bazı mekanları kendiminmiş gibi sahiplenirim, beğenilince gururlanırım. şu ana kadar bunu hissettiğim iki mekan oldu, tusa’yla 3. menüdeki her şey nasıl daha üst seviyeye taşınır diye düşünülmüş, uğraşılmış. bunu başlangıçlardan tatlılara kadar hissetmek mümkün.
başlangıçta genel tercih tiftik kaburgalı patates kızarması olsa da benim gönlümün sultanı karnabahar oldu. kızarmış karnabahar yanında siyah sarımsak aioliyle servis ediliyor. aioli içindeki zencefil turşusu ağızda “bam!” diye patlıyor ve sosu tamamlıyor. of of of yazarken bile birtakım ağız sulanmaları...
gelelim karides tempuraya. asidik sosu kızartmayıgüzeldengeliyor, denenmesi gereken tabaklardan biri.
ramen yorumu enteresan, masada demlenerek şovunu yapıyor. paylaşımlık bir alternatif.
burgerlerden en beğendiğim keçi peynirli olan oldu. riskli bi seçim bence, keçi peynirinden hoşlanmıyorsanız sizi diğer alternatiflere alalım ama seviyorsanız üf.
arkadaşlar 6 saat pişen, masaya kemiğiyle gelen, yanında pişim suyunun çekilmiş halini de bulabileceğiniz bir arkadaş var menüde. kendisiyle ciddi düşünüyorum. yalnız baya büyük, eğer başlangıçları da deneyecekseniz ve tatlıyla bitirecekseniz paylaşmanızı öneririm.
tatlılardan favorim brownili, kremalı, çikolata soslu olan. kıvamında pişmiş browni zaten yeterincegüzelbir şeyken çikolata ve elmayla desteklenmesi... aa bir de mochi yapıyorlar. dünyanın en minnoş tatlısı.
tavsiyem gittiğinizde herkes önüne bir tabak almasın, ortaya bir şeyler söyleyin ve paylaşın. ben susuyorum, fotoğraflar konuşsun.