aralık

loş ama güzel bir ortamları var. biz daha sakin olduğu için bu sefer üst katta ağırlandık. kalabalık, evet amaservisbu kadar yavaş olacaksa mutfakta daha fazla işe alım yapılabilir diye düşünüyorum. sonuçta tuvaletin karşısında büyük camekandan izleyebildiğim kadarıyla mutfakları buna oldukça müsait. 700gr ile aynı işletmeci sanıyorsam, ancak annem hem kahvaltı hem akşam üstü gittiğimizde buradaki yemekleri yağlı buldu. porsiyonları ise çok küçük ve doyurmuyor, 62 liralık isli somon tabağında yeşillik konusunda bile biraz cimrilik söz konusu. sigara içmek isterseniz dışarıda oturma alanları kısıtlı. önceki yorumlarda personelden şikayet eden olmuş ama bize denk gelenler hep gayet nazikti.

güzel bir yılbaşı gecesi planlamışken mahvolan gecem...

normalde aralık’ı yakın arkadaşlarımla oldukça severiz ve güzel bir yemek yiyeceğimiz zaman tercih ederiz. sırf bu yüzden yılbaşı için günler öncesinden rezervasyon yaptırdık. 2+1 olacaktık. yukarı çıktık ve bize en karanlık masanın ayırtıldığını gördük. neden böyle oldu başka bir masaya oturamaz mıyız diye konuşurken üst kata bakan kadın bir garson çok alaycı bir üslupla “zaten daha hava kararmadı yersiniz yemeğinizi başka masaya alamam sizi” dedi. israrlar ve o kadının sanki tüm masalar dolacakmışçasına inatçılığı sonucu bizi 2 kişilik daracık bir masaya aldılar. i̇şin komiği işin içine başka bir çalışan da dahil olup kadını ikna etmeye çalıştı ve neyin içine dahil olduğumuzu inanın anlayamadık.

ama o kadın garson bize baştan gıcık olduğu için oturduğumuz andan itibaren yarım saat sonra servise başladı. başlangıç sonrası ana yemeği 40 dakika sonra getirdi. neden gecikti diye sorduğumuzda “ben burada tüm masalara bakıyorum, siz de beni anlayın” tarzı bir konuşma sergiledi. üslubu o kadar çirkin ve alaycı ki. i̇nanın sırf yılbaşı gecem bozulmasın diye ses çıkarmadım ama normalde bir dakika bile durmazdım. 3 saat sonrasında toplamda 3 course olan bir yemeğin tatlısı anca masaya geldi. fakatservisaçılmadı.. bekledim bekledim, getirmesini söyledim tekrar bekledim. tekrar sorduğumda “e getiriyoruz bekle” tarzı bir tavır takındı.

fix menüye dahil, menü sonu sıcak çorba shotı vardı.
ben tam kalkarken söyleyince hatırladı ve 20 dakika da shotın gelmesini bekledim. shot çok güzelmiş dediğimde de “e ben sizi bu yüzden bilerek beklettim bakın” dedi. i̇çimden sabır çektim inanın, sırf yılbaşı diye. daha neler var söylenecek de buraya yazamıyorum..

kısacası aralık, yılbaşı gecemi hem menü servisi hem de çalışanları ile mahvetti...

madem bir yılbaşı menüsü organize edip 165 tl fiyat biçiyorsunuz,servishızınıza ve personelinize başta dikkat etmeniz lazım.

o kadın garson ile de çok fazla müşteri kaybedeceğini düşünüyorum. terbiyesizlik ve saygısızlık diz boyu.

keşke baştan masadan kalksaydım dedirtti. bir daha normal bir anda bile uğramam.

normalde zomato’ya yorum falan yazmam, ama beni bile bu noktaya getiren bir mekana daha ne diyebilirim bilmiyorum.

bugün ilk defa gittiğim aralık hakkında pek çok iyi şey duymuştum. i̇ki arkadaşımla içeri girdiğimizde nereye oturalım diye bakarken üst kata geçmeye karar verdik. üst katta kimse yoktu biz de cam kenarı iki tane iki kişilik masayı birleştirip oturduk. bir süre kimse gelmeyinceservismasasının üstünde duran menüleri alıp bakmaya başladık. ardından bir garson hanım geldi, öncelikle menüleri kendimiz almamızla ilgili “en sevdiği müşteri tipi” olduğumuzu söyledi, ardından da alaycı bir üslupla masaları birleştirmemizden rahatsız olduğunu “en sevmediği müşteri tipi -kafasına göre hareket eden-“ olduğumuzu (evet aynen bu şekilde, ardından uzun bir sessizlik ile) ve bu hareketimizle nötrlediğimizi söyledi (?) siparişi sessizce ve şaşkınlıkla verdikten sonra bu hanım benim yemeğimi getirdikten sonra baska bir garson bizimle ilgilendi. evet kesinlikle her gün farklı farklı insanlarla uğraşmak epey zor bir iş ve büyük profesyonellik gerektiriyor. naçizane fikrim bir cafe/restoranda mekan, ortam, yiyeceklerden daha kıymetli bir şey varsa o daservisyapan kişiyle olan etkileşimdir. biz bu hadise yüzünden son derece keyifle gittiğimiz bu yerden rahatsız olmuş bir şekilde ayrıldık. tabii ki masaları da bulduğumuz gibi bıraktık. bir çok restoran opsiyonunun olduğu bu bölgede eminim başka yerlerden büyük keyif alabilirsiniz.

moda’daki en kaliteli mutfaklardan biri oldugunu soyleyebilirim. sade ic mekan tasarimiyla son zamanlardaki populer ic mekan tasarimina sahip gorunuyor. bunu da cok basarili yansitiyor. sokaga bakan cephesinde oturma alani sanirim bu tasariminin artik olmazsa olmazi haline geldi. ama ister asma kati olsun, ister dis veya ic mekani ile goz dolduran bir mekan oldugunu dusunuyorum.


siparisiniz gelmeden once emek ve sosservisediliyor. ben baslangiclardan sebze tempura ve fici weihenstephaner aldim. fici birasi standart, olmasi gerektigi gibiydi. sebzeler taze ve diriydi, disindaki sos ince ve lezzetliydi,servisgayet sikti. tempuranin yaninda yogurt, dereotu ve bakla icerdigini dusundugum bir sos ileservisediliyor. menuleri cok daha genis ve denemeye deger.

mükemmel ambiyans olmasına rağmen yemekler pek memnun etmedi. raviolinin hamuru kalın, sosisinin porsiyonu küçük ve kuruydu. tabaklar ısıtılmamış olduğu için yemekler sıcak değildi.servispersoneli güler yüzlü fakat yemekler hakkındaki bilgisi yetersizdi.

ciğer waffle’ı çok güzel yapıyorlar. fileto kesilmiş ciğeri, kareli waffle üzerinde yanında salata ve soslaservisediyorlar.

boşnak köftesi yediğim en kötü köfteydi. dışı kurumuş ve yanmıştı, içi pişmemişti.yarısını bile yiyemeden kalktım, kimse beğenip beğenmediğimizi bile sormadı.müşterilerden birinin köpeği masamın yanına gelip defalarca üstüme sıçrayarak yemek istedi , çalışan arkadaşlar da bunu görüp gülümsediler, restoranın köpeği mi başkasının köpeği mi anlayamadım fakat bu da beni rahatsız etti. köpek almaları çok güzel, ben de getirmek isterim kendi köpeğimi. ancak salınmış bir şekilde masaların etrafında dolşamasına müsaade edilmesi hoş değil. hesapta 5 lira fazla ödedim, belkiservisücretidir (ki bu belirtilmeli) nedenini sormadım bir daha gelmeyeceğim için