coffee sapiens


İçinde "iyi" olan yorumlar
4
4.3
işın
4
4 yıl önce
karaköy
küçük mekan +iyikahve desem yeridir. karaköy'de nitelikli kahve içmek isterseniz adresiniz burası bence. çalışanları da pek şeker. yer bulamıyosanız da çömün yere kardeşim, burası karaköy!
0
d.
2
4 yıl önce
karaköy
5 kisilik bir arkadas grubuyla pazar aksami bir kahve icmek icin ugradik. iced capuccino ve limonata siparisi verdik. limonatanin tadiiyidegildi. calisanlar malesef iticilikte birbirleriyle yarisiyorlar. ozellikle disariya bakan hanimefendi musterilere biraz daha ozenli davranmali.
0
büşra
4
4 yıl önce
karaköy
mekan cok kucuk oldugundan yer bulamadik fakat yan dukkana da kendileri kahve servis ettiginden yan tarafa oturduk. latte, mocha ve visneli brownie istedik. servis biraz yavasti, ama kalabalik oldugundan dolayi oyle oldugunu dusunuyorum. latte ve mochasi gayet guzeldi, hatta lattesi ictigim eniyilatteydi. sunumlari da guzel, sunduklari kupaya bayildigimi soylemeliyim. visneli brownieyse pek hosuma gitmedi acikcasi. fiyat-boyut olarak bakarsak cok kucuk bir brownie. yogun degil, ama ince bir keki var. icinde de anlamadigim ve hoslanmadigim bir tat vardi. dondurmayla servis ediliyor. (brownie yan dukkanin da olabilir ama adini hatirlamadigimdan buraya yazamiyorum)
1 latte 2 mocha 1 brownie 1 su 53 lira. fiyatlar biraz fazla, ama arada bir kahvesi icin tercih edilebilir.
0
metin
5
4 yıl önce
karaköy
kahve içmeyi bana sevdiren mekan! herkese şiddetle tavsiye ederim. personel cok ilgili ve seçim konusunda yardımcı olurken işinde ne kadariyiolduğunu size hissettiriyor. karaköy'e geldiğim zamanlarda mutlaka uğramaya çalışıyorum.
0
hasan
5
4 yıl önce
karaköy
kim inanır ki kollarınızı iki yana açamayacağınız kadar küçük bir mekanın tüm türkiye'ye kahveyi öğreteceğine!
3. dalga kahve akımının bu denli harika birşey değil mi?
ufacık bir mekanda i̇stanbul'un eniyikahveleri kavruluyor, demleniyor, hazırlanıyor ve sizlere sadece gülümsemek kalıyor. zaman kaybetmeden denemelisiniz. orada insanlar kahve satmıyor, yepyeni bir hayat anlayışı ve inanılmaz bir bakış açısı satıyor. evet bunların hepsini bir bardak fincanda görebilirsiniz.
0
lokantalarim
4
4 yıl önce
karaköy
tayland sokaklarında dolaşırken, pek çok kişinin ilgilendiği skytrain, buda heykelleri ve go-go barlarından ziyade, insanların yüzlerindeki gülümseme ve birbirlerine gösterdikleri saygı dikkatimi çekmişti. birisi bunun budist olmaktan kaynaklanan, “yaşadığı hayat ne olursa olsun, ne iş yaparsa yapsın, nereye giderse gitsin mutlu olma” prensibine dayandığını söylemişti. fakirdiler, kalabalıktılar, lakin herkes işini yapıyordu, yaptığı işe saygılıydı ve en iyisini vermeye çalışıyordu. singha ve chang biraları içilen devasa bira-bahçeleri dışında, bu uzak ülkede beni en çok etkileyen bu konuydu.

ülkeye döndüğümde ise, kimsenin yüzünün gülmediğini tekrar fark ettim. neden gülecektik ki? hiçbirimiz yaptığı işi sevmiyordu. hiçbirimizin saygısı yoktu hayata. ve bütün bunlar bir yana, en eğitimlimizden en cahilimize, hepimiz “yırtma” peşindeydi.

evet dostlar, ülkemiz insanının iki temel özelliği vardır unutulmaması gereken:

1. “mea culpa” (suç bende) diyememek: çünkü bazen başkaları, bazen kader, bazen şanssızlık, bazen binbir uydurulmuş gerekçe bizim önümüzü tıkamaktadır.
2. nefret ediyorum işimden sendromu: 40 yaşında olmama karşın, bugüne kadar iki ya da üç insan gördüm işini seven ve ona saygı duyan.
neden mi yazdım bunları? ahmet mithat efendi gibi sık sık konu dışına çıktığım doğrudur, ama bağlayacağım: çünkü dün akşam  ziyaret ettiğim coffee sapiens’te, işini seven, ona saygı duyan ve yaptıklarından (kahveden) bahsederken gözleri ışıldayan bir adam gördüğüm için yazdım bu satırları.

adamın adı burak göğüş. i̇şi: kahve!

birçok detay anlattı biz kahveleri tadarken, bir yandan da servis yapıyordu. önce belgian royal coffee maker ile hazırlanmış jamaican blue mountain içtim. bu kahve, sattıkları en pahalı üründü ve nadir bulunan bir çekirdekten üretilmişti. ben hayatımda içimi bu kadar yumuşak, ağızda kadife gibi dağılan bir kahve daha içmedim. tadını inceltecek süt, şeker gibi hiçbir dış etkene ihtiyaç duymayan enfes bir “deneyim”di.
laf arasında “belgian royal coffee maker” yönteminden de bahsedelim. benim anladığım, iki bölmeli bir sifon sistemi söz konusu burada. bir bölümde kahve, diğer kısımda sıcak su var. su alttan ısıtılıyor ve iyice kaynayınca su buharı çıkacak başka yer bulamayacak kahvenin yanına yollanıyor. kahve böylece demlenmeye başlıyor. sıcak su buhara dönüşüp tamamen kahveyle karışınca, dengede duran kaplardan birisi boşaldığı için aşağı çöküyor. bu defa tersine bir süreç başlıyor ve suyla karışmış kahve ters yöne akıyor. burada bir muslukçuk var ve onun aracılığıyla fincanlara servis ediliyor. bu yöntem 17-18. yüzyıla kadar uzanan eski bir metod. (tarih konusunda yanılıyor olabilirim)

sonra geleneksel sifon yöntemiyle hazırlanmış guatemala antigua kahvesini denedim. bu biraz daha ağızda kendini hissettiren bir tada sahipti. şarap dünyasında tanenli, ya da tanik derler ya, onun kahve dünyasındaki karşılığı neyse, işte öyleydi. bütçe olarak blue mountain’e göre daha uygun olduğunu söyleyebilirim. i̇çimi o kadar yumuşak olmasa da, türk damak zevkine daha uygun gibi geldi bana.

üçüncü olarak “drip” yönetmiyle hazırlanmış, mekanın kendi özel blendinden içtim. i̇çinde ruwanda , etiyopya sidamo ve guetemala antigue karışımı vardı. “blend mutation” adını verdikleri bu çalışma, ağızda keskin bir viraj alarak adeta tat değiştiren, size çeşitlemeler sunan, nispeten daha ağır, ama sert kahve tutkunlarının damak tadına daha uygun bir lezzete sahipti.

bunların üzerine soğuk demleme yöntemi ile hazırlanmış, uzun saatler demlendikten sonra servis edilen iki kahve denedim. birisi antigua, diğeri mocha yemen adını taşıyordu. kokladığınızda adeta viski rayihası alabileceğiniz ağır “eser”lerdi bunlar.

bu tadımda çok akıllıca bir yöntem izleyerek, yumuşaktan serte doğru bir yolculuk yapıldı. bana kalırsa da ideali bu. aksini denememenizi öneririm.
bu kahvelere brownie ve cookie’ler eşlik etti. özellikle benim gibi brownie sevmeyen bir şahsı bile kendinden geçiren bir lezzet fırtınası peydah oldu ağzımda.

bütün bunlar olurken, burak göğüşiyikahve hazırlamanın püf noktalarını anlatıyor, sözgelimi kahvenin demleme yöntemi kadar, çekirdeklerinin farklı tatlarının öneminden, ya da çekirdekleri kavurma şekli ve süresinin kahvenin lezzetine yaptığı etkiden bahsediyordu.

birisi kahveden böyle bahsettiğinde kahveyi sevmemek elde değil sevgili dostlar!

bu mekanı mutlaka denemenizi tavsiye ederim. şaşıracaksınız.

kemankeş karamustafa paşa mahallesi,
kılıç ali paşa mescidi sokak, no 10/c, beyoğlu, i̇stanbul
0 212 2441296


-----16 oct, 2014-----

tayland sokaklarinda dolasirken, pek çok kisinin ilgilendigi skytrain, buda heykelleri ve go-go barlarindan ziyade, insanlarin yüzlerindeki gülümseme ve birbirlerine gösterdikleri saygi dikkatimi çekmisti. birisi bunun budist olmaktan kaynaklanan, ?yasadigi hayat ne olursa olsun, ne is yaparsa yapsin, nereye giderse gitsin mutlu olma? prensibine dayandigini söylemisti. fakirdiler, kalabaliktilar, lakin herkes isini yapiyordu, yaptigi ise saygiliydi ve en iyisini vermeye çalisiyordu. singha ve chang biralari içilen devasa bira-bahçeleri disinda, bu uzak ülkede beni en çok etkileyen bu konuydu.

ülkeye döndügümde ise, kimsenin yüzünün gülmedigini tekrar fark ettim. neden gülecektik ki? hiçbirimiz yaptigi isi sevmiyordu. hiçbirimizin saygisi yoktu hayata. ve bütün bunlar bir yana, en egitimlimizden en cahilimize, hepimiz ?yirtma? pesindeydi.

evet dostlar, ülkemiz insaninin iki temel özelligi vardir unutulmamasi gereken:

1. ?mea culpa? (suç bende) diyememek: çünkü bazen baskalari, bazen kader, bazen sanssizlik, bazen binbir uydurulmus gerekçe bizim önümüzü tikamaktadir.
2. nefret ediyorum isimden sendromu: 40 yasinda olmama karsin, bugüne kadar iki ya da üç insan gördüm isini seven ve ona saygi duyan.
neden mi yazdim bunlari? ahmet mithat efendi gibi sik sik konu disina çiktigim dogrudur, ama baglayacagim: çünkü dün aksam bir mekanist etkinligi için ziyaret ettigim coffee sapiens?te, isini seven, ona saygi duyan ve yaptiklarindan (kahveden) bahsederken gözleri isildayan bir adam gördügüm için yazdim bu satirlari.

adamin adi burak gögüs. isi: kahve!

birçok detay anlatti biz kahveleri tadarken, bir yandan da servis yapiyordu. önce belgian royal coffee maker ile hazirlanmis jamaican blue mountain içtim. bu kahve, sattiklari en pahali üründü ve nadir bulunan bir çekirdekten üretilmisti. ben hayatimda içimi bu kadar yumusak, agizda kadife gibi dagilan bir kahve daha içmedim. tadini inceltecek süt, seker gibi hiçbir dis etkene ihtiyaç duymayan enfes bir ?deneyim?di.
laf arasinda ?belgian royal coffee maker? yönteminden de bahsedelim. benim anladigim, iki bölmeli bir sifon sistemi söz konusu burada. bir bölümde kahve, diger kisimda sicak su var. su alttan isitiliyor ve iyice kaynayinca su buhari çikacak baska yer bulamayacak kahvenin yanina yollaniyor. kahve böylece demlenmeye basliyor. sicak su buhara dönüsüp tamamen kahveyle karisinca, dengede duran kaplardan birisi bosaldigi için asagi çöküyor. bu defa tersine bir süreç basliyor ve suyla karismis kahve ters yöne akiyor. burada bir muslukçuk var ve onun araciligiyla fincanlara servis ediliyor. bu yöntem 17-18. yüzyila kadar uzanan eski bir metod. (tarih konusunda yaniliyor olabilirim)


sonra geleneksel sifon yöntemiyle hazirlanmis guatemala antigua kahvesini denedim. bu biraz daha agizda kendini hissettiren bir tada sahipti. sarap dünyasinda tanenli, ya da tanik derler ya, onun kahve dünyasindaki karsiligi neyse, iste öyleydi. bütçe olarak blue mountain?e göre daha uygun oldugunu söyleyebilirim. içimi o kadar yumusak olmasa da, türk damak zevkine daha uygun gibi geldi bana.

üçüncü olarak ?drip? yönetmiyle hazirlanmis, mekanin kendi özel blendinden içtim. içinde ruwanda , etiyopya sidamo ve guetemala antigue karisimi vardi. ?blend mutation? adini verdikleri bu çalisma, agizda keskin bir viraj alarak adeta tat degistiren, size çesitlemeler sunan, nispeten daha agir, ama sert kahve tutkunlarinin damak tadina daha uygun bir lezzete sahipti.


bunlarin üzerine soguk demleme yöntemi ile hazirlanmis, uzun saatler demlendikten sonra servis edilen iki kahve denedim. birisi antigua, digeri mocha yemen adini tasiyordu. kokladiginizda adeta viski rayihasi alabileceginiz agir ?eser?lerdi bunlar.

bu tadimda çok akillica bir yöntem izleyerek, yumusaktan serte dogru bir yolculuk yapildi. bana kalirsa da ideali bu. aksini denememenizi öneririm.
bu kahvelere brownie ve cookie?ler eslik etti. özellikle benim gibi brownie sevmeyen bir sahsi bile kendinden geçiren bir lezzet firtinasi peydah oldu agzimda.

bütün bunlar olurken, burak gögüsiyikahve hazirlamanin püf noktalarini anlatiyor, sözgelimi kahvenin demleme yöntemi kadar, çekirdeklerinin farkli tatlarinin öneminden, ya da çekirdekleri kavurma sekli ve süresinin kahvenin lezzetine yaptigi etkiden bahsediyordu.

birisi kahveden böyle bahsettiginde kahveyi sevmemek elde degil sevgili dostlar!

bu mekani mutlaka denemenizi tavsiye ederim. sasiracaksiniz.

kemankes karamustafa pasa mahallesi,
kiliç ali pasa mescidi sokak, no 10/c, beyoglu, istanbul
0 212 2441296
0
serhat
5
4 yıl önce
karaköy
şu an itibarı ile karaköy'deki eniyikahveci diyebilirim. hatta i̇stanbul'daki eniyimini kahvecilerden biri. çalışanlar o kadar güleryüzlü ve o kadar yardımsever ki evinizde gibi hissedebilirsiniz. yer bulmak çok zor keza çok az masa var. sokağın cıvıltısına bakmak istemeyenler için arkada daracık bir alanda da az masaya az masayla destek veriyorlar. muhteşem kahveler, her türden demleme yöntemleri ve sorduğunuzda herşeyi detayıyla anlatan çalışanlar. gerçek bir kahve müdaviminin parasını hak eden ükemmel bir işletme. her akşam iş çıkışı uğranabilir.
0
spontanist
4
4 yıl önce
karaköy
karakoy yeni mekanlar kadariyibir kahveciyede ihtiyaci var.bu acigi coffee sapiens kapatiyor.hem guler yuzlu calisanlar ve ust duzey bir ilgi var siparis icin elinizi kaldirmadan yaniniza geliyorlar.ozel cesit kahveleri degisik sunumlari ile fark yaratiyor.biz sifon ve latte'sini ictik sifon goruntusuiyilezzeti zayifti fakat latte iyidi.ozellikle bir dahaki gidisimde farkli kahvelerin karisimlari ile kahve yapiliyor onu denicem.?
0
méli
4
4 yıl önce
karaköy
asiri tatli butik kahvecinin kahveleri asiri lezzetli. gercekten bilgi baristasi var. kahve ile ilgili hereyi soruyorsunuz ve cevap veriyor. damak zevkinize gore kahveyi birkac denemede bulmak zorunda kalmiyorsunuz. fiyatlari ortalama tabi karakoye goreiyisayilir pahali degil.
0
busra
4
4 yıl önce
karaköy
uzun suredir karakoy ziyaretlerimde onunden gectigim fakat yer bulamadigim icin oturma sansi bulamadigim bir mekandi coffee sapiens benim icin. son donemde hizla yukselen 3. dalga kahve akiminin da basarili bir temsilcisi oldugunu sikca duydugum icin cok cok merak ediyordum acikcasi.
dun aksam masa bulup kahvelerinin tadina bakma firsati bulunca neden bu kadar kalabalik oldugunu dahaiyianladim. once bir bardak japanese iced coffee ictim. hario drip yontemiyle yapilmis ve buzda bekletilerek sogutulmustu. ardindan klasik lezzetleri test etmek amaciyla bir fincan da latte siparis ettim. sonuc: ikisinden de gayet memnun kaldim. ustune servis elemanlarinin kibarligi eklenince mekana hayran olmam garantilendi.
tek olumsuz yorumum lattenin yaninda gelen sudan aldigim cesme tadi oldu. bu kadar yogun su tuketilen bir yerde damacana kullanmalarini beklemiyorum zaten. fakat aritma kullaniyorlarsa gozden gecirmelerini oneririm. ya da damacana kullaniyorlarsa ve ben gunahlarini aliyorsam marka yenilemesine gidebilirler sanki.
0
nevzat
5
4 yıl önce
karaköy
kemankeş'de eniyikahvelerin olduğu mekan. kahveleri kendileri kavuruyor. latte'nin yanında gülllü su veriyorlar. ilginç ve keyifli bir kombinasyon.
0
ersen
5
4 yıl önce
karaköy
i̇lk açıldığı zamanlarda denemek için girmiştim. mekan sahibi gayetiyiağırlamıştı ve daha da önemlisi kendisinin işini çok sevdiğini ve önemsediğini görmüştüm. neiyiki şu an hakettiği bi yerde. kahveleri gerçekten güzel, bi de şu paket bardaklara bi tıpa uydurabilseler daha da güzel olacak. ayrıca orada karanaj diye bi tatlı yedim, epey lezizdi, fransız karameli falan uçurdu, hep birlikte denenmeli.
0
afoş
4
4 yıl önce
karaköy
3.dalga kahvecilerden olupiyikahve içmek isteyenlerin uğraması gereken bir yer. fiyatlar iyi, çalışanlar ilgili.tek sıkıntı mekan çok küçük .
0
emir
5
4 yıl önce
karaköy
herkesin heryerde kahvelerinin tadlarindan bahsettiği küçük butik bir kahve dükkanı olmasına rağmen, çok insanın beğenerek kahvelerini tükettiği bir yer. özellikle gerçekten kahvelerini çokiyibilen ve her türlü soruları yanıtlayan bir çalışanı varsa.. i̇lgileri için cok teşekkür ederiz? biz emirle beraber, japanese stili soğuk kahve denedik. gene pour over- yani demleme ile yapılıyor. su oranı azaltılıp, o oran kadar buz eklenerek. gene sıcak su ile demleniyor ama buzun üzerine. arada hario v60 veya chemex veya kalita türü bir demleme ekipmanı gerekiyor veya kağıt filtreyi tutturabileceğiniz bir aparat. i̇çerisine damakta küçük tad bırakan bir meyve aramosı ekliyorlar. i̇lk icişte cold brewden farklı olmadığını düşündürüyor. ama diğer kahvelere göre, süt olmamasına rağmen kahve tadı çok yoğun ve bir o kadarda yumuşak içimli tam benim damak tadım diyebiliriz. ??
0
selin
5
4 yıl önce
karaköy
herkesin heryerde kahvelerinin tadlarindan bahsettiği küçük butik bir kahve dükkanı olmasına rağmen, çok insanın beğenerek kahvelerini tükettiği bir yer. özellikle gerçekten kahvelerini çokiyibilen ve her türlü soruları yanıtlayan bir çalışanı varsa.. i̇lgileri için cok teşekkür ederiz😄 biz emirle beraber, japanese stili soğuk kahve denedik. gene pour over- yani demleme ile yapılıyor. su oranı azaltılıp, o oran kadar buz eklenerek. gene sıcak su ile demleniyor ama buzun üzerine. arada hario v60 veya chemex veya kalita türü bir demleme ekipmanı gerekiyor veya kağıt filtreyi tutturabileceğiniz bir aparat. i̇çerisine damakta küçük tad bırakan bir meyve aramosı ekliyorlar. i̇lk icişte cold brewden farklı olmadığını düşündürüyor. ama diğer kahvelere göre, süt olmamasına rağmen kahve tadı çok yoğun ve bir o kadarda yumuşak içimli tam benim damak tadım diyebiliriz. 😍🤗
0
oturum aç
hesap oluştur