek rumeli hisarı kiss the frog’a mutlaka gelin bırakın bu kurbağa sizi öpsün  :)

afiyet olsun

bir cumartesi akşamı mekana gittik, başlangıç olarak sahanda sarimsakli karides ve ege otluahtapotbaşarılıydı. ancak garsonumuzun yonlendirmesiyle tercih ettigimiz ana yemek paella çok basarisizdi. bebek ahtapotlari yanmış kurumuş oldukları için geri göndermek zorunda kaldık ancak yeni gelenler de tipatip aynisiydi. öyle yapacaksaydiniz, neden yenisini getirelim dediniz ki?
konsept olarak desteklenmesi gereken fakat daha çok yolu olan bir mekan olarak değerlendirmek gerekir...

sahilde gitmeyi en sevdiğim mekanlardan biri. bugüne kadar yediğim her şeyi beğendim.


mahmacunun düşüncesi bile cezbedici, harika bir buluş :) kurbağa bacağı ile ilgili ön yargılarınızı evde bırakın buraya giderken, çok lezzetli bulacaksınız, benden söylemesi.ahtapottandır, kıvırcık kalamar efsane. şaraplı midye tenceresi fransa'yı aratmıyor. bunlar aklıma gelenler sadece, menüde boş yok bence.