baylan gibi tarihi miras sayabilecegimiz bir markaya yakisan bir restaurant. baylan'in altinmarka'ya emanet edilmesi belki de en mantikli islerden biri. umarim bu koruma hassasiyeti bebek badem ezmesi içinde gerçeklestirilir.
restauranttaservisekipmanlarindan çatal biçaga titizlikle düsünülmüs ürünler kullanilmis. gitmeden önce yaptigim ufak bir internet arastirmasinda menüde alain ducasse'nin de imzasi oldugunu okudum. füme etli fransiz çorbalarini begendim. çorbanin yaninda verdikleri pecorino peynirli ekmeklerine ve yine masaniza ilave olarak gelen ekmek sepetindeki ekmeklerine bayildim. siparis ettigim risotto döküm bir tenceredeservisedildi. yemesi biraz zor olsa da enginar kalbi, kabak ve domatesli risottoyu begendim. standart bir risottoya göre daha likit bir risotto. ama kabaklarin kesimi hatrina 5 yildiz veriyorum :) tatli olarak çogu baylancinin aksine (cup griye) ben pesmelbayi tercih ettim. daha hafif geliyor bana. o gün bize bakanservispersonelinin bilgisizligine ve acemeligine (sanirim o katin garsonu degildi) ragmen güzel bir yemekti. hemen hemen bütün restaurantlarin kabusu olan eleman eksikligi konusunda ne yazik ki bir çözüm yok. personel sirkülasyonu çok fazla ve bu isletmelerin suan en büyük kabusu.
sonuç olarak özellikle isinmaya baslayan bu havalarda güzel bir bogaz havasi ile keyifli bir aksam geçirebilirsiniz.
-----03 apr, 2013-----
bu resimi daha önce çekmistim. geçen aksam gittigimde üst kattaki bari tadilattan geçirmisler. bari arkaya tasiyip, masalari degistirerek içerideki oturma kapasitesini arttirmislar. manzara yine müthis. o gün kup griye yemistim ama bence pesmelba daha güzel bir tatli. yasasin seftali diyorum.