4-5 sene önce gelmiştim arkadaşlarımla. makarna seçmiştik. pişiren kişi o kadar sulu bir sos yapmıştı ki, makarnam makarna olmaktan çıkmıştı. çorba+makarna formuna bürünmüştüm. o tabağı tadınca da uzun süre gelmek istememişim buraya belli ki.
seneler sonra, gidelim dedik. bir şans daha verdik mekana. konum olarak gayet şukela bir yerde. (güzel, güzel) mekanın iç tasarımında oldukça ürkütücü tek detay var. alt katta siparişinizi verirken, üst katın zemini cam olduğu için insanların ayaklarını görüyor ve seslerini duyuyorsunuz. bir anda noluyor moduna geçtim. kapının girişinde kocaman, şişkin bir sarman kedi var. mekanın maskotu modunda nöbetçilik yapıyor adeta orada.
mekan self-servis. i̇çki vb. şeyleri ayrı bir yerden, yemek siparişini ayrı bir yerden veriyorsunuz. yemek sipariş noktaları, bölüm bölüm ayrılmış; salad-antipasta, pizza, pasta...) belirtmeliyim ki, self-servis olan bir mekana göre masalar sürekli temizleniyor. çalışanlar sempatik ve cana yakın. suratlarındaki gülümseme sahte gelmiyor. sıcakkanlılar.
gel gelelim siparişe. funghi soslu linguini istedim. yaşamış olduğum kötü tecrübeyi anlattığımda, artık böyle şeyler olmadığını iletti chef. eskiden çok fazla üniversite öğrencisi çalıştırıldığını zaten fark etmiştim. sosun makarnaya tutunmasını istediğimde, talebimi anladılar ve enfes bir makarna pişirdiler bana. daha öncesinde belirtmeme rağmen, bir öğrencinin eline düştüğüm için çorba içmiştim. ancak bu sefer oldukçalezzetlibir makarna yedim.
not: mekanda içecek-içki fiyatları gereksiz pahalı. alış fiyatını bildiğim için daha da sinirleniyorum bu mekanlara. bir cola'dan %900 kar elde edilmemeli yani. o kadar da değil!