burada kahvaltı yapmadan ölene "yaşadı" demeyin. kahvaltı buysa bizim erken saatlerde evde yaptığımız şey neydi çok merak ediyorum. i̇çeri giren tığ gibi delikanlılar tosuncuk olarak mekandan ayrılıyor, sıfır beden modeller öğün sonrası mesleğe veda ediyor. bezelye tutmuş solucan gibi lavaboya ulaşmaya çalışan müşteriler, hareket güçlüğü yaşayan "kahvaltı öncesi futbolcular", 35 dakikada 3 kilo alan ergenler cirit atıyor içeride. kendine söz veriyor "bu kez dozunda yemeliyim" diyor, kapıdan içeri girince amnezi oluyorsun. i̇nsan, mezarı buradaki açık büfeye baksın istiyor. çoooook lezzetli, accayip zengin, göz alıcı bir öğün ise hayaliniz, ölmeden mutlaka ziyaret ediniz. yerken ölmezseniz bir daha ölmezsiniz. alkışlar ceviz ağacı'na!!!