antep doğunun paris’iyse, koçak da antep’in paris’idir desek bence yerinde cümle kurmuş oluruz. oranın şartlarına göre i̇stanbul’un magnum’u ahenginde bir mekan. bir yanda yetiştirilmesi gereken baklava kargoları, bir yanda canlı siparişler. ama yine de herkes oldukça sabırlı ve anlayışlı. gözünüz fıstık yeşiline bürünebilir, koçak tam anlamıyla görsel cümbüş yeri. biz mekandayken şöbiyet söyledik. böyle mi güzel olur. antepli tanıdığımız “biz i̇stanbul’dayken baklava yemeyiz. antep’e gelmediğimiz sürece baklava yemiyoruz demektir.” dedi ve ben haklı bir görüş olduğuna kanaat getirdim. eve dönüşte karışık baklava ve fıstık paketlettik. glikoz ve türevi diğer yapay şeker ürünlerinden kullanmadıkları için eve geldiğimizde baklavalarımız şekerlenmişti. hafif ısıtarak aynı lezzetiyle tükettik :)