önünden geçişlerimizde burası bize birahane gibi göründü ilk başlarda. daha sonradan anladık ki et lokantasıymış. bir cuma akşamı iki çift gittik ancak fazla masa olmamasından ve onların da rezerve olmasından zorlanarak bir masa bulabildik.mekaniki katlı lakin yarısından çoğunun ön cephesi açık kalmış dolayısıyla buz gibi masalarda yemek zorunda kalabilirsiniz. isıtıcılara para harcamışlar lakin onlara para harcanacağına hermekangibi mekanın ön cephesinin kapalı tutulması müşterilerini en içerikli yalnızca birkaç masaya mecbur bırakmış olmazdı. bayağı bir tuhaf geldi hepimize.
ara sıcak sosis güzeldi. belli ki önceden haşlanmış daha sonra da ızgaraya yatırılmış. tenderloin (52 lira) daha ziyade filet mignon görünümlüydü o sebeple orta iyi pişmiş demekte fayda var! bahar geldi diye ben, yanında trüflü patates ile, kuzu kaburga söyledim , fiyatına göre ufak bir parça geldi, avustralya'da ya da amerika'da resmen akordiyon gibi bir kafes gelir. ayrıca yağ kaplıydı. az etine ulaştıkça lezzetine diyecek yok tabii lakin bir daha o parayı (72 lira) vermeyiz kaburgaya. somon ızgara sunumu ve lezzetiyle iyiydi. i̇ki de bira, toplam 300 lira.
maalesef dışarıya dönük hoperlörden avaz avaz bağıran şarkılar mekandan, arabalar ve ambulanslar da bağdat caddesin'den sağlı-sollu sürekli ses bombardumanına maruz bıraktığından konuştuğumuzu anlayamadık. açık masalarda oturduğumuzdan üşümek de cabası!
en büyük puan ilgi alakadan. hele ki bizimle ilgilenen genç arkadaş 4 4lüktü.
bir daha gitmeye can atmayız ancak olur da yolumuz düşerse kuzu burgerini deneyeceğim.