the house cafe

özellikle haftaiçi sakin oluşundan ötürü tercih ettiğimiz bir mekan. kestaneli kahveli cheesecake’i oldukça güzel amayemeksonrası için biraz ağır olabilir.

çok güzel bir konumda lezzetli bir yemek düşünüyorsanız çok uygun bir mekan. kaliteliyemekve personel, keyifli bir ortam sizi bekliyor. yolunuz ortaköy'e düşerse ve dinlenmek için bir lokasyon arıyorsanız burası dört dörtlük.

manzarasına diyecek söz yok, çok güzel ama i̇stanbul çok güzel olduğundan ..kahvesine gelince minik bir kurabiye ile geliyor ve tadı hoş .. yemeklerine gelince arkadaşım makarna aldı ve soğuk geldi kremasının tadı çok tuhaftı ve yiyemedi garson ise neden yemediğini sormadan aldı tabağını .. ben club sandwhich sipariş ettim ve daha öncesi bu kadar kuru ve malzemeden tasarruf etmeye çalışılmışını yememiştim ... patatesleri ise hazır fırınlanmış patates - tatlısı güzeldi ama enfes de değil yani fiyatına göre .. gittiğinizde boğaz manzarası eşliğinde bir kahve ve tatlı yemenizi tavsiye ederim amayemekyemeyin bence

house cafe ortaköy şubesi her zaman diğer şubelerden daha farklıdır benim için. niye derseniz; lokasyon! boğazı ile babadan zengin güzelim ortaköy manzarasında yediğiniz basit kumpir bile harika gelirken, house cafe'nin orta kalite yemekleri bir tık daha yukarı çıkıyor. house cafe'yi içki ve kokteyl menüsü olarak çok beğensem deyemekkonusunda biraz kilit bir menüsü var. kısıtlı... bar menüsü gibi bir menü. menüde isimleri bulunan yemekler ile önünüze gelenler arasında fark var. yine de ortaköy'deki şubesine gitmeyi seviyor muyum... evet.

servise gelecek olursak, house cafe'ye geldiğiniz saat, giydikleriniz hatta sipariş ettiğiniz şey dahi önemli. neden mi? çünkü sürü ile burnu havada garson müsvettesi ile muhattap olmak durumundasınız. eğer garsonlar canınızı sıktıysa ve tiyatrallıktan hoşlanıyorsanız size bir önerim var.
biraz show mu izlemek istiyorsunuz? o zaman bahşiş bırakmadan kalkın! bakın sizinle ilgilendiklerini sanan suratsız garsonlar nasıl kızarıp domatese dönüşüyorlar (!)

böyle bir show'a ev sahipliği yapan kaç tane mekan biliyorsunuz ! gerçekten hizmette sınır yok (!)

10 haziran 2017'de gittiğimiz ortaköy house cafe için ne yazik ki güzel şeyler soyleyemeyecegim. 18.00 civarı birer tatlı ve kahveyle soluklanmak için gittiğimiz house cafe çalışanlarından, mekan fazla kalabalık olmamasına rağmen yeterli ilgiyi göremedik. kasanın yanından mekana geçerken buzdolabindaki tatlilardan tremisuyu gözümüze kestirirken içeceğimize karar vermek için sahil tarafındaki masalardan birine oturduk, lakin yer gösteren arkadaş menüyü getirmeye tenezzül etmedi. 5dk menüleri bekledikten sonra isteğimiz üzerine gelen menülerin ardından 1 americano, 1 macchiato, 1 su 2 tane de tremisu istedik. iceceklerimiz geldi. "tatlilarimiz da gelecek değil mi?" diye sorduk "geliyor" dediler lakin gelmedi. iceceklerimiz bitti, ortada hala tatlı yoktu. buzdolabinda, hazir duran tatlıları getirmek nedeb bu kadar zor diye kara kara düşünmedik değil. kahveler bitince, mekandan yetkili gözüken birini çağırıp durumu izah ettik, tatlilarin iptalini istedik çünkü bu saatten sonra tatli getirmelerinin bir anlamı yoktu bizim için. herhangi bir özür dilemeden ya da bu hatayi ortmek icin jest yapmadan sadece "peki" diyerek hesabimizi getirdi. sonradan öğrendik ki, yan masadaki hanimefendiler de tavuk soylemis, tavuğun sosuyemekbittikten sonra gelmiş. "burasi house cafe mi" diye kendi kendimize bir sorduk musteriler olarak. kesinlikle fiyat, kalite ve hizmet oranlarinda sınıfta kaldı. deniz kenarında lüks bir mekan acmakla bu iş bitmiyor, biraz da iceridekilere çeki düzen vermek lazim musteri memnuniyeti için, hatta biraz da müşterilerle nasıl konuşulması gerektiği de eğitim olarak verilebilir.

yemekler ozelliklee manzara muthis guzel fakat servis ilgi alaka 0 gercekten garsonlarin surata bakmaz ifadesi masayayemekkoyup arkasini donup giden tavirlari yuzunden bir daha gelmeyi planlamiyorum sadece manzara icin....

eylulun son gunleri. sabah saat 8 sulari, henuz house kapilarini acmamis. ortakoy caminin icindeki kedilerde bir telas, bir kosusturma.
tekneden cikan, yillarin yorgunlugu yuzune vurmus ama enerjisi hala yerinde bir kedi sevdalisi, kepcesini suya daldirdigi gibi 8-10 kefali bir anda ortakoy sahiline cikariyor ve telasla her gunluk rutinleri oldugu belli olan kedilerin onune atiyor.
saat 8'de ise ben bu keyifli ortamdan kendimi house cafe'nin, dunyada esi benzeri az bulunur manzarasina atiyorum.
ikinci giren biziz iceri. dolayisiyla bogaz kenarindaistedigim masayi secebilecek olmanin verdigi simariklikla uc masa degistiriyorum.
hemen keyifle cayimi, iki kisilik kahvalti tabagini, citir bacon ve hollandaise soslu pose yumurtami, yaz tostunu soyleyip, sonbahar gunesinin o ici isitan sicakligi ile, her sabah bu sekilde ise baslayabilme ihtimalinin hayalini kurarak keyifli bir sohbete daliyoruz.
house cafe gunun her saati gelebileceginiz, ister kahvalti, ister ogle emegi isterseniz aksam yemegi ile keyifle zevk alacaginiz bir atmosfere sahip.
fiyatlar konusunda ayni seyleri soylemek guc, bonfile salatanin neden 52 tl oldugunu anlamak zor mesela.
yine de buyuleyici bir manzara size bir cok seyi unutturuyor.
house cafe'lerin belirli standartlari var, cok buyukyemekziyafeti beklentilerine girmemek lazim.
tekrar gider miyim? evet

menü zengin ama yemekler ortalama lezzette. manzara işi kurtarıyor. ortaköy de boğaza karşıyemekyemek bile ayrı bir şey. kahvaltısı da ortalama organik ürünler veriyorlar ama bir şey eksik sanki

pizzaları güzel, servisleri de gayet iyi. sevdiğim mekanlardan biri, hemyemekyemek, hem bişeyler içmek için. yeri de çok güzel. manzara muhteşem?? kahvaltılar çok keyifli oluyor.

deli güzel manzara ortaköyun göbeğinde ve gayet güzel bir kahvalti biryemekorneğin konuk aģirlama düşüncesimdeyseniz adres burasi olmali. aksakliklar yaşansa da keyfinizi bozmadan geçiyor. bir tavsiye çok dolu olduğu saatlerde inanilmaz gürültü oluyor çözmeleri gerek.

manzarasıyla, ortamın ambiyansıyla, sevdiklerinizle güzel öğle/akşam yemekleri yemeyi arzu edeceğiniz bir mekan. the house cafe zincirinin bir üyesi oluşuyla haliyle beklentiniz de yüksek seviyede oluyor.
yemekler, lezzet ve ortama söyleyecek bir söz yok.
ancak, bu ortamdan beklenen nezihlik ve nazik servis elemanları maalesef ki eksik. servis elemanları, müşterileri zannediyorum ki bahşiş beklentisi kaygısı ile arap ve türk diye ayırıyor. hal böyle olunca da, sakini olduğunuz bu şehrin en inci noktasında nahoş bir muamele ile yemeğiniziyemekdurumunda kalıyorsunuz.
sipariş verirken yanındaki ıspanağı ‘haşlanmış sebze’ olarak değiştirmek istediğim somonum, önce ‘ızgara sebze’ ve ardından ellerinde haşlanmış sebze bulunmaması gerekçesi ile (?) patates püresi ile geldi. bu sefer de salatası eksikti!
neyse ki sonrasında getirdiler ve afiyete vakıf olabildim...
kaba davranışa gelince: mekanda şemsiyeler açıldı ve dolayısıyla mekan karanlık oldu ve manzaramız kapandı. manzarası güzel olan deniz kenarındaki ikili masalardan birine geçmek istedik ancak oralar rezerve masalar idi. garson arkadaşımız bize içeride, başka bir masa önerdi. biz de orası da karanlık diye belirtince bize 20 mt öteden ‘beyefendi burası da gayet aydınlık işte’ diye yüksek sesle bağırdı. el kol jestleri de kesinlikle ‘müşteriyle iletişim’ konusunda bir ders almadığının işareti idi...
özetle, mekanın servis elemanlarının ciddi bir ‘müşteri ilişkileri’ eğitimine ihtiyacı var. umarım dikkate alınır.

manzara tabii ki harika, boğaziçi sonuçta. servis bugün iyi değildi, yavaştı ki hafta içi olmasına rağmen yani kalabalık yok denecek kadar azdı. menü her zaman güzel ve lezzetli ama gerçekten fiyatlar aşırı abartılmış durumda. hadi tatlı veyemekfiyatlarını anlayabilirim bir yere kadar ama içecek fiyatlarını aklım gerçekten almıyor.
bir bardak demleme çay 9 tl nedir? bunun nasıl bir açıklaması olabilir? ne kadar kaliteli hizmetiniz, menünüz olursa olsun bir çay 9 tl etmez, etmemeli, insaflı olunmalı biraz.

10 yıla yakın bir geçmişe sahip brasserie nidasında cafe hizmeti veren bir yer ,zamanında arkadaşlarımızla severek giderdik fakat son 5 senedir gerekyemekkalitesi gereksede hizmet ve yönetim açısından tek kelime ile rezalet hersene bir önceki seneyi arar oluyor ,lütfen eski çizginize veyemekkalitenize geri dönün

bir tostu 20, bir bardak latteyi 25 liraya satan mekânın bir de kuş kondurması lâzım. lokasyonu ortaköy'de deniz kenarında diye müşterilerini bu kadar enayi yerine koymasa iyi olacak. gerçi bu paraları ödemek için sıra bekleyen insanlar varken adamların suçu ne? şahsen ben gitmem, kazıkyemekistemeyen kimseye de tavsiye etmem.

lokasyon ve manzara zaten tartışılmaz. üstüne bir de çıtır kalamar ve risotto topları alıp, yanına da birayı açınca keyfini çıkarıyorsunuz.  the house'un personel, hizmet ve lezzet kalitesi öyle her yerde olmayan bir şey. ortaköy deyince aklıma ilk gelen yerlerden. hep böyle devam etsin diye umuyorum.

edit: değişen menü ile değerlendirmemi düşük yönde revize ediyorum.yemekseçimi yapmak zor, benzer ana yemekler var. özgünlük göremedim. risotto topları hala var, bu iyi birşey ancak eski lezzetinde değil. kinoa ve süzme yoğurt içeren tavuk ızgara fena değil. doğum günü rez için özellikle içerisi dememize rağmen dışarısını ayarlayıp yaklaşık bir 20 dk soğukta bekledik. ayrıca misafirlerimize de uğraş çıktı. bu sefer lokasyon ve güzel manzara kurtarmıyor.