beyti

bir i̇stanbul klasiği beyti. özel günlerde, kutlama yemeklerinde başta düşünülmesi gereken mekanlardan. biz de yine biz özel günümüzde yine beyti’deydik. karşılamasından tutun da, servisine, uğurlamasına kadar kalite kokuyor. i̇lk başta masaya turşu tereyağ ve kıtır ekmekler geliyor. başlangıçların bir çoğunu içeren zeytinyağlı tabağı söylemenizi öneririm. i̇ki kişi paylaşımlık yapabilirsiniz. ana yemeklerden karışık ızgara seçeneğini isteğinize göre dizayn edebilirsiniz. biz tandır, döner, köfte ve beytiden oluşturduk. döneri meşhur dönercilere taş çıkartır. mekanın klasiği ve buluşu olan beyti mükemmel. tandır lokum gibi. lezzetli olduğu halde en zayıfı köfte oldu. tek eleştirim baklavaya olabilir. kendileri mi yapıyor bilmiyorum ama ya daha güzel yapsınlar ya da gaziantep’ten en iyilerden getirtsinler. hamurlaşmıştı ve yedikten sonra boğazımı yaktı. beyti gibi yere eniyibaklava yakışır. mekanın sahibi beyti güler, yine tek tek masaları dolaşıp afiyet olsun dileklerini iletiyor. saygı ile önünde eğiliyor ve yorumuma son veriyorum..

20. ve 21.yy'da endüstrileşen yemek sanayii içerisinde kaliteli hayvan besiciliği ve organik tarım değerli hale gelmiş ve sağlıklı olarak lanse edilmiştir. özellikle beyti ülger'e sorarsanız 1940'dan itibaren bu değişimi aldığı etlerde,sebze ve meyvelerde gördüğüne eminim. çünkü;2000'lerde artık genetik biliminin tarımda büyük normları değiştirdiği yıllarda doğallık bir "lüks" olmaya başlamıştır. çünkü;hızlı popülasyon artışının karşısında doğal yollarla dünya üzerindeki tarım arazileriyle mevcut talebi karşılamak zor olduğundan dolayı insanoğlu olarak biyogenetiğin nimetini kullanmaya çalışıyoruz. fakat; tat ve lezzet belki de vitamin kısmında doğada yetişeni yakalamak zor görünüyor.i̇şte böyle bir mücadele içinde,beyti kocaman bir kazanın içinde çay kaşığıyla "iyi" olan eti bulmaya çalışıyor. buna yıllarını verdi,hala da vermekte. restorancılık emek ve pazarlama işidir. süreklilik esastır,bu kadar uzun yıllarca bir işletme olarak kalmak bana sorarsanız üniversitelerde case study'lere konu olabilecek seviyededir. ayrıca;beyti'nin ününü internet iletişim kanalları olmadığı senelerde yapması da ayrıca takdir edilmesi gereken bir pazarlama becerisidir. bana göre bazı insanların et tadından çok yüksek beklentilerle gitmesi,en önemli faktörlerden birisidir. i̇yi bir dönerin veya köftenin veya kuzu şişin tadı zaten eğer siz herhangi bir katkıdan kaçınıyorsanız oldukça standartdır beyti ve benzeri lüks restaurantlarda. fakat;beyti,kendini et restoranı olarak tanımlarken ki,bence bu unvanı fazlasıyla hakediyor, aynı zamanda zeytinyağlı,tatlılar,ön sıcaklar,hamur işlerindeki kalitesiyle beraber düşünmek gerekiyor. beyti'yi beyti yapan sadece eti değil,hizmeti,kalitesi ve uzun yıllar yarattığı değerdir. farkındayım,fiyatlar gerçekten ortalamanın fazla üstündedir. ancak;siz beyti gibi bir restoranı,sahip oldukları ve koruduklarıyla değerlendirmelisiniz,mahallede yediğiniz döner değil.

beyti , i̇stanbul un kesinlikle eniyirestoranı bana göre. lezzeti , karakteri , geleneği olan ve bunca sene bu geleneği bozmadan kalan ender işletmelerden. ne yemeklere i̇stanbul da ne paralar ödeniyor dolayısıyla beyti nin fiyatları makul kalmaktadır

buram buram tarih kokan bir mekan. sanatçılar,krallar,iş adamları,siyasetçiler, generaller, sayısız ünlülerin mekanı. çok geniş bir hediye koleksiyonuna sahip. i̇ki katlı ve oldukça bakımlı bir restaurant. duvardaki resimler ve hediyeler ortama renk katıyor. i̇çerde yemek yerken sizi kasıcak gibi gelsede sanki evinizde yiyorsunuz gibi geliyor mekan göründünden daha rahat tabi buna sebep işini bilen garsonların etkiside var. gelelim yemeklere yoğurtlu kebap eti bol döneri lezzetli sosu, yoğurdu,pidesi tam olması gerektiği gibiydi. karışık kebap etler lezzetli veiyipişirilmişti ( orta pişmiş ) kurutulmamışdı. köftesini tavsiye etmiyorum lezzetli değildi. salatasıiyiayva tatlısının lezzeti ve kıvamı tamdı. gelelim olumsuz olan şeylere. karışık kebab tabağı azdı,salatası bir kişilikti, köftesi lezzetli değildi bu fiyatları istiyorsan biraz göz doyurmalısın ( menüdeki fiyattan yüzde on beş fazla)

her zamanki gibi ciddi ve çokiyiservis. piyaz ve önden sunulan turşu bundan mükemmel olamaz. etlerin hepsi harika, hiç bir söylenecek söz yok. su böreği belli ki çok özenle hazırlanmış ama yediğim eniyisu böreği olduğunu söyleyemeyeceğim. etlerin yanında gelen beğendi ve ıspanak süperdi ama pilav için tam emin olamadım. daha iyisini beklerdim. yılda en az iki kere gidilmeli. i̇nsan özlüyor.

beyti kebabını bu kebabın mimarının ve ismini vermiş kişiden yemek bir başka oluyormuş. beytide "beyti" yiyince daha önce beyti yemedim diyeceksiniz diye bir tekerleme buldum şimdi:) hizmet harika, ortam hem toplantı hemde özel gününüz için oldukça uygun. karışık kebabı daiyiama bi beyti lezzetinde  olamaz tabiki . önden ikram edilen turşunun lezzetini değme turşucularda yememişsinizdir. servis hızlı ve gayet özenliydi. fiyatları  bu lezzete değiyor. gidin bence pişman olmayacaksınız. kalite/fiyat performansı 5/5.

lezzet zirvesi - beyti 1968 küçükçekmece istasyonundan beri lezzeti bozmayip gelistiren kurum olarak her kebabin hakkini veriyor.iyiki var...

lafı eğip bükmeye gerek yok, bir insanın yemek yiyebileceği eniyiyer. herhangi bir öneriye bile gerek yok her bir ürün üst düzey kalitede.

tam anlamıyla emsalsiz. beyti, böbrek, zeytinyağlılar, kabak tatlısı, böreği, servis, ambians... kusursuz bir deneyim. i̇nsanın kendiniiyihissettiği mekanlardan.

çok güzel bir mekan verdiğiniz paraya değer arkadaşlar özel tatlıları var mesela ayva tatlısı gibi mutlaka deneyin. kebaplar harika yaz günü gitseniziyiolur bahçede oturun.

yemekleri harika. konumu çok iyi, içerideki ortam dekor ambiyans mükemmel. yabancı misafirleriniz varsa çok beğenirler. herkes çok kibar ve işini eniyişekilde yapıyor. fiyat konusu ise tartışılır bence değer. burada gözüken menü içerik ve fiyat olarak değişiklik gösteriyor.

uzun yıllardır gitmek istiyordum, pek çok arkadaşımla gitmeyi düşündüm konuştuk olmadı ama en sonunda oldukça soğuk, yağışlı ve kasvetli bir mart akşamına nasip oldu. ülke gündemi nedeniyle herkesin cansız kansız neşesiz olduğu bir dönemde en azından ben ve arkadaşım için güzel oldu!

öncelikle buranın adı beyti kebap değil sadece beyti! çünkü bildiğimiz anlamda bir kebapçı değil oldukça klasik bir et lokantası! oldukça köklü bir işletme ama burada mekanın tarihçesini döküp iç baymaya niyetim yok! ben florya bölgesini pek bilmediğim için toplu taşıma ile nasıl gidilir pek bilgim yok ama aracınız ile gidiyorsanız geniş bir açık otoparkları var hatta bu otoparkı korudukları için bile tebrik etmek lazım!

bina öyle çok göz alıcı değil ama iç dekorasyon gerektiği kadar şık ve güzel. girişte bulunan vitrinlerde yemek yiyen sayısız ünlünün fotoğraflarını ve hediyelerini inceleyebilirsiniz. sigara içmek isteyenler için burada şık bir bölüm yapmışlar, biz zaten soğuk bir günde gittiğimiz için açık alanınız var mı diye sormak aklımızdan bile geçmedi!

i̇çerisi son derece şık, sade ve loş! garsonlar temiz beyaz smokinler giyiyorlar, masalarda beyaz kumaş peçeteler bulunuyor. her ne kadar gelmeden önce araştırıp siparişlerimizi şöyle böyle belirlesek de menüye bakmak istedik. i̇lgilenenler için oldukça geniş bir şarap listeleri var biz araba ile geldiğimiz için şarap veya rakı yerine bira tercih ettik. masaya ikram olarak tereyağı, salatalık turşusu ve kıtır kızarmış ekmekler geldi ve inanın sırf bunları yemek için bile tekrar giderim! özellikle salatalık turşusu tuz oranı ve kıtırlık anlamında çok iyiydi fabrikasyon turşuları müşteriye kakalayan mekanların aksine bu işe çok önem verdikleri belli!

biz önden su böreği, çerkez tavuğu ve sucuk istedik. salata olarak bir porsiyon mevsim salata söyledik. su böreği yediklerim arasından en iyilerden tebrik etmek lazım, çerkez tavuğu tat kıvam olarak çok iyiydi bira ile bile çokiyigitti kesinlikle denemenizi tavsiye ediyorum. sucuk ızgara gayet iyiydi ama bu konuda tercihler değişebilir! açıkçası sucuğu gayetiyiama çok özel bir lezzet değil ama ızgara sucuk seviyorsanız deneyin derim. beyti’yi araştırırken döneri hakkında çokiyiyorumlar duydum ama biz tıkanmamak için söylemedik ama aklınızda olsun derim.

mevsim salata gerçekten çok iyiydi! çoğu restoranda önceden hazırlanıp dolapta soğuk bekletilen tatsız tuzsuz salatalar gibi değil her ısırışta ayrı bir tat aldığınız taze ve lezzetli sebzelerden oluşan bir mevsim salataydı, tebrikler!

biraz sonra ilk tercihimiz olan kuzu pirzolamız geldi, kuzu pirzola 4 parça veya 3 parça olarak sipariş verilebiliyor en azından menüde bu şekilde yazılmıştı. biz 4 parça söyleyip yarım yarım gelmesini istedik aynen de öyle hazırlamışlar. kuzu eti çok iyiydi ve pişirilirken kurutulmamış yanmamış hafif suluydu inanın tüm akşam hatta ertesi sabah tadı damağımızdan silinmedi! kuzu pirzola kadar tabaktaki diğer garnitürler yani tereyağlı pilav, ızgara domates biber ve özellikle kremalı ıspanak sote de ayrı ayrı övgüyü hak ediyor! mutlaka denemenizi öneriyorum.

biraz mola verip birer çay sigara içtik dinlendik ve sonrasında yine ikişer parça beyti söyledik! beyti aynı zamanda kurucusu olan sn. beyti güler’in adı!

üzerinde çok hafif bir kekik serpiştirilmiş, yanında çok güzel bir patlıcan beğendi ile servis edilmişti. garson etin içindeki kürdanlar için uyarıda bulunuyor aman hemen ağzınıza atmayın derim. yine son derece taze ve kaliteli bir etiyibir usta tarafından doğru bir şekilde pişirilip servis edilmiş, tebrikler!

fazlasıyla doyduğumuz içi çok merak etmemize rağmen tatlı söyleyemedik ama en ince ayrıntıya kadar dikkat ettiği belli olan ve masaya servis ettiği tüm ürünleri ile mest eden beyti’nin tatlılarına da yemeden 10 puan verebilirim!

fiyatlar nasıl derseniz baştan söyleyeyim ucuz değil ve küver hesaba yansıtılıyor ama servis ve ürün kalitesi anlamında aldığı her kuruşu hak ettiğini söylemeliyim! evet belki her hafta gidilmez ama en azından özel günler için tercih edip mutlaka bir akşam geçirmenizi tavsiye ediyorum…

beyti'ye kebapçi denmemeli. sik bir et restorani. istanbul'da bence eniyiet restorani. kaliteli et, kaliteli ortam ve kaliteli servis isteyenler burayi kaçirmasin.

beyti güler bir klasiktir... - çocuklugumda babamin bizi yesilköy'den alarak küçükçekmece'ye beyti güler'e götürdügünü net hatirlarim. küçükçekmece'de baslayan etin yolculugu simdi florya'da devam ediyor. öncelikle bazi arkadaslarin yazdigi gibi, beyti bir kebapçi degil, bir et restoranidir. kebap da yaparlar; ama ana isleri parça ettir. allah uzun ömür versin, beyti bey her gün isinin basindadir. ne zaman giderseniz gidin, kendisinin masalari ziyaret edip, size gülümsedigine ve hatrinizi sorduguna sahit olursunuz. uzun bir süre bu isle ugrasmis oldugum için, bir kez kendisiyle sohbet etme firsati bulmustum bundan 10 yil kadar önce. etleri kendisi seçermis ve kendi gelistirdigi bir yöntemle terbiye eder ve hepsinden önemlisi de dinlendirirmis. bu sekilde etler çok yumusak ve lezzetli hale gelirmis. burada her türlü eti yedim yilladir ve büyük bir keyifle. dahaiyiet yiyebilecegim bir yer var mi istanbul'da inanin bilmiyorum. yolunuz hiç düsüyor olmasa da bu taraflara, zorlayin biraz kendinizi.

bu mekana yorum yazmak ayip olur! - saniyorum sadece türkiye'nin degil, dünyanin eniyibirinci sinif et lokantasidir. (dünyada ilk bese rahat girer) sahibi 90 yasina ulasti mi bilemiyorum ama hala masa masa dolasir. bu mekana yorum yazmayi kendi adima ayip buluyorum. böyle bir restorani bize bahsettigi için beyti güler'e sonsuz tesekkürler!