l'apero

kaş’ta en memnun kaldığım ve sevdiğim yer l’apero oldu. öncelikle bahçesitatlıve şık. karides-sucuk şişin yanında gelen romesco sos ve başlangıç olarak ikram edilen pesto sosların tadı çok güzeldi. ben ana yemek olarak midye yemeyi tercih ettim ve yanındaki french fries yediğim en iyi patates kızartmalarından biriydi. genellikle tatlıda karamelize tatları sevmememe rağmen tarte tatin de hoşuma gitti.

lavantalıtatlıçok güzel ama çok azdı. 2 kaşık kadar. onun dışında daha önce geldiğimizde yemeklerinden memnun kalmıştık.

atmosferi çok güzel bir mekan. çalışanlar da çok tatlı.öncesinde rezervasyon yaptırmanızı tavsiye ederim ama öndeki 3 masa için rezervasyon almıyorlar ve denk gelirse bunlara rezervasyonsuz oturabilirsiniz.
yemek öncesinde eritilmiş pane peyniri ve salyangoz yedik. salyangozun tadı midyeye benziyordu bence buraya gelenlerin denemesi gereken bir ürün. yemek olaral biberli biftek ve ballı hardallı tavuk yedik. biberli biftek müthiş bir tabaktı. karabiberli sosu ve eti çok güzeldi. tavuk da aynı şekilde lezzetliydi.tatlıolarak elmalı tart yedik inanılmaz güzeldi :)

et ürünleri agırlıklı bir menüye vegan burger eklemeleri çok güzel olmuş. burger köftesi humuslu ve karabiber agırlıklı bir karışımdan oluştuğu icin falafel gibi kuru kuru boğazınızda kalmıyor ve porsiyon olarak çok doyurucu. yemek öncesinde kendi yaptıklari 2 çeşit pesto sos ikramı ve şarap ile başlangıcı yaptık. et yiyen arkadaşlarım da 5 yıldız verdiler. ayrıca mekanın köpekleri de o kadartatlıki, siz yemeğinizi yerken en küçük emrah halleriyle suratınıza bakıp yemeginizin tadına bakmak istiyorlar. kaş'taki diğer meyhane ve restoranlara göre daha sakin ve dingin bir havası var.

yemekleri, tatlıları, ambiyansı, ortalıkta koşturantatlıköpekleri, çalışanlarıyla çok beğendiğim bir mekan oldu.

akşamüstü gün batarken rose şarap eşliğinde kendi yaptıkları sosları sıcacık ekmeklerine sürerek denedik; bayıldık. özellikle pesto sos herkesi belirttiği gibi enfesti. sonrasında eritme fransız peyniri geldi.. bir peynir canavarı olarak her gün yesem sıkılmam diyebileceğim kadar lezzetliydi. avokadolu pesto soslu patlıcan sarma denedik, iki adet minik pankekin üzerinde servis ediliyor ve çok lezzetliydi. bonfile et iyiydi ancak orta iyi istememize rağmen iyi pişmiş geldi, yanında gelen patates kızartması fazla yağlıydı.tatlıolarak lavantalı krem brüle denedik ve bayıldık, basit bir tadı lavanta aroması ile üst noktaya taşımışlar. tam bir yaz tatlısı olmuş. servise gelirsek pek güler yüzlü olduklarını söyleyemeyeceğim, hatta fazla telaşlılar ve acele ediyorlar. bazı hareketler ve cümlelerle bir an önce yiyip kalkın mesajı veriyor. gittiğimizde başka masa yoktu gelen, yine de telaşlılardı. bu konuya özen göstermeleri iyi olur, keza amaç karnımızı doyurmak değil, yeni lezzetler denemek ve sohbet etmek. ayrıca 19:30-21:30 arası ve 21:30 - … arası olmak üzere rezervasyonları saatli yapıyorlar, bu da bana ilginç geldi.. fiyatlara gelirsek; 3 kadeh şarap, 2 ara ve 1 ana yemek ve 1tatlıiçin 265 tl ödedik.

öncelikle düşük sezonda gittiğimizi belirteyim ki bu sezonda gideceklere bir fikir versin. rezervasyonsuz geldik, mekan oldukça boştu ve istediğimiz masaya oturduk. başlangıç olarak domates tart, escargo style mantar ve keçi peynirli salata söyledik. ana yemek olarak ise pepper steak ve yanında ben bordeaux kırmızı şarap, eşim ise sangria içti. sırasıyla domates tart lezzetli ama çok ekstra bir tarafı yoktu. escargo mantar çok iyiydi ve alışılmadık bir lezzetti.izgara keçi peynirli salata çok güzeldi ancak keçi peyniri azdı.pepper steak tam istediğimiz gibi pişmişti fakat etin lezzeti eksikti. yanında gelen kızarmış patates muhteşemdi. benim şarabım normaldi fakat barcelona’da sangria beğenmeyen eşim sangriaya bayıldı. son olaraktatlıolarak profiterol yedik gerçekten çok lezzetli ve değişikti. ayrıca son olarak eşim ev yapımı portakal likörü içti onu da çok beğendi. son olarak köpekler yine oradaydı fakat burdaki eleştiriler dikkate alınmış, masalara yaklaştığında hemen uzaklaştırdılar. herşey için teşekkürler.

yorumlara aldanıp da hiç zahmet etmeyin bence. paris dahil olmak üzere avrupa'nın ve amerika'nın pek çok yerinde fransız restaurantlarında yemek yedim ama burada önümüze gelen etlere benzeyen bir tabakla hiç karşılaşmadım. hadi bu onların tarzıdır böyle yapmak istemişler diyelim ama başlangıçta siparişimizi alan arkadaşa ısrarla tabakta kanlı bir et olmasın lütfen rahatsızlığımız var diye belirtmiş olsak da gelen eti kesince hayal kırıklığı. neyse yemekleri bir şekilde değiştik sırf gerilmeyelim diye o sırada mekanın sahibi hanımefendi gelip her şey yolunda mı diye sordu bizde kısaca anlattık. tatlıyla telafi edelim falan diye sempatik sempatik konuşup gitti.tatlıustası olduğu söylenen fransız şefin çikolatalı mousse'u üzeri kurumuş ve çok yoğun olarak geldi. bir yanda da sürekli tabağımıza sürekli burnunu sokmaya çalışan mekanın köpekleri. yemek tecrübesi mi işkencesi mi anlamadık. daha kötüsü ise telafi olarak ikram ettikleritatlıhesapta adisyonumuza eklenmişti. bizim gibi seyahat bloggerlarına aldanmayın derim ben.

et biraz daha lezzetli olabilirdi. onun dışında tatlılar, şaraplar ortalama üstü bir mekan. her şey gayet güzeldi. mekanın köpeği kara kuzu lolişko çok çoktatlı:)

yorumlardan yola çıkaraktatlıyemek için gittik. fransız usülü profiterol ve çikolatalı sufle yedik, lezzet standart düzeydeydi. hizmet çok yavaş, hesap 10 dakikada, pos cihazı 15 dakikada geldi.

mekan çok hoş. uzun süre sıkılmadan kalabileceginiz bir ambiyansı var. biztatlıyemek için gitmiştik. sufle si çok lezzetliydi. yemekleri de lezzetlidir diye tahmin ediyorum. bu aksam da yemege gidecegiz. çalışanları çok guleryuzluydu. biz yeri beğendik.