pera thai'deki ışık çok güzel, çalışanlar kibar ve yemekler de şahane. tayland'daki kadar olmasa da kendimi bilinmeyen bir ülkenin kralı gibi hissettiğim bu mekâna kaç kere geldim artık sayısını hatırlamıyorum ama her duyan gelmesin diye yazmaktan ve övmekten uzak durdum. fakat bir sıkıntım var ki yazmak şart oldu: müşteri kitlesinin çoğu yabancı, bizim gibi ağzının tadını bilen türkler ise azınlıkta. i̇yi ki de öyle çünkü türkler hele mal mülk sahibi sosyetik zenginler, oyuncu ve şarkıcılar "ilgi" değil "aşırı özel ilgi" bekliyor. ben buranın müdavimi olmak isteyen ünlü ve zengin insanlardan çok rahatsız oluyorum!
misal birkaç hafta önce girişte hava soğuk olduğundan ana bölümden camekanla ayrılmış biraz izole ve çok şık bir bölge var, biz burada oturuyoruz, güneş battıktan sonra kapının önünde lüks bir araç duruyor, şoför kapıyı açıyor, son derece şık kıyafetli bir çift ve yanlarında asistanları olduğu sonradan ortaya çıkan genç bir kadın var. i̇çeriye giriyorlar, konuşmaları duyuyorum, asistan olan kızcağız memleketin ünlü bir giyim firmasının sahiplerinin ismini söylüyor, soyadlarına mağaza zincirlerinden ve gazetelerin 2. sayfasındaki cemiyet haberlerinden aşinayız ama bize ne deyip sohbete devam ediyoruz. fakat efendilerin ve asistanın gözü bizim oturduğumuz yerde! garson ise kim olduklarına aldırmadan içeride onlara ayırtılmış olan masayı gösteriyor. biraz ayak dirediklerini anlıyorum. fakat yapılacak bir şey yok, biz daha önce rezervasyon yapmışız ve burada her müşteriye aynı şekilde davranılıyor (ki öyle de olmalı zaten). bu demokratik tavır hoşuma gidiyor.
her gittiğimde tatlı soslu çıtır tavuk yediğimi de bu lezzeti her defasında aynı şekilde bulmaktan hoşnut olduğumu da ekleyeyim.