sofram balık restaurant

nasıl anlatsam, nerden başlasam dedirten mekan:)

üniversite yıllarında arkadaşlarım sayesinde tanıştığım bu harika mekan kendini hiç ama hiç bozmamış hatta daha da fark yaratmaya devam etmiş.

balık mezesi ve ara sıcaklarını daha çok tüketip sıcakyemekyememe alışkanlığınıza buraya geldiğinizde güzel bir es vermenizi tavsiye ederim.

her balığı mevsiminde ve taze sunan değerli bir işletme. şeflerinin kattığı yorumlarla ortaya çıkan eşsiz lezzetler kelimeler ile anlatılacak kadar hafifa alınamaz.

i̇ddia ediyorum ki ne böyle bir balık çorbasını başka yerde yiyemezsiniz. üstünü süzme yoğurt ve çilek tatlandırdıkları, damağınızı okşayan sıcak ot salatası ise cidden eşsiz. mezelerden deniz mahsulleri içeren hangisini seçerseniz seçin memnun kalıyorsunuz.
ara sıcak ve sıcaklar için ise kendinizi hüseyin bey'in önerilerine bırakmanız yeterli. i̇ster klasik lezzetler isterseniz alışılagelmiş balıklardan yapılmış farklı tatları size sunacaktır.

tavsiyem gün batımı saatinde sofraya oturmuş olmanız. çünkü eşsiz lezzetlerinin yanında manzarası da bir o kadar büyüleyici.

fiyatlar normalin biraz üstünde olsa bile performansa göre değerlendirirseniz fazlasıyla hesaplı.

lezzet olarak orta karar bir yer garsonlar ilgili fakatyemekyerken her saniye yanınızda olmaları insani cidden bunaltıyor gelelim fiyat konusuna i̇stanbul’daki en pahalı balık lokantasından daha pahalı bir yer bu kadar fiyatları sisirmeye bence gerek yok gidecekseniz iki kere düşünün derim

personelin güler yüzü ,mezelerin tazeliği veyemekservisinin hızlı olmasının yanında deniz fenerinin manzarasında rakımızı keyifle yudumladık kesinlikle tavsiye ederim!!!

i̇stanbul içerisindeki sıkıcı trafikten boğaz balıkçılarına gitmek büyük dert. üstüne üstlük boğaz balıkçılarında olmayan lezzet ve alakayı daha sakin ve daha güzel bir ortamda almak için sofram balığı yıllardır tercih ediyoruz. yorumlarda kötü olduğunu söyleyenler var. fakat onların daha önce lüks bir restauranta gitmediği kanısındayım. ya da eminönündeki balık ekmekçiler dışında bir yerdeyemekyememişler. boğaz balıkçılarını solda sıfır bırakacak bir hizmete sahip sofram balık. hem ailenizi hem de misafirlerinizi ağırlamak için mükemmel bir ortam. tavsiye ederim.

balik denince aklımıza herzaman sofram geliyor. güler yüzlü hizmet nazif ortam kaliteli servis ve kaliteli lezzetler balıklar mezeleryemekistiyorsanız kesinlikle soframı tercih etmeniz lazım. ve günbatımını kaçırmayın !!!

bu akşam kiyemekdeneyimiz de bizi hayalkırıklığına uğrattılar. normalde çoğu zaman gittiğimiz bu balık restaurantına bu haftasonunda boğazda 4 kişi için verdiğimiz rakamı vermek zorunda kaldık. sezon sonu olduğu için bir lüfer fiyatını 140 tl yapmış durumdalar. bu saatten sonra asla tavsiye etmeyeceğimiz bir restaurant kendisi totalde 450 tl verdik. bu gibi bir rakamı silivri gibi bir yerde vermek ve normalde bu faiş fiyatlara sahip olmayan yerde vermek bizleri çok üzdü. umarım tercihiniz bu restauranttan olmaz. haftasonunda bu rakamı vermek isteyenler için tabiki farklı

i̇stanbul biraz dışında selimpaşa'da kalan mekan, balıkçı barınağı ve deniz manzarasıyla, keyifli sakin bir lokasyon da.
başlangıç olarak havyarlı tartar  ve balık karpaçyo denediğimiz mekanda, sonrasında lipsos külbastı, jumbo karides, balık köfte, eşkina içine balık çeşitleri ile hazırlanmış sarma deniyoruz. sarma ve köfte fark yaratan lezzetler. 
anayemekolarak barbun ve eşkina şiş alıyoruz. bunlardan barbun lezzet olarak öne çıkıyor. 

tatlı olarak mekanın spesiyallerinden, çilekli ? faç, pancar üzeri dondurma ve cabernet savignon kupajından yaptıkları dondurma her zaman karşınıza çıkabilecek lezzetler değil.
menü dışı olan çilekli faç ve cabernetli dondurma özellikle önerilir. 

genel olarak tüm yediklerim gayet başarılıydı. fiyat olarak ortalamanın üzerinde kalsa da, lezzet olarak mekanı ve yediklerimi öneririm.

uzun zamandır topluca bir yerlere yemeğe gidelim diyorduk, şube müdürümüz sağ olsun, onun sayesinde bu mekanı tanımış olduk. i̇stanbul tarafından geliyorsanız tem gişeler'den çıkıp, tekirdağ tarafından geliyorsanız tem gişelere gelmeden selimpaşa'ya sapıp, migros'un yanından doğruca sahile doğru giderseniz mekanı hemen solda görebilirsiniz. otoparkında bulunan görevli arabanızı park etmek için size yardımcı olacaktır. 2 katlı bir bina, alt katında başka bir mekan varmış, orası da yine balık lokantası. merdivenlerden çıkarken mekana gelen ünlülerin fotoğraflarını görüyorsunuz, bunlar mekanın içinde de devam ediyor ve ne kadar meşhur bir yermiş burası ya demeden alamıyor insan kendini. ama fotoğrafları inceleyince bayağı eski oldukları belli oluyor, artık eski havası yok mu acaba buranın?
saat 6 civarı gittiğimizden olmalı 3-4 masa doluydu, daha sonra 4-5 masa daha doldu. müdürümüzün sürekli gittiği bir mekan olduğundan önceden masamız ayırtılmıştı ve daha sonradan öğrendik ki, kişi başı 100 tl olarak her şeyden tadacağımız bir mönü hazırlanmış. bu fiyata alkol de dahildi ama biz uzun yol yapacağımızdan almadık. mekanın sahibi hüseyin bey ve çalışanlar o kadar nazik bir şekilde karşıladılar ki bizi, buradan mutlu bir şekilde ayrılacağımı anladım. masamıza oturduğumuz gibi 3 garson bizimle ilgilenmeye başladı, o kadar çok şey geldi ki ne fotoğraflarını çekebildim ne de isimlerini aklımda tutabildim. ama hatırlayabildiklerim havyar tarama, ahtapot carpaccio, mısır ekmeği, balık çorbası, balık pastırması, balık köftesi, somon füme, hardal soslu levrek marine, hamsi salamura, palamut, balık kroket, kalamar tava, karides güveç ve özellikle salatasına hasta oldum. sürekli kızartılmış ekmek getirmeleri de çok hoştu. meze ve ara sıcaklarla o kadar doymuştuk ki şef garson gelip ana yemeğe geçmek ister misin diye sorunca ben yiyecek başka bir şey kalmadıysa olabilir dedim. bunun üzerine biz de mezeler bitmez efendim daha bir sürü getirebilirim demez mi, daha balıkla ilgili ne olabilir ki çok merak etmeme rağmen ana yemeğe geçmemiz gerektiğinden, şefin önerisi ve dediğine göre sadece onlarda olan, sarıkanat filetodan yapılan balık lokum siparişimizi verdik. lokumu da harikaydı ve de bir tek onun fotoğrafını çekebildim :) son olarak tatlı ve meyvelerimiz geldi. ananas, mandalina, kivi, elma, nar, kabak tatlısı, dondurmalı irmik helvası ve de adını hatırlayamadığım mozaik pasta tarzı bir tatlı ile kapanışı yaptık. o kadar doymuştuk kiyemeksonrası türk kahvemizi bile içemedik :d
dışarıda balık yemeyi pek sevmem normalde ama sofram balık restaurant bir başka ve bana göre şimdiye kadar gittiğim balık lokantaları arasında en iyisi! biz yemeği biraz abarttık evet ama o şahane manzara, dekorasyon ve müzikler eşliğinde ne yerseniz yiyin mutlu bir şekilde ayrılacağınıza eminim buradan.

adam akilli balikyemekve nezih bir yer ariyorsaniz iste burasi orasii. cocuklugumdan beri gittigim yer fiyati biraz pahali ama lezzet tarif edilemez. kucukken maymun vardi icerde parmagimi isirmisti ? silivriye gore ultra lux biryer gercekten manzarasi coook guzel ve incirli bi tatlilari var bir turlu tarifini alamadigim aman allahim boyle bir tat yokkk!! karides tavasina ekmek bana bana tavayi kazidim. kalamari desen tarator sosu super kalamarlar citir citir. baliga zaten lafim yok cok guzel yapiyorlar. bana baligi sevdiren yer burasi.

selimpaşa liman bölgesinde bulunan, manzarası güzel, mezeleri ve balıkları gayet iyi bir balıkçıdır. silivri sahilde bulunan olta balık restaurant ile birlikte silivri bölgesinde mutlaka uğranılması gereken yerlerden birisidir bana göre.

masaya gelen havyarlı tarama, deniz ürünleri carpaccio ve kendi yaptıkları dereotlu mısır ekmeği çok güzeldi.

çok sevdiğim levrek marin burada biraz farklı yapılıp sunuluyor. çoğu yerden parmak kalınlığında parçalar halinde kesilip yoğun sos içinde sunulan levrek marin, burada daha büyük parçalar halinde ve yoğun hardal kullanıldığı için daha ekşimsi ama çok güzel bir sos ile hazırlanıp sunuluyor, mutlaka denemenizi tavsiye ederim.

denediğim ve beğendiğim soğuk mezeler; palamut'tan değil torik'ten yapılan gerçek lakerda, önyargıları kıracak kadar leziz, kastamonu pastırması ile yarışan bir dilim balık pastırma, i̇çi özel peynirli, cevizli, nar taneli somon sarma, i̇lk gördüğümde çiroz sandığım, fümelenmiş i̇sli uskumru, tabaktaki belkide en yalın tat olan ama benim oldukça lezzetli bulduğum salamura hamsi ve elbette bir balıkçıda (bana göre!) olmazsa ayıp olan hafif diri bırakılmış deniz börülcesi. soğuk mezelerin masaya gelen sıcacık kızarmış ekmeklerle harika gittiğini, bir parça bile bırakmadığımı belirtmek isterim! özellikle lakerda, somon sarma, balık pastırması ve levrek marin'ini şiddetle tavsiye ediyorum.

bir defa sıcak ara sıcak olarak tadımlık tek parça eşkina balığı sarma almıştım, bayıldım! hatta sırf bunuyemekiçin bile giderim! mutlaka tadına bakın bir parça bile olsa.

mutlaka için denilen balık çorbasını sade ama yine de çok güzel buldum. öyle artık balık parçalarından değil, iskorpit lipsoz kırlangıç balıklarının iri parçaları ve kemiği ile saatlerce emek vererek hazırlanan, içine sadece kereviz sapı eklenen bir çorba! kereviz sapının çok hoş bir aroma verdiğini belirtmeliyim, onun dışında içinde başka bir malzeme yok balığı etiyle suyuyla yağıyla içiyorsunuz. şifa niyetine içiniz! yok öylesine söylemiyorum, leziz olduğu kadar besleyici de olduğu için mekan müdavimleri evlerine alıp çocuklarına da içiriyorlarmış, afiyet olsun şimdiden.

tavsiye edilen fener kavurma gerçekten çok iyi her yediğimde ayrı sevdim. bol sebzeli sarımsaklı yapılan fener kavurma gerçekten çok güzeldi, yumuşacık ve taze fener balığı sebzeler ve baharatlar ile mükemmel uyumluydu.

kırlangıç balığı kullanılarak yapılan buğulama gerçekten çok çok iyiydi. güzelce kılçığı ayıklanmış kırlangıç, sarı ve kırmızı biberler, sarımsak, defne yaprağı, biraz peynir, suyu için kararında domates rendesi, servis yaparken üzerine çekilmiş taze karabiber ve dillere desten bir buğulama olmuş! ben balık sevmem yememde diyen adama dibine ekmek bandırır ki bandım.

son olarak denediğim ve bayıldığım, sarıkanattan lokum ızgara çok çok iyi. kılçıkları özenle temizlenmiş, kurutmadan hafif sulu ızgara yapılmış ve çatal ile ağzınıza attığınızda ağzınızda eriyen bir lezzet. bunun tadına mutlaka bakın, zaten bildiğim kadarıyla ödüllü bir lezzet!

tatlılara gelirsek dondurmalı sıcak irmik, bal kabağı ve ayva tatlısı çok iyi ama ben en çok kendi yaptıkları dondurma ile servis edilen simit helvaya bayıldım! bana göre balığın üstüne yenilebilecek en iyi tatlı sıcak helvadır.

sadede gelirsem, evet sofram ucuz bir yer değil ama masaya gelen ekmekten, mezeye, dondurmaya her şeyi üst kalitede kendileri yapıyorlar ve hem soğuk hem sıcak mezeler ve balıklar çok iyi. özel günler özel yemekler için daha da ideal bir yer. severek tavsiye ediyorum.

karsiniz da marmara denizi, balikçi teknelerinin limandaki hali yemeginize eslik etsin, bir yandan da lezzetli mezelerin, baliklarin tadina bakmaya ne dersiniz? o zaman istikametiniz selimpasadaki sofram balik olsun. neler yemeliyiz diye sorarsaniz, bana kalirsa sahibi hüseyin kankaya bey'in tavsiyelerine açik olun. öncelikle misir ekmegi ve taramayla açilisi yapin. sonrasinda balik çorbasiyla içinizi isitin. somon füme,ahtapot carpaccio, hardal soslu levrek marin, hamsi salamura ve tabiki balik pastirmasi es geçilmemeli. kebapçi da çöp sis olur da balikçi da olmaz mi? alin size midye sis. afiyetle yeyin. bakir sahanda sunulan, saatlerce dövülmüs, sarimsakli ahtapot unutulmamali. balik köftesi tadilmali diye düsünüyorum. anayemekolarakta sarikanattan yapilmis lokumu siddetle tavsiye ederim. kesfetmediyseniz mutlaka kesfedip, kendinizi ve midenizi ödüllendirin.

yemek sözkonusu oldugunda aklimi mesgul eden önemli meselelerden birisi, insanin iyi bir lokanta, ya da sadece essiz tek bir lezzet için ne kadar mesafeye katlanabilecegi konusu. bu basligi aslinda “adanali yusuf usta” ile ilgili yazdigim kisa degerlendirmede ele almaya çalismistim. bu lokantanin sehrimizin en iyi kebapçilarindan birisi olduguna inandigimi, ama o mesafeyi göze alip gidebilecegimi sanmadigimi söylemistim. “civardaysaniz ugrayin,” diye bitirmistim denememi. yasadigimiz kentin berbat trafik kesmekesinde hergün tarumar olan sinir sistemimize daha fazla eziyet etmenin alemi yoktu ne de olsa.

meseleyi iyi analiz etmek lazim: midevi seyahatlere kesinlikle karsi degilim. ben sadeceyemekiçin cunda adasi ya da bozcaada’ya gidip birkaç gün kalabilirim. peter lueger’deyemekiçin new york’a uçan insanlari garipsemiyorum, ya da schnitzelyemekiçin viyana’ya gidenleri. benim sinirlerimi tepeme çikaran ve mantigini sorguladigim, istanbul içi sayilabilecek kördügüm olmus bir cografyada, gün içinde gastronomik bir maceraya atilirken insanin neleri göze almasi gerektigi.

sofram balik’i ziyaret ettikten sonra, nice zamandir beynimi kemiren bu suale genelgeçer degil belki, ama hayli kuvvetli bir cevap buldugumu düsünüyorum. karsinizda böyle bir lokanta varsa, -tamam haftada bir degil- ama en azindan denemek için mesafeleri ikinci plana atmali, yollara düsmeli ve selimpasa’da solugu almalisiniz. bu deneyimin, kesinlikle karsiligini ödedigi ve tatminkar bir “mutlu son”la bittigi kanaatindeyim.

evet, fenerbahçe çocugu olabilirim, okul sebebiyle kuledibi ve beyoglu’nun arka sokaklarini arsinlaya arsinlaya cadde-i kebir mintikasinin “mütemmim cüzü” haline geldigim söylenebilir, lakin ilkgençligimin onbes senesinin her yazini silivri bölgesinde geçirdigim de ayrica dikkate alinmalidir. mekanin otuzbes senelik olmasindan yola çikarak söylüyorum bunu. silivri selimpasa arasi kus uçusu çok kisadir. yemege meraki ayyuka çikmis rahmetli pederin de o yillarda bizi bu lokantaya götürmemis olmasi takdire sayan, kavramasi güç bir meseledir.

bir pazar sabahi granolali, müslili, findikli ve bol yogurtlu saglik dolu kahvaltimi yaptiktan sonra arabaya atlayip kendimi selimpasa’da buldugum bir yolculugun öyküsüdür bu. fenerbahçe-selimpasa arasini “basmadan” bir saat onbes dakikada aldiktan sonra, selimpasa’nin liman bölgesine arabayi parkedip sofram balik’in kapisindan adimimi attigim ve ufak çapli bir ziyafete katildigim hos bir günün hikayesidir.

mekanin üst katina çikip lokantanin derinligine ve açik denizin uçsuz bucaksiz ufkuna daldigimda, kendimi çok iyi hissettim. sofram balik, boyutlari ile insani etkileyen anitsal bir salona sahip. cam kenarinda bir masaya kuruldugunuzda karsinizda liman, limanda balikçi tekneleri, fonda da marmara denizi arz-i endam eyliyor. bu manzaranin sakinligine dalarken insanin ruhu bir duble raki ve tuzlusundan beyaz peynir istiyor. hem de çok acil. duvarlarda mekandayemekyiyen ünlülerin fotograflari yer aliyor. bu yaklasim, bir sekilde insana “bak bu kadar adam yanilmis olamaz, dogru yerdesin” mesaji vermek için herhalde. tüm dünyada uygulanan bu yöntemin beni çok etkilemedigini söyleyebilirim. neticede baligini afiyetle yiyerek gözlerimin içine bakan ahmet hakan yemekten çok anlamiyor da olabilir.

manzara raki istediginde, bendeniz asla reddetmem onu; dolayisiyla masaya ilk gelen raki oldu. eslikçileri ise beyaz peynir (ezine?), üzerine narlar dizilmis hayli estetik bir kavun, ahtapot carpaccio, deniz börülcesi, havyarli tarama, çiçek bahçesini andiran peynirli bir salataydi. tarama benim için önemli bir icattir, bunu yazilarimda sayisiz defalar gözünüze soktuguma inaniyorum. zaman zaman çok iyi taramalarla halvet oldugumu sizler de fark etmissinizdir. nasil severim ben taramayi peki? canli, tuzlu, dile saldiran, insanin zararli bir sey yedigini çok net anlayabildigi ve yerken hafifçe yüzünü pembelestirecek kudrette, kivamli, hem ekmege sürülebilecek, hem de benim gibi vandallar tarafindan kasiklanabilecek viskositede olmalidir. kolesterol yermis gibi hissetmeliyim kendimi tarama sözkonusu oldugunda. ve “old school”, evde yapilmis o eski güzel taramalar gibi taze taze olsun isterim. burada tekrar belirteyim, bütün zamanlarin en iyi taramasi asmali cavit’inkidir. ama senelerdir “kompetan bir ikinci” bulamamaktan hayiflanan bendeniz, nihayet sofram balik’ta çok lezzetli, harika bir taramanin kisisel kesfini gerçeklestirmis bulunuyorum. azerbeycan havyari ile de uyumu mükemmel. benim için tuz derecesi biraz az ama, bunu belirtmeliyim. (eger masanizda yaslilar varsa ve bir yemegi lezzetli buluyorlarsa tuzu azdir, bunu asla unutmayin. benim yolculugumda da böyle oldu) ahtapot carpaccio ise on numaraydi. tadimlik, minik bir ebatta getiriyorlar masaya, insanin içinde “sunu söyle kocaman bir tabakta getirin de keyfimizi bulalim” diye haykirmak geçiyor. deniz börülcesi son demlerini yasadigi bir dönemde, sarmisakla zarifçe terbiye edilmis hos bir baslangiçti.

sonra kirlangiçtan balik çorbasi içtim. tadi enfesti, terbiyesi muazzamdi. bu basyapiti içerken aklima, belki yüzelli sene önce bizim balikçilarin kirlangiç avlamayi ugursuz saydiklari, çünkü bunlarin “çift” gezdigine ve yakalandiklarinda “ses” çikardiklarina inandiklari geldi, ister istemez gülümsedim. masaya gelen iskorpit çöp sis, balik köftesi, midye gratella, lakerda, kalamar ve balik pastirmasi da gözlerimi yuvalarindan ugratmaya yetti. lakerda, tek kelimeyle mükemmeldi. biryemekdüsünün, hem agizda varla yok arasi olsun, hem de müthis bir lezzet patlamasina yol açsin. o kadar yumusacik ve güzeldi ki, kelimelerim bu lezzeti betimlemek konusunda hayli zayif kalacak. iskorpit çöp sis kizartilmis görüntüsünün aksine çok hafif ve sasirticiydi. diger yemeklerin yaninda biraz “sakin” kaliyordu, ama rakiyla uyumu tartisilmazdi. kalamarin orta büyüklükte ve ne gergin, ne de yumusak oldugunu, tam arada muhafaza edilmis bir sekilde kizartildigini vurgulamaliyim. balik pastirmasi, -ki anladigim kadariyla orkinostan yapiliyor- damagimda her pastirma yedigimde oldugu gibi çok hos bir tat birakti. midye gratella da çok lezzetliydi.


balik babinda sarikanat lokum, tatli faslinda dondurmali ve narli irmik helvasi yedim. balik denildiginde aklina lüfer gelen her aklibasinda istanbullu gibi, bendeniz de, bu familyanin gururlu bir üyesi olan sarikanat’i pek severim . ama burada yedigim, bugüne kadar mideye indirdiklerime hiç benzemiyordu. bu noktada sofram balik’i tebrik etmekten baska yapacak hiçbir sey kalmiyor bana. zira hayatimda yedigim en güzel sarikanat bu masada karsima çikti. tatlinin içinden nar çikiyor olmasi da zarif bir icatti bana kalirsa, agzimda irmik, dondurma ve nar taneleri huzur içinde sevistiler kisa bir süre boyunca.

simdi yazinin basinda sordugum soruya gelelim.

insan iyi bir lokanta için uzun bir mesafe katetmeyi göze alabilir mi istanbul gibi bir sehirde?

sözkonusu sofram balik ise alabilir.

gidisim bir saat onbes dakika, dönüsüm iki sat yirmi dakika sürmüs olsa da, “alp harikalar diyari”nda gibi bir gün geçirdigim bu lokanta için yollara düsmeye deger.

gitmediyseniz çok sey kaçiriyorsunuz!

selim pasa merkez mh., istanbul, türkiye, 34590 istanbul selimpasa
0 212 731 6967

istanbul'dan kaçip bir yerlere mi gitmek istiyorsunuz?.. ve aklinizda deniz ve deniz ürünleriyemekgibi bir fikir mi olustu? heh o zaman sofram balik restaurant bundan sonra ilk siralarda olsun. bu mekanda cidden lezzetsiz birsey yiyeceginizi sanmiyorum. mezelerden baslamak gerekirse siradan balik restaurantlari gibi, anayemeköncesi insanlari oyalamak gözüyle bakmiyorlar kanimca çünkü hem çesit çok ve hepsinin kendine has bir lezzeti var. ama benim favorim kesinlikle ahtapot carpaccio, kendilerine has tarifleriyle inanilmaz bir lezzete sahip bir ürün çikarmislar öncelikle bunu kesin yazin bir kenara. bunun yanina da hamsi lakerda ve balik pastirmasini koyun derim. geriye kalanlardan bahsedicek olursak yine zirvede ahtapot bulunuyor; ahtapot izgara için uzun zamandir yediklerimin en iyisi diyebilirim. bunu takip eden lezzetler ise iskorpit sis ve sarikanat lokum. bunlari da denemenizi siddetle tavsiye ediyorum. tatlilardan ise incirli-dondurmali tatlisi basariliydi ve gelen meyvelerin hepsi taze ve lezzetliydi. yani anliycaginiz su ki hersey dört dörtlük. siradaki kaçamaklarinizdan biri kesinlikle sofram balik olmali der susarim..

istanbul'un birçok kaçis noktasi var; selimpasa da bu adreslerden sadece biri. o çevrede yasayanlarin ugrak noktalarindan biriymis; gitmeden önce yaptigim küçük arastirmanin ardindan iyi dönüsler aldim. burasi tam anlamiyla bir balikçi. az ama öz mezelerin yani sira genis bir balik ve ara sicak menüsü var. iskorpit sis ile eskina'dan köftenin tadi damagimda... saatlerde dövülerek yapilan ahtapot izgara bu sene yedigim en iyi ahtapottu diyebilirim. son olarak ise sarikanat ve minekop baligindan "lokum" adini verdikleriyemekgeceye mükemmel bir nokta koydu. hüseyin bey, isi büyüklerinden devralmis ve hakkini vererek devam ettiriyor.

3,5 saat dovulen ahtapot izgara bir mukemmeldi.genel olarak tum soguk mezeler, ara sicaklar ve anayemekniteligindeki baliklar superdi.yalniz kalamar izgarada fazla sarimsak vardi ve sarimsak balik urunlerinin genelinde mevcuttu.isletme fiyatlari ortalamanin uzerinde, biz ozel tadim etkinligi icin gittigimizden fiyatlari ne olarak veremicem.ozel davetleriniz icin tercih edebilirsiniz.isletme sahibi huseyin bey'e ayrica tesekkur ve tebrik etmek isterim.isini can-i gonulden yapiyor.


-----13 jun, 2014-----

kim derdi selimpasa'da en iyi 10 balikcidan biri olacak ve sunumlari gercekten en iyi 3 te olacak diye.bu kadar iddiali konusmamin sebebi isletme sahibi huseyin beyin ozenli ve yaratici calismalari sonucu menudeki urunlere getirdigi yenilik ve sunumlar.istanbulda tuttugum bir iki isletme disinda bu kadar ozenli dusunulmus menu ve secenegi baska yerde gormedim.baslangiclar ara sicaklar ve cesit cesit main course'lar hepsi superdi.midye bogaz midyesi,ahtapot 6 kg'luk ahtapot, hersey taze ve nefis.garsonlar pire gibi ve muazzam seviyeli.istanbuldan selimpasaya sirf burasi icin gidilir.listenize ekleyiniz efennim.