asitane restaurant


İçinde "osmanlı" olan yorumlar
5
4.5
mehmet
4
4 yıl önce
ayvansaray
fabrikasyon yemeklerin tüm sektörü ele geçirdiği düşünülürse bu işletmenin varlığı bile koca bir kültür hizmeti sayılabilir. mekan güzel ve temiz. çalışanlar kibar. menünün üzerine çok çalışıldığı belli. kalite hissediliyor.osmanlımutfağı adı beklentiyi artırdığı için lezzet biraz zayıf kalıyor.
0
noyan
5
4 yıl önce
ayvansaray
böyle mekanlara ihtiyaç var eskiosmanlıyemeklerini tanıtmak unutturmamak çok güzel belliki kar amaçlı bir müessese değil yemekler servis herşey mükemmel o nefis lezzetlrri muhakkak tadın taniyin kariye müzesi yanı çokda güzel bahçesi var
0
ayşe
4
4 yıl önce
ayvansaray
çok kişi tarafından bilinmeyen bu otantik lokantayı ofisimde konuşurken iş arkadaşım buranın ne kadar farklı, denenmesi gereken, yemeklerinin leziz olduğunu söylemişti. ramazan menüsünü inceledikten sonra merak içerisinde rezervasyonumu yaptırdım. kariye müzesi'nin yanında, şık ve keyifli lokantaya girdiğim ve ramazan menüsünün bir kısmını gördüğüm masayı incelediğimde dahi havyarlı haşlanmış yumurta gibi değişik bir ilkle başladım. sonrasında iftar için gelen çorba gerçekten bildiklerimizden farklı ve güzeldi. bunun yanında gelen böreklerde kakule kullanmaları beni çok şaşırttı. zira, "kakule" yi kullanan değil bilen şeflerimiz bile çok azdır. asitane'den ayrılırken beni en mutlu eden şey; dünyaları yemiş olmamıza rağmen, midemiz rahatsız karnımız şiş olarak değil, tam tersi adeta yediklerimizin tamamı midemizi rahatlatır şekilde yemeği bitirmiş olamamız oldu. bunun sebebi ise, yemeklerin dağıtma sırası, süresi ve menü içeriğiydi. hoşafın anneminkiyle aynı lezzette olduğunu inkar etmemeliyim :) ayrıca yemek sonunda sadece bayanlara ikram edilen erik reçeli akşamımı güzel bitirmeme neden arkadaşım için ikramdan istediğim zaman ise nazik şef garson, i̇kramın sadece kadınlara olduğunu, osmanlı'da kadınların daha değerli olduğunu ve bunun için çok üzgün olduğunu ifade etti.
fiyatları normalin biraz üzerinde olmasına rağmen buosmanlımutfağı bir kere denenmeli.
0
ece
5
4 yıl önce
ayvansaray
buraya neden bu kadar geç keşfettim inanın bilmiyorum. ama buna çok pişmanım. mutlaka gidilmesi gereken restoranların başında asitane varmış da benim haberim yokmuş. 

neyse  ki #zomatoetkinlik sayesinde gidip deneme fırsatı buldum. bu açıdan şanslıyım. :)  osmanlı lezzetlerini bu kadar özenle menüsüne eklemeleri takdire şayan. kış menüsündeki uskumru dolmasını, keşkekli kuşbaşı kebabını mutlaka deneyin. balkabaklı bazar böreği, makallala sembuse tatlısı, özellikle kavata çorbası her şey harikaydı. mekanın bahçesinde yemek yemek ise ayrı bir keyif.

asitane'nin şarap kavı da başarılı. ben menüdeki diğer lezzetleri denemek için mutlaka tekrar ziyaret edeceğim.
0
lokantalarim
4
4 yıl önce
ayvansaray
i̇nsan bazen efsaneleri izlemeli, hurafelere kanmalı, söylencelere kapılmalı ve batıl inanç kabul edilen bazı düşüncelere kendini rahatlıkla bırakabilmeli. akılcı, kontrollü ve riskten kaçarak yaşamayı adet edinmeyi pek seven şehir insanının bunu arada sırada yapması, kendini rahatlatması gerekiyor sevgili dostlar. nereden nereye kaç saatte gideceğinizi, günün hangi saatinde ne yemek yiyeceğinizi, hangi toplantıyı yapacağınızı, kimlerle konuşup ne tür “networking” aktivitelerine girişeceğinizi bir kenara bırakın zaman zaman. size yıllardır söylenen, “i̇stanbul’un bir ucunda bir lokanta var, daha önce gittiğiniz hiçbir yere benzemiyor, yemekler eskiosmanlıgeleneklerine göre yapılıyor, hatta menüsünde bu yemeklerin tariflerinin ilk kayda geçme tarihleri bile var.” cümlelerine kulak verin. bunu adam gibi dinledikten sonra, “e peki nerede bu lokanta?” diye sorduğunuz soruya gelen “edirnekapı !” cevabından ürkmeyin, çekinmeyin, kaybolacağınızı düşünerek tereddüt etmeyin sakın. evet, büyük bir kentte yaşıyoruz; evet, burada yaşayıp daha denizi bile görmemiş ademoğulları var; evet, kentin bir noktasından öbürüne gitmek bazen saatler alıyor. ama bunlar size engel olmasın. zira asitane lokantası’nın yerini bulmak hiç de zor değil.

1. çevreyolu’ndan geliyorsanız, haliç köprüsü’nü geçtikten sonra edirnekapı oklarını takip etmeniz yeterli. mihtimah camii’ni gördükten sonra sola sapmanız, “kariye müzesi” oklarını takip etmeniz sonucunda kendinizi zaten asitane’nin hemen yanında bulacaksınız. bu semtleri bir şekilde, babamın işyeri buralarda olduğundan, çocukluk senelerimden hayal meyal hatırlıyorum. sonraları pek de yolum düşmediği için, ya da sadece transit geçtiğimden, ayrıntılarıyla gelişimini izleme fırsatını pek bulamadım diyebilirim. her neyse, mozaikleri dillere destan kariye müzesi ve asitane restaurant zaten yanyana. asitane, kariye otel’in bir parçası olarak göze çarpıyor. önünde park yeri var, zaten vale hizmeti de veriyorlar.

mekan çok büyük. bireysel ve grup rezervasyonlarına uygun bir yapıları var. ben gittiğimde büyük masalar yoktu, ama anladığım kadarıyla turist gruplarına hizmet verecek şekilde yemek çıkarabiliyorlar. hem açık, hem de kapalı yerleri mevcut ve ikisi de yeterli büyüklükte. ben mevsim dolaysıyla içeride oturdum, fakat bahar-yaz gibi kesin bir daha gelip dışarının keyfini çıkaracağım konusunda kendime söz verdim.

lokantanın içinde kendinizi çok huzurlu hissediyorsunuz, bunu belirtmem lazım. arka planda çok hafif bir müzik duyuluyor. masalar, örtüler, kadehler, garsonlar, duvarlardaki eski i̇stanbul gravürleri, kocaman aynalar, upuzun perdeler, hepsi, her şey, saygıdeğer ve farklı bir yere geldiğinizi, daha kapıdan girdiğiniz anda size müjdeliyor. burası hem öğlen, hem akşam yemekleri için uygun bir işletme. haftaiçi öğlenleri iş çevresinin, diğer vakitlerde de turistlerin uğrak yeri olduğu söylenebilir. bazı geceler rezervasyon gerekebileceğini düşünmekle beraber, ben gündüz ve rezervasyon yaptırmadan gittim ve rahatlıkla yer buldum. bunu vurgulamam gerekiyor. servisin kaliteli ve böyle farklı yemekler yapan bir yere uygun olduğunu söylemeliyim. demek istediğim, çoğu hakkında son derece cahil olduğumuzosmanlıyemekleri ve mutfağı konusunda, garsonlar son derece bilgili ve yönlendirici davranabiliyorlar. tam olması gerektiği gibi.

asitane’nin kış menüsünde, badem çorbası (1539), kestaneli terine çorbası (1469), kök ispanak çorbası (1469) gibi çorbalar mevcut. ziyarete gittiğimde, masaya birçok yemek geleceği için çorba söyleme fırsatını bulamadım. yine de, ikinci gidişimde kestaneli terine çorbasından mutlaka sipariş edeceğim.

menüde “asitane lokmaları” adı altında geçen yemekler arasında hums lokması (1469), lor mahlutu (1898), fava, gerdaniyye, lahana sarması, midyeli (1844), karidye pilakisi (xv. y.y) gibi lezzetler göze çarpıyor. bunlardan gerdaniyye, lahana sarması ve karidye pilakisinin tadına bakma fırsatını buldum. kısaca anlatmam gerekirse, lahana sarması, üzerine biraz limon ilave ettiğinizde , güzel, çoşkulu bir yemeğe dönüşüyor. i̇deal bir başlangıç. karidye pilakisi, soğuk servis edilen karidesli pilaki. bana kalırsa, asitane’de tattıklarım içinde en zayıf yemek buydu. açık konuşmak gerekirse tadını pek alamadım. gerdaniyye ise, gerçekten bir başyapıt. aşağıda fotoğrafını da gördüğünüz bu nadide güzelliği mideye indirirken, tahmin edersiniz ki, gözlerimi birkaç saniye için kapadım. damağa sıvanan, beni her köşe başında enfes kaz ciğerleri yediğim paris günlerine götüren bu muhteşem yemeğin muhtevasına gelince: i̇çinde kuzu gerdanı ve koyun beyni olduğundan eminim, yanında ise erikli bir sos servis ediyorlar. tadı padişahlara layık. bunu yedikten sonra insan gerçekten bir süre hayatın anlamını düşünüyor.

diğer yemeklere gelince, salatalar arasında tahinli karnabahar salatası (1898), marul salatası, dilber asideli (1864) , kırmızı pancar turşusu (xv y.y) göze çarpıyor. sıcak iştah açıcılarda i̇stiridye mantarlı i̇sli çerkez peyniri izgarası, ciğer köftesi (1695), gömlek kebabı (1764), balık köftesi yer alıyor.

bendeniz, hamur işleri menüsüne bakarak ispanaklı piruhi (1844), dane-i bulgur-ı hassa (1469),
kuskus (1910), dane-i yeşil (1539) ve hassa böreği seçenekleri arasından enfes bir hassa böreği aldım kendime. tanımadığınız, bilmediğiniz yerlerde seçimleriniz genelde şansa dayalıdır. benim ise şansım yaver gitti sanırım. masaya gelen mükemmel lezzete yumulup tuhaf sesler çıkararak yemek dışında elimden bir şey gelmedi. hassa böreğinin fotoğrafını yazının girişinde görebilirsiniz. i̇çindeki malzeme hafif acılı, yeşil zeytin, ceviz içi, soğan, maydanoz, kırmızı biber salçası, yeşil biber ve tulum peynirinden oluşuyor. şekli gül böreği formunda. ağızda patlıyor adeta. i̇nsana yaşamanın güzel bir şey olduğunu yeniden anımsatıyor.

ana yemekler, dana külbastısı (1844), mahmudiyye (1539),pekmezli ayva dolması (1539) zırba yahnisi (1539), mutancana (1539), kırma tavuk kebabı (1764), 26. kaz kebabı (1539), kıyma püryani yufkada (1764), kuzu incik “marmarinalı” (1764), borani-i hassa (xv. yy)(vejeteryan), börk aşı (vejeteryan), uskumru dolması (1844), levrek biryan (xv. y.y) olarak listelenebilir. bunların arasından, şaşırtıcı ama, yine doğru seçim yaparak kaz kebabı sipariş ettim. aşağıda fotoğrafını görebileceğiniz kaz kebabı, üzümlü, çam fıstıklı, badem ve tarçınlı enfes bir iç pilavla harmanlanmış, güzel güzel pişilmiş kaz etinin, elde açılmış yufka içinde börek gibi sunulmuş hali. i̇nsanın yerken içi gidiyor. tadı o kadar güzel ki,osmanlıpadişahlarının neden öldüğünü çok iyi anlıyor insan.

tatlı menüsünde ise levzine (1539), helatiye, zerde (xv. y.y ,)helva-i me’muniye (1650) göze çarpıyor. bendeniz bunlardan en hafifi olduğunu düşündüğüm helatiyeyi seçtim ve kendime geldim diyebilirim. helatiye, gül suyu içinde servis edilen, kübik kesilmiş muhallebi parçacıkları, mevsim meyveleri ve badem içi ihtiva eden muhteşem bir tatlı. benim gibi gül suyu sevmeyen bir adamı bile mutlu etti açık konuşmak gerekirse.

mekanda rakı, şarap, bira gibi her türlü içecek, turisterin uğrak yeri olduğu için mevcut. farklı lezzetler arayan, yemekte türk-osmanlı kültürüne meraklı, yeni şeyler denemekten korkmayan kişilerin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir lokanta asitane. benim kişisel önerim, buraya gittiğinizde, hemen kapı komşusu olan kariye müzesi’ni de ziyaret edin ve o muhteşem mozaikleri inceleyerek keyifli bir gün geçirin.


-----25 jun, 2013-----

insan bazen efsaneleri izlemeli, hurafelere kanmali, söylencelere kapilmali ve batil inanç kabul edilen bazi düsüncelere kendini rahatlikla birakabilmeli. akilci, kontrollü ve riskten kaçarak yasamayi adet edinmeyi pek seven sehir insaninin bunu arada sirada yapmasi, kendini rahatlatmasi gerekiyor sevgili dostlar. nereden nereye kaç saatte gideceginizi, günün hangi saatinde ne yemek yiyeceginizi, hangi toplantiyi yapacaginizi, kimlerle konusup ne tür "networking" aktivitelerine giriseceginizi bir kenara birakin zaman zaman. size yillardir söylenen, "istanbul'un bir ucunda bir lokanta var, daha önce gittiginiz hiçbir yere benzemiyor, yemekler eski osmanli geleneklerine göre yapiliyor, hatta menüsünde bu yemeklerin tariflerinin ilk kayda geçme tarihleri bile var." cümlelerine kulak verin. bunu adam gibi dinledikten sonra, "e peki nerede bu lokanta?" diye sordugunuz soruya gelen "edirnekapi !" cevabindan ürkmeyin, çekinmeyin, kaybolacaginizi düsünerek tereddüt etmeyin sakin. evet, büyük bir kentte yasiyoruz; evet, burada yasayip daha denizi bile görmemis ademogullari var; evet, kentin bir noktasindan öbürüne gitmek bazen saatler aliyor. ama bunlar size engel olmasin. zira asitane lokantasi'nin yerini bulmak hiç de zor degil.

1. çevreyolu'ndan geliyorsaniz, haliç köprüsü'nü geçtikten sonra edirnekapi oklarini takip etmeniz yeterli. mihtimah camii'ni gördükten sonra sola sapmaniz, "kariye müzesi" oklarini takip etmeniz sonucunda kendinizi zaten asitane'nin hemen yaninda bulacaksiniz. bu semtleri bir sekilde, babamin isyeri buralarda oldugundan, çocukluk senelerimden hayal meyal hatirliyorum. sonralari pek de yolum düsmedigi için, ya da sadece transit geçtigimden, ayrintilariyla gelisimini izleme firsatini pek bulamadim diyebilirim. her neyse, mozaikleri dillere destan kariye müzesi ve asitane restaurant zaten yanyana. asitane, kariye otel'in bir parçasi olarak göze çarpiyor. önünde park yeri var, zaten vale hizmeti de veriyorlar.

mekan çok büyük. bireysel ve grup rezervasyonlarina uygun bir yapilari var. ben gittigimde büyük masalar yoktu, ama anladigim kadariyla turist gruplarina hizmet verecek sekilde yemek çikarabiliyorlar. hem açik, hem de kapali yerleri mevcut ve ikisi de yeterli büyüklükte. ben mevsim dolaysiyla içeride oturdum, fakat bahar-yaz gibi kesin bir daha gelip disarinin keyfini çikaracagim konusunda kendime söz verdim.

lokantanin içinde kendinizi çok huzurlu hissediyorsunuz, bunu belirtmem lazim. arka planda çok hafif bir müzik duyuluyor. masalar, örtüler, kadehler, garsonlar, duvarlardaki eski istanbul gravürleri, kocaman aynalar, upuzun perdeler, hepsi, her sey, saygideger ve farkli bir yere geldiginizi, daha kapidan girdiginiz anda size müjdeliyor. burasi hem öglen, hem aksam yemekleri için uygun bir isletme. haftaiçi öglenleri is çevresinin, diger vakitlerde de turistlerin ugrak yeri oldugu söylenebilir. bazi geceler rezervasyon gerekebilecegini düsünmekle beraber, ben gündüz ve rezervasyon yaptirmadan gittim ve rahatlikla yer buldum. bunu vurgulamam gerekiyor. servisin kaliteli ve böyle farkli yemekler yapan bir yere uygun oldugunu söylemeliyim. demek istedigim, çogu hakkinda son derece cahil oldugumuz osmanli yemekleri ve mutfagi konusunda, garsonlar son derece bilgili ve yönlendirici davranabiliyorlar. tam olmasi gerektigi gibi.



asitane'nin kis menüsünde, badem çorbasi (1539), kestaneli terine çorbasi (1469), kök ispanak çorbasi (1469) gibi çorbalar mevcut. ziyarete gittigimde, masaya birçok yemek gelecegi için çorba söyleme firsatini bulamadim. yine de, ikinci gidisimde kestaneli terine çorbasindan mutlaka siparis edecegim.

menüde "asitane lokmalari" adi altinda geçen yemekler arasinda hums lokmasi (1469), lor mahlutu (1898), fava, gerdaniyye, lahana sarmasi, midyeli (1844), karidye pilakisi (xv. y.y) gibi lezzetler göze çarpiyor. bunlardan gerdaniyye, lahana sarmasi ve karidye pilakisinin tadina bakma firsatini buldum. kisaca anlatmam gerekirse, lahana sarmasi, üzerine biraz limon ilave ettiginizde , güzel, çoskulu bir yemege dönüsüyor. ideal bir baslangiç. karidye pilakisi, soguk servis edilen karidesli pilaki. bana kalirsa, asitane'de tattiklarim içinde en zayif yemek buydu. açik konusmak gerekirse tadini pek alamadim. gerdaniyye ise, gerçekten bir basyapit. asagida fotografini da gördügünüz bu nadide güzelligi mideye indirirken, tahmin edersiniz ki, gözlerimi birkaç saniye için kapadim. damaga sivanan, beni her köse basinda enfes kaz cigerleri yedigim paris günlerine götüren bu muhtesem yemegin muhtevasina gelince: içinde kuzu gerdani ve koyun beyni oldugundan eminim, yaninda ise erikli bir sos servis ediyorlar. tadi padisahlara layik. bunu yedikten sonra insan gerçekten bir süre hayatin anlamini düsünüyor.



diger yemeklere gelince, salatalar arasinda tahinli karnabahar salatasi (1898), marul salatasi, dilber asideli (1864) , kirmizi pancar tursusu (xv y.y) göze çarpiyor. sicak istah açicilarda istiridye mantarli isli çerkez peyniri izgarasi, ciger köftesi (1695), gömlek kebabi (1764), balik köftesi yer aliyor.

bendeniz, hamur isleri menüsüne bakarak ispanakli piruhi (1844), dane-i bulgur-i hassa (1469),
kuskus (1910), dane-i yesil (1539) ve hassa böregi seçenekleri arasindan enfes bir hassa böregi aldim kendime. tanimadiginiz, bilmediginiz yerlerde seçimleriniz genelde sansa dayalidir. benim ise sansim yaver gitti sanirim. masaya gelen mükemmel lezzete yumulup tuhaf sesler çikararak yemek disinda elimden bir sey gelmedi. hassa böreginin fotografini yazinin girisinde görebilirsiniz. içindeki malzeme hafif acili, yesil zeytin, ceviz içi, sogan, maydanoz, kirmizi biber salçasi, yesil biber ve tulum peynirinden olusuyor. sekli gül böregi formunda. agizda patliyor adeta. insana yasamanin güzel bir sey oldugunu yeniden animsatiyor.

ana yemekler, dana külbastisi (1844), mahmudiyye (1539),pekmezli ayva dolmasi (1539) zirba yahnisi (1539), mutancana (1539), kirma tavuk kebabi (1764), 26. kaz kebabi (1539), kiyma püryani yufkada (1764), kuzu incik “marmarinali” (1764), borani-i hassa (xv. yy)(vejeteryan), börk asi (vejeteryan), uskumru dolmasi (1844), levrek biryan (xv. y.y) olarak listelenebilir. bunlarin arasindan, sasirtici ama, yine dogru seçim yaparak kaz kebabi siparis ettim. asagida fotografini görebileceginiz kaz kebabi, üzümlü, çam fistikli, badem ve tarçinli enfes bir iç pilavla harmanlanmis, güzel güzel pisilmis kaz etinin, elde açilmis yufka içinde börek gibi sunulmus hali. insanin yerken içi gidiyor. tadi o kadar güzel ki, osmanli padisahlarinin neden öldügünü çok iyi anliyor insan.


tatli menüsünde ise levzine (1539), helatiye, zerde (xv. y.y ,)helva-i me’muniye (1650) göze çarpiyor. bendeniz bunlardan en hafifi oldugunu düsündügüm helatiyeyi seçtim ve kendime geldim diyebilirim. helatiye, gül suyu içinde servis edilen, kübik kesilmis muhallebi parçaciklari, mevsim meyveleri ve badem içi ihtiva eden muhtesem bir tatli. benim gibi gül suyu sevmeyen bir adami bile mutlu etti açik konusmak gerekirse.


mekanda raki, sarap, bira gibi her türlü içecek, turisterin ugrak yeri oldugu için mevcut. farkli lezzetler arayan, yemekte türk-osmanli kültürüne merakli, yeni seyler denemekten korkmayan kisilerin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir lokanta asitane. benim kisisel önerim, buraya gittiginizde, hemen kapi komsusu olan kariye müzesi'ni de ziyaret edin ve o muhtesem mozaikleri inceleyerek keyifli bir gün geçirin.

http://lokantalarim.blogspot.com/2013/02/asitane-restaurant.html
0
haldun
5
4 yıl önce
ayvansaray
son yıllardaosmanlısaray mutfağının tadına bakabildiğim iki önemli merkezinden biri. (bana göre tabii) yemekler tek tek mükemmeldi sunumlar sade ve yemeğin tadını öne çıkarır nitelikteydi. masamızda bizleri onurlandıran işletme sahibibatur bey, genç yaşına rağmen mütevazi ve olağanüstü bilgi sahibiydi. şahsınızda zomatoya ve bizleri ağırlayan asitane restoran personeli, mutfak brigatı ve işletme sahibine sonsuz teşekkürlerimle. ayrıca masamızda birlikte oturma şerefine nail olduğum tüm genç arkadaşlara da, ilgilerinden ve beni dinleme nezaketini göstermelerinden dolayı da  şükranlarımı sunuyorum.
0
tolga
5
4 yıl önce
ayvansaray
yiyip yiyebileceğiniz en güzelosmanlıyemekleri burada. her gittiğimde farklı bir yemek deniyorum bu güne kadar masadan memnun olmadan kalkmadım. hafta sonu gidecekseniz rezervasyonlu gitmekte fayda var.
0
baris
4
4 yıl önce
ayvansaray
i̇stanbul'da böyle mekanların varlığı yaşanılası kılıyor şehri. öncelikle ambiyans ve personel çok başarılı...şunu belirteyim mekanda yiyeceğiniz yemekleri daha önce bırakın tatmayı duyduğunuzu da sanmam.osmanlımutfağının çok başarılı örneklerini burada bulabilirsiniz. özellikle badem çorbası ve kirde kebabını tavsiye ederim
0
cihan
5
4 yıl önce
ayvansaray
ödediğiniz paranın her kuruşunu hak eden bir mekan. hemen kariye müzesinin yanında ülkemizde belki adı az duyulmuş ama namı kıtalar aşmış bir restoran burası. bahçesinde güzel bir havada yemek yemek çok keyifli. menü tarihiosmanlıve türk lezzetlerinden oluşmakta. menüdeki bazı yemekler 15. yüzyıldan günümüze gelen tatlar. ben tercihlerimi gömlek kebabı, kavun dolması ve kirde kebaptan yana kullandım. i̇çecek olarak ise demirhindi tercih ettik. nar çiçeği şerbetinin de tadını merak ettiğimiz için ikram edebileceklerini söylediler. sağolsunlar iki büyük bardakta oldukça cömert bir ikramda bulunmuşlar ki ekstradan nar çiçeği şerbeti söyleme ihtiyacı duymadık. gelelim yemeklere. başlangıç olarak zeytin ezmesi, zeytinyağı ve sıcak ekmekler servis edildi. sonrasında ise kırmızı soğan yatağında gömlek kebabı. i̇ki küçük köfte belki ama tam bir lezzet bombası. sonrasında ise ana yemek olarak kavun dolması ve kirde kebabı. kirde kebap kuşbaşı et ve çıtır yufkalardan oluşmakta. lezzet olarak güzel ama olağan üstü bir durumu yok. asıl olağan üstü durum ise kavun dolmasında. i̇çerisinde bol badem, çam fıstığı, pirinç ve soğan ile kavrulmuş kıyma var. tüm bu lezzetler kavunun tatlı aromasıyla birleşerek ortaya harika bir yemek çıkmış. uzun zaman boyunca bu yemeğin tadını unutacağımı sanmıyorum. bundan sonra asitane denince aklıma ilk gelecek olan kavun dolmasıdır. yemek boyunca tüm isteklerimizi en nazik şekilde yerine getiren ve yemek sonunda bizlere erik reçeli hediyesiyle uğurlayan servis görevlisi erdem bey’e de buradan teşekkürlerimi iletiyorum. son cümleyle yazımı bitirmem gerekirse asitane’ye halen gitmediyseniz gerçekten çok şey kaçırıyorsunuz demektir. gömlek kebabı 26 kirde kebap 34 kavun dolması 42 demirhindi 8 tl. #kangurular


-----03 oct, 2014-----

ödediginiz paranin her kurusunu hak eden bir mekan. hemen kariye müzesinin yaninda ülkemizde belki adi az duyulmus ama nami kitalar asmis bir restoran burasi. bahçesinde güzel bir havada yemek yemek çok keyifli. menü tarihi osmanli ve türk lezzetlerinden olusmakta. menüdeki bazi yemekler 15. yüzyildan günümüze gelen tatlar. ben tercihlerimi gömlek kebabi, kavun dolmasi ve kirde kebaptan yana kullandim. içecek olarak ise demirhindi tercih ettik. nar çiçegi serbetinin de tadini merak ettigimiz için ikram edebileceklerini söylediler. sagolsunlar iki büyük bardakta oldukça cömert bir ikramda bulunmuslar ki ekstradan nar çiçegi serbeti söyleme ihtiyaci duymadik. gelelim yemeklere. baslangiç olarak zeytin ezmesi, zeytinyagi ve sicak ekmekler servis edildi. sonrasinda ise kirmizi sogan yataginda gömlek kebabi. iki küçük köfte belki ama tam bir lezzet bombasi. sonrasinda ise ana yemek olarak kavun dolmasi ve kirde kebabi. kirde kebap kusbasi et ve çitir yufkalardan olusmakta. lezzet olarak güzel ama olagan üstü bir durumu yok. asil olagan üstü durum ise kavun dolmasinda. içerisinde bol badem, çam fistigi, pirinç ve sogan ile kavrulmus kiyma var. tüm bu lezzetler kavunun tatli aromasiyla birleserek ortaya harika bir yemek çikmis. uzun zaman boyunca bu yemegin tadini unutacagimi sanmiyorum. bundan sonra asitane denince aklima ilk gelecek olan kavun dolmasidir. yemek boyunca tüm isteklerimizi en nazik sekilde yerine getiren ve yemek sonunda bizlere erik reçeli hediyesiyle ugurlayan servis görevlisi erdem bey’e de buradan tesekkürlerimi iletiyorum. son cümleyle yazimi bitirmem gerekirse asitane’ye halen gitmediyseniz gerçekten çok sey kaçiriyorsunuz demektir. gömlek kebabi 26 kirde kebap 34 kavun dolmasi 42 demirhindi 8 tl.
0
serhat
4
4 yıl önce
ayvansaray
bu mekanda başka hiç bir yerde bulamayacağınız atmosferi ve çok çok özel lezzetleri bulacaksınız. mutlaka deneyin. fiyatları yüksek gelebilir ama gerçekten de gerçekosmanlılezzetlerini çok özel tarifler ve sunumlarla tadacaksınız. şerbetler olsun tatlılar olsun gerçekten büyülü bir mekan. romantik bir akşam yemeği ya da yabancı dostlarınzıa bir ziyafet için biçilmiş kaftan. gitmişken açıksa yanındaki kariye müzesi'ni de gezin çünkü burası da restoran gibi gizli kalmış bir hazine.
0
melis
4
4 yıl önce
ayvansaray
asitane restaurant kariye müzesi'nin yanında, tarihi dokuyla iç içe bir mekan. fonda türk sanat müziği çalıyor, garsonlar hem çok kibar hem çok ilgili. zomato hediye çekiyle keyifli bir akşam yemeği yedim bugün. yemekten önce cevizli yeşil zeytin ezmesi ve zeytinyağı geliyor. ana yemek olarak kirde kebap denedim ben. çıtır yufka, domates, biber, yoğurt ve kuzu etinden oluşuyor. baharat sevenlere öneririm gerçekten çok lezzetliydi. biraz da i̇skender'i anımsattı bana. i̇çecek olarak demirhindi tercih ettim, bildiğim bir tattı, riske atmak istemedim. biraz mayhoş bir tadı var. tatlıya gelince, daha önce buradaki fotoğraflara bakarak bal helvası ve sembuseyi gözüme kestirmiştim ama menüde yokmuş. garsonun önerisiyle şeftalili ka'a söyledim. normalde meyveli tatlılarla aram olmasa da bu tatlıyı çok sevdim. yoğun bir tarçın tadı vardı, kesme dondurma ve cevizle uyumu çok güzeldi. denemenizi öneririm. ben mekandan gayet memnun ayrıldım,osmanlılezzetlerini merak ediyorsanız ve yeni tatlar denemeye açıksanız buraya uğramalısınız. yalnız fiyatlar biraz tuzlu ve iki yudum aldığım sudan 10 lira ücret kesmeleri pek hoşuma gitmedi.
0
izel
4
4 yıl önce
ayvansaray
i̇ftar için tercih ettik. okuduğum yorumlardan dolayı beklentim çok yüksekti.ortam çok güzel. i̇ftariyelikleri de begendim. çeşitli şerbetler vardı onlarda değişikti hoşuma gitti. çorba aşırı gülsuyuyla hazırlanmış hiç birimiz bitiremedik.osmanlımutfağı diyince gülsuyu kullanmalarını bekliyordum ama tavuksuyu çorbada tavuktan çok gülsuyu tadı vardı. sıcaklarda gelen kıymalı börek hiç güzel değildi. çiğ hamur içine kıyma koyulmuş gibi. çin mantısına benziyordu. anayemek olarak tandır istedim. tandır güzeldi. tatlı da güllaç denedim. onda da gülsuyu aşırı baskındı.osmanlıyemeklerini sevenler begenmiştir belki ama bana göre değilmiş :)
0
beyaz
5
4 yıl önce
ayvansaray
çok uzun zamandır ilk defa bir restorana 5 puan vermenin mutluluğunu yaşıyorum. nedenlerini sırasıyla yazıyorum. fotoları daha sonra yükleyeceğim ve tek tek instagram'da paylaşacağım. "beyazyakaligurme" yi takip edin ;)
-----
aşk: bu kelimeyi gördüğünüzde kırmızı güller, küçük romantik hareketler mi geliyor? restoran sahibi ve işletmecisi batur durmay ile aynı masada kış menülerini tatma şansına eriştim. kendisinin gastronomi aşkına ben hayatımın hiçbir kısmında sahip olmadım. muazzam araştırmacı kişiliği ile eski metinleri çevirterek yemek tariflerine erişiyorosmanlısaray mutfağının. kültür zamanla yok olmaya yüz tutan bir olguyken, kendisi gibi coşkulu insanlar ayakta tutuyor bu kültürü. mekanın geri kalan hiçbir şeyine değinmeden sırf bu çabası için bile 5 puan veririm bu restorana!
--------
lezzet: menüde detaylarını instagram hesabımde ve yeni lanse edeceğim sitemde yazacağım kavata çorbası, bazar böreği, keşkek ve üzerine kuşbaşı kebabı, uskumru dolması ve tatlı olarak da sembuse tatımladık. eşsiz lezzetler, tariflerde yazıtlardaki orjinalliği korumuşlar. baharatlar konusunda birkaç küçük değişiklik yapılabileceğini söyledi. 
-----
şarap kavi: kav çok geniş olmasa da kaliteli butik şaraplar içeriyor. crutürk, chateau kalpak bunlardan bazıları. tadımda ise antalya yöresinin gelişen şarap üreticisi likya ürünlerini tattık. türk üzümlerine de önem veren işletme bu konuda kalbimi kazandı. sadece roze şarap konusunda kavı dar buldum. 
ambi̇yans: kusursuz güzellikte bir bahçeye sahip. geniş grupları hem kapalı alanda otantik bir ortamda, hem de bahçede büyük ağaçlar arasında rahatlıkla ağırlayabilirler.
------
konum: tek sıkıntılı noktaydi benim için. aracı olmayan biri için metrobüsle uzun bir yolculuk gerekiyor. ama lezzete değer ve tekrar gideceğim!
0
lezzetpusulasi
5
4 yıl önce
ayvansaray
ramazanin 26. gününde iftar için asitane restaurant tayız. kariye otelin içinde bulunan restaurant tam tarihi kariyer camii nin yanında bulunuyor. asitane restaurant 1991 senesinden beriosmanlısaray mutfağı'nın saklı kalmış lezzetlerini müşterileri ile paylaşıyor. canlı fasıl eşliğinde iftar çok keyifli. ağaçların serinliğinde hoş bir bahçede iftar ayrı bir zevkli. kesinlikle bu lezzetleri tavsiye ederim.

i̇ftar kahvaltısı
medine hurması, dil peyniri, sepet peyniri, havyarlı yumurta, gün kurusu kayısı, rumeli balı,kiraz domates, cevizli sucuk simit, limonlu kurabiye, asitane reçelleri,kalamata zeytinli, kırma yeşil zeytin, çengelköy salatalığı

çorbalar
bademli ve terbiyeli tavuk çorbası

soğuk girişler
vişneli yalancı sarma (1844), zeytinyağlı enginar, i̇stanbul usulü fava, lor mahlûtu (1898)

sıcak girişler ve börekler
semizotlu ve lor peynirli tepsi böreği, kapak böreği (1844)

seçmeli ana yemekler

kırma tavuk kebabı (1764)
veya
kayısı asidesinde dana külbastısı (1844), ekşi aş ile
veya
kuzu kol tandır, firik pilavlı

tatlı
elmalı güllaç

hoşablar
karışık meyvelerden

şerbetler ve şuruplar
demirhindi, tarçın, nar çiçeği

meşrubat / çay / kahve
meşrubatlar, ayran, çay, türk kahvesi, filtre kahve

95 tl kişi başı (kdv dahil) bilgi ve rezervasyon için 0 (212) 635 7997
0
cem
4
4 yıl önce
ayvansaray
unutulmuşosmanlılezzetlerini yaşatmak adına, yemekleri dönemindeki adlarıyla menüsünde bulunduran asitane'nin en beğenilen ürünlerin oluşan bir menü ile asitane'yi keşfettik. badem çorbası (1539) ile giriş yapıp, kestaneli lahana sarması (1844), sebze ve baharatlarla lezzetlendirilmiş beyinli kuzu gerdan sarması olan gerdaniyye ve kuş üzümlü, tarçınlı nohut ezmesi olan hums lokması (1469-1473) 'nın tadına bakıyoruz. bu üçlemeden her biri muhteşemdi ancak hums lokması, böylesine bir deneyimi daha önce hiç yaşamadığım kadar güzeldi. kuzu ve dana etinden fırınlanmış gömlek kebabı (1764) yerken bambaşka bir et yediğinizi hissediyorsunuz. pekmezli ayva dolması (1539) ayvanın, pekmezin ve etin uyumunun sıra dışı bir örneğiydi bence. menülerini de fotoğraflara eklediğim asitane evet biraz pahalı gelebilir ancak çok özel şeyler sunuyor olduğunu da unutmamak gerek.


-----24 apr, 2014-----

unutulmus osmanli lezzetlerini yasatmak adina, yemekleri dönemindeki adlariyla menüsünde bulunduran asitane'nin en begenilen ürünlerin olusan bir menü ile asitane'yi kesfettik. badem çorbasi (1539) ile giris yapip, kestaneli lahana sarmasi (1844), sebze ve baharatlarla lezzetlendirilmis beyinli kuzu gerdan sarmasi olan gerdaniyye ve kus üzümlü, tarçinli nohut ezmesi olan hums lokmasi (1469-1473) 'nin tadina bakiyoruz. bu üçlemeden her biri muhtesemdi ancak hums lokmasi, böylesine bir deneyimi daha önce hiç yasamadigim kadar güzeldi. kuzu ve dana etinden firinlanmis gömlek kebabi (1764) yerken bambaska bir et yediginizi hissediyorsunuz. pekmezli ayva dolmasi (1539) ayvanin, pekmezin ve etin uyumunun sira disi bir örnegiydi bence. menülerini de fotograflara ekledigim asitane evet biraz pahali gelebilir ancak çok özel seyler sunuyor oldugunu da unutmamak gerek. daha fazlasi için www.cemkarakus.com
0
oturum aç
hesap oluştur