gönül nekahveister, ne kahvehane - mandabatmaz'da sabah kitapçisi'nda çalistigim dönemde tanistigim olivo çikmazi'nda küçük bir odasi bulunan, müsterileri daha çok püfür püfür esen sokaga yayilmis (o zaman plastik) masa ve sandalyelerde haril haril muhabbetler yapan küçük bir sokak kahvecisiydi. tabelasi yoktu, cemil agabey ocaga geçmemisti. o zaman kahveyi ismini unuttum ama güleç yüzü aklimdan çikmayan bir agabeyimiz yapardi ki -cemil agabey kizmasin- daha iyi yapardi. zaten ilk popülerlesmesi de o zaman sürecinde özellikle solcu, rock müzik dinleyen, bütün parayi aksam bira içerken harcayan dönem gençliginin yogun ilgisiyle olmustur. ben o dönemde kitabevine yakin ve telsiz telefonun -cep telefonlari hepimizde yoktu- kapsama alani içinde oldugu için arkadaslar geldikçe günde birkaç kez ugrar. öncekahvesonra çay içerek ve her seferinde o zaman ki agabeyimize bir eline saglik, hayirli isler dileyerek çikardik. bir de çok efendi, cana yakin ve güler yüzlü garson mehmet agabey vardi. sonra yine gelirdik. geçenlerde 10-12 yildir görmedigim bir arkadasima rastladim. müsteri profili biraz degisse de -belki de o zamanki gençlerin yaslanmis halidir- kahvesinin ve çayinin lezzetini korumustur. çalisanlari da hâlâ güler yüzlüdür.