büyük beklentilerle gittiğimiz ve merak ettiğim bir mekandı şazeli. oldukça büyük bir mekan ve içeride sanırım 300-400 kişi rahat ağırlar. mekanın dizaynı oldukça modern çizgilerde, hemen girişinde şarküterisi ve sonrasında yemek yeme alanı bulunuyor. bir kebapçı olarak düşünmemek lazım burasını. daha çok ızgara üzerinde pişirilen et çeşitleri mevcut. son dönemde sıkça yaygınlaşan bu tarz restoranlar aslında bizim geleneklerimizde pek yok. yemekte özellikle etin ağırlıkta olduğu, ancak etin çok fazla işlenmediği ve sade olarak önünüze sunulan bir yemek bu. şazeli de bunu oldukçaiyibaşarıyor.
biz iş yemeği olarak gittiğimiz gecede bize karışık bir ortak menü geldi. önden gelen salata fena değildi. daha sonra gelen yoğurt ve zeytinyağlı yaprak sarma sıradan olsa da onların yanında gelen susamlı kurutulmuş biber ve domates (sanırım bunlardı) mezesini beğendim. sonrasında gelen kaşarlı mantar da güzeldi.
daha sonra sırasıyla önümüze gelen kuzu lokum, pirzola ve kaşarlı köfte arasından en çok ilk gelen lokum (biftek de denebilir) eti beğendim. sucuk da geldi, ancak doyduğum için deneyemedim. etler isteğinize göre az veya çok pişirilebiliyor. biz pişmiş istememize rağmen içleri yine de çokiyipişmemişti. çok büyük bir mekan olduğu için etlerin yetiştirilmesinde problem oluyor ve bu yüzden biraz acele pişiriliyor olabilir. sonrasında gelen fıstıklı baklava mükemmel olmasa da çok sırıtmadı.
başta da söylediğim gibi çok masa olan bir mekan ancak bu masalardaki sandalyeler çok sıkı yerleştirilmiş, bu nedenle hareket etmede zorlanıyorsunuz masada (özellikle bahçe kısmında). bence bu mekan özellikle hafta içleri ful dolu olamayacağına göre dış masalardaki sandalyeler biraz daha aralıklı koyulabilir, gerekirse masalar birleştirilebilir.
sonuç olarak deneyebilirsiniz, ama ben kebap türü yemekleri daha çok sevdiğim için tekrar gideceğimi sanmıyorum.