2000 lerde the house cafe ile konsept cafe fırtınasını başlatan mangerienin de sahibesi, son ziyaretimde işinin başında müşterileriyle tek tek ilgilenip servis yapıyordu. uzun zamandır uğramadığım mekandaki tek değişim teenage müşteri profilinin gözle görülür artışı idi. vasat oyuncu, manken ve futbolcu müşterilerinin fotoğrafları ile süslü büfe ve kebapçıların aksine, 10 sene önce ağırladığı bill gates'in fotoğrafına kafenin duvarlarında rastlamadım. yemekler genel olarak diğer aynı segment rakiplerinden çok farklılık arz etmiyor ama tatminkar diyebiliriz. bu tipmekanmutfaklarından güney amerika ve ispanyol tapas lezzetleri gibi biraz daha yeni şeyler bekliyoruz ufaktan. sanırım lucca ile beraber semtin en eskilerinden olmayı başardı, uzun ömürler dileyelim..