minoa

minoa beşiktaş'ta uzun zamandır aradığım oturup sakince çalışılabilecek bir mekan. eşsiz atmosferi, kahve ve kitap kokuları eşliğinde çalışmanın rahatlığının dışında minoa ekibinin zarif ve kibar yaklaşımları ilemekankendine hayran bırakıyor.

bircok kez gidip memnun kaldigim minoa calisanlari beni bugun hayal kirikligina ugrattilar. oturdugumuz sure boyunca gordugumuz sinirli ve ters muamelenin sonunda hesap masamiza firlatildi, bir daha asla gitmeyecegim birmekanhaline geldi. verdigim 1 puan bile bu calisanlara bir ovgudur.

her şey tamam da ucu kopuk ve ufacık bir porsiyon kiş'e 16 lira vermek çok saçma. ayrıca affogato içindeki dondurma o kadar küçük ki kahveyi koyduktan sonra bile fincan yarıya kadar ancak doluyor, komik bir görüntü ortaya çıkıyor. yemekler dışındamekanşirin ve kitap konsepti farklı ve güzel.

bir de şeyi hiç anlamıyorum, 'mekan çok kalabalık'... emekangüzel, gelmesin mi insanlar. kahve- kitap ikilisini sevenler için son derece doğru bir tercih burası.

ne zaman gitmek lazım?
kahvaltınızı yaptıktan sonraki herhangi bir gün, kahve ve tatlı istediyse canınız, nezih bir ortam arıyorsanız aynı zamanda da rahat,  gelin. kahvaltıya gelmeyin. kötü olduğu için değil ama burası kitap-kafe dediğimiz bir yer. yan taraftan omlet kokusu gelirken olmuyor yani. beşiktaş'ta yer mi kalmadı kahvaltı edecek.

kitap sevmeyen/okumayan gelmesin mi?
bilgisayarını da alsın gelsin. söylesin çayını kahvesini yazsın çizsin çalışsın. 

bilgisayarımız yoksa?
eskiden bilgisayar mı vardı, al defterini kalemini karala bi şeyler. kulaklığın da olsun yanında ama. odaklanma problemi var çünkü burada eğer sirkülasyona yakın oturuyorsanız. hareketli... hafta sonları da çoluk çocuk fazlaca oluyor, onu da bi değerlendirin. 

kitabınızı alıp gelmeyin bir de, o zaman tam gerçekleşmemiş oluyor mekanın raconu. evdeki dursun, bi dolanın kafenin kitap bölümünde gözünüze kestirdiğinizi alın karıştırın, fazla kitaptan zarar gelmez.

en son gittiğimde barda oturdum mesela. pek rahat olmadı tabi ama çok daha fazla keyif aldım. burnunuzun dibinde kahve kokuları, tüm hareketli kalabalık arkanızda, tatlı yüzler karşınızda, istediğiniz önünüzde istemediğinizi boş verin zaten... yan masanın muhabbetine ortak olmak zorunda da kalmamış oldum böylece.

bi düşündüm de gelmeyin buraya. zaten yeterince kalabalık, sonra bize yer kalmıyor.


instagram: @nourrituremorte - aç mimar

akaretlerin ihtiyacı olan birmekanolduğundan açılması ile beni çok sevindirmiştir.mekantasarımı, konsepti ve konumu gerçekten mükemmel. masaların üzerindeki çini desenlerine bayıldım. cafe nero, kahve dünyası ve emirgan sütiş gürültüsünden uzak huzurlu bir şekilde kahve içmek için ideal bir yer. henüz yemek yeme fırsatı bulamadım ama genel anlamda menü biraz dar. kahve anlamında da keşke daha çok çeşitlendirseler. malum kitapla en iyi giden şeylerden biri :)

mükemmel bir iç dizayn, buraya gelip kitap okuyup kahve çay içmek çok hoş olurdu. amamekansahipleri kitap kafe çizgisinden baya sıyrılıp, alkollü akşam yemeği yenen bir mekana dönüştürülmüş. akşamki hali de çok güzeldi, özel biriyle bir akşam yemeğine gidilebilir. ama burada kitapların arasında sessiz sakin bir şekilde kaybolmayı tercih ederdim. tavuk salata yedim gayet güzel ve hafifti. çok azdı bu bir eksiydi.

bumekanmusterilerine hakaret etmekten baska birsey yapmiyor! "kitapci" etiketinin haricindeki hersey fiyasko.
kafe hizmeti icin konusacak olursak, kendilerince iddiali olmaya calisan havalari var gibi duruyor ama bu, menuyu yabanci terimler ve suslu laflarla donatmakla olmuyor.
menude yazan somon gravlax salata, duz servis tabaginda mayoneze bulanmis birkac fume somonun uzerine atilmis 10 yaprak mini rokadan ibaret. (bu arada gravlax'in bir fume cinsi oldugunu, bu salatayi yiyemeyecegimi anlamami saglayarak ogretmis oldu bana bu mekan).mayonez dedigime de bakmayin aslinda, benim damak tadim ayirt edememistir onu. halbuki o yaban turbu sosuydu!
farkli olmaya calisan bu gereksiz suslu ve yabanci terimli menu keske tabakta ve lezzette tatmin etse. ya da oraya mayonezli mini somon fume uzerinde roka yapraklari yazsaniz ve onu baslangiclara dahil edip, bizi de aptal yerine koymasaniz. veya memnuniyetsizligimi dile getirdikten sonra "maalesef degisiklik yapamiyoruz yemeseniz de bu tabagi odemek zorundasiniz" demeseniz. bir de ustune arkadaslarimdan once kalkip yemedigim tabagin yaninda ictigim sodayi da odedigim halde arkadaslarima soda icmissiniz odeyin iddiasini uzun uzadiya ithamlara vardirmasaniz. fiyaskosunuz, kucuk hesapcisiniz ve kotu organize olarak musterilerinizi duzeysizce sucluyorsunuz. en kotu mekandan bile kotu yapiyor bunlar sizi!

minoa'yı önünden her geçtiğimde uğramalıyım listeme yeniden alıyordum. nihayet gitme fırsatını buldum ve gerçekten de çok keyif aldım. bir sürü referans kitabının arasında çayını kahveni içmek kadar güzel birşey olabilir mi? benim gibi kitapseverseniz kesinlikle gitmelisiniz. sıcak çikolatası tam kıvamında olmuştu. fiyatları gayet normal, ayakları yere basan ve şık ama mütevazı bir tasarımla keyifli birmekanolmuş.

üç katın kitaplarla sarılı olduğu, özellikle haftaiçi gündüz saatlerinde uzun uzun sohbet etmek ve ya yalnız vakit geçirmek, okumak, yazmak, çalışmak için iştah uyandıran bir mekân minoa.. öğrendiğim kadarıyla üst katı çeşitli söyleşilere, imza günlerine ayrılmış. zaman zaman müzik dinletileri de oluyormuş. sanat ve edebiyatla harmanlanmış atmosferi kentin ortasında olmayı güzelleştiriveriyor.

sabahlari kahvalti etmesincok lezzetli bir yer fakat dismekanisitma problemini cozmediklari icin sadece havalar isindiginda gidiyorum. yumarta beyazli, peynirli omletlerini tavsiye ederim.

servis hızı , ortam, ambiyans çok güzel.
kitap okuyup kahve içilmelik ve tam fotoğraflık birmekan:)
menüsü oldukça zengin. oturması yemesi içmesi keyifli.
beşiktaş'ta en güzel kafelerden biri diyebilirim. huzurlu bir ambiyansı var.
kesinlikle gelin derim :)

kitap cafemekansevenler için uygun birmekanolan minoa 'da sanatsal kitapları ister satın alın ister okuyun küçük ama sevimli mekanın dekorasyonu tabak bardak sunumları da çok hoş. yemek konusunda da mutfağı oldukça çeşitli... sadece porsiyonlar ufak. fiyatları akaretler lokasyonuna göre makul, bir uğrayın derim.

buraya hem gündüz çalışmak, hem de akşam yemeği için geldik ve ikisinde de çok memnun ayrıldık.mekanzaten genel olarak çok güzel ve keyifli. servis görevlileri hızlı ve bilgili. yemek menüsü çok zengin değil ama olan yemeklerin lezzeti gayet iyi. ben yulafla panelenmiş tavuk şnitzel tercih ettim ve çok beğendim. kokteyl sevenler için de yine oldukça beğendiğim bellini'yi tavsiye ederim. sadece şampanya tadı biraz daha baskın olsa daha iyi olurdu diye düşünüyorum. tatlılardan da erikli bademli pasta gerçekten mükemmel.

özetle her yönüyle başarılı bir mekan, teşekkürler.

yıldızımın malesef hiç barışmadığı yer. çok büyük istekle gittiğim bumekanmalesef beni hayal kırıklığına uğrattı. sanırım sorun müşteri kitlesinde, kitap cafe olmasına rağmen herkes yemek yemeye geliyor anlamış değilim. öğlen gidildiğinde yer bulmak imkansız, masaların bomboş olduğu zamanlar da oluyor ama üstlerinde hep rezerve yazısı mevcut, ne kadar doğru bilemem. bir masaya geçip oturduğunuzda aniden yanınızda biri belirip "orası rezerve" diyebilir. rezervasyon sahipleri geldiğinde kalkarız deseniz bile bu konuda oldukça saçma bir ısrar içindeler, işletmecilerin biraz daha çözüm odaklı ve müşterileri önemseyen bir politika yürütmesini öneririm. şimdi okuyan sen kimsin ki öneriyorsun diyecek, ben müşteriyim ve minoa yakınlarında oturuyorum. dışarıdan çok güzel gözükmesine rağmen bir daha ne kahve içmeye, ne ders çalışmaya ne de yemek yemeye gelirim.

en düşük 1 puan verme zorunluluğundan dolayı bu puana layık olarak sadece dekorasyonu gösterebilirim, onu da söylediğim gibi zorunluluktan.. i̇çeriye girip masa bakarken peşimizden gelen beyefendiye ders çalışmak için uygun bir masa aradığımızı söylediğimizde mekanın öyle bir konsepti olmadığını ve ders çalışamayacağımızı kaba bir ses tonuyla söylemesi sonucu üzerimizdeki şoku atlatamadan ayıp olmaması için rastgele bulduğumuz bir yere oturup sipariş almamak için aynı beyefendinin ısrarla göz temasında kaçınmasından sonra dikkatini vereceği bir şekilde işaret edip, sipariş alması gerektiğini söyledik. bahçesine çıkıp oturduğumuz sırada gelen kedilere vurarak kovan, yetmeyip masaya çıkan kediye bize ''şunu'' oradan ''alın'' demesiyle ikinci şokumuzu yaşadık derken gelen kahvelerin hayatımızda içtiğimiz en kötü kahveler olması bize kamera şakası yapıldığı hissini uyandırmaya başladı. neredeyse kahvelerin bizim için özel (!) yapıldığını düşünmek üzereyken, bir an önce bu rezil yerden kalkıp gitmek için hesabı istediğimizde alelacele hesabı alıp içeri götüren fakatmekanboş denebilecek durumdayken yaklaşık 60 küsür tl'lik para üstümüz için 6 7 dk beklediğimiz, sonunda olay büyümeden kalkıp para üstünü kendimiz almaya gittiğimizde alın para üstünüz buydu, burada diyen inanılmaz saygılı (!)hayvanlara çok sevecen yaklaşan (!) gözünüz kapalı gidebileceğiniz 4.6 puanlı, meşhur, hümanizm felsefesini can-ı gönülden yaşatan (!) ve işlerini büyük bir sevgi ile yapan (!) elemanların olduğu (asla gözlerinden nefret akmıyor) mükemmel bir mekan. aşağılık hissetmek istiyorsanız daha iyi birmekanbulamazsınız. :)