hocapaşa sokak'ta denemediğim nadir lezzetlerden biriydi şehzade cağ kebap. çoğu zaman başta turistler olmak üzere yoğun bir müşteri kalabslığına rast geldiğimiz içinyerbulamayınca başka mekana yöneliyorduk. bu seferyerbulunca hemen oturduk ama mekanın dış kısmı, içerisi, üst katı, kısacası heryertıklım tıklım. garsonlar daracık alanda koşturuyor, siparişler birbirine karışıyor, gürültü bir noktadan sonra can sıkıyor. bu karmaşa arasında birer porsiyon cağ kebabı sipariş edebildik. porsiyonda 2 şiş cağ kebap var, tanesi 9 tl. bu kadar kalabalığı ve yüksek puanı görünce beklentim lezzet olarak çok daha iyisiydi ama maalesef lezzeti bana vasat geldi. kartal'daki cağ kebapçıda yediğimden beri başka bir mekanda cağ kebap sevemez oldum. ayrıca cağ kebabı bence keyif alınarak yavaş yavaş yenilmesi gereken bir kebap türü. bittikçe takviye isteyeceksiniz, sıcak sıcak gelecek, keyif yapa yapa yiyeceksiniz. buradaki kalabalıktan dolayı ortam fast food tarzı bir büfeye dönmüş. garsonlar bir porsiyonu verince gelen müşterilere bir an önce yeniyeraçılması için hadi ye de kalk diye sürekli masaları kesiyor bir gözle, ayrıca yeni gelenlere devamlı şu masa bu masa hesap isteyecek diye masaları devamlı taciz ediyorlar sözlü olarak dolaylı yoldan. bu tarz da insanı huzursuz edip sıkıyor. i̇şin özeti keyif alarak yiyemedik burada yemeğimizi. he bu arada masaya koymayı teklif ettikleri meze, salata vb şeyler ikram değilmiş, neyse ki sordum da tesadüfen öğrenmiş oldum. kartal'daki büyük erzurum sofrası'nın gözünü seveyim, cağ kebabın i̇stanbul'daki en iyi adresi kesinlikle orası.