kiss the frog

aksam yemegi icin bulundugumuz kiss the frog klasiklesen deniz mahsulleri restaurantlarinin cok disinda. menudeki farkli alternatifler kafamizi cok karistirsa da tercihimizi sicak baslangiclardan truflu arpa sehriyeli karides ve keci peynirli kabak cicegi tempuradan yana kullandik ve cok cok memnun kaldik. kesinlikle oneririm. ana yemek olarak ise sarapli midye tenceresi aldik. bruksel stili hazirlanan midyeler gercekten cok lezzetliydi. bir daha geldigimde sushileri deneme firsatim olur umarim. buraya gelenlerin deniz urunlerini sevmelerinin sart oldugunu dusunuyorum cunku menude icinde deniz mahsulu bulunmayan bir sey goremedim.

mekanda gerçekten harika cover jazz müzikler çalıyor, çok sakin ve naif bir yer. yemeklere gelince karidesli nachosla başladık yanında ben chateau minuty rose şarap istedim ardından o damakta tarifsiz bir tat bırakan mekanın imza yemeklerinden karidesli ve fesleğenli mürekkep hamurlu pizzasını tercih ettik. 2 kişiyi çok rahat doyurabilir. tatlı olarak da after eight profiterol söyledik, naneli dondurma çocukluğumda babaannemin bana verdiği naneli şekere benziyordu. o kadar şey yedik hesapta çok uygun geldi, müdavim olunası yer.

güzel bi hava katmış hisara. en çok ahtapot ızgarayı karidesli nachosu beğendik. menü gayet geniş. 3 kişi salata pizza 3 ara sıcak ve bi tatlıdan oluşan menüye bir şişe şarap da dahil 120 lira ödedik. güzelce doyduk. fiyatlar biraz aşağı inerse daha çok kişiye ulaşilabilir/

bu harika mekanla zomato tadim etkinligi sayesinde tanistik. ve bundan sonra eminim bizim ve deniz mahsulu severlerin en favori mekanlarindan biri olacak. mekanin adi cok dikkat cekici ve sahibi gul hanim'in enerjisi muthis. sanmayin yemekleri geri kaliyor. her deniz mahsulunu herkes yemez ama bir kac secenegi kesinlikle denemelisiniz. biri sushi severler icin; rich frog roll digerleri; ahtapot, karidesli nachos ve kabuklu pizza. kesinlikle bunlardan birini denemelisiniz! tatli olarak ise after eight profiterol bir harika! bu mekan umarim cok tutar ve bu harika tatlari her zaman zevkle yemeye geliriz! thanks to #zomatotr #kissthefrog #zomatoetkinlik

deniz ürünleri seven biri olarak benim için cennet. türkiye'de alışık olduğumuz balık restoranlarından farklı olarak farklı mutfakları bir araya getirmiş. biz menüden "çıtır kabuklu karides" denedik. çok lezzetliydi. kavrulmuş ege otlarıyla ahtapotu çok beğendim. pizza denedik, hamuru, inceliği, lezzeti güzeldi ama menüde o kadar farklı şey varken bir kez daha gittiğimde pizza yemem. ana yemek olarak "ekmekte levrek" denedik. 2 kişilik servis ediliyordu, epeyce heybetli bir tabak geliyor sofraya. tatlı olarak da "after eight profiterol" denedik. çıtır profiterol hamuru içinde naneli dondurma ve üzerinde bitter çikolata sos... yemeğin sonunda masanın yıldızı oldu :)denediğim her yemeğin lezzetinden memnun kaldım; servis hiç aksamadı ama biz akşam üzeri gitmiştik; dolaysıyla akşam servisi konusunda bir fikrim yok. tek eleştirim fiyat-porsiyon dengesi. fiyatlara makul diyebilmek için porsiyonların bir tık daha büyümesi gerekiyor sanki.

gectigimiz cumartesi aksam ozel bir kutlama yemegi olarak tercih ettigimiz kiss the frog deniz mahsulleri uzerine yogunlasmis bir restaurant.ispanya'nin paellasi, italya'nin deniz urunlu makarnasi gibi klasik tatlar haricinde ayni zamanda kendi yemek duzenlemelerini-denemelerini ilgi cekici isimlerle menuye koymuslar (bkz:karides nachos).oncelikle istiridye seven biri olarak bastan kendime 3 adet istiridye siparis ettim ama avakadolu tofu salatamiz geldi,istiridyeler unutuldu. salata'nin sosu inanilmaz inanilmaz guzeldi, tofu yetersiz ve tatsizdi olmasada olurdu, mevsimi olmamasina ragmen konulan cilekler ile avakadonun uyumu muhtesemdi.ibiza, sa caleta'da idda ederek altina imzami atarak soyluyorum dunya'nin en guzel paellasi'ni yemistim ama yemeseydimde standart paella tadini bilen biri olarakta soyleyebilirdimki ogun orda yedigim ne yazikki paella degildi uzaktan yakında alakası yoktu.pilav kupkupkupkuru, deniz mahsulleri cok cok yetersiz (etten yoksun,tatsiz,tuzsuz,yanlis/cok pisirimden kurumus ve yanik tat geliyordu), pilavda menude yazan safran'dan eser yoktu..aperarif olarak söylediğimiz karides nachos hiç bir espirisi olmayan çok gereksiz bir tattı.ve o akşamı kurtaran after eight dondurma dolgulu profiterol'du.çok başarılıydı.

kesinlikle denenmesi gerekenler; çilekli avakadolu salata, hirami ( isminden emin değilim :) ) ahtapot, kalamar ve levrek mutlaka denenmeli. mümkünse garson olarak oğuzhan bey yardımcı olsun, yemek hazzı kendisinin yorumları ile bir kat daha artıyor.

pazar öğleden sonra bebek - hisar arasi keyif molası yapilabilecek oldukça başarılı bir kendi deyimleriyle "sea food brassiere"

ancak gittiğim zaman daha sushi servisinin olmayışı ve şarap seceneklerinin azlığı ufak eksiklikleriydi.

sadece hisara degil sehrede farklilik katmis yarattigi menu ile. benki deniz mahsullerinin hastasiyim burada kendilerime gore yorumlanmis menuden deniz mahsullerinin en lezizlerine gomulebilirsiniz. gun batiminda acik alandaki localara oturup elinozde ickinizle gunun yorgunlugunu atabilirsiniz.

sunum,dekor,servis çok iyi.bir tadım menüsü yapmışlar,popüler olan bir çok seçeneği eklemişler ve şarap eşleşmeli.tadım menüsü olmasına rağmen porsiyonlar ideal.uzun bir süreye yayılan keyifli,lezzetli bir akşam yemeği deneyimiyorsunuz.ağırlık deniz ürünleri ve iddaalı tatlar.tavsiye ederim.

sarap menusu oldukca cesitli olan ve hazirlanis itibariyle turk agiz tadina alternatif olabilecek deniz mahsulleri sunan bir mekan. ambiyansi, nazik calisanlari ve lezzet cok guzel. fakat baslangiclar icin porsiyon basina fiyatlari yuksek. 2 kisi odedigimiz tutar paylasimlik tabaklar arti sarap 300 tl

son zamanlarda gittiğim en orjinal ve yenilikçi mekan. deniz mahsüllerini seviyorsanız bir şans verin derim. menüsüne ve dekorasyonuna çok özen gösterilmiş.
kabak çiçeği tempura çok başarılıydı, keçi peyniri, tempura hamuru, kabak çiçeği ve altındaki domates bir arada süperdi. spicy shrimp tempura vasattı, porsiyonu fazla küçüktü, başka yerler çok daha iyisini yapıyor diye düşünüyorum. köz patlıcanlı salata güzeldi, klasik peynirli balıkçı salatasının patlıcanlı haliydi ortaya söylenebilir. karidesli nachos da güzeldi ama kaçırılmayacak bir lezzet değil bence. izgara ahtapot lezzetliydi ama yine porsiyon küçüktü ve daha iyilerini yedim açıkçası. mürekkepli hamura pancar soslu, baharatlı kalamarlı pizza söyledik. hamuru biraz kuruydu ve mürekkepli hamurun farkını anlayamadık, tadında bir farklılık yoktu. kalamar miktarı kesinlikle arttırılmalı bence.
tatlı olarak after eight profiterol, helvalı sufle ve limon sorbe söyledik. after eight çikolatasını sevmememe rağmen profiterolü çok sevdim, kıtır hamurla naneli dondurma yemekten sonra çok ferahlatıcıydı. helvalı sufle alışılmışın dışında bir tatlı değil ama süperdi, tavsiye ederim.
uyarı: yalnızca 4'ten sonra sushi servisi yapıyorlar! sushi de yerim hevesiyle gittiğim için biraz hayal kırıklığına uğradım.
ambiyans hem şık hem samimi, hoşuma gitti. yine gidince kesin yerim dediğim tek şey kabak çiçeği tempura ama ıstakoz ve sushilerini denemek için tekrar gitmek istiyorum.

yeri, manzarası, sade dekoru, adı, servis her şeyi çok sempatik;) biz bir tatil günü 18.00 sularında gittiğimizde bomboştu, ama daha yemek saatinde gidecekseniz rezervasyon yaptırmak gerekebilir.

cok farkli ve karisik denilebilecek bi menuye sahip oldugu icin cok kotu cikma ihtimali olabilir diye dusunduren, ama her seyiyle muhtesem olan bir yer.
onden kokteyl olarak ben no pain no gain, arkadasim da 7 ronin icti. aci ve passionfruit iceren ickiler her zaman tercihimdir, genelde de menude varsa o tarz bi sey icerim ve kesinlikle suana kadar ictiklerimin en acisi ve lezzetlisi buydu. 7 ronin de salatalikli daha fresh bi kokteyl o da cok guzeldi.
acili kivircik kalamari herkes tavsiye etmis diye soyledik guzeldi ama favorim diyemem (ickimin acisindan dolayi kalamarin acisini alamadigimdan olabilir).
citir karides cok guzel, cok lezzetli ve kucucuk cerez gibi.
cilekli avocadolu salata muhtesemdi. sosunda soya oldugundan galiba, inanilmaz lezzetliydi.
kiss the frog kurbaga bacagini da gitmisken yemeden donmeyelim diye soyledik. cok bi lezzeti oldugunu dusunmuyorum ama sadece yanindaki patatesler ve sosu icin bile soylenir.
begendili ahtapotun begendisi cok guzeldi, belki ahtapotu daha citir olabilirdi. iki yumusak ve kremamsi tat biraz bayiyo insani.
mahmacun kesinlikle aralarinda en guzel olandi yemeden sakin donmeyin, hatta sadece onun icin bile gidebilirsiniz.
taramaya da bayildik belki tuzu biraz azaltilabilir sadece.
after eightli profiterol de after eight ve profiterol sevenler icin guzel bi tercih. ben ikisini de cok sevmem arkadasim istedigi icin soyledik.
cok genis ve ozenle gruplandirilmis bi sarap menuleri var. garsonlar cok ilgili ve canayakinlar. porsiyonlar cok buyuk, bizim gibi doymayiz diye korkup bi suru sey soylemeyin hepsi fazla fazla yetiyo. biz sarap ve kahve de icerek 700 gibi bi hesap odedik. ikinci kez dusunmeden gitmenizi oneririm kesinlikle pisman olmazsiniz.

karaf, niş, g by karaf gibi markalarla yeme-içme sektöründe tanınan gül etker, rumeli hisarında yer alan biraz salaş biraz lüks ama çok şık bir dekorasyona sahip olan kiss the frog adını verdiği restoran ile harikalar yaratmaya kaldığı yerden devam ediyor.

mekanın çok çeşitli ve kendine has yemeklerden oluşan bir menüsü var. mekan tasarımı ve konumuyla çok şık, mutfak olarak da bu kadar çeşidin olduğu başka bir restoran olduğunu sanmıyorum. her yerde tadına baktığınız lezzetler dışında kiss the frog’un kendine has bir şekilde sadece burada bulabileceğiniz nefis yemekleri var ve emin olun biri tam sizin damak tadınıza göredir.

gelelim bizim için hazırlanan tadım menüsünde yediklerimize;

palamut nigiri

rich frog roll

narlı levrek ceviche

pancar ile tuzlanmış somon

köz patlıcanlı çoban salata

pretzel karides

kabak çiçeği tempura

karides nachos

kıvırcık kalamar
ahtapot & ege otları

olta balığı dürüm

kabuklu pizza

after eight profiterol

helvalı sufle kek

balkabağı carpaccio

tadını beğendiklerim arasında yer alanlardan biri içinde karides, yengeç, ahtapot, tarak, uçan balık yumurtası, avokado ve japon mayonezi ile hazırlanan rich frog roll. bol malzemesinden dolayı belki biraz çekinebilir siniz ama ben biraz lezzetleri birbiriyle karıştırmayı sevdiğim için çok hoşuma gitti açıkçası.

gelelim diğer beni benden alan lezzet olan pretzel karides’e kabuklarıyla birlikte cips gibi çıtır çıtır yedikçe yiyeceğiniz harika bir lezzet olmuş. menüde en beğendiklerim arasında ilk sırayı alanlar arasında kendisi mutlaka deneyin derim.

kabak çiçeği dolmasını sabah akşam verseler yemem demeyen biri olarak kiss the frog’un keçi peynirli kabak çiçeği tempura’sı gerçekten efsane bir lezzet. çok hoşuma gitti.

ahtapot & ege otları adı altında yer alan ahtapot ızgara ise gecenin yıldızları arasındaydı. ayrıca üzerine serpiştirilen kekik ile harika bir ikili olmuş yedikçe yiyesi geliyor insanın.

geceye başlamadan bu menünün yıldızı kabuklu pizza olacak deselerdi kesinlikle inanmazdım. buraya gelirseniz mutlaka bu pizzayı denemelisiniz tadı damağımda kaldı resmen.

gelelim benim en çok sevdiğim bölüme tatlı kısmına :) after eight profiterol, helvalı sufle kek ve balkabağı carpaccio üç lezzette ayrı ayrı harikaydı damağımı şenlendirdi diyebilirim. özellikle helvalı sufle öyle bir beni benden almış durumdaydı ki fotoğrafını çekmeyi bile atlamışım.

i̇şin özetine gelirsek rumeli hisarı kiss the frog’a mutlaka gelin bırakın bu kurbağa sizi öpsün  :)

afiyet olsun