zencefil


İçinde "zencefil" olan yorumlar
4
3.9
cipsyiyemeyenkiz
4
4 yıl önce
taksim
time out yeme i̇çme ödülleri'nde "en i̇yi vejetaryen" restorant seçilenzencefilbugünün konuğu. menüsünde vejetaryen yemeklerin yanı sıra çeşit çeşit kişler ve tartlar. da bulunuyor. kurabiye sokak'ta bulunan zencefil, ferah bir bahçesi olan taş duvarlarıyla sizi avrupa'da bir cafedeymiş gibi hissettiren bir mekan.
0
fulya
4
4 yıl önce
taksim
rengarenk yemekler - vejetaran mutfagi denilince patates ve kizartma agirlikli yemekler sunuluyor genellikle.zencefilbu yönden farkli, rengarenk sebze yemekleri var. kisler çok hosuma gitti. yan masadaki yemyesil lazanyada da gözüm kalmadi degil. zencefili zaten çok severim, çok faydalidir. burasi adiyla bile içimi açti o yüzden. fiyatlar biraz yüksek gibi ama deger bence.
0
tunç
3
4 yıl önce
taksim
yıllar geçti, yeşil panjurlu ev görünümüyle önünden geçen herkesin aklını çelenzencefildeğişmedi. daha önce enfes sıcak şarabı için gittiğim mekana bu kez vejeteryan arkadaşlarla yemek için gittim. ancak fiyatlar o kadar gereksiz pahalı ki buraya gelen bütün vejeteryanlar kederden et yemeye başlamıştır bence. lorlu patlıcan, ege yahnisi, enginarlı kiş, sebzeli lazanya ve tatlı olarak balkabaklı pie söyledik. ege yahnisinin içinde börülce, iç bakla, enginar soğan, dereotu ve çok az rezene var. tam anlamıyla canan karatay yemeği. vejeteryanlar bu yemeklerle nasıl mutlu olabiliyor hiçbir zaman anlayamıycam. velhasıl kelam yemeklerin lezzeti iyiydi, ancak bu fiyatlara ve harika ambiyansa ben de arkadaşlarım da buraya bir daha ancak sıcak şarap için geliriz.
0
alper
4
4 yıl önce
taksim
zencefil'in bence en büyük özelliği çok uzun yıllardır vejetaryen lezzetleri bizlere sunmaya devam ediyor olması. i̇stanbul'un belki en eski vejetaryen restoranlarından biri olan bu mekan daha çok et ve kebap üzerine kurulu beslenme alışkanlıkları olan bir ülkede sağlıklı beslenirken de lezzetli birşeyler yiyebileceğimizi gösteriyor. bunu yapabilmesinin sırrı kaliteli malzemeler kullanmasının yanında menüdeki yemeklerin neredeyse hepsinde ufak dokunuşlar yaparak farklı lezzetler yakalıyor olmaları ve aynı kaliteyi devam ettirebilmelerinde.

havuç çorbası, sebzeli lazanya, halep dolma, balkabaklı kiş tavsiye edebileceğim lezzetlerden bir kaç tanesi. menü zaman zaman güncelleniyor ancak deneyimlediğim kadarıyla mekanın kişleri her daim başarılı. yemeklerin en büyük özelliği tamamen doğal malzemeler kullanılıyor olması, dolayısıyla burada yiyeceğiniz herşey lezzetli ve sağlıklı. etten vazgeçemeyenler için pırasalı tavuk alternatifi mevcut. tatlı olarak benzencefiltatlısını denedim, oldukça hafif bir tatlı. eğer yemeğinizi hoş bir dokunuşla taçlandırmak isterseniz deneyebilirsiniz.

menü zaman zaman farklılık gösterebiliyor, bu yüzden güncel menüyü tahtaya yazıyorlar, sipariş vermeden önce elinizdeki menünün yanında tahtayı da kontrol etmenizde fayda var. fiyatların biraz yüksek olduğunu vurgulamak gerekli, ancak ülkemizde vejetaryen odaklı beslenen insan oranını ve porsiyonların da gayet yeterli olduğunu düşünürsek normal karşılıyorum. 

söz konusu yemek olunca "sağlıklı" ve "doğal" kelimelerinin yanında "lezzetli" ifadesini ekleyebilmek büyük bir başarı.zencefilbence bunu başarabilen ender mekanlardan biri. eğer farklı birşeyler yemek istiyorum ama hem sağlıklı ve doğal olsun, hem de lezzetli olsun diyorsanızzencefilbu utopik amaca ulaşmanızda yardımcı olabilir.
0
lokantalarim
3
4 yıl önce
taksim
http://lokantalarim.blogspot.com.tr/2014/04/zencefil.html
tuhaf davranışlarım, insanlara biraz sert gelen söylemim ve etobur tipimin gösterdiğinin aksine sebze ve meyveye karşı değilim ben. tatlarını çok sevmiyorum belki, ama bu yiyeceklerin özellikle renklerine bayılıyorum. yemeklerinizi ve mutfağınızı renklendirmek istiyorsanız, mutlaka bol bol sebze pişiriniz ve meyveyi diyetinizden hiçbir zaman eksik etmeyiniz. ayrıca bu gıdaların sağlıklı olduğu da su götürmez bir gerçek. sağlığına dikkat eden herkesin yolu, sebze-meyve kültüründen geçecektir elbette ki. öte yandan, benim inancıma göre sebze, "esas" yemeğe tat veren bir şey ve yaşamımızda kaçınılmaz bir yere sahip. vazgeçilmez adeta. yer yer çok lezzetli de olabilir. (fakat beni de yeterince soğan sarmısakla pişirirseniz, ben de lezzetli olurum sevgili okurlar) benim karşı olduğum esas mesele vejetaryenlik; bunu anlamışsınızdır. ve sevgili dostlar, vejetaryenlerin harika felsefeleri, neden et yemedikleri ve diğer tüm safsataları gerçekten umurumda değil. bu konuyu uzun uzadıya tartışacak değilim burada. sevmiyorum ! yeme-içme sözkonusu olduğunda benim hakkımda bilmeniz gereken iki mesele var: 1-vejetaryenliğe karşıyım (çok sevdiğim sebzeobur arkadaşlarım var, yanlış anlaşılmasın, kavrama karşıyım, onlara değil.) 2-tavuk bir yemek değildir. (yine yanlış anlaşılmasın, tavuk yiyorum. mecburen) bu iki değişmez fikrim dışında, her ülkenin mutfak kültürünü ve her yemeğini denemeye varım, bana söylenecek her fikri önyargım olmadan kabullenmeye hazırım.

neden mi böyle girdim lafa? zencefil'i anlatacağım da ondan. müdavimi değilim bu lokantanın, tahmin edersiniz, ama senede birkaç defa ziyaret edip farklı tatların keyfine varıyorum. yukarıda yaptığım girizgahta sergilediğim düşüncelerimin aksine, çok da hoşuma gidiyor. zaten yanlış anlamıyorsamzencefilkendini sağlıklı yemekler yapan bir lokanta olarak konumluyor, bir vejetaryen mekanı olarak değil. zira burada tavuklu yemekler mevcut. yalnız gördüğüm kadarıyla kırmızı etin esamesi okunmuyor, lakin bu konuda detaylı bir tahkikat yapma girişimim olmadı bugüne dek. yine bendeniz, her zaman yaptığım gibi, mekanın bende yarattığı izlenimleri sizinle paylaşmakla yetineceğim, dört başı mamur bir "background" araştırması yapmayacağım. okuyup nasıl hareket edeceğiniz, her zaman olduğu gibi yine size kalmış.

doksanlı yıllardan aklımda kalan bir görüntü var: büyükparmakkapı sokak'ta sağlıklı yemekler yapan lokanta. bu mekanın adızencefilmiydi? başka bir şey miydi? gerçekten, süngere dönmüş beynim ve çoğunu kaybettiğim gri hücrelerimle bunun yanıtını vermem pek mümkün değil. günümüzde fransız kültür ile aksanat arasındaki sokaktan gidip sola saptığınızda karşınıza çıkan kurabiye sokak'ta ziyaret ettiğim zencefil'in atası, seneler önce hayal kahvesi'nin civarında yemek yediğim yer miydi? bunu gerçekten bilemiyorum. bilenler bu soruyu cevaplarlar herhalde. anımsadığım: zencefil, önce kurabiye sokak'ta karşı şeritte bir dükkan iken zaman içinde yer değiştirdi ve bugünkü konumuna yerleşiverdi. daha öncesi hayli flu bir görüntü sergilediği için emin olamıyorum.

zencefil'in bahçesine hastayım; özellikle küresel ısınmanın ortadan kaldırdığı kış mevsiminin yerine i̇stanbul'u etkisi altına alan limonata kıvamında daimi bahar, bu bahçeyi sürekli kullanılır hale getirdi. orada oturmak, rengarenk boyalı tahta masalara, sandalyelere bakmak, tuğla duvarları incelemek, sokaktan gelip geçenleri diziklemek büyük bir keyif. ayrıca mekanın içi de insanı sarıp kucaklayan bir samimiyet taşıyor. bir önceki yazımda sırçacı 14 hakkında söylediklerime benzer birkaç kelimeyi de burası için sarfedebilirim rahatlıkla. sıcak ve dost canlısı bir görüntüsü var. bu görüntüyle yüzseksen derece zıt bir servis anlayışı olduğunu söylersem şaşırırsınız büyük olasılıkla. ama öyle! garsonların suratları az önce bir cenaze kaldırılmış gibi bir ifade taşıyor. sessiz, sakin, üzüntülü ve mutsuzlar. i̇nsan ister istemez "sürekli sebze mi yiyorlar?" diye düşünmeden edemiyor.çünkü ben sadece sürekli sebze yiyenlerin bu kadar üzüntülü olabileceğine inanıyorum.

neler mi, yedim? bir defa çorba insanı olmamdan mütevellit, her gidişimde günün çorbası neyse sipariş ediyorum. ezogelin ve tarhana aklımda kalanlar. ezogelini keyif alarak içtiğimi, ama tarhanın akıllara zarar olduğunu söyleyebilirim. mercimek köftesinin başarılı olduğunu vurgulamak lazım. bu meret her yerde yenmez bana kalırsa, ama zencefil'de tadına bakılabilir. öte yandan pırasalı kiş denen yemekleri gerçekten on numara sevgili okurlar. alp artam ve pırasanın aynı cümlede olması her ne kadar "oksimoron" gibi dursa da, bayıldım, gerçekten beni benden aldı yerken. i̇çindeki peynir, beşamel sos, pırasanın uyumu ve kıvamı unutulmazlar arasına soktu bu yemeği. yine pırasalı tavuk, benzer bir üslupla yorumlanmış,her şeyi kararında bir yemekti. bu ikisi ile karşılaştığınızda gözünüz kapalı sipariş edebilirsiniz bana kalırsa. bunun dışında ege yahnisi denen, enginar ve börülceden müteşekkil yemeğin tadına baktım. zeytinyağlı familyasından ve açık konuşuyorum, insanı hayatta soğutan bir tadı vardı. zaten bir kaşık aldım. bu blogun sayfalarında hiç benden duymadınız bunu ama, gerçekten "nefret ettim". mekanda pazılı köfte, rezeneli kuru fasülye, fırında ıspanak, kerevizli bulgur, halep dolma, nohutlu aş gibi yemeklerin yanı sıra, sağlıklı soslarla üretilmiş makarna türü yiyecekler de mevcut. daha önceki gidişlerimde bu "pasta"lardan tatmış ve beğenmiştim. rahatlıkla yiyebilirsiniz. i̇çecek olarak zencefilli limonata vezencefilbirası denedim, birada pek iş yoktu açık konuşmak gerekirse, ama limonata güzeldi.

son olarak iki not:

1- anlatığım kadarıyla lokantanın politikası yemeklere hiç tuz koymamak. bunu eleştirmemek lazım bana kalırsa. i̇lk lokmayı alınca şaşırmayın.

2- yazının başında "sebze ve meyveleri renklerinden ötürü seviyorum", diye belirttiğim kısım tabii ki bir şakaydı (anlayamayanlar için)

sözün özü, sevgili okurlar, çok güzel bir mekan, asık suratlı çalışanlar, nispeten yüksek fiyatlar, bazen insanı öğürten, zaman zaman da hayran bırakan yemeklerden oluşan tuhaf bir bulamaç sizi ilgilendiriyorsa buraya gidin.

zencefil cafe
kurabiye sk. no: 3 beyoğlu


-----09 apr, 2014-----

http://lokantalarim.blogspot.com.tr/2014/04/zencefil.html

tuhaf davranislarim, insanlara biraz sert gelen söylemim ve etobur tipimin gösterdiginin aksine sebze ve meyveye karsi degilim ben. tatlarini çok sevmiyorum belki, ama bu yiyeceklerin özellikle renklerine bayiliyorum. yemeklerinizi ve mutfaginizi renklendirmek istiyorsaniz, mutlaka bol bol sebze pisiriniz ve meyveyi diyetinizden hiçbir zaman eksik etmeyiniz. ayrica bu gidalarin saglikli oldugu da su götürmez bir gerçek. sagligina dikkat eden herkesin yolu, sebze-meyve kültüründen geçecektir elbette ki. öte yandan, benim inancima göre sebze, "esas" yemege tat veren bir sey ve yasamimizda kaçinilmaz bir yere sahip. vazgeçilmez adeta. yer yer çok lezzetli de olabilir. (fakat beni de yeterince sogan sarmisakla pisirirseniz, ben de lezzetli olurum sevgili okurlar) benim karsi oldugum esas mesele vejetaryenlik; bunu anlamissinizdir. ve sevgili dostlar, vejetaryenlerin harika felsefeleri, neden et yemedikleri ve diger tüm safsatalari gerçekten umurumda degil. bu konuyu uzun uzadiya tartisacak degilim burada. sevmiyorum ! yeme-içme sözkonusu oldugunda benim hakkimda bilmeniz gereken iki mesele var: 1-vejetaryenlige karsiyim (çok sevdigim sebzeobur arkadaslarim var, yanlis anlasilmasin, kavrama karsiyim, onlara degil.) 2-tavuk bir yemek degildir. (yine yanlis anlasilmasin, tavuk yiyorum. mecburen) bu iki degismez fikrim disinda, her ülkenin mutfak kültürünü ve her yemegini denemeye varim, bana söylenecek her fikri önyargim olmadan kabullenmeye hazirim.

neden mi böyle girdim lafa? zencefil'i anlatacagim da ondan. müdavimi degilim bu lokantanin, tahmin edersiniz, ama senede birkaç defa ziyaret edip farkli tatlarin keyfine variyorum. yukarida yaptigim girizgahta sergiledigim düsüncelerimin aksine, çok da hosuma gidiyor. zaten yanlis anlamiyorsamzencefilkendini saglikli yemekler yapan bir lokanta olarak konumluyor, bir vejetaryen mekani olarak degil. zira burada tavuklu yemekler mevcut. yalniz gördügüm kadariyla kirmizi etin esamesi okunmuyor, lakin bu konuda detayli bir tahkikat yapma girisimim olmadi bugüne dek. yine bendeniz, her zaman yaptigim gibi, mekanin bende yarattigi izlenimleri sizinle paylasmakla yetinecegim, dört basi mamur bir "background" arastirmasi yapmayacagim. okuyup nasil hareket edeceginiz, her zaman oldugu gibi yine size kalmis.

doksanli yillardan aklimda kalan bir görüntü var: büyükparmakkapi sokak'ta saglikli yemekler yapan lokanta. bu mekanin adizencefilmiydi? baska bir sey miydi? gerçekten, süngere dönmüs beynim ve çogunu kaybettigim gri hücrelerimle bunun yanitini vermem pek mümkün degil. günümüzde fransiz kültür ile aksanat arasindaki sokaktan gidip sola saptiginizda karsiniza çikan kurabiye sokak'ta ziyaret ettigim zencefil'in atasi, seneler önce hayal kahvesi'nin civarinda yemek yedigim yer miydi? bunu gerçekten bilemiyorum. bilenler bu soruyu cevaplarlar herhalde. animsadigim: zencefil, önce kurabiye sokak'ta karsi seritte bir dükkan iken zaman içinde yer degistirdi ve bugünkü konumuna yerlesiverdi. daha öncesi hayli flu bir görüntü sergiledigi için emin olamiyorum.

zencefil'in bahçesine hastayim; özellikle küresel isinmanin ortadan kaldirdigi kis mevsiminin yerine istanbul'u etkisi altina alan limonata kivaminda daimi bahar, bu bahçeyi sürekli kullanilir hale getirdi. orada oturmak, rengarenk boyali tahta masalara, sandalyelere bakmak, tugla duvarlari incelemek, sokaktan gelip geçenleri diziklemek büyük bir keyif. ayrica mekanin içi de insani sarip kucaklayan bir samimiyet tasiyor. bir önceki yazimda sirçaci 14 hakkinda söylediklerime benzer birkaç kelimeyi de burasi için sarfedebilirim rahatlikla. sicak ve dost canlisi bir görüntüsü var. bu görüntüyle yüzseksen derece zit bir servis anlayisi oldugunu söylersem sasirirsiniz büyük olasilikla. ama öyle! garsonlarin suratlari az önce bir cenaze kaldirilmis gibi bir ifade tasiyor. sessiiz, sakin, üzüntülü ve mutsuzlar. insan ister istemez "sürekli sebze mi yiyorlar?" diye düsünmeden edemiyor.çünkü ben sadece sürekli sebze yiyenlerin bu kadar üzüntülü olabilecegine inaniyorum.

neler mi, yedim? bir defa çorba insani olmamdan mütevellid, her gidisimde günün çorbasi neyse siparis ediyorum. ezogelin ve tarhana aklimda kalanlar. ezogelini keyif alarak içtigimi, ama tarhanin akillara zarar oldugunu söyleyebilirim. mercimek köftesinin basarili oldugunu vurgulamak lazim. bu meret her yerde yenmez bana kalirsa, ama zencefil'de tadina bakilabilir. öte yandan pirasali kis denen yemekleri gerçekten on numara sevgili okurlar. alp artam ve pirasanin ayni cümlede olmasi her ne kadar "oksimoron" gibi dursa da, bayildim, gerçekten beni benden aldi yerken. içindeki peynir, besamel sos, pirasanin uyumu ve kivami unutulmazlar arasina soktu bu yemegi. yine pirasali tavuk, benzer bir üslupla yorumlanmis,her seyi kararinda bir yemekti. bu ikisi ile karsilastiginizda gözünüz kapali siparis edebilirsiniz bana kalirsa. bunun disinda ege yahnisi denen, enginar ve börülceden mütesekkil yemegin tadina baktim. zeytinyagli familyasindan ve açik konusuyorum, insani hayatta sogutan bir tadi vardi. zaten bir kasik aldim. bu blogun sayfalarinda hiç benden duymadiniz bunu ama, gerçekten "nefret ettim". mekanda pazili köfte, rezeneli kuru fasülye, dirinda ispanak, kerevizli bulgur, halep dolma, nohutlu as gibi yemeklerin yani sira, saglikli soslarla üretilmis makarna türü yiyecekler de mevcut. daha önceki gidislerimde bu "pasta"lardan tatmis ve begenmistim. rahatlikla yiyebilirsiniz. içecek olarak zencefilli limonata vezencefilbirasi denedim, birada pek is yoktu açik konusmak gerekirse, ama limonata güzeldi.

son olarak iki not:

1- anlatigim kadariyla lokantanin politikasi yemeklere hiç tuz koymamak. bunu elestirmemek lazim bana kalirsa. ilk lokmayi alinca sasirmayin.

2- yazinin basinda "sebze ve meyveleri renklerinden ötürü seviyorum", diye belirttigim kisim tabii ki bir sakaydi (anlayamayanlar için)

sözün özü, sevgili okurlar, çok güzel bir mekan, asik suratli çalisanlar, nispeten yüksek fiyatlar, bazen insani ögürten, zaman zaman da hayran birakan yemeklerden olusan tuhaf bir bulamaç sizi ilgilendiriyorsa buraya gidin.
0
özzlleemm
4
4 yıl önce
taksim
şirinmi şirin bahçesi ve tasarımı olan bir yer burası. çift taraflı bahçesinin iç kısmında oturdum, tasarımı sizi farklı bi alemde hissettiriyor. yemekleri oldukca kaliteli ve lezzetli. sunumlarıda başarılı.zencefilmakarnası çok lezzetliydi. sosu biraz yoğundu sadece. mantarlı püresi ise hafifti. yalnızca fiyat uygulamasını birazcık pahalı buldum okadar.
0
gurmme
4
4 yıl önce
taksim
burada ağırlıklı olarak sebze yemekleri yapılmakta.çoğu yemekte adını cafeye verenzencefilvar. biz zencefilli makarna, ıspanaklı börek ve mücver denedik.

porsiyonları küçük , bu yüzden çok aç gitmeyin.ya da diyetteyseniz,hafif sebze yemekleri istiyorsanızzencefiltam aradığınız yer :)
tatlı olarak da cheescake’i tavsiye ederiz.limonlu, bol ekşili sevenler için vazgeçilmez olabilir :)

buranın atmosferini de çok seviyorum ,içerisi kiremitlerle kaplı yaz ve kış bahçeleri de var.renkleri de çok canlı ; mavi ve turuncu :)

fiyatlarına gelince biraz pahalı, hatta bazı şeyleri gereğinden fazla pahalı diyebilirim. ancak genel olarak tatmin olacağınızı düşünüyorum.

detaylı yazımız için tıklayınız http://gurm.me/?p=491
0
esra
4
4 yıl önce
taksim
bitki çayi -zencefilcafe'ye gidip de o muhtesem bitki çaylarindan içmemek olmaz. taksim'in kalabaligindan siyrilip baska bir dünyada bulacaksiniz kendinizi. sevimli, hos bir ortam. görmelisiniz...
0
ahmet
3
4 yıl önce
taksim
taksim'de fransiz konsoloslugunun hemen arkasinda konumlananzencefilbir vejeteyan restauranti. sicak bir atmosferi olan mekanin bir de küçük bahçesi mevcut. bulgurlu domates çorbasi,pirasali tavuk, bulgur köfteli pazi ve sebzeli börek denedik. koyu kivamli olan çorbanin adinda domates var ama içinde pek yok. kivami biraz daha sulandirip, domates miktari arttirilirsa adinin yaptigi çgrisimlara daha uygun hale gelebilir. pirasali tavuk ve köfteli pazi harikaydi,gidenler mutlaka denemeli. sebzeli börege gelince yagi çoz azdi, dolayisiyla kuruydu. içi daha çesitli sebzelerle zenginlestirilebilir. böylece hem adinin hakkini verir hem de tadina doyum olmaz... porsiyonlarin küçük fiyatlarin sebze yemeklerine göre fazlaca turistik oldugu mekanda içki servisi de mevcut.
0
zeynep
3
4 yıl önce
taksim
güzel bir mekan, bahçesi var, sakin. ama zencefilli spagettinin evde yediğimiz makarnadan hiç bir farkı yoktu.zencefilniyetine de tabağın kenarlarında kıyılmış yeşil bir ot vardı. fiyatlar da biraz yüksek geldi. balkabaklı kek güzeldi.
0
nuray
4
4 yıl önce
taksim
saglikli yemekler ... -zencefilsehrin ilk sadece sebze yemegi yapan, sadece sizma zeytinyagi kullanan ve yine ilk kendi ekmegini yapan lokantasi. yemeklerinde çesitli baharatlar ve sifali otlar kullaniyorlar. özellikle vejeteryanlar içinde harika bir yer. mantarli patates, sebzeli lazanya, ve zencefilli limonatasi süper. insani vejeteryan yapar burasi. saglikli yemekler yiyip, güzel sohbetler edebileceginiz hos bir mekan.
0
nazlı
4
4 yıl önce
taksim
zencefil bulundugu bolgedeki en alternatif, yemek yemek icin akla gelmesi gereken en guzel mekan olabilir. vejetaryen mutfaginin basarili temsilcilerinden. ozellikle kiyma icermeyen, vejetaryen lazanya onerilir, cok basarili! gunluk menuler tahtada yaziyor. dekorasyonu minimalist ve sade, girer girmez bir refahlik sariyor insani. ozellikle bahcesi yaz gunlerinde kurtarici! sadece menuyu daha sık yenileyip, zenginlestirmelerini diliyorum. gozencefilgo!:)
0
levent
3
4 yıl önce
taksim
i̇yi bir işletme aynı ölçüde nazik de olabilmeli ancak nedense bu az rastlanır bir durum, burada bile! 90lı yıllarda ilk açıldığı yıllardan bu yana sevdiğim ve pek çok kez en uğrak mekanlarımdan biri olanzencefilbugünkü duraklarımdan biri oldu. yemekleriyle sanırım bir ilki başaran bu ustalıklı işletme uzun aradan sonra bir soluklanmak için uğradığımda atmosferinin hiç değişmediğini ve aynı özenli konumu koruduğunu görünce sevindim. ancak servis çalışanlarının daha dikkatli ve özenli olması gerekiyor. eşimle bir kez daha o unutmaya başladığım menüsündeki farklı çeşitlerini denemek için yine geleceğim.
0
selma
4
4 yıl önce
taksim
great ambiance, above average prices, good service, good food. the only thing i don't appreciate inzencefilis the imposed "cover" price, it is not much but it is obligatory for no logical reason.
0
can
4
4 yıl önce
taksim
ambiyans-konsept cok basarili,zencefilbazlı ürünleri gayet yaratıcı ve lezzetli. 4.0 olmasının sebebi fiyat bareminin gereğinden hayli yüksek olması. taksimin bozulan dokusunda tercih edilebilecek nadir yerlerden
0
oturum aç
hesap oluştur