velvet cafe

küçük ve güzel bir mekan, çalışanlar çok kibar, un helvasini denedik gayet lezzetliydi. mekanküçükolmasina rağmen çabuk kalkın baskısı yok.

gitmekten bikmadigim, atmosferine doyamadigim bir mekan... calisanlari ayri ilgili, ortam ayri samimi, urunler apayri lezzetli.. hayatimda yedigim en guzel un helvasi bu sirin mekana ait, seven sevmeyen herkesin denemesini siddetle tavsiye ediyorum :) kahve siparis ettiginizde gelen fincan sunumlari gonlumu fetheden bir olay... sadece bir seyler yiyip icmekle kalmayip benim gibi antika tabak, fincan setleri gibi urunlere de merakliysaniz alisveris yapabileceginiz kucuk bir vitrine sahipler, aklinizda bulunsun goz atmadan gecmeyin derim :)

biz burada turk kahvesi ictik ve un helvasindan yedik, ikisi de guzeldi. mekan cok kucuk ama sevimli ve guzel bir ortam var, servis yapanlar guleryuzlu. buradaki menu fiyatlari degismis olmali, biraz daha fazla hesap geldi. gene de tekrar gidebilirim ve tavsiye ederim.

velvet cafe, galata'nın alt tarafındaküçüksayılabilecek bir mekan ama manevi anlamda epey büyük. tarihi kahve fincanlarından bilahare bahsedeceğim fakat her canlı bu un helvasını tatmalı, sıcak ve bol tarçınlı. haliyle hastasıyız.

bir cafe nasil yuzlerce kisi tarafindan verilen oyla 4.9 puana sahip olabilir ne ozelligi varmis diye merak ettim ve 3 arkadasimla beraber haftaici gunduz buraya gittim.cafe kucuk olmasina ragmen cok ozenli dekore edilmis.kahveyi sunacaklari fincani sizin secmenizi istiyorlar.iceride yeni pisen helvanin ve limonlu kekin kokusundan baska bir koku almiyorsunuz.caylari cok lezzetli,keklero cok lezzetli,kahve sunumu cok zarif.saatlerce oturup sohbet etmek icin ideal bir yer.bundan sonra uzun uzun sohbet edecegim arkadaslarimla buraya gelecegim

1950'lerin pera'si..herseyin ve herkesin daha içten ve daha saygili oldugu yillar..
hemen her milletten ve inançtan insanin birbirlerine selam vermekten mutluluk duydugu bir pera..günlük kosusturmalarin henüz o kadar yayginlasmadigi, insanlarin kendilerine zaman ayirarak bir fincan çay veya kahve esliginde aksamüstü sohbetleriyle vakitlerini lezzetlendirdigi günler..o günler çoktan geçti maalesef ki ama eger ki o günlere özlem duyuyorsaniz benim gibi, eger ki keske o yillarda yasasaydim diyorsaniz ve siz de bir fincan sicak çay esliginde bir anligina da olsa o günlerin anilar ve yasanmisliklarla dolu pera'sina dönüs yapmak isterseniz, bir kez olsun galata kulesi'nin hemen karsisinda kule çikmazi'ndaki buküçükve hassas cafe'ye mutlaka adim atin..kendinize hepsi o günlerden kalma bir çay fincani seçin, mutlaka bir tane un helvasi siparis edin ve ardindan gözlerinizi kapatin ve kendinizi, arka fonda çalan hafif fransizca parçalarin esliginde anilariniza kollarina birakin..gözlerinizi açtiginizda o günden kalan hatira defterlerine göz gezdirin ya da mekani süsleyen eski radyolara dokunun..yalniz çikista dikkat edin..benim gibi kendinizi o havaya fazla kaptirip çikista sait faik veya özdemir asaf ile karsilasacaginizi düsünürseniz hayal kirikligina ugrayabilirsiniz..rüya bitmistir çünkü ve siz 2010'lardasinizdir..yine de o kisa süreyi lezzetlendirdigi için tesekkürler velvet cafe..iyi ki varsiniz, umarim da hep ayni çizgide devam edersiniz..


-----06 oct, 2014-----

"fincan tercihiniz? çekoslavakya 1967 mi polonya 1972 mi tercih ederdiniz?" eger bu soru sizin için hiçbir anlam ifade etmiyorsa yazinin devamini da okumaniza gerek yok, çünkü velvet cafe'den zevk almayacaksiniz demektir..ama eger ki yasadiginiz sehrin, beyoglu'nun hafizasina biraz olsun önem veriyorsaniz, çay saatleri ritüellerinden hoslaniyorsaniz, anneanneniz veya babaannenizin evindeki dantelli sehpalari, eski radyo ve saatleri seviyorsaniz ya da demode bulmakla birlikte onlari özlüyorsaniz, dedenizin ardinda biraktigi köstekli saati titizlikle sakliyorsaniz ya da en azindan evinizin bir kösesinde geçmisinizden bir esya buldugunuzda o günlere daliyor veya bir anligina hüzünleniyorsaniz, kisacasi esyalar sizin için "meta" degil de bir yasanmislik mirasi ise, siz de günden güne "kisiligini" kaybedip bir beton yiginina dönüsen bir sehirde, "ruh"suz ve gelenleri "yalnizca para" olarak gören mekan ve isletmecilerden bunaldiysaniz yolunuzu mutlaka küçücük ama anilarla dopdolu olan velvet cafe'ye mutlaka düsürün..bir yandan sizi evlerine gittiginiz konuklari gibi karsilayip agirlayan isletmeciler tarafindan getirilen çayinizi ya da kahvenizi yudumlayip unutulmaya yüz tutmus kaymakli un helvasindan bir parça alin..sonra koltugunuza yaslanip gözlerinizi bir süreligine kapatin..istanbul'da yasadiginizin farkina varacak ve "iyi ki burada yasiyorum" diyeceksiniz..

gerçekten şahsına münhasır bir mekan...küçükama sahip olduğu alan olabildiğince işlevsel kullanılmış. girer girmez mekanın dekoratif objelerini incelemekten kendinizi alamayacaksınız. üstüne bir de leziz, anne eli değmiş kahvaltı ?? ruhu olan mekan dedikleri velvet cafe... sevdiklerimizi götürün ?

galata nin tarihi atmosferinde çok şirin butik bir cafe. tek problemi çokküçükve yer bulmakta problem yaşayabilirsiniz. türk kahvesi içerken özel seri fincanlari masaya getirip tanıtıyorlar sonrasında beğendiğiniz fincanda servis ediyorlar.

galata kulesi'nin arkasındaki bir ara sokakta bulunanküçükve şirin çok hoş bir mekan. sahipleri gayet güler yüzlü ve kibar insanlar.

masaya oturunca etraftan gözünüzü alamıyorsunuz, 70'li yıllardan kalma eşyalar ortama güzel bir hava katıyor. kütüphanesinden kitaplar alıp okuyabilir, ziyaretçi defterine bir şeyler karalayabilirsiniz. kahve için fincan seçimi size bırakılıyor; osmanlı, alman, fransız gibi çeşitli yerlerden fincanlar mevcut.

tuvaletine giderseniz panodaki post-it'leri okuyabilir, siz de bir şeyler yazabilirsiniz :)

çok sevimli, sıcak havası olan en sevdiğim kafa (ve müzik tabi ki, mekanın müzikleri bi harika!) dinleme mekanlarından biri. çalışanlar çok kibar ve güleryüzlüler. gerçekten buraya gelip de kapıdan somurtarak çıkmanız mümkün değil, öyle bi enerji.
kahveler sizin seçtiğiniz antika fincanlarla servis ediliyor ve nereden alınmış olduklarını, tarihlerini anlatıyorlar mesela benim favorilerimden biri almanya'dan alınmış ☕️ ayrıca buranın un helvası meşhurmuş ama ben onu henüz tadamadım fakat kurabiyelerini öneririm. (elmalı özellikle)??
tek eksisi mekanınküçükolmasından kaynaklanan yer sorunu, birkaç kere gidip de oturamadan döndüğümüz oldu maalesef.

burada kahvaltı yapmak için sabırsızlanıyorum. ben hayatında bu kadar sıcak bir yer görmedim. çalışanları da dahil o ortam insana iyi hissettiriyor. vintage aşığı bir insan olarak her tarafı gülümseten sürprizlerle dolu kutu gibi bir yer. lavabosunda asılı olan dolu doluküçükkağıta yazılmış yazılar da buna dahil. keşke daha önceden girseymişim dedirtemedi değil. muazzam gidin ve en sevdiğiniz arkadaşınızla gidin ve o sıcak ortamda en güzeli sohbeti yakalayın dostlarımm!

hayatınızda kaç mekan sizi böylesine mest edebilir ve hayatınızda uğradığınız kaç mekandan ayrılırken artık oranın kapısını aşındıracağınızdan emin olabilirsiniz? velvet benim için böyle bir mekan oldu. arkadaşımla birlikte kahvaltı için tercih ettik.küçükve oldukça mütevazi. havasında ağırlıklı olarak 80-90'lar yabancı şarkılarının melodileri hakim. antika eşyalarla dekore edilmiş mekanda aynı zamanda oturduğunuz koltuk dahi antika eşya olarak satılık, hoş... kahvaltısına gelince biz epey başarılı bulduk. muhabbet de sarınca geçirdiğimiz 2,5 saatimizden 3'e doğru yol alırken sabah kahvemizin de siparişini verdik. bir de baktık garson üstünde 4 farklı fincan çeşidi bulunan bir tepsiyle yanımıza geldi. fincanların öyküsünü kısaca özetledi, kaç yıllık olduklarını, nereden bugüne geldiğini vs... hangisiyle içmek istediğimizi sordu. benim seçtiğim, en eskisiymiş ve 90 yaşındaymış. arkadaşımın seçimi fincan da 1990 üretimi bir fincandı. bu tarz bir uygulamayla karşılaşmak ve geçirdiğimiz süre zarfında sürekli güleryüzle ağırlanmak mekandan mutlu mesut ayrılmamızı sağladı. anı defterine bir kalem atmadan çıksak bizim vefakarsızlığımız olurdu. nitekim hakkını da verdik. cansın velvet!

mekan ⭐️⭐️⭐️⭐️
servis⭐️⭐️⭐️
sunum⭐️⭐️⭐️
lezzet⭐️⭐️⭐️⭐️
çeşitlilik⭐️⭐️
fiyat⭐️⭐️⭐️
blogger bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine denemek için geldim. mekan eski eşyaların kullanımı üzerine dizayn edilmiş tatlı, şirin, neşeli ve sakin bir atmosfere sahip. peynirli omleti diğer mekanlarda alışmış olduğunuz ince yanmış omletlerden çok uzak. peynirli tostu fena değil, doyurucu. buranın imzalarından tüm yorumlarda okuduğumuz un helvası ise gerçekten çok leziz! servis personeli de güleryüzlü ve içten. mekanküçükolduğu için belli zamanlarda yer bulmakta zorlanabilirsiniz. yüksel bey'e selamlar ?????

bu öğle aramda çok kısıtlı bir vakitte ilk kez uğrayıp türk kahvesi içtim. mekanküçükve orijinal bir dekorasyona sahip. samimi bir havası olduğunu girer girmez hissediyorsunuz. kahve servisinden önce size kadife tepside gelen fincanlar arasından hangi fincanda istediğinizi soruyorlar. ben dört farklı fincandan hollanda yapımı olan fincanı seçtim. bu seçim aşamasında fincanlar hakkında özet bilgi de veriliyor. huzurlu bir ortamda kıvamında yapılan kahvemi yudumlayıp mekandan hızlıca ayrıldım. daha detaylı ziyareti hakeden bir yer. #kangurular
instagram.com/kangurular

zomatonun ceki sayesinde geldim buraya ve cok memnun kaldim. kucuk bir mekan ama cok sevimli devamli bir sirkulasyon var dolu olmasina ragmen sakin kaliyor. calisanlari cok samimi ve guleryuzlu giderken kapiya kadar geciriyorlar. ev yapimi cilekli puding yedim cok guzeldi tavsiye ediyorum ustelik fiyati benzerini yapan diger yerlere gore bir tik daha ucuz