çiya sofrası

yemekler çok lezzetli ama bir porsiyon en ucuz 20 tl den başlıyor adam başı bir anayemekpilav salata yoğurt yeseniz en az 50 tl. biraz fiyatlar düşmeli ya da yarım porsiyon seçeneği olmalı. çalışanlar hızlı temiz. bir kere de olsa tadına bakın derim;)

eskiden çok lezzetliyemeksunan bu mekân artik eski tadini yakalamakta zorluk çekiyor. kedimi doguda hissettigim bu mek'andan artik eser yok. fiyatlari menü büyüklükleri ve lezzetlerine göre çok yüksek....

dogu mutfaginin en unlulerinden çiya...hem ev yemekleri hem de bir cok kebap cesidini bulabileceginiz lezzet duragi. daha once guveci denememistim ama oldukca iyi diyebilirim. kebaplardan da fistikli kebap cok guzel bence. burada heryemekbirbirinden guzel desem daha dogru olur. gayet de temiz bir mekan. alkol kullananlar icin asil mekanin hemen carprazinda da alkollu bolumu var. fiyatlar pek yuksek degil, lezzet bunun hakkini veriyor...

kadıköy'de yöresel yemekleri tatmak ve öğrenmek için dört dörtlük bir mekan burası. üç farklı şubede  çarşı içinde hizmet veriyor. turistlerin de uğrak noktası. tadım tepsisini denemek gerekir. ama eksileri de var mesela; yemekleri ne kadar güzelse servisi de bir o kadar yavaş ve kötüydü. böylesi bir işletmeye yakışmadı. yarım puanı bundan dolayı kırıyorum. bu arada ev yemekleri çok güzel, kebap yerineyemektercih etmenizi tavsiye ederim.

anadolu, ortadoğu mutfağından çok lezzetli yemekler yiyebileceğiniz bir yer. zahter salatası, falafel, humus, muhammara ve mücver denedik. mücver hariç hepsi çok güzeldi. büfe kısmında tek tabağa hepsini az az alabiliyorsunuz. ve gramına göre fiyat ödüyorsunuz. çalışanlar yemeklerin içinde tek tek ne olduğunu anlatıyor. geleneksel bir şeyleryemekisteyenlere önerilir.

çeşitli yörelerden oldukça güzel yemekleri bir araya getirmişler ve turist ağırlıklı bir müşteri kitlesine sahipler bulundukları konum ve yemekler itibariyle. 

sanırım 3 ya da 4 kere gittim buraya hepsi de mumbaryemekiçindi çünkü çok sık rastlanan biryemektürü değil. tabi benim aradığım elbette annemin suyunda kaynattıktan sonra tereyağında kızartıp dışını nar gibi kızarttığı bağırsak dolması değil. kaliteli malzemelerden yapılmış olsa da suyunun özleşmemiş olmasını tarza mı bağlamalıyım bilemedim. orta karar bir puan alır orası kesin ama. 

yalnız bir sorun var. bir çay içtiğinizde 'tanrım ölüyorum böyle bir çay olamaz' diyemezsiniz çünkü çayın size sunacağı lezzet aralığı bellidir. ha içine envai çeşit baharat karıştırırsınız falan ama o zaman da bizim bildiğimiz çay olmaz. ben bizim bildiğimiz çaydan bahsediyorum. peki varsayalım ki bir çayı beğendiniz ve hayatınızda içtiğiniz muhtemelen de içeceğiniz çaylar arasında bu kadar güzeli olamaz dediniz. bu çaya 40 lira deseler ne dersiniz ? 

bir çay 40 lira etmez edemez.

burası hakkında da maalesef böyle düşünüyorum. evet çeşitler veyemekçok güzel. çok beğendim ama yemeklerin fiyatları hakkının da ötesinde fiyatlandırılmış. 

öğrenci değilim.

burada yedigimiz heryemekanilarla dolu , kuru patlican dolmasi ve içli köftesi en begendiklerimizden antakyali olarak aklima gelipte özledigim herr yemegi burada bulabiliyorum , fistikli tatlilar yöresel çorbalar çok lezzetli ve tam aradigim gibi.

nihan'la kadiköy'de degisikyemekararken, burayi denemeye karar verdik. balikçilar sokaginin ilerisinde karsilikli olarak 3 mekana sahip; biri kebapçi digeri zeytinyagli digeri de yöresel yemekler veriyor. yöresel kismina oturdugumuzda, menünün günlük olarak hazirlandigini ve ayni menüye siklikla karsilasilamayacagini görmek aslinda iyi bir sey, her gün ayni menü olmuyor çünkü :) menüye baktigimda ilk olarak perde pilavini düsünsem de, katmeri görünce dayanamadim. amaç antep de yedigim ile buradakini kiyaslamak idi. (fiyat olarak ne kadar yüksek gelse de) yemeklerimiz/ tatlim geldikten sonra, bayagi bir hayal kirikligina ugradim, çünkü katmerin üzerine kaymagi koymuslar, pardon koklatmislar. olmasi gereken o kaymagin içinde ve bol olmasiydi. ilk puanimi buradan kirdim. hüsranla tadina baktigimda, daha ne kadar hüsrana ugrarim diye düsünürken, buldum dedim. katmer o kadar kuruydu ki, sanki bayat etmek yer gibiydiniz. halbuki çitir çitir içi tereyagli olmaliydi. kissadan hisse yapamamislar. burada katmer yenmezmis bu ögrendim.

falefella, içli köfte, elma kebabi, hurma ve zeytin

çiya; bu bayram çiyanin müptelasi olduk. baslangiç olarak hurma zeytin tabagi sizi karsiliyor. sicak çorbasi her zaman ki gibi fevkalade. falefella yiyememistim geçen sefere. hafif bir köfte çesidi. kuru tadini bol yogurtla tamamlayabilirsiniz. sifir yag. elma kebabinin eksisi etkileyici. eksi sevenler için ideal. suyunu pideyi bana bana doyamayacaksiniz. içli köfte geçen denedigim gibi disi çitir içi lokum. çitir kebap tatlisi; kisa ve net anlatilmaz tadilir.


-----10 jul, 2014-----

visneli kebabi fevkalade. misket büyüklügünde köftelerinin arasinda visne altinda ince pide kasiklanarak yenildiginde bu güzel uyuma hayran kalacaksiniz. çorbalarindan kirmizi mercimek çorbasini özellikle ramazanda sicak isteginizde en iyi baslangici yapacaksiniz demektir. ancak söyle bir sikintisi var ki ana yemege geçmenizi zorlastiriyor.içli köfteyi önceden söyleyin erkenden bitmeden agzinizda dagilan çitir tadina sahit olun; tanesi ise 4 tl. perdeli pilavi sicak olsa ve agzinizi yakacak kadar da yeni pismis olsa sadece pilavla bile doyabilirsiniz; fakat ramazan yogunluguna heba olmus. sehriyeli bulgurlu pilavi tadini korumaya devam ediyor. falafel yogunluktan kalmamis lakin çok güzel gözküyordu. gittiginizde benim için yiyebilirsiniz.kilo ile kisir dolma sarma gibi soguklarda girisin hemen solundan alabilirsiniz. kisir cidden çok iyi. bu adamalar isi biliyor. sarma ve dolmasi kisir kadar olmasa da basarili.tabi bu dediklerimin hiçbirini normalde gittiginizde bulamayabilirsiniz. ama ramazana özel menü ayni. diger günlerde her gün degisen menüsü mevcut olmasina ragmen çitir kabak tatlisi heryemeksonunda sizi bekliyor olacak. üstüne tahin dökülmüs çok hafif bir tatli. diger tatlisi ise köpüklü helvaya konulmus içli köfte kivaminda içi antep fistigi ile dolu bir tatli. ne kadar iyi olsa da çitir kabagin yanina yaklasmiyor. ramazanda gideceksiniz mutlaka erkenden yer ayirin. full dolu

öncelikle en enteresan tarifli yemekleri burada bulmaktan heg mutlu oluyorum. duymadigim tarifler ve az bilinen lezzetler için kadiköy'e gelince çiya'yi tercih ediyorum. bu kez de arkadasimla girdik. taze sarmisakli yogurt çorbasi söyledik. ardindan da kazanda inanilmaz cazip görünen incik siparis ettik. ne yalan söyleyeyim uzun zamandir yedigim en iyi tencere yemegiydi. sarmisak ve sogani incik etiyle o kadar iyi kivamlamislarki damaginizda sanki bir sölen keyfi yaratiyor. bir sise de su söylendi. lezzet açisindan bu kadar basarili olmakla birlikte inanilmaz fahis bir hesap geldi. iki çorba ikiyemekbir su için toplam 115 tl hesap ödedik. sulu et yemegi tabi ki biraz daha pahali olacaktir ama bu kadari biraz sürpriz oldu. gönül rahatligiyla her lezzetini yiyebileceginiz mükemmel bir adres ancak menüde fiyatlara bakmadan siparis vermeyin.
caniniz yanmasin.

yöresel yemekler yapan ,güneydoğu mutfağına özgü spesiyalleri olan bir esnaf lokantası. kurutulmuş patlıcan dolması sıradan, içli köfte'nin bir özelliği yok ancak ,mumbar ve mardin yöresini özgü olan aloçiye gerçekten spesiyal ve tadılması gereken lezzetler. aloçiye yeşil soğan ,maydanoz rezene ,sarımsak, kabak ve kuzu eti ile hazırlanmış erik suyu eklenmiş etli sebzeli bir çorba gibi ama tadı çok değişik ekşi lezzeti sevenler için mutlaka tadılması gereken biryemek. fiyatlar olması gerekenden yüksek. dolmanın tanesi 8 tl. bir porsiyon kurutulmuş patlıcan dolması 32 tl . özelliksiz

bir daha mı? asla ! kadıköyde gitmemeniz gereken tek mekan diyebilirim. bu mekan neden bu kadar puan alıyor onu da anlamış değilim. lezzetsiz yemekler. i̇ki kişi 6 ufacık tabak tadımlıkyemekiçin 95 tl para ödedik.

her gittigimde farkli bir tat denemekten keyif aldigim ve mutfak kulturumuzu yasatmasindan oturu takdir ettigim ciya'da bu kez visneli köfte ve keledos yedik. visne mayhos tadi ile kofteye yakismisti, bol bakliyat yogurt ve parca etli keledos ise tam bana gore idi. dondurma sezonunu baslatan mekanda keci sutunden yapilan zahterli ve incirli dondurma agzimizi tatlandirdik. incir sevmeyenleri bile mestedecek olan incir dondurmasi kesinlikle denenmeli.


-----23 mar, 2014-----

kadiköy'deyemekyemek için epey çok alternatif olmasina ragmen çiya hergün degisen menüsü ile beni kendine cekiyor. en son gidisimde kuru sebzeler ve kuzu eti ile yapilan domates tava yedim bayildim. pirinç ve üzüm ile yapilan arzuman köfte lezzetli idi. farkli lezzetler oldukça buraya gelmeye devam edecegim.


-----02 feb, 2014-----

ciya, bence mutfak kültürümüzü layikiyla yasatiyor. bu sebeple ben de firsat buldukça yolum dustukce burayi ziyaret ediyorum. cumartesi gunu daha öglen bile olmamisken ilk müsterisi oldum ciya'nin. kuzu kelle çorbasi oldugunu ögrenince de hemen istedim. az acili az sarimsakli sicacik çorbam çok güzeldi. soguk havada iliklerimin isindigini hissettim.


-----30 dec, 2013-----

fotograflari yüklerken biraz abartmisiz gibi geldi sanki ama çiya yöresel yemekleri öyle lezzetli yapiyor ve yasatiyor ki hepsinden tatmak istiyorum. en önden kelle paça çorbasi içtim nefisti, ardindan keskek,perde pilavi, çig köfte tattik hepsini begendik. çiya gibi yerler kültürümüzün yasamasi için hep varolmali.

ilk defa 2010 yilinda arkadasimin daveti üzerine gitmistim..sonrasinda müdavimi oldum.salata bari,katkili ekmegi,hele çorbalari mükemmel....ekmegi bile özel.kebabcisinada gittim ama benim favorim kalaylanmis güzel tabaklarda yenen güzelyemekyeri çiya sofrasidir.aysel erdem.

size "musa dağdeviren kimdir?" diye sorsam cevabınız ne olur? dünyaca ünlü çiya'nın kurucusu ve "gastronomi antropoloğu" diyebileceğim bu mümtaz şahsı çoğunuzun henüz tanımadığını tahmin ediyorum. i̇zninizle söze, onun hikayesini anlatmaktan başlayacağım.


musa dağdeviren, kadıköy'de 1987'de küçücük bir dükkan olarak açtığı çiya kebap'a gelene kadar fırıncı çıraklığı, kebapçı yamaklığı ve hatta pamuk ırgatlığı dahil birçok işte çalışmış. müthiş zorluklar ve mücadelelerle dolu hayatında edindiği tecrübeleri kendine sermaye kılmış. çiya'da bir yandan anadoluyemekkültürü üzerine araştırmalar yapmaya devam etmiş. nihayet çiya kebap'tan tam 11 yıl sonra 1998 yılında, yöresel tencere yemekleri çıkardığı çiya sofrası açılmış. yöresinde bile unutulmuş yemekler titiz araştırılmalarla gün yüzüne çıkarılmış, hatta birçoğuna günlük olarak değişen menüde yer verilmiş. bunlar da yetmemiş, musa bey ve eşi zeynep hanım çiya yayınları'nı kurarak kitaplar yayınlamış, üç ayda bir neşredilen yemek ve kültür dergisini çıkarmış. halen anadolu'dan mezopotamya'ya mevcut ve geçmiş tüm halklarınyemekkültürlerini araştırmaya ve bizlerle paylaşmaya devam ediyorlar. musa dağdeviren ve çiya'nın hikayesi batıda akademik kürsülerde anlatılıyor, üniversite tezlerine konu oluyor.


özetle söylemek gerekirse, burada mevsimsel malzemelerle orijinal tariflere sadık kalınarak pişirilen ev yemekleri, mezeler ve tatlılar yiyorsunuz.
son olarak, anlamını merak edenler için açıklayayım: çiya, "yükseklerde yetişen çiçek" demek.

#food #foodporn #instafood #gastronomy #anatoliancuisine #turkishcuisine #anadolumutfagi #turkmutfagi #yemekvekultur #musadagdeviren #ciyakebap #ciyasofrasi #kadikoy #istanbul #turkiye