fauna

fauna uzun zamandır gitmeye niyetlendiğimiz ancak bir türlü yer bulamadığımız bir yerdi, dün itibariyle gidebildik sonunda. konum olarak ataşehir'de bulunuyor. kapılarını saat 12:00da açıyorlar. haftanın belli günlerinde ve belli saatlerinde hizmet vermekteler.

fauna'daki makarnaları farklı kılan nokta makarnanın irmik ve organik yumurtadan yapılıyor olması. kullanılan tüm ürünler organik ve kalite olarak üst düzeyler. ve en önemlisi makarnaların el yapımı olmaları. bu yüzdendir ki fauna tahtada yazdığı gibi sabrı ve zamanı olanlar içindir. günün menüsü tahtaya yazılır, bitenler oldukça üstü çizilir.

biz gitme fırsatı yakalamışken farklı makarna tadımları yapabilmek adına üç tabak seçip hepsini yarımşar porsiyon olarak servis ettirdik. fotoğrafların yarımşar porsiyon olduğunu belirtelim o yüzden. i̇lk servis edilen ürün karayaka kuzu gerdan ragu oldu. kuzu gerdanın tadı, ragu sosunun başarısı derken tüm tabakları çok beğendik ama en beğendiğimiz tabak bu oldu. i̇kinci olarak servis edilen morel mantarlı makarna da son derece lezzetliydi. i̇lk iki tercihimiz aromalı ürünler olunca sade bir kapmış için son olarak ege ravioli yedik. i̇çinde bergama koyun tulumu, dışında ise domates, fesleğen ve sarımsaktan oluşan keyifli bir sos bulunmakta.

i̇brahim bey için de ayrı bir paragraf yazmamız lazım. i̇şini severek yaptığı her halinden belli oluyor. kullandığı ürünlerdeki titizliği, kaliteyi hep yukarıya çekme arayışı ve müşterilere karşı ilgi alakası takdire şayan. kendisini de tanıma imkanı yakaladığımız için ayrıca mutlu olduk.

kısaca toparlarsak; i̇stanbul'da en iyi makarna nerede yenir diye sorarsınız bize göre cevabı fauna. herkesin en azından bir kere gitmesi gereken yerlerden. her ayın 1i ve 15inde rezervasyon listesini açıyorlar. gündüz ve akşam servislerinde yaklaşık 14 kişilik hizmet verdikleri için rezervasyon yaptırmanız şart

kalabalık gidiliyorsa farklı makarnalar ısmarlayıp hepsinden tatmak en güzeli. pesto sever biri olarak beklediğim tadı alamadım. ancak diğer makarnalar çok çok başarılıydı. mekana gitmeden önce saat ve günleri takip etmek gerekli. belli bir saatten sonra servis verilmiyor. kapalı küçük bir ortam olduğu için içeride yoğun bir koku var bu sebeple atmosfer çok iyi sayılmaz. ancak bu lezzeti tatmaya değer. gittiğinizde bekleme süresi ve sırayı muhakkak hesaba katın.

güncel:
bu defa organik pancarlı burrata, porçini mantarlı makarnadan yeme fırsatım oldu. yine uzun bekleyiş, soğuk karşılamaya rağmen lezzetli yemeklerle mutlu ayrıldığım bir mekan oldu. bir sonraki gelişimde çorbadan da tatmak istiyorum. gördüklerimden sonra aklımda kaldı. ancak porsiyonlar çok doyurucu olduğu için çorba istemeye çekiniyorum. portakallı sorbenin bana hitap etmediği kesin, sorbe severler deneyebilir :)

yıllarca kadıköy çarşı'da dar alanda kısa paslaşmalar yaparken, hem oturma alanı, hemde mutfağını büyüterek ataşehir'deki yeni yerinde geçen fauna,  sahibi ve şefi i̇brahim tuna'nın kendi el yapımı makarna ve soslarıyla, c.tesi akşamı hariç, öğlenleri yemek yemek için müdaviimi olacağınız bir yer.
girişte solda yer alan siyah tahta üzerinde, kısa ama lezzetli bir yemek listesi var.
kısa zaman da 3 defa gitme imkanı bulduğum mekanda, kiraz domatesli kalamar, kiraz domatesli makarna, fesleğen pesto soslu makarna ve porçini mantarlı makarnalarını deneme imkanım oldu.
i̇çlerinden kalamar ve kiraz domatesli makarnası çok beğendim.
yemek sonrasına özellikle yaz aylarında çilekli sorbesi için yer bırakmanızı öneririm.
ferahlatıcı tadı ve gerçek meyve tadıyla, lezzetli bir tatlı.
yine içinde vanilya ve beyaz çikolata barındıran muhallebisi maylobi mekanın diğer bir tatlısı.
orjinal tadıyla, hafif ve damakta bıraktığı lezzet ile çok hoş bir tatlı.
 
yüksek tavanlı ferah bir ortamda, açık mutfak komsentti ile pişen yemeklerin hazırlanışı izlemek, el yapımı makarnaları yemek çok hoş. gerçek i̇talyan makarna keyfini tatmak isteyenlerin kaçırmaması gereken bir mekan.

vedat milor üstadın dediği gibi kesinlikle kentteki en iyi i̇talya tatları bu gizli kalmış, açık olduğu saatleri bulmanın zor olduğu adreste. el yapımı açma makarnalar anlatılmaz gelip denenir.. özellikle incik ile servis edileni inanılmaz, rokalı permesan peynirli salatayı deneyince bugüne kadar başka adreslerde "kandırılmış" hissini bence herkes hissediyor. menü her gün değişiyor, mevsim geçişlerinde farklı tatlar burada, çok küçük bir alan gelip yer olmadığı için geri dönmek istemiyorsanız mutlaka rezervasyon yapın.. mekanın yaratıcısı i̇brahim bey'i tebrik ediyoruz... sağ olsun var olsun, elleri dert görmesin?

ben buraya ne desem az. ülkemizde bulunduğu için yatıp kalkıp dua etmeliyiz. i̇talya'daki makarnaları burada tatabileceğimi düşünmezdim. çok özenle çalışılıyor. fiyat da her ne kadar pahalı gözükse de cidden ederi bu. tebrikler. not : şefimizin dediği gibi fauna sabrı olanlar içindir. gittiğinizde 1 saat beklemeyi göze almanız lazım. çok aç gitmeniz önerilmez.

burası için yapbileceğim hiçbir yorum yeterli olmayacaktır. muhteşem bir makarna, üst segment lezzetler. çorbaları, başlangıçları, tatlılarına kadar herşey o mevsim ne taze varsa ona göre hazırlanıyor. herşey çok iyi gerçekten diyecek fazla birşey yok!

yıllar yıllar önce kadıköy'de idi bu yer. üniversite zamanı gitmiştim. geçen zamanda mükemmelleşmenin de ötesine geçmiş. öğlen 12.45'de orda olmamıza rağmen makarnanın sonunu yakaladık, bizden sonrakilere makarna kalmadı. burratası, makarnası, sebze çorbası, maylobisi.. yediğimiz her şey harikaydı. ben özellikle boloneze bayıldım. i̇talya'da yediklerimden bile iyiydi. maylobi gerçek vanilyadan yapılan hafif bir tatlı. gidecekler açılıl ve kapanış saatlerine çok dikkat etsinler. pazar ve pazartesi kapalı. diğer günler haftaiçi 12.00-15.00 arası, cumartesi ise sanırım 19.00-20.30 arası açık.

bir karakteri olan işletmeler benim için hep öncelikli. fauna’ya girince chef’s table’dan bir bölüm açmış gibi hissediyorsunuz. lokal ürün kullanım hassasiyeti ve ürüne saygı üst düzey. mekanın kimseye müdanası yok. kapalı olduğu gün ve saatler açık olduğundan daha fazla. makarna bitince o saatlerde bile kapıya makarna bitti yazabiliyorlar.

sebze çorbası oldukça iyi. sunumu da gayet şık. sebze çorbası eşiğim son dönemde napolist sayesinde yükseldiği için herkesin verdiği tepkiyi veremedim.

kendi seçimim porçini mantarlı makarnaydı. tagliatelle çok iyi kıvamda ve pişme ölçüsünde. mantar tadını çok iyi alabiliyorsunuz. sonrasında biraz makarna yeme tarzımı sorgulamak durumunda kaldım. çok dolgun olmasına rağmen yalın kalabilen güzel bir lezzet var karşımda. ama ben kendi mutfağımda dahi krema, pesto, ekstra kavrulmuş dolmalık fıstık, çekilmiş karabiber, olgun parmesan gibi güçlü katkılarla makarnaya ve mantara saygı göstermediğimi fark ettim. aroması yeteri kadar güçlü değil mi acaba diye ayrıldığım yerden varoluşsal krize sürüklendim. bu da işlerini ne kadar doğru yaptıklarını gösteriyor.

obruk tulumlu ravioliyi yarımı üzerinden yorumlayabiliyorum. çok yoğun aromalı bir versiyonu değil. gayet keyifli bir tabak.

ragu tattıklarımın en iyisi olabilir. kuzu gerdanla yapılmış. beni rahatsız edebiliyor aroması bazen, hiç yaşamadım. kök sebze tadını da alabiliyorsunuz.

sorbe oldukça nostaljik. çok iyi bir doku görüntüsü var. ağızda anında eriyor ve meyve suyu gibi dağılıyor.

i̇smini anımsayamadığım diğer tatlının bitter çikolatalı hali gayet keyifliydi. kahve dünyası bitter çikolatalı dondurmasını andırdı lezzet olarak.

el yapımı günlük makarnalar yapan mekan. makarnalarda orjinal lokal peynirler kullanılıyor. i̇stanbuldaki en iyi burratayı fauna'da yedim diyebilirim. çorbaları sıradışı konseptlerde. yoğun kemik suyu kullanımı ekstra lezzet veriyor. öğlen yemekleri için çok güzel bir tercih. mekanda alkol yok. ambiyansa dair çok kuvvetli birşey yok. müşterisine sadece kaliteli yemek vaad ediyor.

şef i̇brahim tuna'nın önünde saygıyla eğiliyorum. i̇stanbul'da hasret kaldığımız bir şef restoranı fauna. i̇brahim şef değişen menüsünde en kaliteli malzemeleri kullanıyor. bu malzemeleri de üst düzey işçilikle birleştirerek harika tabaklar ortaya çıkartıyor. 

ben malesef makarnaları deneyemedim, öğlen geç saatte giderseniz makarnaların bitmiş olması muhtemel. deneyimlediğim kuzu incik harikaydı. kararında pişmiş, kendi suyuyla beraber yüksek kolajenli bir sos elde edilmiş. önden gelen kuşkonmaz çorbası çok lezzetli, avrupai bir çorbaydı. bir diğer başlangıç tabağı lakerda da yüksek kalitedeydi ve şık bir şekilde sunulmuştu.

fiyatların abartılı olduğunu düşünmüyorum. bugün x bir cafede hazır paket makarna, kalitesiz bir yağ, ve hazır bir sos ile yapılan fazla pişmiş bir makarna 30 tl'den başlıyorsa fauna'nın fiyat politikasını eleştirmek mantıksız olur. tek eksi olarak ambiansı söylemek gerek. masa düzeni hoş değil, uzun masalarda oturuluyor. özel bir yemek için tercih edilmemeli. ayrıca servisin de beklenen standartta olmadığını söylemeliyim. fakat bu restoran başrole lezzeti oturtan bir şef restoranı. i̇yi yemek yemek istiyorsanız mutlaka gidilmesi lazım.

mekanı bilen bilir zaten
efsanelerden
sadece şunu belirteyim;
bu sefer ilk defa makarna yedim ravyoli yerine
köz patlıcanlı makarnaydı ve ne yazık ki çok beğenmedim sosunu ama makarna efsane tabi
asıl mesele sorbe idi
karadut sorbe ilk kez yedim
anlatacak kelime bulamıyorum, tek kelime ile başyapıt... (foto ekte)

fauna'ya gitmekcokiyi yemek yapan bir eve misafir olmak gibi. zamanında gitmelisiniz ve yemek seçiminde mekan sahibine kendinizi birakmalisiniz. fauna, sadece yemek yenilecek bir yerden daha fazlası, istanbul'da deneyimlenmesi gereken bir yer. bu kadar özenli bir restoranda daha önce yemek yemediğimi söyleyebilirim.

öyle bir yer düşünün ki ortam ve dekorasyon olarak oldukça sade ama kullanılan malzemeler ve işçilik en yüksek seviyede olsun…vedat milor sayesinde o kadar o kadar çok popüler oldu ki, haftasonu için rezervasyon istediğinizde haftalar sonrasına alabiliyorsunuz.haftaiçi ise öğlen için rezervasyon almıyorlar ve sadece 12-15 arası 3 saat çalışıyorlar.mekanın kapasitesi 30 kişilik…yapılan her tabak işletme sahibinin elinden geçiyor.biz haftaiçi 12:30 civarında yer bulduk.başlangıç olarak en sevdiğim peynir olan manda sütünden yapılan burratayı söyledik.organik pancarlı olan klasiğe göre daha farklı ve iyi geldi bana.makarnalar su ve un yerine organik yumurta ve irmik ile yapılıp al dente ( az pişmiş) şeklinde servis ediliyor.ben domates soslu ege peynirli ravioli aldım,arkadaşım ise kuzu incikli kemik sulu makarna aldı.i̇kiside enfesti ama kuzu incikli olan başyapıttı.i̇nciğin fırınlanıp,makarnanın kemik suyunda pişmesi ve sonrada etin makarnanın üzerine konulması muazzamdı.tatlı olarak ise vedat milorun öve öve bitiremediği portakal/incir sorbe almak istedik ama yoktu,bizde diğer kalan tatlıları yani vanilyalı ve bitterli maylobiyi (sütlaç kıvamında hafif tatlı) denedik.açıkçası beni ikiside pozitif anlamda şaşırtmadı,lezzet olarak ortalama geldi.bu kadar nitelikli yemeklerin yanında nasıl şarap olmaz,gerçekten şaşırdım.diğer makarna çeşitlerini ve sorbeleri yemek için kesinlikle tekrar gidicem…bu lezzet fiyatın hakkını veriyor.sonuç olarak şiddetle tavsiye ediyorum

saat 12.00-15.00 arasi servis veren bir restaurant fakat bir gun 14.00’te baska bir gun de 13.15’te gitmeme ragmen makarna ve ravioli servislerinin bittigini, sadece salata ve corba servislerinin oldugunu belirttiler. asiri yavas bir servisi var, 20 dakika boyunca siparis alinmiyor, yuzunuze bakilmiyor bile. vedat milor yazdiktan sonracokfazla kisi geliyor diye sinirlama yapmislar, aciklamalari da bu! gunluk 30 kisiye yemek yapmak hedefleri sanirim. mekanin kapasitesi maksimum 26/27 kisidir. bir siparisin alinma ve gelme suresi en az 45/60 dakika suruyor. 12.00’de acilip 13.00 de makarna bitti diyorsa 30 kisiden fazla servis yapmamistir demektir. madem oyle 12-15 arasi calismasinlar. servise acik dedikleri zamanda gittiginizde servis alamiyorsaniz bir daha da gitmezsiniz. elestiriye gelemiyorlar, ukala bir isletme, yemekleri guzel evet ama hizmet ve servis berbat. bir daha da gitmem.

elestiriye baslamadan once sunu belirteyim ; i̇talya’da biri michelin yildizli olmak uzere bircokrestaurantta makarna yedim. burada makarna yemek icin ise bir ay sure bekledim. 2 yasindaki cocuguma ozellikle pismis makarna getirmelerini soylememe ragmen az pismis makarna geldi ve sonucu uykusuz, huzursuz bir gece oldu...al dente kavramini gozden gecirmeleri gerek. karabiberli peynirli makarna soyledim ve onume bir avuc taze cekilmis karabiberden olusan zehir gibi bir makarna geldi. bu kadar baskin bir baharatin organik yumurta ve irmikle makarna yapan bir yer tarafindan boyle ayarsiz kullanilmasi akil alir gibi degil. vedat milor dahil bu kadar olumlu yorumlara ragmen kusura bakmayin vasat bile degilsiniz. sayenizde hafta sonumuz berbat oldu.