tuğra restaurant - çırağan palace kempinski

kendizi bir gün bir akşam prenses veya prens hisstemek istiyorsanız buyurun buraya. akşam yemeğine başlangıç olarak akdeniz salatası, ana yemek olarak tuzlu hamur kayasinda firinlanmis levrek,kuzutesti, tatlı olarak baklava, kazandibi ve nevzine seçtik. salatada kullanilan malzemelerin ne kadar fresh olduğunu mu söylesem, kuzunun tadını mı anlatsam, ya da balığın mükemmeligini mi, ya da tatlıları mı? her şey mükemmeldi anlatmak ovmek yetersiz. 10/10 servis ve ilgi. burası için 5 puan o kadar az ki

çırağan sarayında, kempinski otelindeki tuğra'da tavuksuyu çorba özel bir tarifle , yoğurt ve pırasa katılarak hazırlanıyor. bazı tavsiyeler,kuzusırtı külbastı, tavuk göğsü sarma, teşrifatlı naim efendi yahnisi, fırın sütlaç üzeri cevizli dondurma sayılabilir.

i̇stanbulda birçok yer gördüm ama yediğim en lezzetli yemekler, harika bir ortam, işinde profesyonel çalışanlar..a dan z ye her şey taptaze. i̇çli köftenin içindeki fıstık bile bu kadar taze olur mu die şaşırdım. ?her şey mükemmeldi, gitmeden zomato yorumlarında birikuzuşaşlığı çok önermişti, o kişiye burdan teşekkür ederim, harikaydı gerçekten. eşimle cok leziz yemekler yedik ve her şeyin güzel organize edildiği bir evlilik yıldönümü kutladık.

la cucina italiana türkiye'nin düzenlediği özel şef gecesi'nde mekanı keşfetme fırsatım oldu ve herşey çok keyifli idi. executive şef sezai erdoğan'ın bizim için hazırladığı menü oldukça başarılı idi.

yemek öncesi kokteyl sırasında ikram edilen vinkara doruk kalecik karası pembe oldukça başarılıydı, rahat içimi ile favorilerim arasına hemencecik girdi. 

manzana ile uskumru dolması ile açılışı yaptık, benim tüm yemekteki en beğendiğim de bu oldu. yanında da 2014 chamlija albarino narince aldık ve lezizdi. istranca dağları eteklerinde 300 metre rakımdaki bağında yetişen albarino ve de narince üzümlerinden yapılmış bu şarağ fransız meşe fıçılarda fermante olmuş ve 5 ay süreyle fıçılarda dinlendirilmiş. bu arada bu şarapların etiketleri de çok hoş. 

pazı yaprağında pastırma ise gerçekten merak uyandıran bir seçimdi ve oldukça lezizdi. pastırma ile aramın çok olmamasına rağmen çok baskın bir tat olarak yemekte bulunmamasından dolayı benim içinde lezizdi. yanında da 2012 vinkara mahzen kalecik karası aldık, kızılırmak'a yamaç özel parsellerden seçilen kalecik karası üzümleri ile yapılmış ve meşe fıçılarda bekletilmiş olan şarabımız da oldukça iyi bir seçimdi.

şefin sonraki seçimi de sebzeli ve buğdaylı kırlangıç çorbası idi. ekmek içinde gelen çorbayı çok beğenemedim ama ekmeği lezizdi :)

çentik kebabı ise oldukça modarnize edilmişti. izgarakuzusırtı, tavuk göğsü ve eser miktarda kibrit patates, domates sos, yoğurt ve ilginç bir sunumla bir plastik tüp içerisinde yanında gelen kekikli kırmızı biberli tereyağı. kuzuyu yiyemedim ama diğerleri başarılı idi. yanında aldığımız 2013 kayra vintage shiraz ise enfesti. mürdüm renginde canlı ve berrak şarap burunda baharat aromaları bırakıyor. asitliği yüksek bir şarap alkol tadını alıyorsunuz ama yinede dengeli. 

kapanışı da üçlü osmanlı tatlıları ile yaptık. zerde, aşure ve lokmayı modern bir sunumla alma şansımız oldu. 

tüm bu menüyü 170 tl'lik etkinlik ücreti ile tatma fırsatımız oldu. personelleri ise çok başarılıydı, ilgili ve güler yüzlü idiler. 

ben ilk fırsatta mekanı yeniden deneyeceğim, sizlere de tavsiye ederim.

i̇stanbul'un en güzel konumunda, her şeyiyle mükemmel bir ortam...çırağan sarayı'nın her köşesi güzeldir ama, tuğra'nın yeri ayrıdır bende..daha önce de gelmiştim ama bugün doğumgünüm nedeniyle eşimle tekrar geldik.pırıl pırıl bir havada boğaza karşı, fon müzikleri, ruhumuzu aldı götürdü zaten.. osmanlı mutfağından seçmelerden oluşan menüden, başlangıç olarak sac oruğu ve piruhi yi denedik.sac oruğu içli köfte benzeri bir yemek, iç harcı biraz daha çeşitliydi ve gayet güzeldi.piruhi, kıymalı, yoğurt ve domates soslu bir yemek, biraz mantıya benziyor,menüde yazdığına göre fatih sultan mehmet'in sofrasından eksik etmediği bir yemekmiş:) tadına bakınca hak vermemek mümkün değildi :) ana yemek olarak dana vekuzukıymalı fıstıklı şiş kebap tercih ettik, sunumu da lezzeti de çok güzeldi :) fiyatlara gelince, i̇stanbul'un en iyileri arasında adı geçen, üst seviye fine dining bir restauranta göre normal olduğunu düşünüyorum..

kapıdan girdiğiniz andan itibaren sizi özel hissettiren bir hizmet anlayışı var. safranlı tavuk çorbası ve yücel bey’in önerisi üzerinekuzutesti denedik. her ikisi de oldukça başarılı. ev yapımı baklava çeşitleri ve saray muhallebisi de keza öyle. i̇lgisi ve tavsiyeleri için yücel bey’e de ayrıca teşekkür ediyorum.

öncelikle belirtmeliyim ki, konsept ve manzara gerçekten müthiş ama tabiiki söz konusu lokasyon dolmabahçe sahili ise baraka da kursanız konsept ve manzara güzel olur. fiyatlar tahmin edildiği üzere tuzlu ! aslında böyle bir konsepte vereceğim hiçbir bedele tuzlu demem fakat herşey bu değil, sadece manzaraya ve lokasyona sığınıp ona göre fiyat almak hoş değil zira 45 lira ödediğimiz safranlı tavuk çorbası fena değildi ama kesinlikle 45 liralık bir çorba değildi, antep peyniri diye sundukları standart antep yağlı peyniri ama 60 lira gibi bir bedel istiyorlar.kuzuşaşlık da yine fena değil fakat keşke ambiyans ve lokasyonun hakkını biraz daha verseler. ayrıca çevre vesilesi ile 3 kere gittim ve 5 kere evlilik teklifine denk geldim bu da ayrı bir kabak tadı mevzusu. i̇şletmecilik olarak bosfor'un hakkını vermeleri gerektiğini düşünüyorum. bir daha isteyerek gideceğimi sanmıyorum çünkü ambiyanstan ziyade lezzet önemli bana göre, özellikle böyle turistik ve fantastik bir yere !

mekan tek kelime ile mükemmel. lezzet olsun manzara olsun ilgi olsun tek eksik olduğu konu yok. yemekler ikramları dahil çok lezzetli. garsonların ilgileri ve sarayın atmosferide harika. manzara desen diyecek bir kelime yok. siz siz olun mutlaka gidin. bu lezzetlere ve ilgiye bu fiyat hiç pahalı değil. dana vekuzukıymalı fıstıklı kebap tavsiyemdir.??

ambiyans buram buram osmanli kokuyor. manzara muazzam. aile veya akrabalarla gelinebilecek hoş bir yer. yemek çok lezzetliydi.kuzutestiyi tavsiye ederim. tatlıları da hafif ve etkileyiciydi.

mükemmell. hiç de sanıldığı kadar pahalı değil gözünüz korkmasın. biz iki kişi olarak gittik. 2kuzuhaşlama yedik bir de şarap açtırdık 400 lira ödedik ama kesinlikle değer. sizinle mükemmel ilgileniyorlar ortamını anlatmıyorum zaten muazzam kelimeler yetersiz. tekrar gitmek istiyorum

i̇stanbulda birçok yer gördüm ama yediğim en lezzetli yemekler, harika bir ortam, işinde profesyonel çalışanlar..a dan z ye her şey taptaze. i̇çli köftenin içindeki fıstık bile bu kadar taze olur mu die şaşırdım. 😀her şey mükemmeldi, gitmeden zomato yorumlarında birikuzuşaşlığı çok önermişti, o kişiye burdan teşekkür ederim, harikaydı gerçekten. eşimle cok leziz yemekler yedik ve her şeyin güzel organize edildiği bir evlilik yıldönümü kutladık.

i̇stanbulda birçok yer gördüm ama yediğim en lezzetli yemekler, harika bir ortam, işinde profesyonel çalışanlar..a dan z ye her şey taptaze. i̇çli köftenin içindeki fıstık bile bu kadar taze olur mu die şaşırdım. ?her şey mükemmeldi, gitmeden zomato yorumlarında birikuzuşaşlığı çok önermişti, o kişiye burdan teşekkür ederim, harikaydı gerçekten. eşimle cok leziz yemekler yedik ve her şeyin güzel organize edildiği bir evlilik yıldönümü kutladık.

eğer kendinizi kısa bir süre için bile olsa osmanlı sarayında bir sultan gibi hissetmek isterseniz muhteşem bir boğaz manzarası eşliğinde osmanlının ihtişamını en iyi yansıtan, çırağan sarayınının birinci katında yer alan esşiz mekan tuğra restaurant'tı deneyin ve kendinizi bol bol şımartın derim.

adını osmanlı sultanlarının imzası ve hangi devirde kaç kıtaya hükmettiğinin, bir güç ve egemenlik simgesi olan "tuğra"dan alan bu mekanda, osmanlı motifli tabaklar, duvarlarda sultanlara ait portreler, masalarda bej örtü ve peçeteler, mavi özel tasarım tabaklar, osmanlıya ait karanfil ve lalelerle bezeli dekorasyon içinde kendinizi gerçekten o döneme ait bir sultan gibi hissediyorsunuz.

biz bloggerlar için hazırlanan masaya oturur oturmaz otelin ilk türk baş ahçısı sezai erdoğan, bizlere düzenlediği klasik osmanlı menüsü hakkında bilgi verdi.

zengin bir osmanlı mutfağı lezzetlerinden oluşan menüsünde, neler yok neler! servisi, sunumu son derece şık ve lüks. şarap seleksiyonu ise çok geniş.

ben neler mi yedim?

davetlisi olarak gittiğim #bumerangdeneyimgunleri etkinlikleri çerçevesinde bizim için özel olarak şef ahmet kara tarafından tuğra restaurant & lounge’ın ekim sonu itibariyle yenilenen menü seçkilerinden bir demet.

masaya oturur oturmaz hemen atıştırmalıklar geldi.. sıcak keçi peyniri, tereyağı ve ezme üçlüsü, sunumu ve tadı ile hepimizin övgüsünü aldı.

minik bakır kaplar içerisinde sunulan 'beğendili ali nazik' yanında pofuduk ekmeği ile çok lezzetliydi... özel çini motifli tabaklar içinde sunulan klasik tuğra ikram tabağında şimdiye kadar, hiç tatmamış olduğum gül suyu ve yapraklarıyla tatlandırılmış beyaz peynir ve kavun ikilisi ile nar taneli köz patlıcan beni başka alemlere götürdü. nar'ı çok seven bir kişi olarak şimdiye kadar böyle bir sunumu nasıl da düşünemediğime yandım.

deniz ürünleri allejimden dolayı tadamadığım erik ve damla sakızlı karides pilakiyi yanımdaki arkadaşıma uzatırken içimin eridiğini de söylemeden duramayacağım. ah bu alleji!

diğer tadımlıklar, çeşnili lor mahlutu, fava, mercimek köftesi, yaprak sarma, çerkez tavuğu ve humus yine dört dörtlüktü.

resimler çekilip, dostluklar ilerlerken gelen piruhi herşeyi ile mükemmeldi. osmanlı döneminde ana yemeklerden önce digestive olarak servis edilen hurma, bal ve çeşitli baharatlarla hazırlanan demirhindi şerbeti de içimizi ferahlattı. aslı temr-i hindi kelimesinden gelen ama zamanla değişerek demirhindi adını alan 'demirhindi şerbeti', mayhoş tadı ve lezzetiyle yarısına kadar kırılmış buzla doldurulmuş bardaklar içinde sunuldu bizlere.

ana yemek olarak sunulan 'soğan, domates, dereotu, tereyağı, ızgara mısır ekmeği, patates bastı ve zencefilli damla sakızı soslu' balık 'pazı yaprağına sarılmış fırınlanmış orfoz balığı' veya et 'külbastı' seçiminde ben yine tabii ki et'i tercih ettim.

sofraya, osmanlı motifleri ile bezeli gümüş kapaklarla getirilen, pek görkemli bir sunumu olan orta pişirilmiş külbastı; i̇nce dilimlenmişkuzusırtı, patlıcan beğendi, kabak mücver ve nar ekşili kırmızı soğan sosu ile sunulurken, et adeta lokum yer gibi ağızda eriyordu.

sultanların tatlı tabağına gelince; fırınlanmış ayva, ılık bademli irmik helva, ev yapımı baklava, bol şamfıstık kaplı dondurma rulosu yine muhteşemdi.

çay, kahve ve lokum tabağı ile sonlanan yemek ve ahenkli soframız hiç bitmesin isterdim.

çok özel bir ambiyansı olan bu restoranın fiyatları yüksek. evet fiyatlar yüksek olabilir ama imkanınız varsa hiç olmazsa özel günlerinizde mutlaka gidin, deneyin derim...ama aldığınız hizmet de ödediğiniz hesaba değecektir kanısındayım.
adres: