parle

istakozlu makarnam buz gibi geldi, ıstakoz oranı çok azdı ve temizlenmemişti. mekan şık ve güzel ama servis yavaş ve kötü . birşeyler içmek için gidilebilecek bir mekan yada alışveriş sonrası.

i̇lgi alaka harika.kapanış saati gelmesine rağmen en ufak bir rahatsızlık hissettirmemeleri çok hoş.yemekleri de başarılı fakat raviolisini tavsiye etmiyorum.

mekan olarak çok şık. tapasları porsiyon olarak küçük ama lezzetli. ancak kışın gitmemek gerek sanırım, iç kısımda başım ağrıdı. bir de yaş ortalaması çok yüksek, toms veya jamies gençler için daha ideal. fiyatları standart, yoğunlukta serviste aksamalar oluyor

gayet şık ve özenli insanlarla ünlülerle i̇stanbul gastronomisinin az sayıdaki duayenlerinden  özkanca ailesi bir araya gelince az bulunur seçkinlikte bir mekan haline gelmiş parle' ye cumartesi öğleden sonra saatlerinde gittik. bütün ekibi bir orkestra şefi kadar kibar yöneten ulvi bey herkes gibi bizi de şahsen karşıladı ve çok güzel (=her yere hakim) bir masaya aldı. önce garipsediğimiz ama içince damakta hoş bir sürpriz olan 'vanilyalı limonata' çok iyiydi. sohbete eşlikçi paylaşımlık tapas lar bir görsel ziyafet olarak geldi. ilık orkinosla başladık, enginarlı tapenad (=kremamsı püre diyebiliriz) ile içi kırmızı olarak sadece görsel değil lezzet olarak da bir ziyafetti. çin börekleri çıtır ve çok güzel baharatlı ama esas susamlı soya sosunu boca edince muhteşem oldular, küçük ördek kroketler de 'pate' kıvamı ile taçlandırdılar  olayı resmen. purolar yanar yanmaz küllükleri geldi, devamında her bakındığımızda güleryüzlü birisi hazırdı. kahve? kahve, çay? çay hepsi hemen ve  en güzel şekliyle. bütün bunlar 240 tl tuttu (2 kişiydik) ve bence bu kalitede değişik lezzetler ve süper servisle nasıl geçtiğini anlamadığımız neredeyse 4 saat için çok çok  iyi. teşekkürler özkanca ailesi. her fırsat için tavsiyemdir.

is ve benzeri toplantılar icin uygun! ikramlar ve yemekler guzel, ama servis elemanlarıcokacemi, şarabinizi yudumlarken, masaya gelen cayi ağzınıza sokup kimindi diyecek kadar!

istanbul doors grup yeme-icme sektorunun lider firmalarindan bir tanesi. dogus grubunun da doors grubunun yuzde 74 hissesini almasi ile istanbul ust duzey restaurantlari daha da ticari bir hale geldi.
bunyesine bircokrestaurant barindirdiklari icin hangisine giderseniz gidin belirli bir kalite hizmet almaniz mumkun.
aslinda iste tam da bu noktada standartin disina cikabilen grup restaurantlari on plana cikiyor ve daha kalici oluyorlar.
parle de bu grubun icinde yer aliyor. fransizca da 'muhabbet, sohbet' anlamina geliyor parle.
dizayn olarak fransiz cafeleri ornek alinmis.
bu zincir restaurantlarinin arasinda beni farkliligi ile sasirtancokolmamisti. evet hersey belirli bir kalitede ve standart ama o kadar.
parle icin bunu soyleyemeyecegim.
acikcasi uzun bir gecenin ardindan keyifli ayrildigim bir zaman diliminin bas aktoru parle ve lezzetleri oldu.
truflu kuskonmaz corbasi, kuskonmazlarin ufak olarak dilimlenmesi ve tabaga konulmasi, ayri bir yerde hazirlanan kuskonmaz suyunun ise kucuk bir yagdanliga konularak uzerine eklenmesi ile servis ediliyor. servis ve goruntu etkileyici ama ben kisisel olarak krema ile yogunlastirilmasini tercih ederdim, bu tercihimi de asci ile paylastim(agri kokenli bir sef mutfakta) ama kendisi kremasiz olarak dahacoktalep gordugunu soyledi ve bu yuzden bu sekilde servis edildigini acikladi. ben gittigim zaman bir kez daha icmem ama size onerim sadece sunumu icin bile istemeye deger.
servis edilen peynir tabagini da begenmedim. ithal peynirlerden olusan tabak, hem peynirlerin kucuklugu hem de dogru kombinasyonun yakalanamamasi noktasinda biraz zayif kaliyor, peynir tabagina ek olarak soyledigim parmesan ise kaliteliydi.
burata bulmak zor her restaurantta, kalitelisini ve farkli yorumlarla zenginlestirilmis olanini bulmak ise daha zor.
galiba zorlu center da eataly nin parleye ya da cantinery e yakin olmasi guzel burata yememizin altindaki sebep olabilir.
burata kereviz sapi, korpe enginar ve sarimsak uzerine yerlestirilmisti. hepsinin kombinasyonun ve dengeli tatlarinin ise ortaya guzel bir lezzet patlamasi cikardigini soyleyebilirim, mutlaka denemenizi oneririm.
yaprak ciger, pancar sosu, taze badem ve roka esliginde servis ediliyor. lezzet olarak ortalama ama yine de standartin ustunde.
aslinda hedef farkli lezzet kombinasyonlari ile mono tatlari zenginlestirmek olmali. dogruyu bulana kadar da vazgecilmemeli. burata, enginar nasil bir dogru kombinasyonsa ve birbirlerini tamamliyorlarsa, roka ve cigerinde o kadar birbirini tamamlamadigini dusunuyorum. roka yogun, ciger de yogun bir lezzet, ikisi birlikte damagi yoruyor, sef bu noktada taze badem ve pancar sosu kullanmis ama tam dengeyi yakaladigini soylemek zor.
neredeyse tum tapaslari denedik. ordek kroket gercekten basarili, kroket yapmak kolay gozukse de maarifet isteyen bir baslangic. yogun bir sekilde kroketin icine yerlestirilen malzemenin patlamamasi gerekiyor agizda, kolay degil hele hele ordek gibi kolay olmayan bir malzeme ile bunu yapmak hic kolay degil. ama parle bunu cozmus, ozellikle shraz ile birbirini tamamlayan bir tapas.
ozellikle mantar inanilmaz guzel bir sekilde servis ediliyor, iyi mantar yemek ile iyi bir bonfile yemenin verdigi hazzin benzer oldugunu dusunurum, bu noktada menude yer alan (tapaslar) mantarcokkeyifli.
korpe enginar salatasi mutlaka soslar ile zenginlestirilmeli, digerlerinin yaninda oldukca zayif kaliyor.
parle sarap menusu olarak digerleri ile kiyaslandiginda genis olmakla beraber fiyat dengesinin ayni derinlikte olmadigini soyleyebilirim.
bir adet signium ve bir adet centum gece icin ideal olmakla beraber, maalesef ulkemizde guzel yemegin yaninda iyi sarap icmek oldukca pahali.
parle nin menusunde ise sarap fiyatlamalarinin ise yalnis yapildigini dusunuyorum, signium un fiyatinin selection dan ucuz olmasi enteresan, bu bile ulkemizde sarap fiyatlamasinin gercekten en iyi restaurantlarda bile, bilinerek yapilmadiginin gostergesi.
yine bira kivaminda sogutulan kirmizi saraplardan ne zaman vazgececegiz bilmiyorum ama herhalde sarap kulturunun parle dahil yayginlasmasi gerekmekte.
tatli menusunda hurma ile yapilan, karamel sosla zenginlestirilen kekcoklezizdi.
turkiye de tatlinin yaninda kahve ya da cay tercih edildigi icin kendine bir turlu yer bulamayan porto sarabi, parle de olmakla beraber nasil servis edilecegi maalesef bilinmiyor. guzel bir yemekten sonra tatli yaninda porto, final icin ideal ikili.
alisveris merkezinin icindeki rstaurantlar sizi yaninizdancokfazla gecen insan olmasi noktasinda yemege odaklanmaktan uzaklastirsa da parle, diger tum artilari ile bu acigi kapatiyor.
servis elemanlari ve servis sefleri geri bildirime acik ve oldukca nazikler.
tekrar gidermiyim? evet

yemekler lezzetli ama fiyatlar da bir o kadar cep yakan cinsten. akşam yemeği için ille gidilmesi gereken bir yer mi derseniz bence değil ancak tatlı için uğranmalı. kestane püresinden saçaklar halinde yapılan ve dondurma ile servis edilen mont blanc çok lezzetli.

cok guzel ve şık bir yer simdiye kadar yedigim yemeklerin hepsicoklezzetliydi, garsonların tavırları haric olumsuz bir seyle karsılasmadım. bir kere alısveris sonrası kahve icmek icin oturduk türk kahvesi geldi sadece kucuk bir fincanı pat diye onume koydular ne yanında kucuk bardakta su ne pecete ne bir cıkolata vs . zaten acık su tüketmiyorum kendim ayrıca sise su siparis ediyorum ama servis ederken buna dikkat etmeleri gerekir diye dusunuyorum. 
dısarıdaki masalar temiz degil. oturdugunuz zaman onceki musteriden kalan sigara kulleri veya baska seyler duruyor tozlu genel olarak. bu tek seferlik degil her zaman boyle ozellikle dikkat ettim masalar silinmiyor. 
en son gittigim zaman aksam yemegine gitmistik, yemek sonrasında cay istedik yaklasık yarım saat sonra geldi ve soguktu ve bayattı acayıp sekilde kötüydü yani. genel olarak ambiyans ve ortam guzel yemekler de güzel gıcık garsonlar maalesef garip bir havadalarcokters davranıyor. üc kisi gidip 1000 tlye yakın hesap odedik, hesabı istedigimiz zaman bile 40 dk sonra geldi, aynı garsona 4-5 kere söyledikten sonra hala getirmiyorsa burada bir sıkıntı vardır. hesap geldigi zaman artık ödemeden kalkacaktıkcokbekledik dedik, kendisi de "iyi kalksaydınız bari" diye cevap verdi.cokkomik :) böyle kisiler isletmenin basarısını zedeliyor, anlamıyorum kim denetliyor bunları.

sosyetenin uğrak noktası. fiyatların biraz yüksek olduğu, kaliteli, güzel sunumları olan denemeye değer bir lokasyon. tatlı secenekleri çok basarılı.

encokgittigim restoranlardan biri. her seyin tadi ve sunumucokguzel. ozellikle cafe de paris bonfile ve corbalari favorim. ayrica dana kulbasti ve ozellikle yaninda gelen pilavi dacokguzel. bir zorlu klasigi olan parlé yi herkese oneriyorum.

yeşil kuşkonmaz çorbası, ıspanaklı acı kalamar salatası, balıklar ve ördek çok iyi. bazen aşırı derecede tuzlu yapıyorlar. o nefis ekşi mayalı ekmekleri satışa sunsalar keşke.

parle'nin zorlu'nun en iyisi oldugunu düsünmeye devam ediyorum. ctesi aksami tiklim tiklimdi, iyi ki rezervasyon yaptirmisiz. katabiber soslu bonfilenin geldigi tabak nefisti, umarim resimde belli oluyordur. karabiberli sos et yemeklerine çok yakisiyor, bonfile istedigim gibi orta pismisti. benim hiç favorim degil ama yiyenler dana yanagi da begendiler. baslangiç olarak kuskonmaz ve mozarella, ve kestane püreli tatli kapis gitti. servis restoranin yogunluguna ragmen güleryüzlü, candan ve hizli.


-----02 nov, 2014-----

zorlu'nun giris katinda gittigim restoranlar arasinda en iyisi. parle borsa ve istinye park masa restoranlar griubununmus. yemeklerin lezzeti de binu gösteriyor. kuskonmaz çorba sunumu çok basarili; tabakta kuskonmaz parçalari geliyor, üstüne garsonlar suyunu döküyorlar. devaminda yedigim yine baslangiç dana yaprak ciger, bademli ispanak salata ve pancar püresiyle beraber nefisti. tattigim cafe de paris soslu bonfile lokum gibiydi. yediklerimizden çok memnun kaldik. bir tek serviste begenmedigim nokta istedigimiz sise suyun bitmesiyle biz istemeden 2. sisenin açilmasi ve bardaklara servis edilmesi oldu.

saat 20:00 civarı gittiğimizde yer bulamadık hafta içi bir gün olmasına rağmen , mekan oldukça geniş ve şık döşenmiş, geniş arkadaş gruplarıyla gelinebilecek oldukça keyifli bir mekan . saat 21:30 civarı birşeyler içmek için tekrar gittik dışarıda bir masada oturduk, baya sakinleşmişti saat itibariyle. bizimle ilgilenen garson çok ilgisizdi, suflesini çok beğenmemize rağmen geç getirilen siparişler özensiz verilen kahve ve çaylar bizim bu mekan için eksimiz oldu . tekrar gider miyim elbette giderim , denenecek pek çok yemek var . zubizu dan yararlanmayı unutmayın ??

eşimle sevgililer günü için tercih ettik. hiç de pişman olmadık. ben levrek ızgara altında köz patlıcan ısmarladım. eşim ise dana külbastı. i̇kisi de son derece lezzetliydi. önden gelen kıtırları rejimdeyseniz, geri gönderin. bir puanı nereden kırdın derseniz, başlangıç olarak aldığımız bresoala dilimleri ile kuşkonmaz çok komikti. 5 adet kuşkonmazın üstüne bir adet bresoala koymuşlar. böyle bir porsiyon, :(.

zorlu center meydan katinda, kaliteli servisi ve şik durusu nedeniyle is yemegi icin tercih ettik. bana gore mekan kasil/bicaklarin agirligindan, masalara kadar fazla şik, hafif vintage bir hava var. kuver olarak muammara ve zeytinyagi ikram ediliyor. muammara fazla baharatliydi ama zeytinyaginin kendilerine ozgu oldugu yesil renginden ve kokusunda da belliydi. baslangic olarak yesil kuskonmaz corbasi ictim, corbanin ana malzemeleri tabakta geliyor, hazirlanan suyu ise yaninizda tabagin icine dokuluyor. hem sunum hem dr lezzet olarakcokbasariliydi. baharat ve kremasi bol olmasina ragmen, rahatsiz etmedi. ana yemek olarak ispanakli aci kalamar salata sectim. yesil mercimek yahnisi ile yakaladiklari uyum harikaydi. risotto yiyenlerin yorumlari standartti. ravioli fazla buyuk oldugu icin agir geldi. makarnalardan ise ozellikle et soslu olanlarcokbegenildi. kesinlikle denenmeli . .