i̇nsan, bir lokantaya ikinci defa neden gider? bu sorunun cevabı kişiye göre değişiklik gösterecektir büyük olasılıkla. ama "yemeklerin güzel olması", "servisin iyiliği", "mekan sahibinin tanıdık olması", "eve yakınlık", "arkadaşlardan o mekanı sevenlerin çokluğu" gibi sonsuz sayıda yanıt verilebilir bu soruya. hepsi de, kişisel çerçevede ele alındığında doğrudur, çünkü özneldir, kişiye özeldir, tartışmanın anlamı yoktur. i̇nsan yaşla birlikte beğeniler konusunda liberal ve anlayışlı olmayı öğreniyor sevgili okurlar. bendeniz sadece vejeteryan dostlarımla ve tavuğu ana gıda maddesi olarak gören insanlarla yemek konusunda fikir alışverişinde bulunmam. diğer herkesi merak ve ilgiyle dinlerim. demek ki, bazı sınırlamalarımızı yaş da gideremiyor. her neyse, konumuza dönelim, bir lokantaya neden ikinci defa gidersiniz? buna benim kişisel cevabım çok nettir: "orada vazgeçilmez bir yemek bulduğum için !" bunun anlamını açıklamadan önce belirtmem gerekir ki, eş dostun çağırması, seçeneksizlik, o an şartların öyle gerektirmesi gibi sebeplerden ötürü birçok tercih etmediğim mekana ikinci kez gitmek zorunda kaldım hayatım boyunca. lakin ideal koşullarda, ben bir lokantayı, sadece kafamdayeretmiş, unutamadığım, lezzeti hafızama nakşolmuş tek bir yemeği varsa ziyaret ederim. bu detay çok önemli. yeni lokanta ile ilgili yazdığım yazıyı anımsayın: dokuz farklı yemeğin tadına baktım, yanlış hatırlamıyorsam ve hepsi çok çok lezzetliydi. fakat bir tane büyük yıldız yoktu aralarında. bu şartlar altında, yeni lokanta'ya ikinci kez gitmem için tek sebep, önem verdiğim birinin çağırması olabilir. zira peşinde koşmaya değer bir yemek yemedim orada.
bunları neden mi yazdım? dün akşam mekanist'in davetlisi olarak gittiğim hacıbaşar ataşehir'de yediğim van kavurması sebebiyle! hayatımda yediğim en lezzetli etlerden birisiydi bu. i̇yi bir marinasyon sürecinden geçmiş, zeytinyağı, kara biber, kırmızı biber, tuz ve soğanla kaynaşmış, yumuşamış, ardından kuyruk yağında yarım saat kadar pişmiş incik etinden yapılan bu kavurma ağzımda dağılırken, ister inanın ister inanmayın, hayattaki tüm dertlerimi unuttum. başka bir aleme yolculuk yapar gibi mutlu ve huzurlu hissettim kendimi. hiç bitmesin istedim. i̇şte tam olarak da bu olağandışı lezzet sebebiyle, bu lokantaya mutlaka bir defa daha gidecek, sadece kavurma sipariş edecek, bir süre onu seyrettikten sonra hiç konuşmadan yiyecek ve hayal dünyasına dalacağım. size de, sevin ya da sevmeyin, salt bu yemeği denemek için bile olsa hacıbaşar'a gitmenizi tavsiye ederim. kuyruk yağıyla bir derdiniz varsa size çok hitap etmeyecektir. yine de ama gözü karartıp bu deneyimi yaşayın mutlaka derim. aklımı başımdan aldı zira.
öte yandan, mekanda sınırsız bir ikram sözkonusuydu katıldığım etkinlikte. fıstıklı içli köftenin tadına baktım, kesinlikle ağır değildi. acılı kebap, terbiyeli şiş getirdiler. her ikisi de iyi bir standardı yakalamıştı. acısı insanı gözyaşlarına gark eden türden değildi bana kalırsa. patlıcanlı kebap servis edildi ve ritüeline sadık olarak közlenmiş patlıcanın içinin çıkartıp biber, domates ve kebapla birlikte bir dürümün içine koyarak keyifle yedik. masada binbir çeşit salata mevcuttu, her şey taze ve güzeldi, ama hepsinden önemlisi masa çiçek bahçesini andırıyordu. bu da çok hoşuma gitti. acılı ezme, gavurdağı, patlıcan salatası ne eksik ne fazlaydı.
mekanı işletme görevini üstlenen selim başar, gece boyunca masamızda yapılan işle, yemeklerle, aile geçmişleriyle ilgili birçok açıklamada bulunarak güzel bir sohbet edilmesine katkıda bulundu. bir ara hacıbaşar'ın kurucusu ve selim bey ve diğer yedi kardeşlerinin babası "hacı" da masamıza gelip sohbet etti. gösterilen ilgili ve internet yazarlığına verdikleri önemi son derece vizyoner bulduğumu belirtmeliyim. mekan ataşehir'in girişinde sayılabilecek bir konumda, hemen acıbadem hastanesi'ne gelmeden sağda ve vale servisi mevcut.
eskiden farklı şubelerindeki paket servislerinden istifade ettiğim ve ortalama bir lokanta olarak gördüğüm hacıbaşar'ın kavurmasını yedikten sonra görüşlerimin değiştiğini vurgulamam gerekiyor. burada alkol servis edilmediği için akşam yemekleri için gideceğim bir mekan değil. ama öğlen yemeklerinde ve sırf o yemeği yemek için bundan sonra gideceğimi adım gibi biliyorum.
siz de bunu yapın. en az bir defa !
hacıbaşar ataşehir
vedat günyol cad. no:24 yolbulan plazaataşehir - i̇stanbul 0216 575 19550216 573 16160216 572 1955
-----16 apr, 2014-----
http://lokantalarim.blogspot.com.tr/2014/04/hacbasar-atasehir.html
insan, bir lokantaya ikinci defa neden gider? bu sorunun cevabi kisiye göre degisiklik gösterecektir büyük olasilikla. ama "yemeklerin güzel olmasi", "servisin iyiligi", "mekan sahibinin tanidik olmasi", "eve yakinlik", "arkadaslardan o mekani sevenlerin çoklugu" gibi sonsuz sayida yanit verilebilir bu soruya. hepsi de, kisisel çerçevede ele alindiginda dogrudur, çünkü özneldir, kisiye özeldir, tartismanin anlami yoktur. insan yasla birlikte begeniler konusunda liberal ve anlayisli olmayi ögreniyor sevgili okurlar. bendeniz sadece vejeteryan dostlarimla ve tavugu ana gida maddesi olarak gören insanlarla yemek konusunda fikir alisverisinde bulunmam. diger herkesi merak ve ilgiyle dinlerim. demek ki, bazi sinirlamalarimizi yas da gideremiyor. her neyse, konumuza dönelim, bir lokantaya neden ikinci defa gidersiniz? buna benim kisisel cevabim çok nettir: "orada vazgeçilmez bir yemek buldugum için !" bunun anlamini açiklamadan önce belirtmem gerekir ki, es dostun çagirmasi, seçeneksizlik, o an sartlarin öyle gerektirmesi gibi sebeplerden ötürü birçok tercih etmedigim mekana ikinci kez gitmek zorunda kaldim hayatim boyunca. lakin ideal kosullarda, ben bir lokantayi, sadece kafamdayeretmis, unutamadigim, lezzeti hafizama naksolmus tek bir yemegi varsa ziyaret ederim. bu detay çok önemli. yeni lokanta ile ilgili yazdigim yaziyi animsayin: dokuz farkli yemegin tadina baktim, yanlis hatirlamiyorsam ve hepsi çok çok lezzetliydi. fakat bir tane büyük yildiz yoktu aralarinda. bu sartlar altinda, yeni lokanta'ya ikinci kez gitmem için tek sebep, önem verdigim birinin çagirmasi olabilir. zira pesinde kosmaya deger bir yemek yemedim orada.
bunlari neden mi yazdim? dün aksam mekanist'in davetlisi olarak gittigim hacibasar atasehir'de yedigim van kavurmasi sebebiyle! hayatimda yedigim en lezzetli etlerden birisiydi bu. iyi bir marinasyon sürecinden geçmis, zeytinyagi, kara biber, kirmizi biber, tuz ve soganla kaynasmis, yumusamis, ardindan kuyruk yaginda yarim saat kadar pismis incik etinden yapilan bu kavurma agzimda dagilirken, ister inanin ister inanmayin, hayattaki tüm dertlerimi unuttum. baska bir aleme yolculuk yapar gibi mutlu ve huzurlu hissettim kendimi. hiç bitmesin istedim. iste tam olarak da bu olagandisi lezzet sebebiyle, bu lokantaya mutlaka bir defa daha gidecek, sadece kavurma siparis edecek, bir süre onu seyrettikten sonra hiç konusmadan yiyecek ve hayal dünyasina dalacagim. size de, sevin ya da sevmeyin, salt bu yemegi denemek için bile olsa hacibasar'a gitmenizi tavsiye ederim. kuyruk yagiyla bir derdiniz varsa size çok hitap etmeyecektir. yine de ama gözü karartip bu deneyimi yasayin mutlaka derim. aklimi basimdan aldi zira.
öte yandan, mekanda sinirsiz bir ikram sözkonusuydu katildigim etkinlikte. fistikli içli köftenin tadina baktim, kesinlikle agir degildi. acili kebap, terbiyeli sis getirdiler. her ikisi de iyi bir standardi yakalamisti. acisi insani gözyaslarina gark eden türden degildi bana kalirsa. patlicanli kebap servis edildi ve ritüeline sadik olarak közlenmis patlicanin içinin çikartip biber, domates ve kebapla birlikte bir dürümün içine koyarak keyifle yedik. masada binbir çesit salata mevcuttu, her sey taze ve güzeldi, ama hepsinden önemlisi masa çiçek bahçesini andiriyordu. bu da çok hosuma gitti. acili ezme, gavurdagi, patlican salatasi ne eksik ne fazlaydi.
mekani isletme görevini üstlenen selim basar, gece boyunca masamizda yapilan isle, yemeklerle, aile geçmisleriyle ilgili birçok açiklamada bulunarak güzel bir sohbet edilmesine katkida bulundu. bir ara hacibasar'in kurucusu ve selim bey ve diger yedi kardeslerinin babasi "haci" da masamiza gelip sohbet etti. gösterilen ilgili ve internet yazarligina verdikleri önemi son derece vizyoner buldugumu belirtmeliyim. mekan atasehir'in girisinde sayilabilecek bir konumda, hemen acibadem hastanesi'ne gelmeden sagda ve vale servisi mevcut.
eskiden farkli subelerindeki paket servislerinden istifade ettigim ve ortalama bir lokanta olarak gördügüm hacibasar'in kavurmasini yedikten sonra görüslerimin degistigini vurgulamam gerekiyor. burada alkol servis edilmedigi için aksam yemekleri için gidecegim bir mekan degil. ama öglen yemeklerinde ve sirf o yemegi yemek için bundan sonra gidecegimi adim gibi biliyorum.
siz de bunu yapin. en az bir defa !