basta! street food bar

kesinlikle başarılı. çok leziz dürümler! i̇çlerindeki sosla damakları şenlendiriyorlar. humuslarının bir esprisi yok, kimyon kullanmamışlar. ayran da standart. ali göde nin şalgamıiyibaya. tatlıları da (paris brest) içindeki fındıklı krema, çıtır hamur çok şahane. ama işte o yumurta kokusu olmasa.. kahve nespresso nun kapsül kahve makinesini kullanıyorlar. sonuç olarak fark yaratan bir mekan olmuş. dürümde olayı aşmışlar. gidilmeli, yenmeli..

humus baya iyi, kuzu dürümü ben şahsen pek tutmadım kebapçıda yediğim çöp şiş dürümleri andırdı, eti sertti. ayranlar bildiğimiz ayran, sütlaç da güzel. hardallar fazla tatlı. i̇yi diyelim.

basta da, kuzu dürüm denedim, kokusu yok eti'n tadı güzel fakat sosu içindeki yeşilliklerin birleşimde oluşan tadiiyiama bir dana dürümün verdiği lezzet şenliğini damağımda oluşturamadı. dana durum gercekten cok cok basarili . şimdiye kadar yedigim en basarili dürüm diyebilirim☺️
humusun kıvamı ve lezzeti gercekten cok basarili. yanında servis edilen küçük parçalar halindeki lavaşlarin tadı da güzel.
acik ayrani kucuk uzun ince bir kavanozda sunmaları değişik. tat iyi.
ali göde şalgamın tadı da güzel.

basta sütlaç tadıiyi, değişik bir lezzet ama geleneksel bir sütlaç tadı arayanlar aradığını basta sütlaç'da bulamaz. aslında sütlaç değilde farklı bir isim vererek bu tatlıyı sunsalar bence dahaiyiolurmuş .
mekanın ici küçük, dışarıya da masa atmışlar. genellikle de kalabalık oluyor. çalışanlar titiz ve profesyonelliklerini hissedebiliyorsunuz. gerek davranışlarıyla , gerek sunum gerekse lezzetlerle. bu mekanin bu çizgisi , kalitesi devam ettirirse bu küçük mekana sığmayıp büyüyeceği cok acik ?

yaklaşık 2 ay önce nicole'un şefi kaan sakarya nicole'den ayrılıp, fransa'da michelin yıldızlı restaurantlarda çalışmış ortağı derin arıbaş ile kadıköy'ün göbeğinde kendi "dürümcülerini", basta! street food bar'ı açarlar. bu sebepten dolayı da kadıköy'e ayak basmamla bu küçük dürümcüye yönlenmem bir oldu.

peki neler çıkıyor bu küçük dükkanın mutfağından? burada kahraman dürüm olsa da, günlük değişen salatalar, humus, köy ayranı ve tatlı olarak fransa'nın bağrından kopup gelen paris brest ile vanilya sütlaç var. derin bey'in tavsiyesiyle dana dürümü denedim, yanında da en kralından köy ayranıyla bir güzel keyif yaptım. dürüm konusunda buraya geldiğinizde bildiğiniz her şeyi unutun, çünkü bu ezber bozduran türden bir lezzet. füme dana kaburga, turşu, hardal ve harissa sos. hepsi bu kadar. hepimiz biliyoruz ki yapılan yemek ister füzyon mutfaklarının kralı olsun, ister en rustiğinden bir yemek olsun, basit ve sade tutulup, kaliteli malzemelerle hazırlandığında lezzetsizlik söz konusu bile olamaz. ve ben bunun ne kadar doğru olduğunu bir kere daha basta!'da o damağa şenlik dürümü yedikten sonra farkettim. tatlılarını ve humuslarını da çok merak ediyorum, başka bir zaman onlar için ayrıca tekrar uğrayacağım.

"modern street food" akımı son zamanlarda avrupa başta olmak üzere tüm dünyada yerini almaya başladı. parmakla gösterilecek kadar yetenekli genç ve tutkulu şefler, fine-dining restoranların mutfaklarından sokaklara dökülüp halka açılıyorlar. basta! street food bar ise bildiğim kadarıyla i̇stanbul'da bunun ilk ve en popüler örneği. umarım bu güzel dükkan başka birçok şefe cesaret kaynağı olur da, biz damağına düşkünler olarak da fine-dining restoranlara gitmeden de makul fiyatlaraiyişeflerin mutfağından çıkaniyiyemekleri daha sıklıkla yeme şansına erişiriz.

dip not: duyduğuma göre bazen spesiyal yemekler de çıkarıyorlarmış. mesela geçenlerde oğlak varmış, pilav üstü oğlak, takipte kalmak lazım!

özet: son derece ağır yağ kokusu, sıradan dürüm, sıradan salata, sıradan ayran, ufak mekanda ellerinden geldiğinceiyiservis yapan çalışanlar. çok acıkır da yolumun üstünde kalırsa belki tekrar giderim; ama orayı benim için özel kılacak bir unsur yok maalesef.

mekan kadıköyde köşe başı minik bir dükkan. tavsiyeler üzerine duyup gittik.
diyoruz ki yapılan iş kutsaldır. çok hoş sohbet esnaf havası yok. çizgilerinin bunu gerektirdiğini düşünüyor ve eleştirmeyeceğiz. lezzet konusundaiyiniyetli ve hakkaniyetli davranarak umduğumuzu bulamadık ve müdavimi olacağımız mekanlar arasına maalesef giremiyor.
bölge olarak kadıköyü severiz. küçük mekan olmasına rağmen fazla çalışan vardı ve bu çok iyi. bize lavaşı sanki süpermarketlerde satılan lavaşı anımsattı. emeğinize sağlık.

aranızda kaan sakarya'yı tanıyanlar mutlaka vardır. önceden i̇stanbul'un en iyilerdinden olan nicole'de şeflik yapan ve michelin yıldızlı şeflerle çalışmış olan bir şef kendisi. fransa'da birlikte çalıştığı derin arıbaş ile birlikte kadıköy'de yeni nesil bir dürümcü açıyor, ne kadariyiyapıyor. mekan özellikle haftasonu önünde uzun kuyruklar oluştursa da beklemeye değer. ben iki defa gittim ve ikisinde de tercihimi daha kaburgadan yana kullandım. az malzeme harika lezzet. dürüm başta ufakmış gibi görünüyor fakat malzemeden hiç kaçılmamış içinde dolu dolu et var o yüzden gayet doyurucu. i̇yi şeflerin ellerinden çıkma bir yer olduğu fazlasıyla belli. üstelik fiyatları da gayet uygun. hamburgerini de tatma fırsatım oldu dürüm kadar etkilenmesem de gayet lezzetliydi.

basta! disney animasyonlarına konu olacak güzellikteki o sıcacık, samimi mekanlardan biri. kaan ve derin şeflerin tezgahın arkasında sürekli bir aksiyon halinde olduğu, sosyal medya gourmet ve gourmandlarının da haklı desteğiyle müşterilerin içeride ve dışarıda kuyruğu eksiltmediği bir bistro burası. 

cumartesi günü akşamüstüne doğru eşimle geldiğimiz restoranda yarım saatten biraz fazla kuyrukta bekledikten sonra cam  önündeki küçük taburelerimize kurulduk ve siparişlerimizi verdik. küçük bir mekan olduğu için siparişleri alan arkadaşların karışıklık yapması, siparişlerin arada kaynaması, yemeğinizle ayakta kalmanız gibi sorunlarla karşılaşmıyorsunuz çünkü "first in - first out" sistemini şefinden garsonuna kadar herkes hakkıyla uyguluyor. mutfakta bir darboğaz oluşması durumunda da sipariş alımları anında durduruluyor. bu nedenle bekleme süreleri artıyor ama bu başarılı bir yemek için göze alınması ve kabul edilmesi gereken bir konu.

basta!'ya ilk ziyaretimiz olduğu için en öne çıkan yemeklerinden sipariş ettik: humus, dana kaburga füme dürüm, basta burger, ayran ve ali göde şalgam. tatmış olduğumuz yemeklerin tümünde damak tadınıza seslenen ve onu tattığınız lezzetin farklılığını ve içeriğini sorgulatan öğeler mevcuttu. ne yediğimizden kısaca bahsetmek gerekirse;
- humus üzerinde lezzetli bir sızma zeytinyağı ve yanında lavaş dilimleri ile servis ediliyor; limonu ve tahini kıvamında, dokusu pürüzsüz bir başlangıç. önce limon ekşiliği ardından tahinin kompleks tatlılığı vuruyor.
- dana dürüm: dillere destan olmuş kuzu dürümü denemek son sipariş bizden önceki çiftten alınınca nasip olmadı, onun yerine dana dürümle devam edelim dedik. i̇çeriği dolu ve doyurucu, hafif bir lezzetti ama beni sonradan tadacağım burger kadar büyülemediği için hatırda kalıcı bir tat bırakmadı. sos anlamında kesinlikle ağız tadıma uygun bulduğumu belirtmek isterim ama.
- kuzu burger: bu burgerle ilgili söyleyecek fazla bir şey yok, sanırım i̇stanbul burgerini buldu. ekmeğin yumuşaklığı ve poğaçamsı kıvamıyla birleşen içi sulu, dışı çıtır köfte bir lezzet şöleniydi. yurtiçi ve dışında pek çok farklı burger denedim; bu burger gerçekten de yediğim eniyiburgerden iki adım öne geçti diyebilirim.
- ayran konusunda çok favoriler almış, ben ekşi ayran sevdiğim için çok kuvvetli bir bağlanma yaşamadım kendisiyle.
- ali göde şalgam: şalgamı severim ama i̇stanbul şartları gereği çok farklı markalar deneme fırsatım olmamıştı. i̇lk defa ali göde'nin şalgamını denedim ve "demek buymuş!" dedim. boğazı yakmayan, mükemmel bir yemek eşlikçisi.

i̇stanbul’daki eniyimenülerden birini sunuyorlar. çorbadan salataya, dürümden burgere ve humusa sunulan her şeyin malzeme kalitesi üst düzey. sundukları her yemeğin de kendine özgü bir yanı, özel bir lezzeti var. fiyatlar şehrin fiyat ve lezzet ortalaması düşünüldüğünde makul. zaman zaman servis sorunları olabiliyor ama nadiren. açık mutfak restoranın içinde, şanslıysanız tezgahta, oturmayı keyifli hale getiriyor. son olarak, kuzu dürümden herkes bahsediyor ama tahtadaki günlük seçenekleri ve muhteşem kuzu burgeri de es geçmeyin.

kadıköy-moda hattının modern dürümcüsü.chorizo dürüm gerçekten çok çok başarılı.portakallı,bademli mercimek çorbası muhteşemdi.ev yapımı ayranı için çokiyidiyemem,tuz oranı doğru ayarlanmamıştı.günün salatası olarak denediğim portakallı,fasülyeli salatalarını fasülye yerine edamame ile yapmış olsalar çok dahaiyiolurdu.o salatada edamame için fark ödemeye çoktan razıyım?yoğun zamanlarda sipariş düzeni aksıyor,bu aksaklık şeflerin yüzüne yansıyor
ve biz müşteriler bunu direkt görebiliyoruz.şeflerin daha güleryüzlü olması gerektiğini düşünüyorum.yüzlerindeki bıkkın ifadeyi görerek yemeğimin hazırlanması pek hoş olmuyor.lezzet açısından son derece başarılı,ancak hizmet açısından yoğun zamanlarda aksadıkları bir gerçek.lezzetleri için tabi ki daha az yoğun oldukları zamanlarda uğramaya devam edeceğim?

öncelikle buranın yemekleri hakkında hiçbir fikrim yok, daha doğrusu ne yazıkk hiçbir fikrim olamadı. o yüzden bu yazıyı yemeklerin lezzeti hakkında bilgi edinmek için okuyacak insaların hiçbir fikir edinemeyeceklerini başta belirtmek isterim.

i̇lk başta bir arkadaşımın uzun ısrarları sonucunda, bu öğlen dürüm yemek için müthiş bir heyecanla geldim. i̇lk girdiğimde daha konsepti bilmediğim için ayakta self servis olarak mı sipariş veriliyor yoksa oturularak mı sipariş veriliyor hiçbir fikrim yoktu. mekanın da iç görüntüsünden dolayı self servis şeklinde sipariş veriliyor diye düşünerek ve o anda da kafamın çok dolu olmasından dolayı içeri girer girmez dürümleri hazırlayan kişiye bir dana bir kuzu dürüm alabilir miyim? diye sipariş verdim. ancak bunu dedikten sonra karşımda dürüm hazırlayan ve suratıma bile bakma tenezzülünü göstermeyen kişi anında mekan hakkında ilk negatif izlenimi bana göstermiş oldu. dürümlerin hazırlandığı yerin karşısında kime siparişi vereceğimi bilemeyerek 1 dakika kadar bekledim, en sonunda siparişi vermem gereken kişiyi tespit ettikten sonra siparişimi vermeye çalıştım ancak siparişi alması gereken kişi oralı bile olmadı. yine siparişi alan kişi meşgul heralde diyerekten arkadaşımı arayıp ne taviye ediyor diye öğrenmek istedim. tam telefonu kaparken yanımda bekleyen ve siparişi alması gereken kişiye 3. kez 1 kuzu ve 1 dana dürüm derken bu kişi tam arkasını dönüp arkadaki masayla ilgilenmeye kalkıştı. bu noktadan sonra ben de otomatik olarak bir tepki göstermem gerektiğine kara verdim ve ''burada siparişi kime vermem gerekiyor?'' tadında bir çıkış yaptım. bu noktadan sonra siparişi alması gereken garsonun bana verdiği cevap beni iyice sinirlendirdi. beyefendi telefon ile konuşmamdan dolayı benden sipariş alamadığını itici bir tavırla bana belirtti. ben de geldiğimden beri orda sipariş vermeye çalıştığımı ancak kimsenin yardımcı olmadığını açıklamaya çalıştım ancak bu sefer tartışmaya dürümleri hazırlayan kişi ve sanırsam nicole'den ayrılıp dükkanı açan kişi de katıldı ve anladım ki orada dil dökmem boşuna, çünkü mekan çalışanları kendilerini haklı göstermek için ellerinden gelen her şeyi yapacaklar. ben de yanımdaki kişiyi de alarak dükkandan çıktım. çıkarken de ''tamam beyefendi nasıl isterseniz, gidebilirsiniz'' gibi demeçlerle bana yeni bir müşteriye ihtiyaçlarının olmadığını da belirttiler saolsunlar. normalde hiçbir mekan için daha önce bu tarz yerlerdeiyiveya kötü bir yorumum olmadı. bu platforma üye olarak giriş yapıp bu yazıyı yazmamın tek nedeni bugün yaşadığım ve canımı sıkan bu olaydır.

bu dükkan veya aşçı dünyanın eniyidürümünü yapsa bile, ne kadar çok müdavim müşterisi olsa bile, yeni gelen bir müşteriye yapılan bu tavır dolayısıyla bir daha asla diyeceğim bir yer halini aldı. ayrıca mekan sahibi ve orda siparişi alan garsonunda konuşma tarzları ve tavırlarında hemen ne kadar övgüye doydukları ve en ufak bir sorunda bile müşteriye nasıl çıkıştıklarının da canlı örneğini görmüş oldum. bu yazı mekan tarafından okunacak mı hiçbir fikrim yok yada biraz sonra yazacağım tavsiyeyi ne kadar dikkate alacaklar ondan  da hiçbir fikrim yok ancak demek isterim ki, bir müşteri, özellikle sizin yemeğinizi uzun zamandır övgüsünü almış bir müşteri mekanınıza girip de sipariş vermek isterse oranın patronu da olsanız komisi de olsanız öncelikle merhaba hoş geldiniz diyebilirsiniz. ondan sonra da nasıl sipariş verileceğini hangi garsona verilmesi gerektiğini veya oturarak mı yoksa self servis olarak mı verilmesi gerektiğini kısa bir şekilde açıklayabilirsiniz. garson için zaten diyecek bir şeyim yok, beni ayakta 3 dk bekletip ondan sonra sipariş verememenin tek nedenini telefon konuşmama bağlamasından sonra zaten hakkında hiçbir şey yazmak istemiyorum. olay sonucunda da sadece uzun zamandır bana övülen bir yemeği yiyemememle kaldım çok büyük bir olay değil yani, ancak bu olayı da bu platforma aktarma gereği duydum.

bu mekandan sonra modada gittiğim kev cafe'de sağolsun bizimle çokiyiilgilendi, mekan büyük ve kalabalık olmasına rağmen hemen bir garson bizi karşıladı ve güzel bir masaya oturttu. çok güzel bir american breakfast yedim hem servis hem hız hem de lezzet çok iyiydi. bu mekana da ayriyetten teşekkür ederim.

basta, kadıköy'de etrafında hızlı ve kaliteli yemek yeme şansı pek bulunmayan bir lokasyondaiyibir seçenek. yoğunluk sebebiyle bar kısmında oturdum. çalışma ortamlarının oldukça şeffaf olması ve barda oturmam yemeğin hazırlanma, hesabın ödenme aşamalarının tam içinde olmama yol açtı. yemeği hazırlayanların eldiven kullanmaması ilgimi çekti ama bu konuda bir çekincelerinin olmaması ve sadece o işle ilgileniyor olduğunu görmek güven verdi.. menüdeki dana 18 'i tercih ettim. sos ve içerik zengindi ama fümelenmiş etin bana ağır geldiğine karar vermemi sağlayan son füme deneyimim oldu. günün salata menüsünün müşterilerin oturduğu masanın üstünde değil de herkesin görebileceği yükseklikte genel kullanıma açik bir yerde olmasını tercih ederdim. mekanda sütlaç tercih eden müşterilerin iştahı ilgimi çekti. keşke sevseydim de onlar gibi kaşıklasaydım diye içimden geçirdim.bir sonraki gidişimde salata ve eklerini mutlaka denemek istiyorum.

ben de çok övüldüğü için tercih edenlerdenim basta!'yı. öncelikle konsept gerçekten güzel düşünülmüş, zira ülkemizde bu tarz street food mekanlarının artmasını canı gönülden isterim. herkesin yorumlarda ballandırarak anlattığı füme kaburga ve tavuk denedim. öncelikle, tavuk dürümün içindeki tahin gerçekten çok fazla. i̇çinde tavuk olduğunu söylemeyip, bir arkadaşınıza yedirseniz sanırım direkt olarak tahinli dürüm yediğini zanneder. aynı yorumu füme kaburga için de yapabilirim maalesef ki. tavuktan sonra bu daha iyidir diyerek tercih ettim; fakat sosun etin tadını öldürme hadisesi ne yazık ki bu dürümde de vardı. i̇nanılmaz baskınlar ve yediğiniz şeyin tadını aldırmıyorlar. benim gibi sos delisi bir insana bile fazla geldi ise, sanıyorum ki bu kadar fazlalık damak tadıma uymuyor diyebiliriz.

güzel bir konsept dediğimiz gibi, farklı ürünlerini de deneyebilirim denk gelirse; fakat dürümlerdeki sosların inanılmaz baskın olduğunu göz önünde bulundurup, bir gözden geçirmelerinde fayda olabilir. yediğim şeyin tadını alamadığım ve personelin hafif (!) ukala tavırları için maalesef puanım tam olmadı. keşke abartıldığı kadariyiolsalardı, yeni bir yer eklemek isterdim listeme. başarılar dilerim kendilerine.

i̇ki kere gitme fırsatım oldu, humus oldukça lezzetli, iki seferde de yediğim hamburger istenildiği gibi pişirildi. eşim dürüm yedi, lezzetli olduğunu söyledi. şunu ifade etmeliyim, etler çok yağlı buldum, köftelerin pişmemiş hallerinde bile oldukça yağlı olduğu anlaşılıyor. tabi ki şefin tercihidir. ayrıca pişirilen yemekleri çıplak elle dokunarak hazırlamasanıziyiolur. fiyat uygun.

son dönemin popüler mekanı basta'ya sonunda gidebildim. övenler kadar yerenler de olduğunu okuyunca daha da meraklanmıştım. kadıköy'de güzel bir lokasyonda konumlanmışlar. küçük bir mekan ama şık. dar bir menüsü var. dana dürüm, füme kaburga, hardal sos ve turşu içeriyor. çok lezzetli ve dolu dolu. dönemsel değişen salatası, avokado, pancar, üzüm, domates içeriyordu. son zamanlarda yediğim eniyisalataydı. kuzu burger evet kuzu burger yapıyorlar, nefiss. menüden seçim yapmak zor, 3-4 seferde yerim ben basta'yı. humusu yerken damağımda çocukluğumda bakkaldan aldığım leblebi tozlarının hatırası canlandı. paris brest pralinli ekler ve vanilya taneli, üstü fındık-krokanlı sütlaç lezzetli kapanış oldu. kadıköy çarşı, gidilesi bir mekana kavuştu..