nereden baslasam bilmiyorum. bugün mekanist'ten kesfettigimiz mekana gittik üç kisi. üç muhlama ile ortaya menemen söyledik, ayrica misir ekmegi ve laz böregi. çaylar önden geldi ancak çay demeye bin sahit: bulanik, bayat ve kokuluydular. "eyvah" dedik, "çayi böyleyse muhlamasi nasil olur acaba?" ve evet, korktugumuz basimiza geldi. bugday unuyla karistirilmis gibi misir unlu ve tel tel ayrilmayi birakin, 10 cm bile uzamayan bir çesit peynirle yapilan ekstra yagli bir muhlama geldi önümüze. bilanço: birer çatal alip biraktik, hesabi istedik. mekan sahibi hanfendi pek bir bozuldu rezalet muhlamasina dokunmadigimiz için. kusura bakmasin ama o kadar iddiali atip tutmadan önce muhlamayi yapmayi, sonra da elestiri almayi ögrensinler bir zahmet. ha, bu arada misir ekmegi yoktu, laz böregi de var dedikleri halde bitmisti. iyi ki de yokmus yoksa daha da uzayip giderdi bu yazi olumsuzluklarla. eger karadeniz'e has lezzetler konusunda tecrübeliyseniz böyle çakma mekanlarin yanindan bile geçmeyin gerçekten, paraniza yazik olur.