minoa

kitaplarla iç içe olmak güzel. i̇ç mekan inanılmaz huzur verici. ortam sakin ve güzel. normalde kalabalık olan mekan bu gün daha dingindi.
şarap söyledik öncen şarabı oda sıcaklığında tuttukları için bu sefer biraz soğuk tercih ettiğimizi söyledik fakat sonuç pek de farklı olmadı.
peynir tabağı ve çıtır tavuk gayet lezzetliydi.

artweeks@akaretlerde etkinliginden sonra burada dinlenme şansımız oldu. tatlısı (antep fıstıklı kekini denedik) ve tr kahvesi şahane. yalnızca mekan artik fazla popüler olduğu için içerisi çok gürültülü. mekan konsepti, kitapların verdiği sıcaklık ve huzur çok güzel. haftaiçi sabahları tercih edilmeli.

artweeks@akaretler’i gezdikten sonra bir şeyler yemeye geldim, tercihim vegan kaseden yanaydı. i̇çindeki pırasalı bulgur köftelerini sevdim, onun dışında sebze çorbası gibi olduğu için çok da beğendiğimi söyleyemem. mekan beklediğimden kalabalıktı hatta tıka basa doluydu, kitap okumak istedim ama içerideki gürültüden dolayı kulaklık takmak zorunda kaldım :) kalabalığa rağmen yemeğim çabuk geldi, diğer lezzetleri denemek için daha sakin bir gün geleceğim :)

yemek yemek, ders çalışmak, kahve içmek için uygun bir mekan arıyordum, bu üçlemeyi bulmak çok zor oluyor. bu mekan kesinlikle bunu başarmış. damak zevkime çok hitab eden sağlıklı mutfağı, lezzetli kahveleri ve sessiz ders çalışma ortamıyla çok güzel bir yerdi.

fiyatlar inanılmaz pahalı porsiyonlar bir o kadar küçük. pazarlama faaliyetleri kuvvetli olduğu için doluyor fakat bu politikayla işleri kolay değil.tek güzel şey dekorasyon.tavsiye etmiyorum

tam bir soygun. ayrıca çalışanlar egolarını sergilemek için başka yerler bulabilirler. i̇lgili gibi görünen ilgisiz bir tayfa. konsept ayrılığına düşülüyor iyice. mekan samimiyetini iyice kaybediyor. bir daha gitmeyeceğim.

rica ediyorum, zahmet edip okuyunuz.. başarılı kaleme alınmamış olabilir, fakat içeriği öğrenmeye ve paylaşıma değer.

belki sadece bana öyle gelmemektedir, ve siz de fark etmişsinizdir. günbegün kararan içimiz, biraz dahi olsa açılsın diye zevkli renklere bezeli, çok çeşitli kullanım olanaklarıyla görgüsüz değil de huzurlu, ve yargılardan uzak olarak akla ve barışıklığa hitap eden yerler arar olduk. minoa, başta başarılı tasarımıyla bu ihtiyacı karşıladığını hissettirse bile, esasen böylesine bir ihtiyacın doğmasına sebep olan vasatizm ve "para ile rezil etme" sistemini besleyen mekanlar arasında bulunduğunu ortaya koymakta. günümüzün temel problemlerini saymakla bitiremesek de, her birinin ortak paydasında bilinçsizlik, sorgulayamama vb haller tespit edebiliriz. kitaplar, bu duruma şifa olabilen yegane unsurlarken, bir tanesi okumak üzere iyi niyetle seçildikten sonra ve okuma anına eşlik etsin mekan da mağdur olmasın diye alınan kahveyle birlikte oturmak adına kafe bölümüne geçildiğinde, minoa'nın duyarlılığının bir ticarethaneden ibaret olduğu görülebilir. akaretler'deki kira fiyatları düşünülürse, menü'deki fiyatları da mazur görmek gerek elbet. ancak mekanı uzun süre " işgal etmemek " üzere, sadece kâr marjında çok büyük bir oynamaya sebep olmayacak şekilde harcama yapma kapasitesine sahip olan gençlerin, kendilerini yaratıcı öğretilerde kaybetmek için bu mekana itimad duyamamaları, hatta oturmak gibi bir talepte bulunduklarında soğuk ve üstencil bir üslup ile yanıtlanmaları, mekanın ahlaki yoksunluğunu göstermek için kâfi. madem ki maksat esnaflık, esnaflık kültürünün de küçümsenir yanı yoktur normalde. müşteri, kapasitesi ne olursa olsun "velinimet" muamelesi görmelidir, işletmenin reşit olmamış vatandaşları aydınlanma yolunda demotive eden köşeyi dönme çabasını eleştiren bir çalışan, gerekli prosedürü uygularken en azından mahcubiyetini dile getirmelidir. yanlış batılılaşmanın fiziksel formu olan minoa, ne hedeflediği kâr için esnaflık kültürünü konuşturabilmekte, ne de göz boyayan tasarımının temsil ettiği maneviyatı yaşatabilmekte. tarihe geçmeyecek binlerce ticari atılımdan yalnızca bir tanesi.. umarım, bu eleştiriler işletenlerin bilgisi dahilindeyse, amaçlarını tekrardan süzgeçten geçirirler.

bir pazar günü için gidilecek her mekan/kafe kalabalık elbet ancak burası oldukça kalabalıktı. hizmet kötü değildi. çilekli tartına bayıldık. kitaplarla dolu bir yer , atmosferi çok tatlı ancak kitapların arasında fotograf çekilirken "kitapların üzerine hiçbir şey koymuyoruz" diye bir "uyarıda" bulundular. oldukça şaşırdık, bu şey ise kitapların "yanına" koyduğum montumdu. nasıl bir zararı olabilir merak ettik açıkçası. her neyse kısacası gidilir ama sakın haftasonu gitmeyin..

latte ve cappuccinosu berbatti, ustune bir de oturup çalıştigimizicinmekandan kovulduk. kesinlikle onermiyorum, olan olay: kiz arkadaşımla iki masa birleştirmiş calisiyorduk sessizce, az sonra dolacak mekan böyle oturmaniza izin veremeyiz diye 2 kisi ard arda gelip dibimize iğrenç üslupla konustular. kahvelerin %10unu icemeden kovulduk bir de ustune hesabi odemek zorunda kaldik.

tavsiye üzerine ders çalışmak için gittim. öğlen yemeğini de burada yemeyi tercih ettim, günün menüsünde ıspanaklı buğday risotto ve bonfile dilimleri vardı. bonfilenin kıvamı mükemmele yakındı, suluydu ve lezzetliydi. risotto da aynı şekilde çok başarılıydı. personel güler yüzlü, servisi hızlı ve yemekleri lezzetli. tek eksisi fiyatları olabilir, zira yeşil çay için 15 lira verdim. yemek yedim ve yeşil çay içtim toplamda 60 lira ödedim. ama atmosfer için kesinlikle değer, ders çalışmak için muhakkak tekrar uğrayacağım.

sessiz sakin, oturup yemek yiyip birseyler icip, calisabileceginiz kitap okuyabileceginiz bir yer.. cocuklaricinde cok fazla ingilizce turkce kitap alternatifi bulabilirsiniz..

kitap ve yemeği birleştiren harika bir yer. kapıdan girdiğiniz anda önünüz tamamen bir kitaplık, içeriye devam ettiğinizdeyse sakin, güzel bir dekorasyonla cafe bölümü. yemeklerinin sunumu, tadı, büyüklüğü gayet güzel. bunlar dışında bir de ananas ve naneli detox içeçeğini denedim ancak nanesi baya bir fazla geldi bana. ananas tadını nane yüzünden pek alamadım. benim için tek fazla yanı buydu. onun dışında her şeyine bayıldığım bir mekan oldu. tavsiye edilir ??

tatlıları da yemekleri de kahveleri de başarılı! çalışanları da çok sempatik. belki de kitapçı kısmı bu kadar güzel olmasaydı asla tanışamayacağım bir kafeydi. ama bir cumartesi günü gidip tatlımı yiyip kahvemi içtikten sonra uzun bir kitap alışverişine çıkmak kadar keyiflisi yok! bu fırsatı i̇stanbul'a sunduğu için minoa'ya teşekkürler :)

hiçbir bilgilendirme yapılmaksızın konser var, kalkmanız gerekiyor diye resmen müşteriyi kovan, uzak durulması gereken, gördüğum en ilgisiz ve kaba çalışanlara sahip mekan. mekan her ne kadar kitap-kafe gibi gözüksede -kafaları çok karışık sanırım- aynı zamanda yemek ve bira-şarap servisleri de var, içerisi yemek kokuyor. kişisel görüşmeleriniz için ideal olmayan masaların adeta yan yana olduğu bu mekana gitmemeniz yararınıza olacaktır. 1 puan fazla bile.

mekan oldukça şirin, şık ve güzel. i̇çerisi oldukça küçük ve civarda popüler olduğu için de yer bulmak oldukça zor. i̇çersi biraz sıkış, pıkış. yolum o taraflara düştüğünde tatlı ve kahve keyfi yapmak istediğimde uğrayacağım mekanlardan birisi. fiyatlar ise biraz yüksek.