ambiyans: pahalı bir havası var. casual dining'den çok, fransa'ya öğle yemeğine uçmuşsunuz gibi hissettirmek amaçlanmış. manzarası yok (gökdelen dışında), müziği yok (bence iyi bir şey), sadece kalabalık masalardan ve pahalı şarap kadeh süslemelerinden oluşan bir mekan.
servis: hızlı, ama fransız garsonlarının egosu var garsonlarda. önden beyaz ekmek ve zeytinyağı getiriyorlar (artık bunu getirmeyen restoran sayısı çok olduğu için, bu bana bir artı puan gibi geliyor)
yemek:
-yaz makarnası: sıradan bir makarnaya biraz lor peyniri, biraz da cherry domates eklemişler. kötü bir tadı yok.
-pizza: yiyenler memnun kaldı.
-somon ızgara: etiler'deki old sports cafe'de önüme çiğ getirilen somondan beri, buyemekbenim için "garanti iyi gelir" listemden çıkmıştı. ama buranınki pişirilmiş getirdi allahtan. kötü değildi. bilerek mi yapmışlar emin olamadım, ama balığın derisi çok kıtırdı.
-peynir tatlısı: i̇yiydi. ama açıkçası ben dardenia'da bize ikram olarak getirilen peynir tatlısını daha çok beğenmiştim. yani çok iddialı olduğunu düşünmüyorum.
-profiterol: çikolata sosu çok az konmuştu. ama tadı kötü değildi. bu tatlının da çok tatlı olduğunu düşünmüyorum.
-affogato: espresso kahveyle beraber geliyor. alan kişi memnun kaldı.
-americano: profiterolle iyi gitti.
-şarap: kırmızı şarap söyledik (petite ile başlayan bir cinsten adı vardı, şu an hatırlayamadım). tadı çok hoş ve hafifti, ama masanın deneyimli kişilerinin söylediğine göre etkisi "gövdeli" idi.hakikaten birinci kadehimde başım dönmeye başladı.
fiyat: 5 kişi 625 tl tuttu. zubizu'nun %10 indirimiyle böyle oldu. söylediğimiz yemekler balık haricinde basit yemeklerdi (ki somonun bile casual dining için piyasa fiyatı 28-38 tl arasıdır, burası 44 tl yapmış). ben buraya gereğinden çok pahalı restoran derim, ama zaten ambiyans bile "ben pahalıyım" diye bağırıyor.
amacına hizmet eden, gittiğim için memnun kaldığım ama bir daha gitmeyeceğim bir yer.