karabatak karaköy

dizaynini çok begendigim,kahvelerive tatlilari denemeye kesinlikle deger bir mekan.karaköy'ün en güzel cafelerinden biri diyebilirim.. ayrica yaklasan yilbasi için yaptiklari çam agaci süslemesini çok begendim :) tavsiye ediyorum

ben cold vanilla içmiştim sanırım. dondurmalıkahvelericok severim zaten buna da bayıldım fiyat 19 ₺ biraz pahalı bir içecek icin. arkadaslarımın ictikleri kahvelerde cok guzellerdi. bulundugu sokak yaz aylarında dışarıda oturmak icin cok uygun hafif esintili. sadece gitmeden once haberiniz olsun hesabı önceden ödüyorsunuz sonra içecekleriniz geliyor.

ya sabah erken ya da iş çıkışı gittiğim için sürekli kalabalıktı. bence karaköy mekanlarının ideal saatleri hafta içi gündüz. onun dışındakahvelerisıradan, hatta latte soğuktu. mekan da sıradan bence. iç dekorasyonu güzel olsa da, karaköy'ün özelliği sokakta oturmak olduğu için, dışarıda yer bulun.

karaköy'deki küçük şirin cafeleri çok seviyorum. ayrı bir havası vardır her zaman. bugün daha önce gelmediğim karabatağ'i göreyim dedim. garsonlari çok ama cok kibarlar.kahveleriçok iyi. cheesecake muhteşemdi. yumuşacık, şekeri de tam yerinde, hafif ekşimsi limon sosu..mm. mide ve boğaz bayramı. üstelik taze taze olunca vazgeçilmez oluyor

90larda çocuktum ben, sokaklarda koşturdum, terleyince sırtıma havlu koydu annem, sokağa yemek taşıdı babannem. güneş yavaşça çekilirken akşam vakti, biz çıkardık sokaklara, top peşinde koşturmaya, saklambaç oynamaya, bisiklet çetesiyle bir arka mahalleye yarış yapmaya. her yaz oyunlarımız değişirdi, çocuklar değişirdi, biz değişirdik fakat ev önündeki merdivenlere kurulup, gecelere kadar oturan sokağın anneleri, teyzeleri hep aynıydı. o merdiven sohbetlerinde, ne dertler paylaşıldı, ne sitemler edildi, ne kahkahalar atıldı bilinmez. ben kendimi bildim bileli onlar hep vardı, kimi zaman ağız dalaşı, kimi zaman dayanışma, çoğu zaman gırgır şamata ...

     karabatak'ı gördüğüm anda, şöylesi daha doğru olur; sokağa karşılıklı konulan ufak masa sandalyeleri gördüğüm anda herşey geriye sardı ve küçücük ama çok kısa bir zaman diliminde kendimi gördüm çocukluğumda. yine o merdivenler geldi aklıma. çok minik bir an da olsa böyle hissettirdiği için sevdim orayı.

   karaköy'ün ara sokaklarından birine konumlanmış bu mekanda, kahvenizi içip kitabınızı okuyabilir, ailenizle gelip yemeğinizi yiyebilir veya arkadaşlarınızla saatlerce sohbet edebilirsiniz. keza bizde iki sevgili oturduk, bir güzel kahvelerimizi içip, dergilerimizi okuyup, çok keyifli vakit geçirdik.

   karabatak, kahve meraklıları için biçilmiş kaftan. burası julius meinl'nin chicago, hamburg, moskova ve viyana'dan sonra türkiye'deki ilk şubesi. mekan iyi, hoş fakat bazı gariplikler de yok değil. menüdeki, 'herhangi birine herhangi bir sebepten servis vermeme hakkına sahibiz' ibaresi tam olarak her sayfaya ne amaçla yazılmıştır? 3 kişilik bir grup 2 kişilik boş bir masaya 3. sandalyeyi neden çekemez? bunlarıda düşünmeden edemedim açıkçası.

   birkaç tüyo için çalışanlarla sohbet edeyim diyorum fakat  pek mümkün değil, zira hepsi masalara yetişme telaşında. bir tanesinden aldığım bilgiler doğrultusunda öğreniyorumki wiener melange, karabatak'ın en çok tüketilenkahveleriarasında geliyormuş. yumuşak içimli, hoş bir kahve. dip not diyelim; viyana'ya has bu kahve dışında birde menüde viyana kahvaltısı (jambon, füme et, kaşar peynir, beyaz peynir, haşlanmış yumurta, bal, reçel, tereyağ, kruvasan ve ekmek) mevcut.

   katı ve garip kuralları dışında gidilebilir bir mekan.


-----12 nov, 2014-----

90larda çocuktum ben, sokaklarda kosturdum, terleyince sirtima havlu koydu annem, sokaga yemek tasidi babannem. günes yavasça çekilirken aksam vakti, biz çikardik sokaklara, top pesinde kosturmaya, saklambaç oynamaya, bisiklet çetesiyle bir arka mahalleye yaris yapmaya. her yaz oyunlarimiz degisirdi, çocuklar degisirdi, biz degisirdik fakat ev önündeki merdivenlere kurulup, gecelere kadar oturan sokagin anneleri, teyzeleri hep ayniydi. o merdiven sohbetlerinde, ne dertler paylasildi, ne sitemler edildi, ne kahkahalar atildi bilinmez. ben kendimi bildim bileli onlar hep vardi, kimi zaman agiz dalasi, kimi zaman dayanisma, çogu zaman girgir samata ...

karabatak'i gördügüm anda, söylesi daha dogru olur; sokaga karsilikli konulan ufak masa sandalyeleri gördügüm anda hersey geriye sardi ve küçücük ama çok kisa bir zaman diliminde kendimi gördüm çocuklugumda. yine o merdivenler geldi aklima. çok minik bir an da olsa böyle hissettirdigi için sevdim orayi.

karaköy'ün ara sokaklarindan birine konumlanmis bu mekanda, kahvenizi içip kitabinizi okuyabilir, ailenizle gelip yemeginizi yiyebilir veya arkadaslarinizla saatlerce sohbet edebilirsiniz. keza bizde iki sevgili oturduk, bir güzel kahvelerimizi içip, dergilerimizi okuyup, çok keyifli vakit geçirdik.

karabatak, kahve meraklilari için biçilmis kaftan. burasi julius meinl'nin chicago, hamburg, moskova ve viyana'dan sonra türkiye'deki ilk subesi. mekan iyi, hos fakat bazi gariplikler de yok degil. menüdeki, 'herhangi birine herhangi bir sebepten servis vermeme hakkina sahibiz' ibaresi tam olarak her sayfaya ne amaçla yazilmistir? 3 kisilik bir grup 2 kisilik bos bir masaya 3. sandalyeyi neden çekemez? bunlarida düsünmeden edemedim açikçasi.

birkaç tüyo için çalisanlarla sohbet edeyim diyorum fakat pek mümkün degil, zira hepsi masalara yetisme telasinda. bir tanesinden aldigim bilgiler dogrultusunda ögreniyorumki wiener melange, karabatak'in en çok tüketilenkahveleriarasinda geliyormus. yumusak içimli, hos bir kahve. dip not diyelim; viyana'ya has bu kahve disinda birde menüde viyana kahvaltisi (jambon, füme et, kasar peynir, beyaz peynir, haslanmis yumurta, bal, reçel, tereyag, kruvasan ve ekmek) mevcut.

kati ve garip kurallari disinda gidilebilir bir mekan.

ambiansı çok çok güzel, karşı yolun kaldırımına bile masa koyan,kahvelerive tatlıları leziz bir cafe. 3. dalga kahveseverler için: geç bi vakitte gittiğiniz vakit, syphon gibi 3. dalga yenilikçikahveleriyapmıyorlar, tek olumsuz özelliği bu ("bu saatte yapmıyoruz" yerine "kalmadı" diyolar??) suflesi denenmeli, ölümcül lezzete. ekspesso üzerine krema dökülerek yapılan einspanner oldukça iyi. i̇nsan oraya oturduğunda hiç kalkmak istemiyor doğrusu. kitabınızı ipadinizi , neyiniz varsa artık, kapıp gelin buraya.

herkesin idda ettiği gibi ben de karaköy ünlü olmadan önce burayı keşfetmiştim :) belirli aralıklara gittiğim bir mekan ve bu süreçte gözlemlediğim üstüne koyarak hizmet kalitelerini artırıyorlar. hayatımda yediğim en güzel limonlu chescakelerden birini burada yedim.kahvelerigayet tatmin edici. fiyatlar da karaköy standartlarına göre normal denecek seviyede

yeni bir yer kesfetme amaciyla oturduk. kalabaliktan dolayi acikcasi etkilendik ancak servisleri cok basarili degildi.kahveleride oyle. ictigimiz espresso lezzetli degildi ve fiyatlara gore sunumlari basarili degildi. sicak cikolatalari eh ama her acidan cok daha uygun guzel mekanlar var.

dekorasyonu, sicakligi, rahatligi, lokasyonu ve genis kahve menüsüyle kalbimizi çalan mekan karabatak. mekana girdiginiz de sizi oldukça sicak ve samimi bir ortam karsiliyor. orta avrupakahveleriile donatilmis menüsü, hos tatlilari da tekrar tekrar gitmeniz için baska nedenler. civarin en gidilesi mekanlarindan olan karabatak'a en az bir kere gidip atmosferin tadini çikartmalisiniz.

hep ayni yerlere gitmekten o kadar sikilmistim, ve hemen gidilebilecek yeni yerler arastirmaya basladim. bir dergide karsima çikti karabatak ve heyecanlanip hemen denemek istedim. buraya ilk gittigimde ilk tepkim "karaköy içinde bir avrupa kafesi açmislar" oldu. zaten fransiz tarzi kahvalti yapmayi çok sevdigim için heyecanla kahvaltisini denedim. kruvasanlarinin lezzeti sayesinde çok uzun zamandir özledigim, o eski tanidik duyguyu yeniden yakalayabildim. ayrica fransiz kahvaltisini bizim damak tadimiza uydurabilmeleri kahvalti keyfinize keyif katiyor. kahvalti üstüne kahve olmazsa olmazim, menüdeki zengin kahve seçenekleri ile bu açidan da beni kendine çekmeyi basardi.kahveleriinanilmaz güzel kokusu ve enfes tadi ile beni baska dünyalara götürdü. disaridaki sandalyelerin yerlesim yarzi sayesinde kendinizi bir avrupa sehrinde kahve molasinda gibi hissedeceksiniz. mekanin sicakligi sizi o kadar sariyor ki buraya resim çizmeye, yazi yazmaya, hatta kahve içip kitap okumaya bile gidebileceginiz bir yer. ama sizi uyarmaliyim ki bu keyif size beklediginizden biraz daha pahaliya gelebilir.

eskiden karaköyde pek bir yer yokken burası adeta cennet gibiydi. kalabalık maalesef çok bozdu ortamı. mekanın iç dekorasyonu çok çok güzel.kahveleriidare eder. tatlılar yine aynı şekilde. öğrencilere bazı ürünlerde indirim uygulamaları var. hafta sonu değil de hafta içi bu mekanın keyfini çıkarabilirsiniz.

mocha söylemiştim. ilık gelmişti. tercihen sıcak severim ki kahve zaten sıcak servis edilir. ortamı ve ambiyansıyla, belki de karaköy'deki en iyi konumlu yeri karabatak diyebilirim. i̇ç dekorasyon bir harika, çalışanlar çok genç ve böyle bir neslin en kibarları neredeyse bir araya getirtilmiş.kahveleritad anlamında harika. kahvenizin yanında ufak bir kurabiye ve shot bardağında su birlikte servis edilmektedir.fiyatları biraz fazla, ayrıca dışarı da yer bulmakta zorlanabileceğiniz yoğunlukta çalışan bir mekan

aşağıdaki yorumu yıllar önceki izlenimimle yazmıştım. şimdi ortada aynı ambiyans yok. fiyatlar gereksiz pahalı, kahvede lezzet, çeşit yok. filtre kahve içiyorsunuz farklı ülkelerin kahvesi olmalı colombia, kenya gibi ama kahveci olan mekanda o da yok!!!kahveleride julies miel her yerde içersiniz yani...sadece şekil için otur muhabbet et mekan olmuş. eski sevimli sıcak karabatağı öldürdükleri için teşekkürler. gerçek bir kahve tutkunuysanız tavsiyem heisenberg coffee, coffee sapiens'de için

-----------------------
2012
mekan dekorasyonu çalışanları hepsi güzel ama en güzelikahvelerilezzetli çekirdeklerinden yapılan kahvelerinin yanında bir tatlı paylaşmamak olmaz
özel günler'de gelen misafirlerine hoşluklarda yapıyorlar mesela kadınlar gününe özel kadınlara kahve o gün boyu ikram olarak veriliyor hem de hangi çeşidi içmek isterseniz için

hafta içi gündüz saatlerinde tadindan yenmez. kahvelerizaten güzel, çalışanları da bir okadar güler yüzlüdür. karaköye geldiyseniz mutlaka ziyaret etmelisiniz.

julius meinl kahvelerini tanımama sebep olan yer çok da iyi oldu. bu kahvelerde farklı bir tat var damağa daha hoş gelen bir tadı var
buraya ilk gittiğimizde kahvelerin isimleri farklı olduğu için ne alıcağımıza karar veremeyip sırayla menüdeki ilk dördünü söylemiştik bana denk gelen wiener melange idi
diğer kahvelerinide tattım ama ben özellikle wiener melange kahvesini çok beğeniyorum
tatlı konusunda pek bir deneyimim olmadı bu mekanda o yüzden yorum yapamıycam
fiyatları açıkçası biraz pahalı geldi diğer mekanlara göre daha küçük bardaklarla servis yapıp daha fazla ücret istiyorlar yani ortalamanın biraz üstü diyebiliriz
kısaca arada uğrayıp avusturyakahveleriiçebileceğiniz bir mekan