duble meze bar

mesrutiyet caddesi'nde, palazzo donezzietti'nin terasindaki bu mekana girdigim anda vuruldum. tam gün batiminin o tatli saatleriydi, ahsap agirlikli dösenmis mekanda günes yansimalari çok güzel tonlar ortaya çikariyordu, kitle güzeldi, jazz tinilari mekani dolduruyordu ve manzara çok basariliydi.

humusa mantar, levrege hardal, tabuleye avakado eklemek gibi, bildigimiz mezelere degisik dokunuslar yapmislardi. meze porsiyonlari da çok ufak degildi, biz iki kisi dört meze ile gayet karnimizi doyurduk.

meze düskünlerinin en favori mekanlarindan biri olmaya aday

efsane manzarasi var. rezervasyon saatlericokdakik. aksamustu fasli ve gece fasli var. mezelercokguzel. yemek yemeden geceyi bitirebiliyorsunuz. butun mezelercoklezzetli. semizotlu lorlu yesil elmali salatacokdegisik ve denenmeli. minimal yemekler ama gidilmesi gerekir. fiyatlarcokcok fazla degil ancak genede standartlarin uzerinde gidin derim!

normalde devamlılık sağlamayan mekanlar direkt olarak düşük puanı hakederler fikrindeyim. ancak her mekanın arada kötü bir zamanı olabilir. gidişlerimden sadece bir tanesinde memnun kalmadığım ancak diğer gidişlerimin hepsinde çok keyifli vakit geçirdiğim, bildiğimiz mezeleri çok farklı şekillerde yorumlayarak sunan ve bunu çok güzel bir şekilde başaran bir mekan. restoran olmaktan çıkıp restoran-eylence yeri olduğu zamandan sonra hiç gitme fırsatım olmadığından o konuda yorum yapamıyorum ama gerek lokasyon gerek lezzet gerek servis olarak a sınıfı bir yer.

klasik mezeleri çok lezzetli, hardallı levreği dünyanın en güzel şeyi olabilir, hepsi harika olmasa da deniz mahsullü kumpir gibi orijinal lezzetleri var, garsonların büyük bir kısmı kibar (arada bazı suratsızlar çıkabiliyor), manzarayı söylemeye bile gerek yok. tek kusuru kışın alt katta sigara içilebilmesi için beş dakikada bir tavanı açıyorlar. sigara içmeyen biri için hem feci duman altı hem de oldukça soğuk oluyor. sigara içmiyorsanız iyi havalarda gitmekte fayda var.

mekan dar ve masalar birbirinecokyakin. hareket alani kisitli. ilk gittiginizde bu kadar insan nerede oynayacak diye dusunuyorsunuz.( masalarina yapisik sekilde oynuyorlar.) musteri memnuniyetini onemsediklerini dusunmuyorum. onemsemis olsalar tezgahi masa diye itelemeye calismazlar. musteri odakli olduklari tek nokta gelenleri iceri alabilmek. mesela masanizda iki kisilik yer varsa ve gelen olursa masaniza almaya niyetleniyorlar. bucokilgincti. mezeleri netcokkotu. lezzetsiz ve az. vereceginiz paraya degmez. daha lezzetli meze yiyebileceginiz yerler var. ozetle, dar bir alanda lezzetsiz mezeler yiyerek eglenmeye calisiyorsunuz. mekanin tek guzel yani manzarasi.

arkadaşımın doğum günü vesilesiyle bu hafta gittik. hafta içi olduğundan mıdır yoksa hep mi öyle bilemiyorum ancak yaş ortalaması 40 yaş ve üzeri idi. mekanın terası gayet havadar, manzara zaten güzel. fonda eski türkçe parçalar rakıya uyum sağlıyor. meze porsiyonları oldukça küçük, 2-3 kişiye ancak yetecek boyutta, biz çok sayıda meze söylediğimiz için doyduk. sıcak mezeleri hepimiz daha başarılı bulduk, soğuklardansa sıcaklara ağırlık vermenizi tavsiye ederim. genel olarak lezzet/ ambiyans ve fiyat olarak başarılı bulduğumu söyleyebilirim.

sonunda yer bulup kapağı attık duble mezeye...ama hayal kırıklıklarıma yenilerini ekledim sadece...tamam şık dizayn edilmiş, insan profili nezih, deneysel meze denemeleri ile fark yaratmaya çalışılmış ama...sadede gelelim..aklımda tek kalan hardallı levrek oldu..onunda ekşi tuzlu dengesi çok iyi ayarlanmamıştı maalesef..damakta beklenen vurucu etkiden bir tık aşağıda kaldı...egeli olarak midyeye bayılırım, heyhat hayatımın en kötü midye deneyimini yaşattılar bana! masaya 5 adet, abartı tarçına boğulmuş, kabuklu deniz çamuru geldi!! uygun kelime rezalet ve utanç verici arasında bocalamakta..hele son yediğim ve tanesi 15 lira olan karides ise bir baş yapıt! ben altın yaprağa sarıldığını düşünmüştüm ama bildiğiniz has pastırma çıkmasın mı!..

1 hafta once gittimiz mekan.ortam kalabalik gurultulu ama calan muzikler size o gurultuyu unutturuyor.mezelerin porsiyonlaricokkucuk ama lezzetleri iyi.sicak tabaklari lezzetli.

mezeler özenle hazırlanmış, bildiğiniz tatlara ufak dokunuşlar eklenmiş, fıstıklı köfte, portakal sulu enginar, safranlı patates vb... bazıları damağınızda şölen ama bazıları farkedilmiyor, yine de yenilikçi rakı sofrası yaklaşımları takdir edilir. müzik seçimleri ve manzarası çok güzel. yine giderim.

birbirinden lezzetli mezeleri ve ara sıcaklarıyla damağınızı şenlendirip midenize bayram ettirebilirsiniz. dekorasyonu oldukça şık. servis hızlı ve servis elemanları oldukça ilgili ve güleyüzlüydü. cam kenarı masalar tarihi yarımada manzaralı ve çok keyifli. çalan şarkılarda oldukça güzeldi. gecenin ilerleyen saatlerinde yerinizde duramayacağınız 90lar türkçe pop müzikleriyle arkadaşlarınızla dans edip eğlenebilirsiniz. mezelerden borani,cim cim deniz börülcesi,taze ege otları ve hardal tohumlu levrek oldukça başarılıydı. sıcaklarsan çıtır karides ve ciğeri denemezi mutlaka tavsiye ederim.

i̇stanbul'da rakının yanında en lezzetli mezeleri yiyeceğiniz yer kesinlikle burası. ahtapotun salatası da ızgarası da çok iyi (ki cunda hariç iyi bir ahtapot bulmak zordur). çerkes pate, isli biber borani ve hardallı levrek müthiş. keçi peynirli börek ve pastırma turşusu da masanızda olmalı. bence mezelerden devam ederek deniz ürünlerinden sıcaklarla renklendirmek yeterli ama arkadan ete geçmek isterseniz küşlemenin de gayet başarılı olduğunu hatırlatırım. ambiansa gelince zaten palazzo donizetti otelin terasındaki deniz manzarasından bahsediyoruz. burayı farklı kılan çok önemli bir özelliği de müziklerinin başarısı. 70s 80s 90s türkçe pop müzik ağırlıklı repertuarıyla belli bir saatten sonra kendinizi ayakta bulabilirsiniz. yer bulmak genelde çok zor o yüzden plan ve rezervasyon şart. benim son dönemdeki favorim. i̇şletmecileri emre çapa ve arto ankaralıyan'ı böyle bir yer açtıkları için tebrik etmek gerek.

eskiden olsa fena değildi diyebilirim ama son zamanlarda yapılan mezelerden pek memnun olmadım. eğer bir mekanda lezzet değiştiyse büyük ihtimal içeride yani mutfakta birşeyler değişmiştir. devamlı müşteri olduğum için muhabbetim çok olan garsonların ağzını aradım. nedeni belli oldu: “şef değişmiş”. açık konuşayım mekan sahibi olsam yeni şefi şutlarım. duble mezeye yazık olmuş, tavsiye etmem.

mezeler mükemmel, çok orjinal, ama o fiyata minicik tabakta 1 çorba kaşığı kadar meze görmek istemiyor insan. o fiyatı koyuyorsan doyurmalısın ya. yemek yerken doymama korkusuyla motivasyonum düşüyor. manzara efsane, hizmet ve lezzetler üst düzey, fiyat o lezzete kabul edilebilir, ama o mezeyi 2,3,5 çorba kaşığı yapmak sizi fakirleştirmez.

buraya erkek arkadaşımın sürpriziyle 1. yıl dönümümüzü kutlamaya gittik dün akşam bu yüzden rezervasyon konusunda bir yorum yapamayacağım. manzarası ve dizaynı gerçekten çok hoş. ama en etkilendiğim şey ne diye soracak olursanız kesinlikle müzik seçimleriydi. yalnız yemekler ve garsonların tavrı için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.

bazı mekanlar vardır, kendini olmadığı bir konsepte sokmaya çalışır. duble meze kesinlikle böyle bir yer. taksim'deki midpointin dekorasyonunu iyileştirip meze servis ettiğini düşünün. gerçek meze evi konseptine sadık kalabilselerdi çok daha başarılı olabilirlerdi diye düşünüyorum.

meze seçenekleri sırf meze yapan bir restorandan beklenildiği kadar çeşitli değil. izgara ahtapot tam bir hayal kırılığıydı ama soğuk mezeleri ve özellikle paçangası çok iyiydi. yine de kumpir deniz mahsulü sıcak mezesi hariç diğer mezelerin porsiyonunu küçük buldum. zaten garson 4-5 soğuk 3 sıcak seçmelisiniz diye menüleri elimize tutuşturması başlı başına büyük bir sorundu.

tekrar gider miyim? belki arkadaş grubum çok ısrar ederse.

manzara, ortam ve tattigim her seye bayildim. yalniz fiyat/porsiyon biraz can sikiyor, ozellikle soguk mezelerde daha doyurucu porsiyonlar isterdim. ama hem arkada hafif calan muzik, hem manzaracokkeyifli. hardalli levrek, kabak sizma, uc peynirli patlican ve sufleyi kesinlikle oneriyorum.