the house cafe

ortaköy meydanı'nın sağında, boğaza sıfır, harika bir mekanda yer alıyor. boğaz'da lüks bir restoran olmakla bircafeolmak arasında arafta kalmış. menüsü geniş sayılır ve the housecafestandardında. ortamı, ambiansı ve gerçekten boğazın üzerinde masaları olması çok güzel. özel kutlamalarda gidilebilir nitelikte. servisi de çok iyi. meyve tabağı içerisinde tahta gibi gelen ananasları söyleyince hemen değiştiriyorlar. ne zaman gittiysek küçük ancak fiyatının gerektirdiği mükemmellikte de olmaması gereken aksiliklere karşılaştık. sonuçta görülesi bir mekan.

25 aralık tarihinde gittiğimizde kimsenin bizimle ilgilenmemesi, menü dahi vermemesi artık burayı tercih etmememizin sebebidir. bu kadar ilgisizlik görmedim, içeride 8-9 musteri 5 garson olmasına rağmen kimse bizimle ilgilenmedi, yaklaşık 10 dakika bekledik.. sonrasında kalkıp giderken ne bi hoşçakalın veya neden gidiyorsun diye kimse sormadı. bir daha buraya gelmem, çıktıktan sonra my blackcafeye geldik içerisi çok hoş ve bizimle hemen ilgilendiler siparişler hızlıca geldi

bu yazımın konusu bir doğum günü nasıl mahvedilir olacak. 15.06.2017 tarihi için ortaköy the house cafeden 20 kişilik yer ayırtmıştım. tam 3 kez arayıp teyit ettim. gittiğimizde ise bize 10 kişilik masa ayırdıklarını söylediler itiraz ettiğimde ise küstah bir tavırla yalan söylediğim iftirasında bulundular. hatalarını düzeltmek amacıyla bizi restoranın en uç köşesine yine 10 kişilik bir masaya sıkıştırdılar. yemekler yaklaşık 1 saat sonra geldi bunlar yetmezmiş gibi masaya önce yanlış pasta getirildi. kendi pastamızı bir gün önceden 12 kişilik olucak şekilde sipariş etmiştim ancak hesapta 15 kişilik olarak yansıtıldı.i̇ğrenç bir doğum günü geçirmeme vesile olan ortaköy şubesi çalışanlarının the housecafemarka değerini zedelediğine inanıyorum.özel günlerini kutlamak için tercihlerini buradan yana kullanmak isteyenlerin kararlarını gözden geçirmelerini tavsiye ederim.

housecafeortaköy şubesi her zaman diğer şubelerden daha farklıdır benim için. niye derseniz; lokasyon! boğazı ile babadan zengin güzelim ortaköy manzarasında yediğiniz basit kumpir bile harika gelirken, house cafe'nin orta kalite yemekleri bir tık daha yukarı çıkıyor. house cafe'yi içki ve kokteyl menüsü olarak çok beğensem de yemek konusunda biraz kilit bir menüsü var. kısıtlı... bar menüsü gibi bir menü. menüde isimleri bulunan yemekler ile önünüze gelenler arasında fark var. yine de ortaköy'deki şubesine gitmeyi seviyor muyum... evet.

servise gelecek olursak, house cafe'ye geldiğiniz saat, giydikleriniz hatta sipariş ettiğiniz şey dahi önemli. neden mi? çünkü sürü ile burnu havada garson müsvettesi ile muhattap olmak durumundasınız. eğer garsonlar canınızı sıktıysa ve tiyatrallıktan hoşlanıyorsanız size bir önerim var.
biraz show mu izlemek istiyorsunuz? o zaman bahşiş bırakmadan kalkın! bakın sizinle ilgilendiklerini sanan suratsız garsonlar nasıl kızarıp domatese dönüşüyorlar (!)

böyle bir show'a ev sahipliği yapan kaç tane mekan biliyorsunuz ! gerçekten hizmette sınır yok (!)

10 haziran 2017'de gittiğimiz ortaköy housecafeiçin ne yazik ki güzel şeyler soyleyemeyecegim. 18.00 civarı birer tatlı ve kahveyle soluklanmak için gittiğimiz housecafeçalışanlarından, mekan fazla kalabalık olmamasına rağmen yeterli ilgiyi göremedik. kasanın yanından mekana geçerken buzdolabindaki tatlilardan tremisuyu gözümüze kestirirken içeceğimize karar vermek için sahil tarafındaki masalardan birine oturduk, lakin yer gösteren arkadaş menüyü getirmeye tenezzül etmedi. 5dk menüleri bekledikten sonra isteğimiz üzerine gelen menülerin ardından 1 americano, 1 macchiato, 1 su 2 tane de tremisu istedik. iceceklerimiz geldi. "tatlilarimiz da gelecek değil mi?" diye sorduk "geliyor" dediler lakin gelmedi. iceceklerimiz bitti, ortada hala tatlı yoktu. buzdolabinda, hazir duran tatlıları getirmek nedeb bu kadar zor diye kara kara düşünmedik değil. kahveler bitince, mekandan yetkili gözüken birini çağırıp durumu izah ettik, tatlilarin iptalini istedik çünkü bu saatten sonra tatli getirmelerinin bir anlamı yoktu bizim için. herhangi bir özür dilemeden ya da bu hatayi ortmek icin jest yapmadan sadece "peki" diyerek hesabimizi getirdi. sonradan öğrendik ki, yan masadaki hanimefendiler de tavuk soylemis, tavuğun sosu yemek bittikten sonra gelmiş. "burasi housecafemi" diye kendi kendimize bir sorduk musteriler olarak. kesinlikle fiyat, kalite ve hizmet oranlarinda sınıfta kaldı. deniz kenarında lüks bir mekan acmakla bu iş bitmiyor, biraz da iceridekilere çeki düzen vermek lazim musteri memnuniyeti için, hatta biraz da müşterilerle nasıl konuşulması gerektiği de eğitim olarak verilebilir.

doğum günüm için rezervasyon yaptırmıştım. özellikle belirttim 20 kişi diye defalarca kez aradım geldiğimizde masaları birleştire birleştire herkesi sıkış sıkış oturtmaya çalıştılar 10 kişilik yer ayırttıklarını söylediler, bunun üstüne pastam yanlış geldi üstünde başkasının ismi yazıyordu. gerçekten şaka gibilerdi bi rezillik bitiyor başkası başlıyordu, en sonunda yine ayırttığım ve konuştuğumuz pastadan 2 katı fiyat yazmışlar hesaba. çok sinir oldum ve berbat geçti herşey, siparişlerimiz de saatler sonra geldi. the housecafeyi beğenirdim, ama bu şubesi rezalet. eğer özel bir gününüzü mahvetmek istemiyorsanız kesinlikle yakınından bile geçmeyin. ortaköyün en güzel yerini asla haketmeyen bi işletme yazık olmuş manzaraya mekana..

istanbul'da gidilebilecek manzara olarak en güzel mekanlardan biridir, ortam olarak da oldukça keyiflidir. önemli bir gün için rezervasyon yaptirdim ve mekana geldigimde kesinlikle dogru karar dedim.. iki kisilik denizin hemen kenarinda bir masa ayrilmisti. the housecafeburger siddetle tavsiye edilir. hayatimda hem manzaraya hem de yedigim yemekle birlikte daha önce böylesine keyif almamistim. fiyat olarak da mekanin yerine ve hizmet kalitesine göre iyi..

i am giving the housecafethree instead of five stars because the service was very bad. the ambience and actual surroundings are very beautiful and our breakfast was decent however it took a long time before anyone approached us. i had to ask for our tea at least three times and then a very rude waitress snapped at me and shouted "ok ok" when i politely asked for our tea. i wouldn't return because of the neglectful servers. there was a nice waiter who was polite enough. the rest were rude and disinterested.

eylulun son gunleri. sabah saat 8 sulari, henuz house kapilarini acmamis. ortakoy caminin icindeki kedilerde bir telas, bir kosusturma.
tekneden cikan, yillarin yorgunlugu yuzune vurmus ama enerjisi hala yerinde bir kedi sevdalisi, kepcesini suya daldirdigi gibi 8-10 kefali bir anda ortakoy sahiline cikariyor ve telasla her gunluk rutinleri oldugu belli olan kedilerin onune atiyor.
saat 8'de ise ben bu keyifli ortamdan kendimi house cafe'nin, dunyada esi benzeri az bulunur manzarasina atiyorum.
ikinci giren biziz iceri. dolayisiyla bogaz kenarindaistedigim masayi secebilecek olmanin verdigi simariklikla uc masa degistiriyorum.
hemen keyifle cayimi, iki kisilik kahvalti tabagini, citir bacon ve hollandaise soslu pose yumurtami, yaz tostunu soyleyip, sonbahar gunesinin o ici isitan sicakligi ile, her sabah bu sekilde ise baslayabilme ihtimalinin hayalini kurarak keyifli bir sohbete daliyoruz.
housecafegunun her saati gelebileceginiz, ister kahvalti, ister ogle emegi isterseniz aksam yemegi ile keyifle zevk alacaginiz bir atmosfere sahip.
fiyatlar konusunda ayni seyleri soylemek guc, bonfile salatanin neden 52 tl oldugunu anlamak zor mesela.
yine de buyuleyici bir manzara size bir cok seyi unutturuyor.
house cafe'lerin belirli standartlari var, cok buyuk yemek ziyafeti beklentilerine girmemek lazim.
tekrar gider miyim? evet

manzarası en güzel housecafeşüphesiz burası. deniz işin içine girince hava kaçınılmaz olarak değişiyor. en ön sırada oturursanız dalgalar dizinize bile vurabilir, o derece güzel bir konuma oturtulmuş. haftasonları çok kalabalık haftaiçi daha keyifli.

cumartesi sabahı rezervasyonlu olarak house cafeye kahvaltıya gittik. öncelikle yer gösteren daha dogrusu yer gösteremeyen bir görevli vardı. yazık daha sabah 9.30 da hayatından bezmiş kızcağız. bahceye 2 tane kocaman şemsiye koymuşlar. köşelerdeki masalar şemsiyenin tam altında kalmadığı için güneş görüyormuş. koskoca housecafeen kıymetli köşe masalar için güneş hesabını yapamamış... 3 kişi için, housecafekahvaltısı,güveçte kahvaltı,ıspanaklı gözleme söyledik. çok çok vasat bir kahvaltı geldi. ev yapımı köy salçası dedikleri şey bildiğiniz hazır domates salçası. ispanaklı gözlemeye megersem kıyma ve peynir de katılıyomuş. sipariş verirken garsonun uyarması gerekirdi. peynirler,recel, tereyag çok lezzetsizdi. sadece poşe yumurta dedikleri rafadan yumurtayı sevdim. güveçte kahvaltı menüsüne cay dahil değil. bir cay 6,5 tl. 3 kişi için 135 tl hesap geldi. bi de hesaba "servis ücreti dahil edilmemiştir" diye yazmışlar. hatta ingilizcesini bile yazıp "not inculeded" yazmışlar kocaman. ayrıca hava çok sıcaktı. bahceye vantilatör koymuşlar, bazı masalar kör noktada. oraya oturduysanız yandınız. en kötüsü bahcenin sol tarafında arada bir tuvalet kokusu oluyordu. 1-2 masadan daha şikayet duydum. kısacası kahvaltıya gitmeyin :)))

nedir bu burnu havada bilerek gormemezlikten gelen, tersleyen garsonlar? yakistiramadim acikcasi, taksim deki the housecafenin calisanlari cok daha iyi, ayrica kis cayi istedim ve elma dilimleri bildigimiz cay tabaginda geldi, bu ne saygisizlik? ayni kis cayini surekli taksim the housecafede iciyorum ve burada, portakal ve limon dilimleri de eksik geldi. adam mi seciyorsunuz nedir olayiniz? hic tavsiye etmiyorum

en güzel housecafediyebilirim. salataları gayet doyurucu, çikolatalı tatlıları da çok lezzetli. akşam saatlerinde ortam hoş oluyor, şarap peynir ikilisinin tam oturduğu mekanlardan. manzarayı izleyip keyifli bir akşam geçirebilirsiniz.

ve bu sayede housecafeile severek ayrılma kararımı alıyorum. gerçekten servis konusunda bu kadar aciz görmemiştim. sadece iki masa servis beklerken bile personel şahane ilgisiz. ayrıca sabah kahvaltımı 10 kilo meyve sıkan arkadaşın muhteşem gürültüsü ile yaptığım için de ayrıca şanslı hissediyorum. galiba housecafeout !!! ayrıca 40 küsür lira alıp 2 kişilik getirdikleri kahvaltı, 3 kişilik diye menüye yeni ekledikleri peynirli omlet gerçekten zavallı gözüküyor. o kadar parayı sanıyorum bakır sahan kirasına veriyoruz !!!

manzarasıyla, ortamın ambiyansıyla, sevdiklerinizle güzel öğle/akşam yemekleri yemeyi arzu edeceğiniz bir mekan. the housecafezincirinin bir üyesi oluşuyla haliyle beklentiniz de yüksek seviyede oluyor.
yemekler, lezzet ve ortama söyleyecek bir söz yok.
ancak, bu ortamdan beklenen nezihlik ve nazik servis elemanları maalesef ki eksik. servis elemanları, müşterileri zannediyorum ki bahşiş beklentisi kaygısı ile arap ve türk diye ayırıyor. hal böyle olunca da, sakini olduğunuz bu şehrin en inci noktasında nahoş bir muamele ile yemeğinizi yemek durumunda kalıyorsunuz.
sipariş verirken yanındaki ıspanağı ‘haşlanmış sebze’ olarak değiştirmek istediğim somonum, önce ‘ızgara sebze’ ve ardından ellerinde haşlanmış sebze bulunmaması gerekçesi ile (?) patates püresi ile geldi. bu sefer de salatası eksikti!
neyse ki sonrasında getirdiler ve afiyete vakıf olabildim...
kaba davranışa gelince: mekanda şemsiyeler açıldı ve dolayısıyla mekan karanlık oldu ve manzaramız kapandı. manzarası güzel olan deniz kenarındaki ikili masalardan birine geçmek istedik ancak oralar rezerve masalar idi. garson arkadaşımız bize içeride, başka bir masa önerdi. biz de orası da karanlık diye belirtince bize 20 mt öteden ‘beyefendi burası da gayet aydınlık işte’ diye yüksek sesle bağırdı. el kol jestleri de kesinlikle ‘müşteriyle iletişim’ konusunda bir ders almadığının işareti idi...
özetle, mekanın servis elemanlarının ciddi bir ‘müşteri ilişkileri’ eğitimine ihtiyacı var. umarım dikkate alınır.